29 Nisan 2022 Cuma

Hâkimler Ders Veremez

 

Sabahattin Gencal, İzmit


Bir hâkim,  duruşma salonundaki kürsüden hüküm verir; ama kesinlikle ders vermez, daha doğrusu veremez. Ancak hâkimin verdiği hükümden herkes, evet sade bir yurttaştan devletin başında bulunan kişiye kadar herkes ders alabilir. Toplumumuzda ve dünyada böyle güzel dersler vardır.

Sokrat nasıl bir fikir ebesiyse hâkim de “adaletin ebesidir.” Görevi, en sağlıklı, en kolay, gereken çabuklukta ve hiç kimseye ağrı ve sıkıntı çektirmeden, vicdanların kararmasına sebep olmadan; emekli hâkimlere gözyaşı döktürmeden ve de hukukun ruhuna ve lekesiz olan kendi vicdanına uygun olarak adaletin doğumunu sağlamaktır.

28 Nisan 2022 Perşembe

Deneme Süper Ligine Doğru

 
Sabahattin Gencal, 1994

 “Hayata 1-0 yenik başlamak” yaygın ifadesini hatırlatıyoruz. Deneme ikinci devresine yenik başlamak:

Ben, denemelerime kaç sıfır yenik başladığımı henüz bilemiyorum. Sahalarda olan skorbordlar, maalesef denemelerde yok. Deneme konusunda, hiçbir türde olmadığı kadar her okuyucunun ayrı anlayışı, ayrı ölçütleri var. Her bir okuyucunun değerlendirmesine saygı duyarken bir yandan da kendi hesabımızı vermeye çalışalım. Sabahattin Gencal görür hesabı:

27 Nisan 2022 Çarşamba

Kandil Olmak İsteyen Çocuk

 



Bir çocuk, daha doğrusu bir çocuk adam vardı. Daha 12 yaşlarındayken kafa yormaya başlamıştı köyünü, köylüsünü aydınlatmak için. İcat edilmişi yeniden icat etme düşünceleri, hayalleri vardı...

Doğru mu yanlış mı bilmiyorum; evren sesleri kaydediyormuş:

“Uzayda seslerin kaybolmaması hakkında ben de bir araştırma yaptım ve bunun kısa zamanda kanıtlanması muhtemel olan bir gerçek olduğunu anladım. Evet, uzayda sesler kaybolmuyor.

26 Nisan 2022 Salı

Yeniden Yazma Gerekçesi Buldum

 

Sabahattin Gencal
Yuvacık-Başiskele, 2015

Oh be. Biraz rahatladım...

“Bir kitap/yazı okudum, hayatım değişti.” yaygın sözünü duymasına duydum; ama henüz hayatımı değiştirecek kitabı okumadım. Belki de henüz basılmadı. Hemen benim kafa çağrışım yaptı yine: Nazım Hikmet’in deyişinden hareketle yazıyorum: En iyi kitap, daha açık deyişle hayatımızı değiştirecek kitap henüz yazılmayan kitaptır. Neyse bunun üzerinde nasip olursa ileride dururuz.

Benim kafa çağrışım yaptı, dedim ya yukarıda. Evet, sık sık çağrışım yapıyorum. Ama “Çağrışım Kanunlarına” uyuyor muyum, uymuyor muyum bilemem. Ha, demek ki “çağrışım kanunu” da varmış. Bilsem kesinlikle uyardım. Bilindiği üzere kanunlara kurallara uyan ve de uyulmasını isteyen biriyim.

16 Nisan 2022 Cumartesi

Her Şeyin Güzel Olması Dileğiyle

 

BABA VE OĞULLARI
Sabahattin Gencal- Fuat Gencal- Ahmet Gencal
Çekmeköy, Nisan 2022


Artık ağzımdan olumsuz söz çıkmayacak.

Artık kalemimden/klavyemden ak kâğıtlara olumsuzluk akmayacak.

Her an olumlu olma kararını almam geç oldu; ama inşallah güç olmaz.

Bugüne dek, büyüklerimizden aldığımız eğitimle/örneklerle hep “korku ve ümit arasında olmaya” (Beyne’l-Havf ve’r-Recâ) çalıştık.

