Edebî sanatlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Edebî sanatlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Ağustos 2015 Salı

Söz Sanatları (Edebî Sanatlar)

A
•    Abartıcılık
•    Ad hominem
•    Akis 
•    Akrostiş
•    Aks-i müfred
•    Aliterasyon
•    Anagram
•    Anakroni
•    Anjanbman
•    Aporia
•    Arkaizm 
•    Asonans
•    Atf-ı tefsir
•    Attisizm
B
•    BenzetmeKomparezon
     Beraat-ı ihtihsal
     Bilmece
     Bisemi
C
•    Cezâlet
•    Cinas
D
•    Delâlet

E
     Edeb-i kelâm
      
H
      Haşiv
•    Hüsn-i ta'lil
•    Hüsnütabir
İ
      İade
      İbham
      idmac
      İham
      İhtihza, ironi
      İktibas
      İlham-ı tezad
      İlmam
      İltifat
•    İntak
      İrsad
•    İrsal-ı mesel
•    İstiare
•    İstidrâk
     İstidrad
•    İstifham
      İstihdam
•    İştikak
     İştikrar
K
     Kalp
     Kat
•    Kinaye
     Komparezonteşbih
     Konkatenasyon
L
•    Lastikli söz
•    Lebdeğmez
•    Leff ü neşr
     Lügaz
M
•    Makaronik
•    Mecaz
•    Mecâz-ı mürsel
     Muamma
     Mugâleta-i Maneviyye
     Müşakele
N
•    Nida (sanat)
O
•    Oksimoron
P
•    Palindrom
R
•    Rücû (edebiyat)
S
•    Safsata
      Seci
      Sapmalar, oyunlar
•    Sehl-i mümteni
      Sihr-i halâl

T
•    Tariz
      Tarsi
•    Tecâhül-i ârif
      Tefrik
      Tedric
•    Tekrir
•    Telmih
      Tenafür
•    Tenasüp
      Tensikus sıfat
•    Terdit
•    Tevriye
•    Tezat
•    Teşbih
•    Teşhis 
U
      Ulama
Y
•    Yansıma 




17 Ağustos 2015 Pazartesi

"Söz Sanatları" derleme çalışmasını sunarken...

             

            Söz Sanatlarıyla ilgili
            Yine Bir Önsöz, Yine ...

            Sözün duygu ve düşünce ağlarını tetiklemesi, anlaşılması, ikna edici olması, yönlendirici ve kalıcı olması için özellikli olması gerekir. Örneğin genel olarak anlatım, yazım ve dilbilgisi kurallarına uygunluk, söz sanatları ile güzelleştirilme...vb. özellikler sözün daha güzel, daha etkili ve kalıcı olmasını sağlar.
            
           Sözün genel olarak ilgili herkes tarafından her zaman, her ortamda etkileyici ve yönlendirici olması kültürel değerlere olduğu kadar, evrensel doğrulara da bağlıdır. Başka deyişle sözün zamanları, kültürleri ve her türlü ortamı aşarak ilerleyebilmesi her türlü inançları, kültür ve bilimi bir potada kaynaştırabilmesi bir sanat işidir.

            Edebi verilerin yegane malzemesi sözdür.

            Bu derleme çalışmamızda sözün tüm özellikleri değil sadece söz sanatları ele alınmıştır. Tabii sanat da tüm boyutlarıyla ele alınamamıştır.

           Öncelikle en çok kullanılan söz sanatları gözden geçirildi. (Bkz. Edebi Sanatlar) Daha sonra artık kullanılmayan sanatlar üzerinde duruldu. Bu arada bazı söz oyunları da dikkat çekti. Bütün bunlar alfabe sırasına göre derlendi.

           Alfabe sırasına göre derlememizin sebebi sadece kolaylık olsun diye değildir. Bilindiği üzere edebi sanatları anlama dayalı edebi sanatlar, mecaza dayalı edebi sanatlar, söz ve sese dayalı edebi sanatlar diye gruplara ayırmıştık. Çalışmada gördük ki bazıları daha değişik guruplara ayırıyorlar.* Yine öyle sanatlar var ki hangi guruba koyacağımızı bilemedik. Söz oyunlarını, harf ve yazıya bağlı hünerleri ve sapmaları ayrı inceleyenleri de gördük. Konunun uzmanı olmadığımızdan hiç kimseyi eleştirmeden edebi sanatları da, söz sapmalarını da, söz oyunlarını da söz sanatları başlığı altında alfabetik olarak derledik.

