30 Aralık 2022 Cuma

Zihin Bahçemizi Düzenleyelim

 

Sabahattin Gencal, Kuzuluk- Akyazı, Temmuz 2022


Merhaba

Size de Merhaba. Siz farklısınız. Cinsiyetiniz, yaşınız, öğrenim durumunuz, mesleğiniz, hobileriniz, fobileriniz, bakış açınız ve benzeri tüm farklılıklarınızla siz biriciksiniz.

Sizin için özel olarak yazdığım bu yazımızı, tabii ki bundan sonra da yazacaklarımı size özgü olarak farklı algılayacak, farklı anlayacaksınız. Farkı fark edecek ve de farklı olarak düşünecek, sonra da çağrışımlarla, önceki bilgilerinizle olan titreşimlerle yine kendinize özgü düşünceler geliştireceksiniz.

Bir benzetmeyle açıklamaya çalışalım: Bir buğday tohumundan yedi başak çıkacak, her başakta yüz buğday tanesi olacak... Hasadınız bol olsun. Siz de ekip biçin. Öğütün, pişirin...

Yukarıdaki ifademizden de anlayacağınız gibi bizim tohumlar hibrit tohum değil, GDO’lu hiç değil. Ne demek istediğimizi hemen anladığınızı var sayarak bu tohum konusunu geçiyorum. Biliyorum bazılarınız, bizim için, insanlık için en önemli sorun budur, diyecek ve anlatmamı isteyecektir. Ancak Gıda ile ilgili tohum meselesi 60 yıldır gündemimizde. Bu konuda yazdıkları için nice profesörler, yazarlar haksızlığa uğradı...

26 Aralık 2022 Pazartesi

Topraklama

 



Merhaba Değerli Yazarlar,

Merhaba Türkiye’de kitap yazanlar, dergi, gazete, blog, sanal medya vb. yerlerde yazı yazmaya çalışanlar.

Hepinize merhaba.

Benden size bir zarar gelmez. Rahat olun. Sakin sakin okuyunuz bu yılın uyarı yazısını.

Uyarı kelimesinden de anlayacağınız gibi, sizlere başkaları tarafından bir zarar gelsin istemiyoruz.

Şimdi, aklınızdan; Eee, şimdiye dek neredeydin? Bunca yazar mahkeme kapılarında süründü. Çokları tedirgin oldu, diye geçebilir.

Bilsem yazmaz mıydım? Şimdi aklıma geldi. Daha birkaç saat önce. Açıklayayım:

Eleştirel Düşünme konulu bir yazı okuyordum1;  satırlar arasında “Topraklama” kelimesi geçti. Bu kelime gerçek anlamında mı, mecaz anlamında mı kullanıldı kestiremedim. Ama kelimeyi mecaz anlamıyla aldım kabul ettim.

Bir fizik/Elektrik terimi olan topraklamanın ne olduğunu biliyoruz; ama yine de hatırlatalım:

22 Aralık 2022 Perşembe

Yine Adalet, Yine Adalet

 

Ümraniye, 05. 09. 2022'eki toplantımızın fotoğrafı
21. 12. 2022'de fotoğraf çektirmeyi unuttuk
İŞTE BİZ DÖRT ARKADAŞ



Biz dört arkadaş, şükürler olsun 21. 12. 2022 Çarşamba günü saat 14, 00’te yine toplandık. Yararlı geçen toplantımızda sohbet konusu adaletti. Önceki toplantıda da aynı konuyu işlemiştik. Bu konu üzerinde ne kadar dursak azdır.

Gönül isterdi ki sohbetlerimiz kayıt altına alınsın. Gerçi böyle imkânlar yok değil; ancak, bir taraftan da sohbetimizin doğallığı bozulur endişesiyle kayıtları hafızamıza yaptık. Sohbetimizin ana başlıklarını yazmakta yarar görüyoruz:

Hal hatır sorma faslından sonra;

Hüseyin Yıldız Bey, Yazar Erol Çalı Bey’in “Dinin Dindarla Sınavı” adlı eserini tanıttı. Bu arada altlarını çizdiği satırları ve yaptığı yorumları okudu.  Dinci ve dindar kavramları üzerinde duruldu. Erdoğan Teke Bey, tarikatlar ve cemaatler konularında sorular sordu. Tarih öğretmeni, aynı zamanda bu konularda derin bilgisi olan Ahmet Meral Bey aydınlatıcı konuşma yaptı.

