Sıfat
Sıfat ya da ön ad;[1] isimlerin ya da diğer sıfatların önüne
gelerek onları miktar, sıra, konum, renk, biçim, bıraktığı izlenim vb. gibi
çeşitli yönlerden tanımlayan, tarif eden sözcük türü. Sıfat ile nitelediği veya
belirttiği ismin oluşturduğu sözcük grubuna "sıfat tamlaması" denir.
Sıfatlar genellikle diğer sıfatlardan veya isimlerden önce
gelir. Varlıkları tarif eder, anlatıma zenginlik kazandırır ve çıkarılması
durumunda cümle anlamsız hâle gelmez. Örneğin aşağıdaki cümlede kalın yazılmış
olan sıfatların çıkartılması durumunda cümle hâlâ anlaşılır durumdadır:
• Büyük balkon
kapılarından içeriye ıhlamur kokulu hoş bir bahar havası geliyordu. -Orhan
Pamuk, Masumiyet Müzesi
• Balkon
kapılarından içeriye bahar havası geliyordu.
Aşağıdaki örnekteki gibi bazı kullanımlarda sıfatın
çıkartılması hangi varlıktan bahsedildiğinin anlaşılmasını imkansız hale
getirdiğinden, anlatım zenginliğinden ziyade anlam kaybına neden olur.
• Okul futbol
takımındaki sarışın çocuk benim küçük kardeşim.
Türkçede sıfat olarak kullanılan sözcüklerin hemen hemen
hepsi, farklı görevlerde de kullanılabilirler. Bu nedenle, örneğin
"Kırmızı sözcüğü bir sıfattır," gibi bir genelleme yapılamaz;
sözcüğün cümledeki görevi incelenir:
• Kırmızı ceketimi
giydim. (sıfat)
• Kırmızıyı giydim.
(isim, bkz. adlaşma)
• Şu çocuk Özge'nin
kardeşi. (sıfat)
• Şu, Özge'nin
kardeşi. (zamir)
• Güzel havalarda
gezintiye çıkarım. (sıfat)
• Yeni sıra arkadaşım
çok güzel piyano çalıyor. (zarf)