            Bu derleme çalışmamızda şunu üzülerek gördük ki bir terim karmaşası var. Belâgat kitaplarından alınan terimler, batı kaynaklı terimler gelişi güzel kullanılmaktadır. Bazılarına Türkçe adlar verilmiştir; ama her nedense herkes tarafından değişik değişik adlar verilmiştir. Bu karmaşa için kişileri kınamıyoruz. Bu konuyla ilgili üniversite ve bakanlık yetkililerinin dikkatini çekmek isterdik.
     Gönül ister ki bu söz sanatları, metinleri, şiirleri açan birer anahtar olsunlar. Okuyucu ya da dinleyici metinlerin, şiirlerin içine girsin kapasitelerine göre yararlanıp yeni ufuklara yelken açsınlar, kanatlansınlar, güçlensinler. Ama gerçek öyle değil; biz anahtarları elimize alıyor, tüm özelliklerini ezberliyoruz; ama kapıları açamıyoruz, daha doğrusu kapıları açmaya niyet bile etmiyoruz.

            “Şunu demek istiyorum.” sözlerine kızan biriyim. Ne söyleyeceksen söyle de ayrıca “ Şunu demek istiyorum.” deme zorunda kalma.”  Değil mi?

           Evet, bu söz sanatları derleme çalışmamız sadece internet dünyasında dağınık olan bilgileri bir araya toplamaktan ibarettir. Asıl çalışma bundan sonra başlayacaktır. Derlediklerimizi düzenlemeye, düzenlediklerimizi kullanmaya, kullandıklarımızı da paylaşmaya çalışacağız.

          Biliyorum, bazıları “Bu yazıdan bir şey anladımsa Arap olayım.” diyordur. İşte böyle diyebilecekler için bu yazıyı yazıverdim ki herkes eleştirel bir bakışla okuyuversin, karşılaştırsın, ölçsün biçsin; gerekirse söz sanatlarına baş vursun.

         Okurken de koşan, yorulan, terleyen okuyucular  konuyu anlamakla kalmaz, harcadıkları enerjiden çok daha fazlasını kendileri üretebilirler.

           Marifet başkalarından enerji almak değil, muhtaç olduğumuz enerjiyi üretebilmektir.


            Sabahattin Gencal, Başiskele-Kocaeli 
----------------------
*
EDEBÎ SANATLAR

1) Benzerlik üzerine kurulmuş sanatlar: Teşbih, istiare, Teşhis, Alegori vb.
2) Bitişiklik ilişkisi üzerine kurulmuş sanatlar: Mürsel mecaz vb.
3) Israr ve devamlılık üzerine kurulmuş sanatlar: Tedric, mübalağa, tekrîr vb.
4) Zıtlık üzerine kurulmuş sanatlar: Tezat, tesmiye bin nakiz vb.

Edebî sanatlar, yazının bir süsü değildir, onlar anlamın kuvvetlendirilmesine ve ifade edilebilmesine hizmet ederler.

Prof. Dr. Rıza Filizok, Edebî Analiz Nedir?
http://gizliilimler.tr.gg/Edeb%EE-Analiz-Nedir-f-.htm



Çok kullanılan edebi sanatlar

Edebî sanatlar derleme çalışmasını sunarken 1


Edebî sanatlar derleme çalışmasını sunarken 2





Edebî Sanatlar  (Söz Sanatları) Alfabetik Listesi 

A
•    Abartıcılık
•    Ad hominem
•    Akis 
•    Akrostiş
•    Aks-i müfred
•    Aliterasyon
•    Anagram
•    Anakroni
•    Anjanbman
•    Aporia
•    Arkaizm 
•    Asonans
•    Atf-ı tefsir
•    Attisizm
B
•    BenzetmeKomparezon
     Beraat-ı ihtihsal
     Bilmece
     Bisemi
C
•    Cezâlet
•    Cinas
D
•    Delâlet

