Ahmet Meral-Hüseyin Yıldız- Erdoğan Teke- Sabahattin Gencal ve konuğumuz Fehmi Bey Çekmeköy, 04. 01. 2023 |
ULUSLARI
AYAKTA TUTAN KÜLTÜRDÜR
Biz
dört arkadaş 15 günde bir yaptığımız mutat görüşmemizi bugün, yani 04. 01. 2023
Çarşamba günü saat 14. 30’da Sabahattin Gencal’ın ev sahipliğinde bir mekânda
gerçekleştirdik.
Namık Kemal’ın "Bârika-i hakikat, müsâdeme-i efkârdan doğar.” sözünü sık sık dile getirdik. Bu demek değildir ki fikirlerimizi çarpıştırdık. Çarpıştırmadık; ama sergiledik, düzenledik, değerlendirdik ve bir sonuca vardık: Atatürk’ün dediği gibi, “Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür.”
Moderatör
Hüseyin Yıldız Bey, açış konuşmasında; kültürün birçok tanımı olduğunu, ancak
bunlara girmek istemediğini söyledi ve ekledi. “Kültür yaşam tarzıdır.” Yıldız,
bireysel kültür ve toplum kültürü üzerinde durdu. Bu arada insandan insana,
mahalleden mahalleye, ilden ile toplumlardan toplumlara yaşayış yani kültür
farkları olduğunu belirtti. Bu arada üzülerek şunları belirtti: Batıda muazzam
kültür olmakla birlikte, Batı’nın doğu toplumlarına, özellikle İslam
toplumlarına karşı bakış açılarının kültürle izah edilemeyecek, insanlıktan
yoksun bir görüş olduğunu söyledi. Çörçil’in, “1919'da savaş bakanı olarak
görev yaparken, "Gaz kullanımı konusundaki bu çekingenliği
anlayamıyorum" diye yazmıştı. "Medeniyetsiz kabilelere karşı zehirli
gaz kullanımını kuvvetle destekliyorum." sözünü eleştirdi. Günümüzde de
gerek ABD’in bir önceki başkanı Tram’ın, gerekse Avrupa Birliği Başkanı’nın Pandemi
döneminde, ülkelerine yalnız doktor göçmenlerin kabul edileceği koşundaki söylemlerinin
onların, herkesin zannettiğinin aksine kültür düzeylerinin ne derece aşağı
olduğunu gösterdiğini söyledi...
Ahmet
Meral Bey, Medeniyet teriminin etimolojik olarak incelemesini yaptı. Kısaca 1. şehirli, 2. Medine'li anlamında olduğunu
söyledi. “Medeniyet toplum biliminin konusuna girmektedir ve TDK tarafından
açıklaması uygarlık olarak yapılmaktadır. Medeniyet, bir toplumun tüm
unsurlarını yani, maddi manevi varlıklarını, düşüncelerini, bilimini, sanatını,
teknolojisini, canlı türlerini ve ürünlerini kapsayan çok geniş bir ifadedir.” diye
ekledi. Aynı biçimde uygarlığın da etimolojinden söz etti. Kısaca, Uygur bir
Türk kavmi, uygur "medeni"... Meral Bey, Cumhuriyet öncesinde kültürle
ilgili çalışmaları, görüşleri özetledikten sonra. Özellikle Ziya Gökalp’ın Türkleşmek,
İslâmlaşmak, Muasırlaşmak kitabı üzerinde kısaca durmuştur: “Tanzimat'ın
ilânından itibaren Osmanlı Devleti'nde tartışılan üç ayrı fikir akımı üzerinde
durmuştur: Türkçülük, İslâmcılık ve medeniyetçilik. Gökalp, devletin ve
milletin kurtuluşunu bu üç fikrin uzlaşmasında aramış; İslâmcılık ve
medeniyetçilik düşüncelerini, Türkçülük düşüncesini daha da zenginleştirecek
bir vasıta olarak görmüştür.”... Meral, Gazi Mustafa kemal Atatürk’ün, “Ne mutlu Türküm diyene.” sözünü,
Anadolu’daki medeniyetleri de içine alan geniş çerçeve ’de açıklamıştır.