20 Aralık 2022 Salı

"Adalet" Üzerine

 

Çalışmamızı video haline getiren eğitimci yazar 

Ahmet Gencal'a tüm okurlar adına açık teşekkürler...

***

ADALET

Türkiye’de adaletin durumu, dünyada olduğu gibi ortada. Durum o kadar vahim ki, "Ne sen sor ne ben söyleyeyim."

Hiç de hak etmediğimiz bu kötü durumu düzeltecek yine biziz. Umutları tüketmeden, herkes gücü yettiği kadar olumlu katkılarını esirgememeli.

“Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’ i şöyle buyururken işittim dedi:

 “Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki bu imanın en zayıf derecesidir.” (Müslim, Îmân 78. Ayrıca bk. Tirmizî, Fiten 11; Nesâî, Îmân 17)”

Ben şahsen bir şey yapamıyorum. Ancak okuyucularımızı adaletin önemi konusunda bilgilendirmeye çalışıyorum.

Bugünkü çalışmamızda TBBM eski başkanlarından, Adalet Bakanlığı da yapmış olan Sayın Cemil Çiçek Beyin Meclis konuşmalarından bazı sözleri Power Pointle görüntüledim. Bu 26 görüntüden her gün birini okur ve sindirirseniz yararlı olur. Arkadaşlarınızla paylaşırsanız aliyyül âlâ olur.

Bu arada oğlum, eğitimci-yazar Ahmet Gencal bu çalışmayı video haline getirmiştir. Bu da yararlı olabilir.

Bilindiği üzere sosyal medyada algı operasyonları fırtınası ile karşı karşıyayız. Umutlarımız yere serilmeden varlığımızı göstermeli ve YETER ARTIK! diyebilmeliyiz.

Adaletin, devletin temeli olduğunu unutmadan bu tür, basit de olsa etkili olabileceğine inandığımız çalışmalara devam etmeliyiz.

Bu çalışma okurlarımız tarafından yararlı bulunursa devam edeceğiz inşallah. Karar sizin.

Sabahattin Gencal,

Çekmeköy- İstanbul, 20. 12. 2022

 

 




























5 Aralık 2022 Pazartesi

Adalet

 

DÖRTLÜ TOPLANTILAR DEVAM EDİYOR
Hüseyin Yıldız- Ahmet Meral- Sabahattin Gencal- Erdoğan Teke
Çekmeköy- 05. 11. 2022

Biz dört arkadaş, bugün, açık deyişle 05. 11. 2022 Pazartesi günü saat 14.30’da Çekmeköy Mimarsinan Mahallesi’ndeki bir mekânda yine toplandık. Erdoğan Teke’nin ev sahipliğindeki bu toplantımız da zevkli ve yararlı geçti. (Erdoğan Bey’e açık teşekkürler...)

Hal hatır sorma ve ikramlardan sonra, önceden tespit ettiğimiz “Adalet” konusunda fikir alış verişinde bulunduk.

Moderatör Hüseyin Yıldız Bey, adaletin çok geniş bir kavram olduğunu belirtti. Ayrıca  Hz. Ali’nin Mısır Valisine yazdığı mektubu okudu. Bu mektuptan bugün de dersler çıkarmamız gerektiğini vurguladı.

Ahmet Meral Bey "Kur’an’ı Kerim'de Adalet" konusunu özetledi ve özellikle her hutbede anlamı bilinmeden okunan Nahl Süresi 90. ayetinin anlamı üzerinde durdu.

Sabahattin Gencal Bey, Hans Kelsen’in, “Adalet Nedir?” başlıklı makalesini özetledi; ayrıca gelenekçi ahlakçılardan İbn Miskeveyh’e göre, adaletin ne olduğuna kısaca değindi. Bazı âlimlerin adalet kavramını kilit taşı olma konumunu sarsacak tespitler yapmalarına üzüldüğünü ve bunun başta İslâm âlemi olmak üzere bütün insanlık alemine, dolaylı da olsa zarar verdiğini anlattı.

Erdoğan Tekke Bey, adaleti hukuk kavramı olarak irdeledi ve 2B’den (6831 Sayılı Orman Kanunu'nun 2. maddesi B bendinden) örnekler verdi. Ayrıca düşünür ve hukukçuların unutulmaz vecizelerini okudu. Bu arada kendisine ait vecize değerinde sözleri açıkladı.

