Sabahattin Gencal, Çekmeköy- 19. 12. 2021 |
Bunalımın
nedenlerinden birisi ekonomik darboğazda olmamız.
Hazinemiz
de tamtakır.
Toplumun
kaosa düşmemesi, bunalımdan kurtulması için uzmanlarımız bildiklerini toplumdan
esirgememeli, çözüm önerileri geliştirmelidir.
Uzman
olmadığımız için, daha doğrusu uzmanlar az da olsa görevlerini yapmaya
çalıştıkları için bana bir şey söylemek düşmez. Yani bu konuda yazmak bana ne
farz-ı ayindir, ne de farz-ı kifâye. Onun için ben hazinenin tamtakırlığından
değil kelime hazinemizin tamtakırlığından söz edeceğim.
Üzülerek
görüyorum ki, kelime hazinemizden söz eden yok. Oysa bunalımın nedenlerinden
biri de budur. Belki de en önemlisi budur; ancak bu konuyu hiç umursamayanlara
bunu açıklayabilmemiz olanaksız. Onun için bu konuya değinmeyi bile şimdilik yeterli
buluyoruz.
İnsan
kavramlarla düşünür, kelimelerle konuşur. Dil kültür taşıyıcısıdır.1
Dil
hazinemiz çok fakir değil aslında. Ama çeşitli alanlardaki terimler, deyimler,
atasözleri, söz sanatları kullanımda değil sanki. Hatta konuşma dilimiz bile
fakirleşti. 1000 kelimeyle idare ediyoruz. Bazılarına 300 bile yeterli oluyor.
İşte tamtakırlık budur.
Konuşma
özürlü olduk. Başta siyasetçilerimiz argo sözlükten başka sözlük açmıyorlar.
Kendilerinden örnek olmaları beklenirdi. Diyelim ki beceremiyorlar. Susmasını
da mı bilmiyorlar.
Toplumumuzun
büyük çoğunluğunu düşüncesizlikle itham etmiyoruz. Buna hakkımız yok; çünkü
buna biraz da biz neden olduk. Kabul etmek gerekir ki, istisnalar dışında yüksekokul
bitirenler bile kısa vadeli düşünüyor. Üzülmemek elde değil. Bazı toplumlar
50 yıl, hatta 100 yıl sonrasını düşünürken...
Biz
yarını bile düşünemiyoruz, demeyeceğim. Böyle dersem haksızlık olur. Evet,
yarını bile öngöremeyenler var, fakat bunlar klinik vaka olduğu için üzerinde
durulmaması gerekir.
Düşünmek insan olmamızın bir gereğidir. Kavram ve kelimelerle düşündüğümüze göre sevgili gençlerimizi, yavrularımızı olsun düşünmekten, düşündüğünü ifade etmekten mahrum etmeyelim.