22 Aralık 2022 Perşembe

Yine Adalet, Yine Adalet

 

Ümraniye, 05. 09. 2022'eki toplantımızın fotoğrafı
21. 12. 2022'de fotoğraf çektirmeyi unuttuk
İŞTE BİZ DÖRT ARKADAŞ



Biz dört arkadaş, şükürler olsun 21. 12. 2022 Çarşamba günü saat 14, 00’te yine toplandık. Yararlı geçen toplantımızda sohbet konusu adaletti. Önceki toplantıda da aynı konuyu işlemiştik. Bu konu üzerinde ne kadar dursak azdır.

Gönül isterdi ki sohbetlerimiz kayıt altına alınsın. Gerçi böyle imkânlar yok değil; ancak, bir taraftan da sohbetimizin doğallığı bozulur endişesiyle kayıtları hafızamıza yaptık. Sohbetimizin ana başlıklarını yazmakta yarar görüyoruz:

Hal hatır sorma faslından sonra;

Hüseyin Yıldız Bey, Yazar Erol Çalı Bey’in “Dinin Dindarla Sınavı” adlı eserini tanıttı. Bu arada altlarını çizdiği satırları ve yaptığı yorumları okudu.  Dinci ve dindar kavramları üzerinde duruldu. Erdoğan Teke Bey, tarikatlar ve cemaatler konularında sorular sordu. Tarih öğretmeni, aynı zamanda bu konularda derin bilgisi olan Ahmet Meral Bey aydınlatıcı konuşma yaptı.

Ahmet Meral Bey, Dil ve Edebiyat Dergisinin son sayısında yayınlanan TÜRKİYENİN MUHAZAKÂR ÇİZGİSİ başlıklı makalesi hakkında da kısa bilgi verdi. Whatsapp kanalıyla 7 sayfalık yazıyı arkadaşlara gönderdi. Milliyetçi-Muhafazakâr kitlelere kültürel açıdan yön vermiş sembol isimlerin birer birer aramızdan ayrılıyor olmasına değindi. 1950 yılından itibaren oldukça etkili çıkışları, eser ve söylemleriyle geniş kitlelere seslenen bu aydınlardan bazılarının, maalesef tarihten ders çıkarmaktan çok “tarihe saplanma” anakorizmine düştüklerini söyledi.

Meral’in bu tespiti oldukça önemli. Bizlere düşen görev; bugün de böyle anakorizme düşenleri, incitmeden uyarmak olmalıdır.

*

Moderatör Hüseyin Yıldız Bey  adalet konulu sohbetimizle ilgili konuştu. Bu arada 1970’den bugüne   vicdanları sızlatan bazı olaylara değindi. Erdoğan Teke Bey de söz alarak son bir haftada izlediği vicdanlara sığmayacak durumlar hakkında yazılı bir sunum yaptı. Gündemimizde ve alışkanlığımızda hukuk izleme raporu yok, ancak bu arkadaşlarımız sanki kısa raporlar verdiler...

Sabahattin Gencal Bey, ilkin bir değerlendirme yaptı. Bu değerlendirmeden bazı satırları yazmakta yarar var:

Adaleti, devletten, hukuki mevzuattan, hukukçulardan ve çalışanlardan soyutlayarak anlatabilmek az marifet değil. Böyle, siyasete karışmadan, magazinleştirmeden ve de soyut olarak hak ve haksızlık konularını işleyebilmek ancak felsefecilerin işidir. Felsefeci değiliz elbet, o bakımdan zerrece kibrimiz yok. Ama fazla alçak gönüllülük göstermeye de gerek yok. Konuları ön yargısız ve saplantısız olarak ele alabiliyoruz. İnşallah hep aynı olacağız. İnşallah iki günümüz birbirine eşit olmayacak.

Gencal, günümüzde yazılı ve sözlü medyada söylenenleri, ön yargılar deneniyle anlayamadığımızı da bir Alman düşünürünün tespitinden hareketle söyledi.  Albert Einstein’in “Önyargıları parçalamak, atomu parçalamaktan daha zordur.” sözünü doğrudan hatırlatmamakla beraber toplumumuzda kök salan önyargıları sökmek için çabalamamız gerektiği üzerinde durdu. Bu değerlendirmeden sonra şöyle devam etti:

İnternetten, Yüksek Mahkemeler ve Adalet Bakanlığı ile ilgili yazılara göz gezdirdiğini söyledi. Örgüt şemalarının, birimlerin vazife tanımlarının mükemmel olduğunu belirtti. Yine ilgililerin, eksikliklerin farkında olduklarını, bunları düzeltmek için gerek yurt içi gerekse yurt dışı kuruluşlarla temas kurduklarını,  eğitim planlamalarının da istenildiği gibi olduğunu sözlerine ekleyen Gencal, bütün bu çalışmalara rağmen herkes adaletsizlikten yakınıyorsa demek ki eksik olan insan eğitimidir sonucuna vardı.

Gencal, eğitme görevine herkesin gücü oranında katkı sağlaması gerektiğini söyledi ve ekledi: TBMM eski başkanlarından, Adalet Bakanlığı da yapmış olan Sayın Cemil Çiçek Bey’in adaletle ilgili sözlerini blogunda yayınladığını1 söyledi.

Son sözü alan Ahmet Meral Bey, Dünya nimetlerinin bir avuç insanın elinde olmasının büyük haksızlık olduğunu belirtti. Bu bir avuç kişinin her birinin bir Afrika devleti kadar bütçeleri olduğunu, bu bütçelerini hayra kullanmadıklarını fakir ülkelerin daha fakir olmaları için türlü dolaplar çevirdiklerini söyledi. Türkiye Cumhuriyeti’nin dünyadaki dengesizliklerden olumsuz olarak etkilenmemesi için Atatürk’ün söylediği gibi tam bağımsız olması gerektiğini vurguladı. Bu arada, bazı Atatürkçü geçinenlerin tam bağımsızlık konusundan haberdar olmadıklarını da sözlerine ekledi.

“Tam bağımsızlık denildiği zaman, tabii, siyasi, mali, iktisadi, adli, askeri, vs. her hususta tam bağımsızlık ve tam serbestlik kast olunmaktadır.” (Gazi Mustafa Kemal Atatürk)

Bu arada moderatör Hüseyin Yıldız Bey hukuk demek kanun yapmak demek olmadığını hatırlattı.

Toplumumuzda egemenlerin değil hukukun üstünlüğünün olması dilekleriyle toplantı sona erdi.

Sabahattin Gencal,

Çekmeköy-İstanbul, 21.12.2022

 ______________ 

1. https://gencalinnotlari.blogspot.com/2022/12/adalet-uzerine-i.html

 

 

Paylaşmak güzeldir.