Üç saat değil, üç gün, üç ay  da konuşulsa adalet kavramının tam olarak işlenemeyeceği hususunda fikir birliği oluştu ve bir sonraki konuşma konusunun da adalet olduğu kararlaştırıldı ve toplantı iyi akşamlar, devamlı mutluluklar dilekleriyle sona erdi.

Sabahattin Gencal,

Çekmeköy-İstanbul, 05. 11. 2022

 


16 Kasım 2022 Çarşamba

Özgürlük

 

Erdoğan Teke- Hüseyin Yıldız-
Sabahattin Gencal- Ahmet Meral
16. 11. 2022 Çarşamba günü
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Kültür Merkezinde

Biz dört arkadaş, 15 gün arayla mutat olarak yaptığımız toplantımızı bugün (16. 11. 2022 Çarşamba günü, saat 14.00’te) Ahmet Meral’ın ev sahipliğinde Marmara Üniversitesi, İlâhiyat Fakültesi Kültür Merkezi’nde yaptık. Konumuz “özgürlük” kavramı üzerinde üç saate yakın bir zaman içinde görüşlerimizi sunduk. Görüş alışverişi yaptık. 

Moderatör Hüseyin Yıldız Bey, bir açış konuşması yaptıktan sonra Sabahattin Gencal’dan başlayarak bütün arkadaşlara söz verdi. Arkadaşlar konuşurken, moderatör olarak bazı sözlerin açılımını istedi. Bu aralarda fikir alış verişleri oldu.

Toplantının tutanağının tutulması Sabahattin Gencal’dan istendi. Ancak Gencal’ın rahatsızlığı dikkate alınarak bu tutanağın Hüseyin Yıldız tarafından tutulması kararlaştırıldı.

Yıldız’ın yazacağı tutanaktan önce bir ön bilgi olarak toplantı hakkında yazdıklarımızı paylaşıyoruz:

İlk söz verilen Sabahattin Gencal, hak ve özgürlükler kavramının çok geniş bir kavram olduğunu onun için ayrıntılara girmeden bazı başlıkları hatırlatacağını söyledi. Ve her yurttaşın da bilmesi gerektiği haklar listesini sundu.

Gencal, ayrıca hocası Prof. Dr. Bahri Savcı’nın (1914- 2 Kasım 1997) İnsan Hakları Derslerine kısaca değindi.

Ahmet Meral, İngiltere’deki Hak ve Özgürlükler’e kısaca değindikten sonra 1215’te Büyük Şart (Magna Carta) denilen bir Ferman’ından başlayarak İngiliz İnsan Hakları Bildirgesi’ne (1689) kadarki özgürlük mücadelesinin önemli başlıklarına da değindi. Bu arada Pakistan'da, ülkenin İngiltere'den 14 Ağustos 1947'de kazandığı bağımsızlığı ve de Muhammed Ali Cinnah’tan söz etti.

Dekartın felsefesinden başlayarak Transandantal felsefeye kadar bazı akımlar üzerinden kısaca durdu. Bazı grupların Transandantal (aşkın) özgürlük isteklerinin yozlaşmaya ve bozulmaya neden olabileceği üzerinde durdu. Yine “aile”nin bozulması için medyada sistemli ve de sinsi programlar üretildiğine dikkat çekti. Tabii, her bireyin korunmaya layık olduğunu da, azınlık haklarının korunması gerektirdiğini de ihmal etmedi.

Erdoğan Teke Bey, Bruno Leoni’nin Özgürlük ve Hukuk adlı eserinin özetini sundu. Özgürlük ve Hukukun Üstünlüğü, “Özgürlük” ve “Kısıtlanma” vb. konuları vurguladı. Bu arada Abraham Lincoln’un; “Dünya, hiçbir zaman ‘özgürlük’ kelimesinin iyi bir tanımına sahip olmamıştır… Aynı kelimeyi kullansak da aynı şeyi kast etmiyoruz." sözünden hareketle özgürlük kavramının farklı yorumlanmasına değindi.

Hüseyin Yıldız, Kur’an-ı Kerim’deki özgürlükle ilgili ayetleri okudu. Ayrıca 

Aliya İzetbegoviç’in Doğu Batı Arasında İslam,  Tarihe Tanıklığım, Köle Olmayacağız, İslam Deklarasyonu ve Tarihi Savunma vd. kitaplarından söz etti. Aliya İzetbegoviç’in özlü sözlerinde birkaçını okudu. Bu arada bazı düşünürlerin özgürlük hakkındaki sözlerini hatırlattı.