E
     Edeb-i kelâm
      
H
      Haşiv
•    Hüsn-i ta'lil
•    Hüsnütabir
İ
      İade
      İbham
      idmac
      İham
      İhtihza, ironi
      İktibas
      İlham-ı tezad
      İlmam
      İltifat
•    İntak
      İrsad
•    İrsal-ı mesel
•    İstiare
•    İstidrâk
     İstidrad
•    İstifham
      İstihdam
•    İştikak
     İştikrar
K
     Kalp
     Kat
•    Kinaye
     Komparezon,  teşbih
     Konkatenasyon
L
•    Lastikli söz
•    Lebdeğmez
•    Leff ü neşr
     Lügaz
M
•    Makaronik
•    Mecaz
•    Mecâz-ı mürsel
     Muamma
     Mugâleta-i Maneviyye
     Müşakele
N
•    Nida (sanat)
O
•    Oksimoron
P
•    Palindrom
R
•    Rücû (edebiyat)
S
•    Safsata
      Seci
      Sapmalar, oyunlar
•    Sehl-i mümteni
      Sihr-i halâl

T
•    Tariz
      Tarsi
•    Tecâhül-i ârif
      Tefrik
      Tedric
•    Tekrir
•    Telmih
      Tenafür
•    Tenasüp
      Tensikus sıfat
•    Terdit
•    Tevriye
•    Tezat
•    Teşbih
•    Teşhis 
U
      Ulama
Y
•    Yansıma 
      Yineleme grupları

***

İstihza, ironi

Edebî Sanatlar 




İstihza


İstihza zekânın hakkıdır der, Cenap Şahabettin

İstihza: Gizli veya kinayeli bir biçimde alay etmek, alaya almak.

Çevremizde istihza diye duyduğumuz sözler gerçekte öyle midir, yoksa klişeleşmiş kavramlardan mı ibarettir?

İstihza yaptığını sananlar için bir sözü var Cenap Şahabettin'in "Her mahpusa acırım, fakat batıl fikirler içinde kapalı kalanlara daha çok." Çünkü bunlar içinde bulundukları kafesten bihaberdirler. Ve onlar ne kadar ben öğrendim deseler de "İlim yalnız zekâyı değil, ahmaklığı da arttırır" der Şahabettin...
http://forum.memurlar.net/konu/1437912/

*
Yahya Kemal'e atfedilen bir hikayede geçer. şöyle ki: şair adayı Yahya Kemal'e

"reh güzarımda bir karga /
eyliyordu benle istihza"

(yolumun üzerinde bir karga / benle alay ediyordu) şeklindeki beytini verip

"üstadım ben de şairim, şiirim hakkında ne düşünüyorsunuz?" dediğinde büyük üstad bir şiire bir adama bakıp "karga haklı" der.

http://www.uludagsozluk.com/k/istihza/
*

16 Ağustos 2015 Pazar

İlham-ı tezad

Edebî Sanatlar 


İlham-ı tezad

İlham-ı tezad: İlham ve tezat sanatları birlikte kullanılır. İki anlamı olan bir sözcüğün dize ya da beyit içinde belirtilmemiş anlamıyla anlamlı bir sözcük arasında ilişki kurmak şeklinde yapılır.

Belirtilmeyen anlam cinas yoluyla sağlanır. Örnek:

Serverlik ister isen üftâdelik şiâr et
Kim düşmeden ayağa çıkmadı başa bâde
Fuzulî 

(Burada ayak önce kadeh sonra gerçek ayak anlamlarıyla kastediliyor. Fuzulî beyitte sözcüğün vurgulamadığı ayak anlamı ile baş sözcüğü arasında tezat yapıyor.) 


http://www.milliyet.com.tr/ozel/edebiyat/sozluk/index.html



Tenâfür

Edebî Sanatlar 


Tenâfür

Tenâfür bir ifadede birbirleriyle uyuşmayan harf, hece, sözcük ya da tamlamaların kulağa hoş gelmeyen etki yapmasıdır.

İkiye ayrılır: 

Harflerle tenâfür: Çıkış noktaları aynı ya da birbirine yakın harflerin aynı sözcükte toplanması. Örneğin: Yaptırttık 

Sözcüklerle tenâfür: Söylenişleri zor olan, dinlenmesinden zevk alınmayan ağır vurgulu sözcüklerin art arda sıralanması: Örnek: 

Şu köşe yaz köşesi, şu köşe kış köşesi 


http://www.milliyet.com.tr/ozel/edebiyat/sozluk/index.html



İştikrar

Edebî Sanatlar 


İştikrar

İştikrar sözle ilgili sanatlardandır. Aynı kökten türeyen veya aynı köke bağlı harflerin benzerliğinden dolayı aynı kökten türemiş gibi görünen seslerin birarada kullanılmasına denir.

