Sabahattin Gencal, Kuzuluk- Akyazı, Temmuz 2022 |
Merhaba
Size de Merhaba. Siz farklısınız.
Cinsiyetiniz, yaşınız, öğrenim durumunuz, mesleğiniz, hobileriniz, fobileriniz,
bakış açınız ve benzeri tüm farklılıklarınızla siz biriciksiniz.
Sizin için özel olarak yazdığım bu
yazımızı, tabii ki bundan sonra da yazacaklarımı size özgü olarak farklı
algılayacak, farklı anlayacaksınız. Farkı fark edecek ve de farklı olarak
düşünecek, sonra da çağrışımlarla, önceki bilgilerinizle olan titreşimlerle
yine kendinize özgü düşünceler geliştireceksiniz.
Bir benzetmeyle açıklamaya çalışalım:
Bir buğday tohumundan yedi başak çıkacak, her başakta yüz buğday tanesi olacak...
Hasadınız bol olsun. Siz de ekip biçin. Öğütün, pişirin...
Yukarıdaki ifademizden de anlayacağınız gibi bizim tohumlar hibrit tohum değil, GDO’lu hiç değil. Ne demek istediğimizi hemen anladığınızı var sayarak bu tohum konusunu geçiyorum. Biliyorum bazılarınız, bizim için, insanlık için en önemli sorun budur, diyecek ve anlatmamı isteyecektir. Ancak Gıda ile ilgili tohum meselesi 60 yıldır gündemimizde. Bu konuda yazdıkları için nice profesörler, yazarlar haksızlığa uğradı...
Bir de üzerinde hiç durulmayan kültür
tohumları sorunu var ki, ne derler evlere şenlik. Fikir bahçemize atılmayan
tohum kalmadı. Arabistan’dan, İsrail’den, İngiltere’den, Avrupa’dan, Amerika’dan,
Rusya’dan, Çin’den, - daha sayayım mı?- bilmem nerden getirilerek atılan
tohumlar... Buna da, “Yandı gülüm keten helva.” diyecek halimiz yok. Umarım aynı düşüncedeyiz.
Peki, ne yapacağız? Telâşa gerek yok.
Aceleye de. Tabii her şeyden önce umutsuzluğa da gerek yok. Fazla langur lungur
yapmadan, en azından her yazıda bir öneri geliştirelim:
Öncelikle zihin bahçemizi
hazırlayalım. Baharı beklemeyelim. Zihin bahçesi her mevsimde, her durumda,
hatta vahşi kapitalizmin işbirlikçilerinin egemen olduğu durumlarda bile
hazırlanabilir.
Herkes kendi bahçesini hazırlayacak. İlkin
önceden şu ya da bu nedenle atılan tohumlar, yeşeren yaban otları, ısırganlar,
çalı çırpı temizlenecek. Bazı kökler zor temizlenir. Zora katlanın ve zihninizi
berraklaştırın, ön fikirlerden, saplantılardan vb... kurtulun. Sonra zihninize
hiç kimsenin tohum atmasına müsaade etmeyiniz. Şunu düşününüz: Allah (CC) bile
cüzi irademize karışmıyor. Egemenler kim oluyor da...
Bahçenize en iyi tohumları ekmek için
kişiliği oluşmuş insan gibi insanların arasından seçtiğiniz karakterlerden
tohum talep edeceksiniz. Söylenene dikkat ediniz lütfen, bilgi demiyorum,
tohum... Bilgi ancak insanın kendi kafasında üretilirse yararlı olur. Hazır
alınırsa yine bin sene daha geri kalınır.
Zihin Bahçenize tohum ekerken çok
dikkat edeceksiniz ki kuşlar yemesin tohumları. Tohumlar yeşerdi diyelim, o
zaman da domuzlardan, ayılardan koruyacaksınız. (Anti parantez açmadan yapamayacağım.
Küçüklüğümde rahmetli dayımla mısır tarlalarını ve fındıklığı ayı ve domuzdan
korumak için gece nöbet beklerdik. Ateş yakar, teneke çalardık. Tabii dayım da
silah atardı...) Silâh kelimesini kullanmam doğru olmadı. Bunu silin kafanızdan.
En büyük silâhımız imanımız olmalı, aklımız olmalı, bilgimiz olmalı, ahlakımız
olmalı, çabamız ve umudumuz olmalı.
Bir de sabırlı olmalı. Evet, zihin
bahçemize ektiklerimizin yeşillendiğini, büyüdüğünü, insanlığın hizmetine
girdiklerini görmek için...
Yeni yılın ilk gününde bahçemizin
düzenlenmesine, tabii ki, sırası geldiğinde de ekip biçmeye başlıyoruz değil mi? Söz mü?
Bilinçli günler, aydın günler, mutlu
günler dileğiyle sevgiler ve saygılar...
Sabahattin Gencal,
Çekmeköy-İstanbul, 30. 12. 2022