Dil – Kültür İlişkisi
Bir arada yaşama ihtiyaçlarının
ortaya koyduğu sosyal organizasyonların doğal nitelikteki en küçük örneği aile,
en büyük ve en geniş örneği de millettir.
Millet adı verilen toplulukta,
sosyal bütünleşme, o topluluğu oluşturan bireyler arasındaki ortak kabullerden
doğan ortak özellikler ile sağlanmıştır. Bu ortak özellikler, onların yaşayış biçimlerinden,
hayat ve olaylar karşısındaki tutum ve davranış tarzlarından kaynaklanan yakınlıklar,
benzerlikler ve tıpkılıklardır.
Millet varlığında sosyal akrabalık
bağını kuran ve toplum bilincini oluşturan çeşitli unsurlar ve ortak değerler
vardır. Bunların hepsine birden kültür adı verilmektedir. Bu yönü ile kültür, bir toplumu millet haline getiren
ve milletten millete değişen değerler bütünü demektir.
Dil, kültürün temel taşıdır. En ilkel topluluklardan başlayarak en
gelişmiş insan topluluklarına varıncaya kadar, bütün toplumların kendilerine
göre birer kültürlerinin bulunduğu bir gerçektir; ancak bir kültür için
vazgeçilmez önem taşıyan unsurlar, başka bir kültür için önemsiz sayılabilir.
Kültür, toplumdan topluma ayırıcı
bir nitelik taşıdığı halde, aynı toplum içinde fertleri birbiriyle kaynaştıran
ve uyumlu kılan bir niteliğe sahiptir.
Kültür, genel bir anlatımla, bir
insan topluluğunun yüzyıllarca devam eden ortak yaşayışından doğan maddi ve
manevi değerlerinin, birikimlerinin ve davranış tarzlarının bütünüdür.
Kültür, bir milleti öteki
milletlerden ayıran yaşayış tarzı, o millete has duygu ve düşünce birliğinin
oluşturduğu ortak ruh olarak da tanımlanabilir.