Örnek: 

Kılmagıl muhkem gönül dünyaya akd-i irtibât
Sen bir avâre müsafirsen bu vîrân ribât
Fuzûlî 

Ribât ve irtibât aynı kökten gelir. 



http://www.milliyet.com.tr/ozel/edebiyat/sozluk/index.html




İstidrad

Edebî Sanatlar 


İstidrad

İstidrad uygun bir yerde konu dışında bir şey anlatmak. Konuya açıklık getirmek, okuyucunun veya dinleyicinin istifadesini sağlamak için bu yola başvurulur. Bu tür ara girişler "İstidrad" başlığı ile yazılır, bitiş yeri ayrıca belirtilirdi.

Sonra bu yöntem bırakıldı, başlık koymadan açıklama yapıp "Sadede gelelim" sözüyle asıl konuya dönülmeye başlandı.

Zamanımızda istidradlar kısa olmak kaydıyla parantez veya iki çizgi arasında yapılır. 


http://www.milliyet.com.tr/ozel/edebiyat/sozluk/index.html



İlmam

Edebî Sanatlar 



İlmam

İlmam bir şairin, başka bir şairin şiirini biraz değiştirerek sahiplenmesi.

Örnek:

Şâdî-i vuslat niçin tahammîl-i nâz eyler bana
Rind-i şâdî-düşmenim ben gam niyâz eyler bana

Nâil-î Kadîm

Tiğ-ı istisnâ çekip gamzen ne nâr eyler bana
Afet-i aşkın kazâ arz-ı niyâz eyler bana

Namık Kemal

http://www.milliyet.com.tr/ozel/edebiyat/sozluk/index.html




İbham

Edebî Sanatlar 


İbham

İbham bir edebi eserde isteyerek ve bilinçli olarak yapılan kapalılıktır. Sanatçı, sözün anlamını hemen anlaşılmayacak şekilde kapalı tutarak, okuyucusunu düşündürmeyi amaçlar. Sanatçının istemeden, bilinçsiz olarak yaptığı kapalılığa ise "te’kid" adı verilir. Örnek:

Nasıl istersen öyle dinle, bakın:
Dalların zirvesindeyiz ancak
Yarı yoldan ziyade yerden uzak
Yarı yoldan ziyade mâha yakın

Ahmed Haşim 

http://www.milliyet.com.tr/ozel/edebiyat/sozluk/index.html




Haşiv

Edebî Sanatlar 


Haşv ya da haşiv

Haşv ya da haşiv yazıda gereksiz söz bulunması. Eş anlamlı sözcüğü sık sık kullanmak, anlam için gerekli olmayan kelimeler bulundurmak, aynı fikri değişik kelimelerle tekrar etmek, aynı anlama gelen kelimeleri art arda söylemek, yazıya yabancı fikir ve hayal karıştırmak haşivdir.

Eskiler seci, söz sanatları ve vezin için yazı veya şiire fazla söz katarlardı.

Edebiyatımızda haşiv örnekleri çok fazladır. Ü (ve) edatıyla bağlanan eş anlamlı sözler sık sık kullanılmıştır.
Örnek: 
Ahd ü peyman, bey ü füruhi, ceng ü harb, etraf ü cevanib, feth ü küşad, ferid ü yekta, ilm ü irfan, medh ü sitayiş, sehl ü asan, vak ü zaman... 

Şeyh Galib’in şu beyti haşvin açık bir örneğidir:

Var mı hele söylenmedik söz
Kalmış mı meğer denilmedik söz

Haşv müfsid ve gayr-i müfsid olmak üzere ikiye ayrılır. 

1. Haşv-i müfsid: Anlatımı bozan söz kalabalığı için kullanılır. Yazarın neyi nasıl anlatacağı hakkında kesin fikri olmazsa fikir anlaşılmaz hale gelir, maksat ifade edilmez.

2.  Haşv-i gayr-i müfsid: Fikri anlaşılmaz hâle sokmayan söz kalabalığı için kullanılır. Kabîh, malih ve mutavassıta olmak üzere üçe ayrılır. 

a. Haşv-i kabîh: İfadeye çirkinlik veren fazlalıklar. Söylenmiş bir fikrin eş anlamlı kelimelerle tekrarlanmasında kabîh haşiv görülür. 

b. Haşv-i melih: Söze güzellik ve kuvvet kazandırmak için söylenir. Gereksiz gibi görünen bu sözler ikinci derecede anlam ifade ederler. 

c. Haşv-i mutavassıta: İfadeye güzellik vermediği gibi çirkinlik de vermeyen fazla söze denir. Pek fark edilmeyen eş anlamlı kelimelerin tekrarıyla meydana gelir. 

