Başımız sağ olsun.
6 Şubat, saat 04.17’de Merkez üssü
Kahramanmaraş olan ve civarındaki 10 ilde de büyük yıkımlara sebep olan yakın
asırlarda görülmemiş bir deprem yaşadık. 500 atom bombası gücünde olan depremde
ölenlerin sayısı 30 binin üzerinde, yararlıların sayısı da 80 binin
üzerinde. Çok büyük hasarın olduğu bu
depremde bütün milletimizin yüreği yandı. Herkes çok büyük bir kardeşlik
duygusuyla yardıma koştu. Umarız ki yardımlar güzel yönetilir. Umarız ki
yaralar çabuk sarılır.
Özellikle deprem önlemlerini alamayan
iktidar sahipleri “kader” konusunu yine dillendirdiler.
“Kaza ve kader” imanın
şartlarındandır. Bu konuda taa çocukken duyardık: Çok âlimler bu konuyu
irdelemeye çalıştıkları için, bazılarının ifadesiyle cehennemlik olmuşlardır.
Bunun için olacak bu konu üzerinde fazla durmadım. Öyle ya, âlimler bile
cehennemlik oluyorsa? Biz kim oluyoruz?
Doğrusu, insanımız milli yas yaşarken
ilgisiz kalmayı da doğru bulmadık. Birkaç yazı okudum. İnsan seçici olabilirse
her yazıdan usare alabilir. Nitekim biz de aldık; ama bunları bir potada eritip
kendimize özgü bir yazı yazmayı beceremedik. Onun için bu yazıların her
birinden birkaç ifade yazdım. İnternet adreslerini de yazdım ki okuyucularımız
da fırsat bulduklarında okusunlar. Daha doğrusu okumak zorundayız. Ne yazık ki “İmanın
Şartlarını” bile bilemiyoruz. Bilseydik, siyasetçiler ve onların yandaşları
bizleri kandırmaya teşebbüs edebilirler miydi?
“Hucurat suresinde Allah bu ölçüyü gayet
açık beyan buyurmuştur.
“Ey iman edenler! Size bir fasık bir
haber getirirse, bilmeden bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olmamak
için o haberin doğruluğunu araştırın.11” (Hucurat, 49/6).
Tabii, aşağıdaki alıntıların da doğru
olup olmadıklarını da araştırın. Araştırmak zevklidir.
Sabahattin
Gencal,
Çekmeköy-İstanbul,
13. 02. 2023
“İslâm dini insanı; bütün doğal afet ve
kazalara karşı, tevekkül, irade, kader, akıl ve bilimin ön gördüğü şekilde
kapsamlı biçimde sorumlu tutmuştur. Buna göre; çağın gelişen teknik araç ve
gereçleri dikkate alınarak muhtemel doğal afetlere, trafik ve iş kazalarına yönelik
önlem alınması dinî ve insani bir görevdir.10”
*
“İnsanın dünyada en büyük sermayesi
ve elde ettiği en kıymetli hazinesi imanıdır. Onu her an taze ve canlı tutmak,
muhtemel tehlike ve düşmanlardan muhafaza etmek zorundadır.”1
*
“Sahabe sordu: "Nasıl iman
tazeleyelim?" Efendimiz cevap buyurdu: "La ilahe
illallah diyerek."2
*
“Muhabbet nedir? İki kalp arasında
bir cereyan hattıdır. İşte ashâb-ı kirâm bu cereyan hattını kurdu. Dünyanın en
mesut insanları hâline geldi.”3
*
“Amentü duası okuyan kişi imanını
tazeler ve Allah'a yaklaşır.”4
*
“İnsan îmanını taklitten tahkika
çıkarırsa, artık onun için îmanını kaybetmek, son nefesde âhirete îmansız
gitmek gibi bir durum söz konusu olmaz.”5
*
“Şerrin Allah’tan olması, kulun fiilinin
meydana gelmesi için Allah’ın yaratmasının devreye girmesi demektir. Yoksa
Allah, kulların kötü fiilleri yapmalarından hoşnut olmaz ve şerri de emretmez.
İslam âlimlerine göre, Allah’ın şerri irade
edip yaratması kötü ve çirkin değildir. Fakat kulun şer işlemesi ve şerri
tercih etmesi kötüdür ve çirkindir.”6
*
“Allah kullarına
hayrı da, şerri de serbestçe seçebileceği bir irade vermiştir. İnsan, iyiliği
de, kötülüğü de kendi seçer. Hiç şüphesiz, Allah kulunun kötülüğü seçmesine
rıza göstermesin. Bu yüzden biz insanlar kendi seçimlerimize göre karşılık
buluruz.”7
*
“Kaderiye‘ye göre insan hürdür. Kişi
fiilini Allah’ın kendisine verdiği yaratma kudretiyle yaratır. Bu fiillerin yaratılmasında
Allah’ın müdahalesi yoktur. Eğer bu filleri hür iradesiyle seçip yaratan kul
değil de Allah olsaydı, kulun o fiilden dolayı ceza görmesi zulüm olurdu.
Mu’tezile ve Kaderiye’nin kader konusundaki görüşleri “Kul fiilinin
yaratıcısıdır. Bu fiillerin Allah’ın yaratması ile ilgisi yoktur.” şeklinde
özetlenebilir.”8
*
“Yazık ki: Rȗhuna zerk ettiler de
meskeneti;
“Cüzâma döndü, harâb etti gitti memleketi!”8
(M. A. Ersoy )
*
“Kader ve ecel, insanoğlunun ihmal ve
sorumluluklarını asla ortadan kaldırmaz. Takdir, insanoğlunun tedbir
sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.”9
“Hastalık, deprem, yangın, sel baskını
ve kazalar gibi ölüme kapı aralayan konularda insanın irade ve sorumluluğu
daima tartışılmıştır. Bu durumda ahlâkî değerler ışığında tecrübe, bilim ve
teknolojinin ön gördüğü önlemlerin alınması tevekkül ve kader bilincine
bağlıdır. Bütün olaylar birlikte değerlendirildiğinde insanın eğitim, bilgi ve
davranış düzeyinin; hayat kalitesi ve süresi açısından etkili olduğu
söylenebilir.”10
