Atatürkçü
Düşünce Üzerine Deneme1
ÖN SÖZ-V
Bir
eserin bu kadar da geç doğabilmesi görülmüş değil. Yazılışı 9 ay 10 gün bile
sürmeyen Atatürkçü Düşünce Üzerine Deneme adlı bu çalışmamı on yıllarca okuyuculara
sunamamamın hiçbir mazereti, hiçbir izahı olamaz. Açıkçası biz Atatürkçü bir
aydın gibi düşünemez olduk. Olsa olsa Nasrettin Hocamızın Hindisi gibi düşünebildik.
Böyle düşünerek, acınarak, yakınarak, vahlanarak bir arpa boyu yol almamız
mümkün olamazdı; zaten olmadı da. Bırakın ileri gitmeyi…
Bugünün
işini yarına bırakırsan böyle olur işte.
Bileceksiniz ki; umutlandığınız gün
kanatlandığınız gündür. İşte o zaman uçmaya başlayacaksınız. Uçmayı ertesi güne bırakırsanız
biliniz ki kanatlarınızı kırarlar.
On
yıllarca çırpmayan kanatlarda güç kalır mı acaba? Kalır veya kalmaz. Kendi
gücümüzü (Daha doğrusu öğrenilmiş
çaresizliğimizi2) güçsüzlüğümüzü) bırakalım da Atatürkçü düşüncenin
gücüne bakalım. On yıllar değil, yüzyıllar
geçse bile Atatürkçü düşüncenin gücü azalmaz.
Atatürkçü
düşünce öyle aç karnına veya tok karnına alınacak bir hap değil. Adamların Atatürkçü düşünceyle bir ilgisi
yok; ama ceplerinde ilâç kutusu gibi Atatürk’ün vecizelerini taşımaya başladılar.
Korkarım ki Atatürkçüler Atatürkçü olmamakla suçlanacak. Olur mu olur. Bu vahşi
kapitalist dünyada hiçbir şeye “olmaz olmaz” deme.
Bir
eserin bu kadar da geç doğabilmesi görülmüş değil yakınmasıyla başladık söze.
Siz de “Bir eserin böylesine sunumu da görülmüş şey değil.” diyebilirsiniz.
Onun
için bu seferlik sunum eksik kalsın. Ben de bu yazıma önsöz (V) diyeyim.
Bak
kardeşim, bir çalışmaya 5 defa önsöz yazıldığı da görülmemiştir. “Sanki öyle
matah bir eser de…”diye küçümsemeyin sakın. Abartmayın da…
Yanlış
demiyorum. “Her eser ön fikirsiz, peşin
fikirsiz, saplantısız okunur.” gerçeğini doğaçlama olarak hatırlatıyorum. “Keşke
bütün sayfalar da böyle doğaçlama olsa” diyebilenler de çıkabilir. Ya, 1980 ve
öncesi bir başkaydık…
Atatürk
üzerine birçok denemem de var. Onları da eklemeyi düşündüğüm olmadı değil.
Sonra “Hayır!” dedim kendi kendime; “Bu çalışma olduğu gibi çıkacaktır. Ve siz
okuyucular sayesinde ayakları üzerinde duracaktır.” Tabii anlıyorsunuzdur. “Oku
ve okut” demek istiyoruz. “Kitabı al ve aldır.” Daha usturuplu biçimde yazalım
mı?
Uyuyanları lütfen uyandırın,
kaldırın. Üsküdar’da sabah oldu.
Üsküdarlı
atasözleri sıkıntı verir. Onun için cümleyi şöyle düzeltelim:
Uyan
uyan. Çok uyku;
1.
Depresyon riskini artırır.
2.
Beyni zayıflatır.
3.
Diyabet riskini artırır.
4.
Kilo artışına sebep olur.
5.
Kalbe zarar verir.
6.
Erken ölüme neden olabilir.
Bu
yazdıklarımı bir sağlık sitesinden aynen aldım.3 Yalnız bir maddeyi
ayrıca belirtmeliyim. “Çok uyku Hamile kalmanızı zorlaştırabilir.” Bu hamilelik
meselesini fikirlere hamile olmaya çevirerek kendi ifademle yazıyorum.
7.
Çok uyuyanlar fikir üretmede kısır kalır
ki bu da ölümden beterdir.
“Kalk Borusu” çalıyor; uyan artık!
Kalk artık!
Sabahattin GENCAL,
Çekmeköy-İstanbul, 01.01.2018
__________________
1.Gencal, Sabahattin, Atatürkçü Düşünce Üzerine Deneme, Cnius Yayınları, 01. 01.2018
2.
Öğrenilmiş Çaresizlik (Kazanılmış Başarısızlık Sendromu) Nedir?
Öğrenilmiş
çaresizlik sendromu ya da diğer adıyla kazanılmış başarısızlık sendromu,
kişinin yapacağı eylemlerin sonucu değiştiremeyeceğine olan inancının
süreklilik göstermesi durumudur. Öğrenilmiş çaresizlik, kişinin devamlılık
gösteren stresli durumlara maruz kalması sonucunda meydana gelir. Kişi,
öğrenilmiş çaresizliği benimsemiş ve kabullenmiş durumdadır. Bu aşamadan sonra
içinde bulundukları stres durumunu değiştirebileceklerini düşünmezler ve buna
inanmazlar. https://pm-uygulamalar.web.app/blog/ogrenilmis-caresizlik-nedir?gclid=Cj0KCQjwteOaBhDuARIsADBqReij3J9uDbP1jBxFx9E-SMjdaUz8d3TNgloYs9fwVoqWQYO_6TPtL_oaAnh1EALw_wcB
3.
http://www.haberturk.com/saglik/haber/1044265-fazlauykunun-zararlari-saglikli-uyku-duzeni-cok-fazlauyumak/10
CUMHURİYET FAZİLETTİR |