Bir beytin iki mısrasının baş ve son parçaları arasında bulunan parçalara da haşiv denir. 


http://www.milliyet.com.tr/ozel/edebiyat/sozluk/index.html




Edeb-i Kelâm

Edebî Sanatlar 

Anlama Dayalı Söz Sanatı
Edeb-i Kelâm

Edeb-i Kelâm acı, hoş olmayan, ayıp, çirkin, kaba veya uğursuz sayılan şeyleri kendi adlarını söylemeden başka sözle ifade etmek. Buna asâlet ve mümtaziyet adları da verilir.

Edeb-i Kelâm, bir düşünceyi, bir olayı incelik, asâlet ve nezaketle ifade etmek için anlam, kendine ait olmayan kelimeyle karşılanır.

Genellikle şu üç durumda bu yola başvurulur:
1. Sözü kabalıktan kurtarmak için.
Ölen birisi hakkında "ölüm" yerine "Rahmet-i Ralman’a kavuştu", "sizlere ömür", işi elinden alındığını bildirmek üzere "Affedildiniz" denmesi gibi. 

2. Ta’zim veya ifadeyi süslemek için. Şeyh Galib’in aşağıdaki iki beyitten ilki ta’zim, ikincisi tezyine (süslemeye) örnektir:

Bir şeb ki Sarâ-yı Ümmehânî
Olmuşdu o mâhın âsumânî
Giydikleri âftâb-ı temmûz
İçtikleri şûle-i cihan-sûz

3. İfadeyi fesahat yönünden bozacak ses, kelime ve terkiplerin tekrarından kaçınmak için. 


http://www.milliyet.com.tr/ozel/edebiyat/sozluk/index.html



Berâat-ı ihtihsal

Edebî Sanatlar 

Anlama Dayalı Söz Sanatı
Berâat-ı ihtihsal

Berâat-ı ihtihsal sözün başında eserde anlatılanları belirten sözcük ya da söyleyişler.

Berâat üstün gelmek, istihsal yeni ayın görünmesi, yağmurun yağması, çocuğun doğarken çığlık atması anlamlarına gelir.

Bu edebi sanata hüsn-i ibtida adı da verilir. Amaca iki yolla ulaşılır. Bir ilişki kurularak ya da ilişki kurulmadan. İlişki kurulmasına tahallüs, kurulmamasına iktidab denir.

Sinan Paşa’nın Tazarru’namesi, Fuzuli’nin Hüsn’ü Aşk’ı, Cevdet Paşa’nın Belagat-ı Osmanniye adlı eserlerinde bu sanatın güzel örnekleri vardır.

Uyduk dil-i divâneye dil uydu hevâya
Ruhi
Su uyur düşmen uyur hasta-i hicrân uyumaz   
Şeyh Gâlib

Selam verdim rüşvet değüldür diyu almadılar, Hüküm gösterdim, fiadesüzdür deyu mültefid olmadılar.
Fuzuli- Şikayetname,



http://www.milliyet.com.tr/ozel/edebiyat/sozluk/index.html




Tensîk

Edebî Sanatlar 

Anlama Dayalı Söz Sanatı
Tensîk
Tensîk bir söz kümesi içinde, bir cümlede zikredilecek birden çok şeyi bir sıraya koyarak söylemek.
İki gözüm, efendim, cânım, devletli sultanım. “Şîr-hârlar beşiğini, çocuklar eğlendiği yeri, gençler maîşetgâhını, ihtiyarlar kûşe-i ferâgati, evlâd validesini, peder ailesini ne türlü hissiyat ile severse insan da vatanını o türlü hissiyat ile sever.” (Namık Kemal)

Kaynak:Prof.Dr.Turan Karataş / Edebiyat Terimleri Sözlüğü



Ek okuma


TENSÎK
 Bir ifadede yer alan kelimeleri birbiriyle uyumlu biçimde güzel sıralama anlamýnda bedî‘ ı terimi.

 Sözlükte “sıralamak, inci vb. eyleri düzgün dizmek, sözün kelimelerini inci dizisi gibi sıralamak” anlamındaki nesk kökünden türeyen tensîk “düzgün biçimde dizmek” demektir (Lisânü’l-£Arab, “nsk” md.).

