Edebî Sanatlar

Anlama
Dayalı Söz Sanatı
Tecahül-i Ârif (Bilmezlikten Gelme)
“Tecahül-i ârif” sanatı, bilinen bir şeyi bilmezlikten gelme
demektir. Edebiyatta ise şairin, bilinen bir şeyi, sanatsal bir nükte ile
bilmiyormuş veya başka bir türlü biliyormuş gibi göstermesi sanatıdır. Bu
sanat, tecahül-i arifane adıyla da bilinir.
Şiirde bir anlam inceliği oluşturmak için başvurulan bu
sanatta hayret, övme, yüceltme, yerme gibi nedenlerden biriyle mutlaka bir
nükte yapılması gerekir. Tecahül-i ârif
ne hiç bilmemek ne de bildiğini tamamen gizlemektir. Özellikle bildiğini
dolaylı yollardan anlatmaktır.
Yukarıda da belirtildiği üzere, nükte yapmak için veya bir
anlam inceliği yaratmak, şairin gayet
iyi bildiği bir şeyi bilmiyor görünerek söz söylemesine tecahül-i arif
denir.
Tecahül-i arifin özünü oluşturan nükte, dört amaç için
yapılmış olabilir. Neşelendirme (tenşid), uyarıda bulunma (tevbih), hayret ve
şaşkınlık bildirmek (tehayyü), kendinden geçişi söylemek (tedellüh).
Şair, bu sanatı yaparken çoğu kez mübalağa (abartma) ve istifham (soru sorma) sanatlarından faydalanır. Aşağıdaki örneklere
göz atalım:
Sen güneş
misin ha?
Kaya
mısın yoksa su mu?
Giderken
Bunca can
Susmuşsun
da
Sanki var
mısın?