Tecahül-i Ârif etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Tecahül-i Ârif etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Temmuz 2015 Salı

Tecahül-i Ârif

Edebî Sanatlar 
Anlama Dayalı Söz Sanatı
Tecahül-i Ârif (Bilmezlikten Gelme)

“Tecahül-i ârif” sanatı, bilinen bir şeyi bilmezlikten gelme demektir. Edebiyatta ise şairin, bilinen bir şeyi, sanatsal bir nükte ile bilmiyormuş veya başka bir türlü biliyormuş gibi göstermesi sanatıdır. Bu sanat, tecahül-i arifane adıyla da bilinir.

Şiirde bir anlam inceliği oluşturmak için başvurulan bu sanatta hayret, övme, yüceltme, yerme gibi nedenlerden biriyle mutlaka bir nükte yapılması gerekir. Tecahül-i ârif ne hiç bilmemek ne de bildiğini tamamen gizlemektir. Özellikle bildiğini dolaylı yollardan anlatmaktır.
Yukarıda da belirtildiği üzere, nükte yapmak için veya bir anlam inceliği yaratmak, şairin gayet  iyi bildiği bir şeyi bilmiyor görünerek söz söylemesine tecahül-i arif denir.
Tecahül-i arifin özünü oluşturan nükte, dört amaç için yapılmış olabilir. Neşelendirme (tenşid), uyarıda bulunma (tevbih), hayret ve şaşkınlık bildirmek (tehayyü), kendinden geçişi söylemek (tedellüh).
Şair, bu sanatı yaparken çoğu kez mübalağa (abartma) ve  istifham (soru sorma)  sanatlarından faydalanır. Aşağıdaki örneklere göz atalım:

Sen güneş misin ha?
Kaya mısın yoksa su mu?
Giderken
Bunca can
Susmuşsun da
Sanki var mısın?

Paylaşmak güzeldir.