Erdoğan
Teke Bey, Yıldız’ın kısaca değindiği bireysel ve toplumsal kültür
farlılıklarına yaşantısından örnekler vererek değindi. Bir zamanlar ikamet
ettiği Şile ve Çekmeköy arasındaki farlılıkları örnekleriyle anlattı. Yine
misafir olarak kaldığı bir Çerkez ailesinde gördüğü adet ve görenek farklılığı
üzerinde durdu. İsviçre’de kaldığı süredeki gözlemlerini dile getirdi. Her
gözlem ders verici. Bu arada İsviçre yetkililerinin bu konudaki hassasiyetleri
üzerinde durdu. Örneğin bir aile bir mahallede ev mi tutacak. Kaç çocuğu olduğu
soruluyor ki ona göre geniş bir yer olsun. Yedi yaşından büyük kız ve erkek bir
odada yatamaz. Aile ona göre çok odalı ev tutmak zorunda. Ayrıca arabasının
park sorunu konusu da görüşülüyor. Çocuk okula gidecekse okulda yer sorunu
araştırılıyor. Örneğin 15 kişilik sınıfa 16 veya 17 öğrenci kabul edilebilir
mi? Daha bitmedi, bakkala ona göre ekmek veriliyor, gazete bırakılıyor. Orada satılmayan ekmek
geri gitmiyor... Kız ve erkek gençlerin arkadaşlığı; birbirlerinin evlerine
rahatça gidip gelmeleri konuları üzerinde de üzerine basa basa durdu. Peki, ya
bizde?
Sabahattin
Gencal, 2021’de yayınladığı Kültürün taşıyıcısı DİL adlı kitapçığında kültür
konusundaki yazılarının ve araştırmalarının yer aldığını ifade etti. Bunlar
arasında bir kaçının sembolik olsa da çok anlam taşıdığını belirtt. Örneğin,
bundan 60 sene önce Trabzon Hâkimiyet Gazetesi vasıtasıyla yaptığı Çağrı
başlıklı yazıda, başta öğretmenler ve gazeteciler olmak üzere bir kültür
seferberliği çağrısı yapması bir cahil cesareti olsa gerek. Öyle ya, bugün hiçbir
rektörün, dekanın, öğretim görevlisini yapmaya cesaret edemeyeceği bir çağrıyı
bir öğretmen adayı yapıyor. Nereden nereye geldiğimizin bir göstergesi de bu
olabilir. Yine 1974 yılında Van Postası Gazete’sinde yazdığı bir yazıda Luter’in
İncili ana diline çevirmesinin zincirleme olarak nasıl etki bıraktığına işaret
etmiştir. 1998’de çalıştığı bir özel okulda 21 denek üzerinde yaptığı bir
araştırmada kültür sorunlarından en önemlisinin anadil olduğu çıkarımı
yapılmıştır. Araştırma, “Türkçe giderse
Türkiye gider.” diyen Oktay Sinanoğlu’nun görüşlerinin doğruluğunu meydana
çıkarmıştır. Gencal 2012’de online bir
anket düzenlemiştir. Bu anketten de, Türkiye’mizdeki yabancı dille yazılı levhaların
kaldırılması, yazılı ve görsel medyanın düzenlenmesi vb. konulardaki görüşler
ön plana çıkmıştır. Yabancı dille eğitim konusunda, anketin iyi düzenlenememesi
sebebiyle net bir yanıt alınamamıştır. Bu ankette açık uçlu sorular da vardı.