Bu edebî sanat kaynakların birçoğunda hüsn-i nesak diye geçer; ayrıca hüsnü’t-tenessuk, tertîb, hüsnü’t-tertîb, hüsnü’l-irtibât şeklinde de anılıyor.
Bedî‘ ilminde tensîk, bir beyit veya ibare içinde yer alan kelime yahut cümleciklerin edebî zevke uygun ve üslûba güzellik verecek bi çimde sıralanmasıdır.

...
Sıralamada önem dereceleri, olayların kronolojik seyri, mantıkî silsile ve fiilî durum gibi hususlar esas alınır.


Kur’ân-ý Kerîm’de, “Sonunda ‘Ey arz, suyunu yut! Ey gök sen de yað- muru tut!’ denildi. Su kesildi, iþ bitirildi, gemi Cûdî’ye demirledi ve zalim güruh için ‘lânet olsun’ denildi” meâlindeki âyette (Hûd 11/44) sýralamada kronoloji ve fiilî durum esas alýnmýþtýr. Çünkü amaç, Nûh tûfanýnda uzun zaman gemide kalan insanlarla diðer canlýlarýn bir an önce buradan kurtulup karaya ayak basmasýnýn sað- lanmasý olduðundan âyet her tarafý kaplayan sularýn çekilmesini belirten ibare ile baþlamakta, yerde tekrar su birikmemesi ve karaya çýkanlarýn bundan zarar görmemesi için yaðmura kesilmesi emredilmekte, ardýndan sularýn kesildiði ve iþin bittiði (ölenlerin öldüðü, kalanlarýn kaldýðý) haber verilmektedir. Geminin ileriki nesillere ibret olarak sabit bir yerde bulunmasý için Cûdî’de karar kýlmasý da iþin bitmesine baðlýdýr. Âyetin zalimlere beddua ile sona ermesi helâk olayýnýn zulüm yüzünden meydana geldiðini ve sadece zalimleri kapsadýðýný bildirme amacý taþýdýðýndan vak‘alar dizisinin sonunda yer almasý gerekir (Ýbn Ebü’l-Ýsba‘, Ta¼rîrü’t-Ta¼bîr, s. 425-428; Bedî£u’l-Æurßân, s. 164-165).

Müstakil olarak da ele alýnan tensîku’ssýfât sanatýnda bir mevsufla ilgili sýfatlar övme, yerme veya bir hususu açýklama amacýna yönelik olarak ardarda sýralanýr.




İsmail Durmuş

http://www.tdvislamansiklopedisi.org/dia/pdf/c40/c400270.pdf



Palindrom

Edebî Sanatlar 

Harf ve Yazıya Bağlı Hünerler
Palindrom (Dönüşük Sözcükler)

Türk Dilinde Palindromlar

Palindromlar düzden ve tersten bakıldığında aynı şekilde okunur ve bir kelime, deyim, sayı ya da cümle olabilir. Ayrıca kelimeler arasındaki noktalama işaretleri ve boşlukların ayarlaması da genellikle uygundur. Her iki yönden de aynı okunma özelliği olan palindromlar bir kelime oyunu olmanın yanı sıra bir dil ürünü olarak da dikkati çeker ve oluşumu bakımından çeşitli alt başlıklara ayrılır.
...

      Baş aşağı çevrildiğinde, bir aynadan yansıtıldığında ya da cam gibi saydam bir cisme yazılıp arkadan bakıldığında okunabilen palindromlar; dil için bir nevi kelime oyunu olarak da düşünülebilir. Bu yüzden de baştan veya sondan okunduğunda değeri değişmeyen sayı, kelime ya da cümlelere palindrom adı verilir.
Sözcük, 17. yüzyılda Yunanca palίn (‘tekrar, yeniden’) ve drom (‘dönmek’ Sanskritçe: drάmati) sözcüklerinin birleşmesiyle oluşan palίndromos (Onions, 1978: 643) sözcüğünden gelir.
Palindromlara örnek olarak “12321” sayısı, “21 Aralık 2002 günü saat akşam dokuzu on iki geçe (21.12.2002 21.12)” ifadesi, “küçük” kelimesi veya “Ey Edip Adana’da pide ye!” cümlesi gösterilebilir.
...
Bir sayı, bir beste, bir fotoğraf, bir hece, bir kelime, bir deyim ya da bir cümle şeklinde olan palindromlar dil için düşünüldüğünde bir kelime oyunu sayılabilir ve pek çok dilde olduğu gibi Türkçede de örneklerine rastlanır. Biçim bakımından ele alındığında ses ses, hece hece ya da kelime kelime 22 oluşturulan palindromların düzden ve tersten aynı ifadeyi ortaya koyduğu; bu ifadelerin bazen anlamlı cümleler, bazen de anlamsız kelime yığınları meydana getirdiği görülmektedir.
Yapılış yönünden “birebir eşlemeli” ya da “eklemeli” olarak görülen palindromlarda esas unsur; palindrom bir bütün olarak anlamlı bir cümle ya da bir kelime olmasa bile, fonetik olarak düzden ve tersten aynı ses değerlerini vermesidir.
...
Hüseyin Yıldız
http://turkoloji.cu.edu.tr/YENI%20TURK%20DILI/huseyin_yildiz_palindromlar.pdf