Son söz de, ilk söz verilen Sabahattin Gencal’a verildi. Gencal, Hocası Prof. Bahri Savcı’nın makalesinden bir alıntıyla oturumu kapattı:

“Evren vardır. Yeryüzü yuvarlağı vardır. -Buna isterseniz doğa diye'bilirsiniz- İnsansal varlık vardır. Yani, ilk olgu olarak bir "evren-doğa-insan" üçlüsü vardır. Bunların üçünü birden bir tek sözcük deyimler. Bu üçlüyü bir tek sözcük ile mükemmel olarak anlatabiliriz: ÖZGÜRLÜK...

Ve ilk olarak, özgürlüğün var oluşu vardır. Bu özgürlük; evrenin ve doğanın, kendi iç yasasından başkasına tabi olmamaktır. Yani kendi doğal (siz buna Tanrısal da diyebilirsiniz) yasasından başka bir dış etkene, bir dış etkiye, bir dış güce bağlı olmamaktır, özgürlük.

Sabahattin Gencal,

Çekmeköy- İstanbul, 16. 11. 2022

Not: Ahmet Meral Bey’in ev sahipliği ve ikramları ayrıca yazılacak güzelliklerle doluydu. Teşekkürler az gelir. Allah (cc) razı olsun Ahmet Bey...

_______________

Prof. Bahri Savı, "Yaşam Hakkı" "Felsefesel Açıdan Pratiğe Doğru"

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/36684


9 Kasım 2022 Çarşamba

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası

 

Perşembenin Gelişi sohbetleri devam ediyor.
Erdoğan Teke- Hüseyin Yıldız ve
Sabahattin Gencal
***

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI1

Kanun No.: 2709 Kabul Tarihi: 7.11.1982

BAŞLANGIÇ

(Değişik: 23/7/1995-4121/1 md.)

Türk Vatanı ve Milletinin

Ø ebedi varlığını ve

Ø Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa,

Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz kahraman Atatürk’ün belirlediği

Ø milliyetçilik anlayışı ve

Ø O’nun inkılâp ve ilkeleri doğrultusunda;

Dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olarak, Türkiye Cumhuriyetinin

Ø ebedi varlığı,

Ø refahı,

Ø maddî ve manevî mutluluğu ile

26 Ekim 2022 Çarşamba

“Kalk Borusu” Çalıyor; Uyan Artık! Kalk Artık!

 

https://cinius.shop/product/ataturkcu-dusunce-denemesi/


Atatürkçü Düşünce Üzerine Deneme1

ÖN SÖZ-V

Bir eserin bu kadar da geç doğabilmesi görülmüş değil. Yazılışı 9 ay 10 gün bile sürmeyen Atatürkçü Düşünce Üzerine Deneme adlı bu çalışmamı on yıllarca okuyuculara sunamamamın hiçbir mazereti, hiçbir izahı olamaz. Açıkçası biz Atatürkçü bir aydın gibi düşünemez olduk. Olsa olsa Nasrettin Hocamızın Hindisi gibi düşünebildik. Böyle düşünerek, acınarak, yakınarak, vahlanarak bir arpa boyu yol almamız mümkün olamazdı; zaten olmadı da. Bırakın ileri gitmeyi…

Bugünün işini yarına bırakırsan böyle olur işte.

Bileceksiniz ki; umutlandığınız gün kanatlandığınız gündür. İşte o zaman uçmaya başlayacaksınız. Uçmayı ertesi güne bırakırsanız biliniz ki kanatlarınızı kırarlar.

On yıllarca çırpmayan kanatlarda güç kalır mı acaba? Kalır veya kalmaz. Kendi gücümüzü  (Daha doğrusu öğrenilmiş çaresizliğimizi2) güçsüzlüğümüzü) bırakalım da Atatürkçü düşüncenin gücüne bakalım. On yıllar değil, yüzyıllar geçse bile Atatürkçü düşüncenin gücü azalmaz.

Atatürkçü düşünce öyle aç karnına veya tok karnına alınacak bir hap değil. Adamların Atatürkçü düşünceyle bir ilgisi yok; ama ceplerinde ilâç kutusu gibi Atatürk’ün vecizelerini taşımaya başladılar. Korkarım ki Atatürkçüler Atatürkçü olmamakla suçlanacak. Olur mu olur. Bu vahşi kapitalist dünyada hiçbir şeye “olmaz olmaz” deme.