Bunların her biri de incelenmeye değer; ancak Tarihçi, şair ve yazar,
sendikacı, din ve politika analisti Dr. Süleyman Pekin’in görüşlerinden
birkaçını açıkladı. (Bkz. Ek:1) Gencal, rahmetli Mümtaz Turhan’ın Kültür Değişmeleri
adlı eserinden, Bozkurt Güvenç’in İnsan ve Kültür vb. eserlerinden de kısa
alıntılar sundu. Ayrıca, Kültür Taşıyıcısı Dil adlı kitabında bulunan dil ile
ilgili vecizeleri, Eğitimci yazar Ahmet Gencal’ın videolaştırarak sosyal medya
kanallarında yayınladığını da söyledi...
Bu
çok geniş çerçeveli, aynı zamanda coşku verici kültür konusu dimağlarda
tazelendi. Umut edilir ki, kültür herkesin dimağında ve gönlünde de tazelensin.
Sabahattin Gencal,
Çekmeköy-İstanbul, 04. 01. 2023
_____________________
Anketimize
katılanlardan eğitimci, sendikacı, tarihçi, şair ve yazar Süleyman Pekin
görüşlerini, daha doğrusu dilimizi yabancı diller boyunduruğundan kurtarabilmek
için neler yapılması gerektiğini madde madde sıraladı:
Bir
– Türkiye’de yabancı dil (İngilizce, Almanca, Arapça vs.) öğretilmek üzere
değil öğretilmemek üzeredir. Lisede herhangi bir kademede 6 ay ya da 1 yılda
kursların verdiği eğitim gibi konuşma pratiği üzerine dil rahatlıkla
öğretilebilir. İhtiyaca (teknik, akademik, KPS) göre de yönlendirilebilir.
İki
– Yabancı dilin üniversitelerde baraj olmasına son verilmelidir. Tarih,
edebiyat, sosyoloji alanlarında bile akademisyenlik yabancı dil engelinin
aşılmasına bağlıdır.
Üç
– Sosyal medya (facebook, twitter, instagram vb.) yazı ve paylaşımları ile
telefon mesajlaşmalarında Türkçe’nin dil kurallarına uymayanları uyarıcı,
küçümseyici, bilgisizlikle suçlayıcı algı oluşturulmalıdır.
Dört
– Yabancı dilli tabelaların ve yabancı telaffuzlu Türkçe levhaların sahipleri
Türklüğünün ve Müslümanlığını sorgulanışına varan cümlelerle baskı altına
alınmalıdır. (Yabancı dil tabiri bile gizliden gizliye övünç sebebi, gâvurca ya
da gâvurun dili denmesi karşı tarafı olum-suza şartlar; diğer nasihatler bir
kulaktan girmeden yenileri açılmaya devam ediyor. Toplumsal bir mukavemet yoksa
içten içe bu işe destek var demektir.)
Beş
– Türkçeyi iyi konuşmayan veya konuşamayan ya da yöresel ağızlarla konuşan ama
gençlerin veyahut kadınların destek verdiği popüler tiplere sosyal tepki
bombardımanı yapılmalıdır. Bu konuda kurulan “Türkçe’nin Diriliş Hareketi” gibi
sosyal medya örgütlenmelerine önem verilmelidir.
Altı
– Türkçeleşmiş olan Arapça, Farsça kökenli sözcükler ile TDK ya da kişilerce
türetilen (birilerinin uydurma dediği) sözcükler siyasi muhalefet modundan
çıkarılmalı; yabancı dil ve düşünce eksenli kelimelere, konuşmalara karşı
birliktelik sergilenmelidir.
Yedi
– Gençlik teşekkülleri (ocaklar, dernekler, kulüpler), sportif kuruluşlar
(taraftar gurupları, resmî teşekküller), siyasi partiler ve sendikalarla ortak
kamuoyu oluşturma çabası içine girilmeli, dinî teşekküller dahi bu kanaat
oluşturma ameliyesine içine sokulmalıdır.
Dr. Süleyman PEKİN
Gencal, Sabahattin, Kültür
Taşıyıcısı DİL, (s. 76),Cinius Yay., İstanbul-2021
https://cinius.shop/product/kultur-tasiyicisi-dil/