18 Nisan 2021 Pazar

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı

       


TBMM'nin 101.Kuruluş Yıl dönümü 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun. Bizlere bu bayram coşkusunu 101. Yılda da bir kere daha yaşatan, ayrı ayrı saymaya sayfalar yetmez herkese candan teşekkür ediyorum. Var olun sağ olun.
        Korona-virüs salgını nedeniyle sokağa çıkma yasağına rağmen, teknoloji sayesinde çok güzel kutlama etkinlikleri oldu. Doğrusu bu etkinliklerden çok etkilendim:
Sabah sabah daha yataktan kalkmadan tabletimden internete girdim. Sosyal Medyadaki bayram kutlamalarını ve etkinlerini izledim. İzledim demek çok yavan kalıyor. Adeta yaşadım. Çocuklar gibi yaşadım. Ben seviyorum. Tüm yaratıkları seviyorum. Doğayı seviyorum. İnsanları seviyorum. Çocukları çok seviyorum. Seviyorum, ama nedense sevgimi belli edemiyorum. Yazı ile olsa da bunu beceremiyorum. Şu kadarını söyleyeyim: Bazen tüylerim diken diken oldu, bazen gözlerim yaşla doldu. Bazen de kalbim coştu. Çocuklar la beraber neşeyle doydum.
Sabahattin Gencal, Çavuşbaşı-Beykoz
(Torunların İlkokula başlaması anısı)
“Kahvaltı hazır babacığım!”
Sağ olsun oğlum Ahmet’in hazırladığı kahvaltı masasına oturdum. Bir yandan da televizyondaki programları izlemeye başladım. İstisnalar bir yana tüm kanallara da teşekkürler. İnanın reklamları da izledim. Çocukların yer aldığı her çalışma, her program güzeldir.
Şimdi de masa bilgisayarımın başındayım.  Mutluyum doğrusu. Çok özlü ve anlamlı demeçler var. Bu arada harika denilecek ifadelerin yer aldığı demeçlere bir kelimeyi yazmayanlar da yok değil. Bu konuya girip kırk yılda bir gelen neşemi bozmak istemem. Bir yazım olsun neşeyle bitmeli:
Yeri midir, değil midir kestiremiyorum, ama yine de Immanuel Kant’ın “ Kavramlar duyusuz boştur, duyular kavramsız kördür.” Sözünü hatırlatıyorum.
Sabahattin Gencal, Perşembe-Ordu, 1967

23 Nisan’ı sadece çocuk bayramı olarak görüp duygu ve coşkuya kapılmak ne derece doğru olabilir? Yine 23 Nisan’ı sadece Milli Egemenlik yönüyle ele almak ne derece etkili olur? Doğrusu olmaz. Ancak bazıları uçlara kayıyor ve tek taraflı oluyor bilerek veya bilmeyerek. Gelin dostlar, ortada birleşelim hem çocuklarımızla çocuk olup neşelenelim;  hem de birer Mustafa Kemal Atatürk olup Milli Egemenliğimiz üzerinde düşünelim.
Bakın, milli ve manevi hasletlerimizi az çok bilen, az çok da tecrübeli biri olarak söylüyorum: Birilerimizin bir uçta birilerimizin diğer uçta olmamız yanı kutuplaşmamız, düşmanlardan başka hiç kimseye yarar sağlamaz. Gelin altın/ortada, makulde birleşelim.
101.yıl etkinlikleri, şahsen beni, birleşeceğimiz konusunda umutlandırdı Bugün 23 Nisan Umut doluyor insan…
Not olarak şunu da ekleyeyim: Aslında böyle klâsikleşmiş yazılar yazmak yerine TBMM’ne bir doğum günü mesajı çekmek isterdim. Sayın Meclis Başkanımızın şahsında tüm milletvekillerimizin bayramını tebrik ederek onlardan bu meçhul öğretmeninin arzusunu düşünmelerini isterdim:
Nedenleri ve niçinlerini irdelemeden durumumuzun pek de iyi olmadığını söyleyebiliriz. Yine her durumda bu olumsuz durumdan başarıyla çıkma potansiyelimizin olduğu da herkesçe malumdur. Yalnız en kısa zamanda güçlü bir parlamenter sisteme geçmemiz şarttır.
Türkiye Cumhuriyetinin kalbi TBMM'nin değerli milletvekilleri, çok kişiye nasip olmayacak bu şerefli payeye erişen milletvekillerimiz düşünmek için henüz vakit geçmemiştir; ama…
Goethe’nin “Bir işi vaktinde yapmazsan eğer/azalır taşımış olduğu değer.” sözünü de unutmayalım.
Tekrar şahsınızda 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı kutlarım.
Sabahattin Gencal, Çekmeköy-İstanbul, 23.04.2020
Not: TBMM'nin 100.Kuruluş Yıl dönümünde OKU blogunda yayınlanan bu yazımızı 1 (bir) rakam ekleyerek aynen yayınlıyoruz. Umarım ki coşkumuza da ekleme yaparız.




Paylaşmak güzeldir.