*
Palindrom, tersten okunuşu da aynı olan cümle, sözcük ve sayılara denilmektedir.

Hem birinci (sol üst köşeden sağ alt köşeye doğru), hem de ikinci (sağ üst köşeden sol alt köşeye doğru) köşegenine göre bakışımlı bir palindromik harf kutusu

Örnekler:

Palindromik sayılar:

·         101
·         111
·         121
·         212
·         323
·         6336
·         54245
·         623326
·         7895987
·         42699624
·         536754457635
·         98765432100123456789
·         98778855231222213255887789

Palindromik Türkçe sözcükler:

·         Aba
·         Ada
·         Ağa
·         Ala
·         Âmâ
·         Ana
·         Ara
·         Âsâ
·         Ata
·         Aya
·         Âzâ
·         Ebe
·         Ece
·         Efe
·         Elle
·         İki
·         İri
·         İyi
·         Kabak
·         Kaçak
·         Kak
·         Kavak
·         Kayak
·         Kazak
·         Kek
·         Kelek
·         Kıllık
·         Kılık
·         Kırık
·         Kısık
·         Kulluk
·         Küçük
·         Kütük
·         Küllük
·         Lâl
·         Makam
·         Mamam
·         Mum
·         Nacican
·         Nalan
·         Nazan
·         Neden
·         Niçin
·         Radar
·         Ses
·         Sis
·         Sos
·         Sus
·         Süs
·         Talat
·         Tat
·         Ütü

Palindromik Türkçe cümleler:

·         Anastas mum satsana.
·         İlaç iç Ali.
·         Ey Edip Adana'da pide ye.
·         Ey Nihat Adana'da tahin ye.
·         Ara piller eder elli para.
·         Para hazır ama Rıza harap.
·         En iyi meşe beşe mi yine?
·         Ayla'da mı madalya?
·         Al kazık çak karaya kayarak kaç kızakla.
·         Mağara daha dar ağam.
·         Aç raporunu koy, okunur o parça.
·         Rıza, Haluk okula hazır.

Palindromik Türkçe şiir:

Sanma şahım / herkesi sen / sadıkane / yâr olur
Herkesi sen / dost mu sandın / belki ol / ağyâr olur
Sâdıkâne / belki ol / âlemde bir / serdâr olur
Yâr olur / ağyâr olur / serdâr olur / dildâr olur
Yavuz Sultan Selim

Yukarıdaki şiir, sözcük öbeği palindromu yapısına uymaktadır. Bu şiirde ayrılmış her bir bölüme bir sayı verelim. Bu durumda şiir

1 / 2 / 3 / 4
2 / 5 / 6 / 7
3 / 6 / 8 / 9
4 / 7 / 9 / 10
düzenine girer.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Palindrom

*
Palindrom; baştan ve sondan okunduğunda değeri değişmeyen sayılardır

Örnekler
Dönüşük Sözcükler

ANASTAS MUM SATSANA

1*1 = 1

EY EDİP ADANADA PİDE YE

11*11 = 121
TALAT ATTAN ATLA

111*111 = 12321
KABAK, KÜÇÜK
1111*1111 = 1234321
EFE, ANISINA
11111*11111 = 123454321
TALAT, AD
111111*111111 = 12345654321
ÜMMÜ, İKİ        1881


http://www.mynet.com/trend/cevaplar/sorular-cevaplar/palindrom-bastan-ve-sondan-okundugunda-degeri-degismeyen-sayilardirorneklerd/6455308

Paylaşmak güzeldir.