İslâmiyette yeis’in /umutsuzluğun, karamsarlığın olmadığını biliyoruz. Öte yandan ahireti düşünmeden hevâya göre yaşamanın da uygun olmadığını biliyoruz.

15 Nisan 2022 Cuma

Aynı Rüyada Buluşalım mı?

 

Sabahattin Gencal
Üsküdar, 2019

Dün internette voltalanırken gözüme bir ışık çaktı: “Bu yazı ilginizi çeker mi? Bu yazı ilginizi niye çekmesin?” İlk soruyla çok karşılaştık; ama ikinciyle... Maşallah! Kelimelere mıknatıs koymuş kim koymuşsa. Soruları hemen kopyalayıp yapıştırdım. Bir web dosyasına yerleştirdim. Voltalanmam bitince okurum, diye. Ama şimdi, bulamıyorum bu soruları, tabii adresi de. En azından soru cümlelerinin aklımda kalıp kalmadığını kontrol ederdim.

Niyetim şuydu. Bu soruları yazacak daha sonra da “Bu yazı ilginizi niye çekmesin?” sorusu ile sözde bir merak uyandıracaktım.

12 Nisan 2022 Salı

Yazılara Sevgi ve Saygı Katılabilir mi?

 


 

Sabahattin Gencal
Üç çeyrek asırdır bu dünyada ne yapıyor ki?

Tuz yasak. Neden? Şişiriyor beni.

Şeker yasak. Neden? Terorist (kanser) hücrelerine yarıyor.

 Fazla yağ yasak. Neden? Şişmanlamaya sebep oluyor.

İşte böyle birinin yazısını okumaktasınız. Açık deyişle tatsız tuzsuz yavan bir yazı önünüzdeki.

Gençlerin deyişiyle, ne alâka? Alâka olmaz mı? Ne derler? “İnsan ne yerse odur?” Öyle yaygın ki bu söz nerdeyse ben de inanacağım bu söze.

Ne yapayım ki bu tatsız tuzsuz üstelik yavan yazımızı yenilebilir/okunabilir olsun?

11 Nisan 2022 Pazartesi

Yazı Yazmanın “Salih Amel” Olması İçin?

 


 

Sabahattin Gencal, Üsküdar-2019


 

Yazı yazmak bir iş midir?

Sorumuzu değişik biçime sokalım: Yazı yazdığım bu anda bir iş yapmış oluyor muyum? Bu soruyu şöyle değiştirebilirsiniz: Bu yazıyı okuduğunuz anda bir iş yapmış oluyor musunuz?

Biliyorum, sorularla başımız hoş değil. Niçin hoş değil? Alışmadık da ondan. Asırlardır bu böyle.

Bu anda elbet bir cevap oluştu kafanızda. Ama bu cevabı ben bilemem ki? Ancak Goegle’un cevabını öğrenebilirim. Kopyala yapıştır yapalım ki siz de öğrenin:

“Yazı yazmayı eylem olarak görülse de her uygulanan kuvvette "fiziksel anlamda iş" sayılmamaktadır. Fiziksel anlamda cisme kuvvet uygulanmalı ve uygulanan cisim doğrultusunda hareket etmedir. Açıklama: Fiziksel anlamda iş, bir cisme kuvvet uygulayıp cismin uygulanan kuvvet doğrultusunda yer değiştirmesidir.”

7 Nisan 2022 Perşembe

Hamsi Marşından Düşünce Esintileri

 

Bu adam nereye gidiyor?


 Kız Fadime duydun mu yine hamsi çikayi-  yine hamsi çikayi

Mübareğun kokisi yüreğumi yakayi- yüreğumi yakayi

Akşam olunca çarukları koy suya- çarukları koy suya

Yarun sabah erkenden gideceğum hamsiya-  gideceğum hamsiya

 

Hamsi Marşından bir kıta okudunuz. Rahat olun. Saygı duruşuna geçmenize gerek yok.  gülümseyebilirsiniz de. Hâttâ gülebilirsiniz de yeter ki bana gülmeyin de...