Bir eserin bu kadar da geç doğabilmesi görülmüş değil yakınmasıyla başladık söze. Siz de “Bir eserin böylesine sunumu da görülmüş şey değil.” diyebilirsiniz.

Onun için bu seferlik sunum eksik kalsın. Ben de bu yazıma önsöz (V) diyeyim.

Bak kardeşim, bir çalışmaya 5 defa önsöz yazıldığı da görülmemiştir. “Sanki öyle matah bir eser de…”diye küçümsemeyin sakın. Abartmayın da…

Yanlış demiyorum. “Her eser ön fikirsiz, peşin fikirsiz, saplantısız okunur.” gerçeğini doğaçlama olarak hatırlatıyorum. “Keşke bütün sayfalar da böyle doğaçlama olsa” diyebilenler de çıkabilir. Ya, 1980 ve öncesi bir başkaydık…

Atatürk üzerine birçok denemem de var. Onları da eklemeyi düşündüğüm olmadı değil. Sonra “Hayır!” dedim kendi kendime; “Bu çalışma olduğu gibi çıkacaktır. Ve siz okuyucular sayesinde ayakları üzerinde duracaktır.” Tabii anlıyorsunuzdur. “Oku ve okut” demek istiyoruz. “Kitabı al ve aldır.” Daha usturuplu biçimde yazalım mı?

Uyuyanları lütfen uyandırın, kaldırın. Üsküdar’da sabah oldu.

Üsküdarlı atasözleri sıkıntı verir. Onun için cümleyi şöyle düzeltelim:

Uyan uyan. Çok uyku;

1. Depresyon riskini artırır.

2. Beyni zayıflatır.

3. Diyabet riskini artırır.

4. Kilo artışına sebep olur.

5. Kalbe zarar verir.

6. Erken ölüme neden olabilir.

Bu yazdıklarımı bir sağlık sitesinden aynen aldım.3 Yalnız bir maddeyi ayrıca belirtmeliyim. “Çok uyku Hamile kalmanızı zorlaştırabilir.” Bu hamilelik meselesini fikirlere hamile olmaya çevirerek kendi ifademle yazıyorum.

7. Çok uyuyanlar fikir üretmede kısır kalır ki bu da ölümden beterdir.

“Kalk Borusu” çalıyor; uyan artık! Kalk artık!

Sabahattin GENCAL,

Çekmeköy-İstanbul, 01.01.2018

__________________

1.Gencal, Sabahattin, Atatürkçü Düşünce Üzerine Deneme, Cnius Yayınları, 01. 01.2018

2. Öğrenilmiş Çaresizlik (Kazanılmış Başarısızlık Sendromu) Nedir?

Öğrenilmiş çaresizlik sendromu ya da diğer adıyla kazanılmış başarısızlık sendromu, kişinin yapacağı eylemlerin sonucu değiştiremeyeceğine olan inancının süreklilik göstermesi durumudur. Öğrenilmiş çaresizlik, kişinin devamlılık gösteren stresli durumlara maruz kalması sonucunda meydana gelir. Kişi, öğrenilmiş çaresizliği benimsemiş ve kabullenmiş durumdadır. Bu aşamadan sonra içinde bulundukları stres durumunu değiştirebileceklerini düşünmezler ve buna inanmazlar. https://pm-uygulamalar.web.app/blog/ogrenilmis-caresizlik-nedir?gclid=Cj0KCQjwteOaBhDuARIsADBqReij3J9uDbP1jBxFx9E-SMjdaUz8d3TNgloYs9fwVoqWQYO_6TPtL_oaAnh1EALw_wcB

3. http://www.haberturk.com/saglik/haber/1044265-fazlauykunun-zararlari-saglikli-uyku-duzeni-cok-fazlauyumak/10

 

CUMHURİYET FAZİLETTİR


17 Ekim 2022 Pazartesi

Okuma Dedikleri

  A



Acelesi olanlar, doğrudan ikinci bölüme geçebilirse bir şey kaybetmemiş olur. (Kestane Kebap, acele cevap)

“Sabırla koruk helva olur, dut yaprağı atlas.” (Sabretmesini bilen kişi olmayacak gibi görünen işlerde bile başarı kazanır.” atasözünü hepimiz duyduk. Bazılarımız da deneyimlerimizle bunu öğrendik. Sabrın sonuçlarını gören biri olarak, siz değerli okurlarımızdan bir istekte bulunacağız. Tabii, ricamızı bildirmeden önce bazı açıklamalarda bulunacak, görüşlerimizi arz edecek ve isteğimizi arz edeceğiz.

