eleştiri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
eleştiri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Mart 2022 Salı

Eleştiri Üzerine

 

 

Sabahattin Gencal

Değerli arkadaşım Erdoğan Teke Bey, bir yazıma1 yaptığı yorumda, “Bu zamanda çok zor her şeyi dobra, dobra yazmak.” yargısına vardı. Bu yargıya ezbere varmadığını karşılaştırmalar ve değerlendirmeler yaparak vardığını söyleyebilirim. 23 yıl İsviçre’de kaldı. Sadece İsviçrelileri değil oradaki Almanya, Fransa ve diğer bütün devletlerden gelenleri az çok inceleyen ak saçlı arkadaşımızın bu yargısı düşündürdü beni. Aslında hepimiz de düşünmeliyiz.

Niye zor her şeyi dobra dobra yazmak/konuşmak?

Kültürümüzde “yalan bütün kötülüklerin anası” sayılmıyor muydu?

Atatürk, “Hakikatı/doğruyu söylemekten korkmayınız.” demiyor muydu?

Hadis olup olmadığı tartışmalı olan, “Batıl / yanlış şeyleri söyleyerek insanlara nasihat eden, konuşan şeytandır. Hakkı söylemekten sakınan ise dilsiz şeytandır.” sözünü hiç duymadık mı?

Kullanılamayan bilgi sahibine yüktür.” derler ya doğrudur bu. Bilgi, bilgi sahibinin, toplumunun ve insanlığın yararına kullanılmak içindir. Ayrıca Allah (cc) rızası için paylaşılmak içindir. Doğru bildiğin bir düşünceyi, iyi niyetle ve Allah rızası için paylaşıyorsunuz. Bu durumda bilgi yanlış olsa da günaha kalmazsınız. Hatta bu konunun uzmanıysanız bir sevap kazanırsınız. Bu açıklamadan sonra içinde bulunduğumuz yasakçı ve dayatmacı anlayışı ve ne korku ikliminin sebeplerinden birine değineceğim:

Toplumumuzda, hatta bütün Müslüman ülkelerde eleştirel düşünce yok. Düşünce de yok dersek haksızlık yapmış oluruz; ama eleştirel düşünce yok. Eleştirel düşünme olmadığı yerde ne kadar düşünür çıkar veya düşünür çıkabilir mi? Bunlar ayrı bir konu.

Eleştiriyi çok basite indirerek çocuklara anlatırdık. Bir un eleği düşünün. Unu eliyorsunuz. Kullanılmayacak olanlar eleğin üstünde kalanlardır. Bunları atıyorsunuz. Ama eleğiniz delikse elemenin, eleştirmenin bir anlamı olmuyor. Öğretmenler çocukları eleştirirken ilkin elekten geçenleri ele alır. Bak bu da, şu da çok güzel dedikten sonra eleğin üstündekileri de hatırlatırız.

Şunları da unutmamak gerekir: Sütü un eleğinde süzemezsiniz; süzgeç gerek. Çeşitli tahıllar için ayrı ayrı elekler var.  Kalburu hatırlayınız, kum eleğini hatırlayınız. Kısaca eleştirinin de bir yolu yordamı var. Neyi hangi elekle eleyeceğinizi bilmelisiniz. Örneğin bir devlet görevi üslenen birinin işlerini kalburla eleyemezsiniz. Üzülerek görüyoruz ki kahvelerde ve toplantı yerlerinde devlet görevlileri kıyasıya eleştiriliyor; ama kum eleğiyle.

Bu arada sanatla ilgili konular da eleştiriler de var. Koca koca adamlar, üst mevkilere gelmiş bir şeycikler olduğu sanılan adamlar bakıyorsunuz, affedersiniz “ben böyle sanatın içine bilmem ne yapayım”, diyebiliyor. Bir başkası “ucube” diyebiliyor. Demek ki okumuşumuz da okumamışımız da eleştiri kültüründen nasibimizi alamadık. Zaten alsak şaşardım. Çünkü asırlardır. “sorgulamak” yasaklanmış Müslüman toplumlarda. Oysa sorgulamak bir değerdir. Ne yazık ki unutturulan bir değer.2  Bu son zamanlarda bazı âlimlerimiz “Allah’ın zatından” başka her şeyi tefekkür edebileceğimizi söylüyor.

Sorgulama olmayınca, aklınıza gelen gelmeyen bütün zilletler oluyor. Bunların meydana çıkmaması için de korku iklimi yaratılıyor, şeffaflık olmuyor, zarar gelmesi muhtemel kişi ve kurumların üzerlerine gidiliyor vb.

Tüm yurttaşlar, eşit yurttaşlık haklarına sahiptir. Bu yurt kimsesin babasının yurdu değildir. Kimse kimseyi, yasanın öngörmediği biçimde cezalandıramaz. Hiç kimse Anayasal hakların kullanılmasını engelleyemez Vb.

“Bu zamanda çok zor her şeyi dobra, dobra yazmak.” Yargısıyla ilgili yazılabileceklerden yalnız eleştirel düşünme ve bundan hareketle sorgulamak üzerinde kısaca durduk.

İnşallah açık, seçik ve net olarak fikirlerimizi paylaşabiliriz. İnşallah art niyetsiz olarak fikirlerini söyleyebilenleri kınamayız. İnşallah insan gibi yaşanabilir bir geleceğe kavuşabiliriz.

Sabahattin GENCAL,

Çekmeköy-İstanbul, 29. 03. 2022

Paylaşmak güzeldir.