Gülme faslı bittiyse düşünelim şimdi. Düşünme zamanı:

Neden çarıkların suya konması isteniyor? 

6 Nisan 2022 Çarşamba

Başka Bambaşka Bir Yazı

 

Sabahattin Gencal, 1974
"Kello Van'ın Muradiye'sinde

GENÇ OLMAK DA BİR BAŞKAYMIŞ


Yine bir şeyler buldum. Oh be! Maddiyattan söz etmiyoruz her halde. Bildiğiniz gibi o bize küskün ezelden beri. Biz edeb-i yattan( Edep sanatı) söz ediyoruz. Edeb-i yat’ın ne olduğunu bilen veya duyan var mı? İyi, duyan duymayana öğretiverir bizim sözümüz bittikten sonra. Ömür biter söz bitmezmiş. Yanlış söyledim galiba. Doğrusu şöyleymiş: Ömür biter yol bitmez / Yolların yolcusu bitmez / Uzun uzun, kıvrım kıvrım / Şu yollarda çile bitmez. (3 Hürel) Bizim yazıları okumak da başka bir çile. Çile bülbülüm çile / Sesini duyur ele... Evet, artık ne bulduğumu duyuralım. Benim bilmem kaç zamandır yazdıklarımın ne türü olduğunu buldum. Açıklayalım:

4 Nisan 2022 Pazartesi

İçe Kapanıklık Genetik Midir?

 

Baba ve Oğulları
Ahmet Gencal, (torun) Sabahattin Gencal,
(baba-dede) Sabahattin Gencal- Fuat Gencal


Oldum olası içe kapanık biriyim. Yakınlarım, arkadaşlarım dahil herkes tarafından da içe kapanık olarak etiketlenmişim. İçe kapanık kişilerin psikolojik özellikleri depresyonlar dahil bende fazlasıyla var. Tabii her insan farklıdır. Açık deyişle diğer içe kapanık tiplerden farklı olduğumu ben de görüyorum, başkaları da görüyor. Dışa dönük kişilerden daha çok seviliyor ve iltifat derecesinde takdir ediliyorum. Tabii bundan dolayı da mahcup oluyorum. Bu durumu yazarken de mahcup oluyorum. İçe dönük olmamın nedenlerinden biri de budur diyebilirim. Tabii içe kapanık olmanın birçok nedeni var. Bunlardan biri de, bana göre genetiktir. En azından benim için doğrudur bu. Örneklerle açıklayalım.

1 Nisan 2022 Cuma

Bir Kelime Deyip Geçmeyelim

 

Sabahattin Gencal
Başiskele-2016


Okul kitaplarında bile yer alan, çoğumuzun bildiği, Konfüçyus’a ait bir sözü yazmakta yarar görüyorum:

 Ünlü Çin filozofu Konfüçyus’a;

“Bir ülkeyi idare etmeye çağrılsaydınız, yapacağınız ilk iş ne olurdu?” diye sormuşlar. Konfüçyus, şöyle cevap vermiş:

“İşe önce dili düzeltmekle başlardım. Çünkü dil bozulursa, kelimeler düşünceyi anlatamaz.

Düşünceler iyi anlatılamazsa, yapılması gereken işler yapılamaz.

Görevler gereği gibi yapılamazsa, töre ve düzen bozulur.

Töre ve düzen bozulursa, adalet yanlış yola sapar.

Adalet yoldan çıkarsa, şaşkınlık içine düşen halk, ne yapacağını, işin nereye varacağını bilemez.

Bunun içindir ki; hiçbir şey dil kadar önemli değildir.”

(https://www.enpolitik.com/dilimizi-kaybediyoruz)

Bu sözü hatırlatmam boşuna değildir elbet.

Bugün sabah saatlerinde bir televizyon kanalında, bir hanımefendi gazeteci ve kültürü ve bilgisi tartışılmaz konuğunun programını, açık deyişle söyleşilerini izliyordum. Bir ara bir gazeteyi gösterdiler. Manşet dikkatimi çekti: Laik, dindar, kürt... Bu yazıyı yazan da çok tanınmış bir araştırmacı gazeteci...

Paylaşmak güzeldir.