Bildiğiniz gibi ben Sabahattin Gencal, Erdoğan Teke Bey ve Hüseyin Yıldız Bey ile haftanın bazı günlerinde ikili ve bazen de üçlü sohbet toplantıları yapıyoruz. Bunun meyvesini “Beyin Enerjisi Boşa Akmasın” adlı kolektif kitabımızı bastırmakla aldık.

15 Ekim 2022 Cumartesi

İlk ve Son Kitabım Kur'an-ı Kerim


  

Benim Gözüm, Sizin Gözünüz, Onların Gözleri

Öğretmenliğim ve yöneticiliğim sırasında arşiv çalışmalarına çok önem vermeme rağmen özel arşiv çalışmalarım istediğim gibi olmamıştır. O kadar ki arşiv terimini bile kullanmadım. Depo diye yazıverdim. Zaman zaman, bilgisayarımdaki depoyu açarım. Bugün de nedense açtım. Gördüm ki seneler geçmesine rağmen bir arpa boyu yol kat edemedik. Tabii son nefesimize kadar umutlarımızı canlı tutacağız. Daha başka bir ifadeyle hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmayacağız.

9 yıl önce yazdığım ve bir bloğumda (O blogu da kapatmak zorunda kaldım.)  yayınladığım bir yazıyı ve bir de birkaç fotoğrafı yayınlayacağım. Fotoğrafları okudum okudum yine okudum. Hayat bu, sırrını henüz çözemediğimiz hayat...

Huzuru, refahı, barışı, mutluluğu hak edebilmek için her şeyden önce hayatı, hayatın devamlılığını öğrenmemiz gerekir. Öğrenmek için okumak yetmez...

9 Ekim 2022 Pazar

Güzel Yazı Yazmanın Sırrı

 

https://www.yatirimkredi.com/mantiksal-safsata-nedir-safsata-turleri.html


Fidan boylu, eli ayağı düzgün; başından topuklarına kadar inen örgülü kumral saçları olan elâ gözlü nazlı dilber gibi bir yazı yazabilmemiz için her şeyden önce safsata yapmayı öğrenmemiz gerektiğini öğrenmiş bulunuyoruz.

Çok duydum, inanıyorum ki herkes de duymuştur: Her şey zıddıyla kaim, her şey zıddıyla bilinir. Bu yargının yazılar için de geçerli olabileceğini hiç düşünmemiştim. Hâlâ da  düşünemiyorum...

6 Ekim 2022 Perşembe

Artık Emeklilerin Sesine de Kulak Vermeli

 

Hüseyin Yıldız- Erdoğan Teke- Sabahattin Gencal- Ahmet Meral
Ümraniye Belediyesi Tantavi Sosyal Tesisi'nde
05. 09. 2022
*****

Ümraniye Belediyesi Tantavi Sosyal Tesisi’nden çıkan dört kişi, adını bilmedikleri caddeden aşağıya, Ümraniye Santral Metro Durağı’na (M5) doğru inmektedir. İkisi 79’luk, ikisi 65’lik bu delikanlılar 05. 09 2022 Çarşamba günü tesislerde yaptıkları 3 saatlik sohbete doymadılar anlaşılan. Konuşmalarına devam ederek yavaş yavaş, ağır ağır yürüyorlardı.

30 Eylül 2022 Cuma

“Baktun ki Çok Uzun Okumayacaksun.”

 

Sabahattin Gencal
Çekmeköy-İstanbul, 29. 09. 2022
Konusuz eser olmaz

29 Eylül 2022, Perşembe, 17.17 Çekmeköy’ün Mimar Sinan Mahallesi’ndeki Karabıçak Pastanesi’ndeyim.

Biraz önce böreğimi yedim, çayımı içtim.

Şimdi de yazma vakti.

Okuma da yazma da benim için doğal ihtiyaç. Baklava ve börek lezzetinde yazamazsak bile yazmalıyız.

Birkaç gün önce Prof. Dr. Niyazi Kahveci’nin 3 veya 4 sene önce yayınlanan bir videosunu izledim. Birkaç cümle aklımda kaldı. Aklıma takıldı desem daha doğru demiş olurum. Mealen; “ Biz bir insanın 3 adım attığını görsek, 3 cümle söylediğini duysak onun ne kalibrede olduğunu anlar ve hakkında 500 sayfa yazabiliriz.

Paylaşmak güzeldir.