Ben
de bu dünyadan geçmekte olan bir yolcuyum senin gibi, onun gibi.
Ben
de dünyadaki âlemleri keşfetme uğraşındayım senin gibi onun gibi.
Keşfedilenleri,
o da saklasa, sen de saklasan ben saklamamalıyım.
Aslın
da sen de saklamamalısın, o da saklamamalı bilgileri.
Saklanan
bilgi çürür. Çürüyen bilgi çürütür.
Çürümeye
yüz tutan dünyadan geçerken birkaç sözüm olacak.
Bunları
sen benimseyip yayarsan onun da kulağı açılacak. Peşi sıra gözler de gönüller
de...
Ben
dünyaya açtım gözlerimi.
Sonra
uyku/rüyâ dünyasını da keşfettim. Derken,
Yeraltı
dünyası / Mafya dünyası gündemi kapladı;
Eğlence
dünyası da eksik olmadı.
Trafik
dünyası,
Sanal
dünyası
Karmaşa
dünyası ve de;
Bilmem
ne dünyası...
Her
bir dünyanın ayrı ayrı odaları var.
Örneğin
adına dünya denilen âlemin bir geçim odası var, bir de patronların şu odası, bu
odası.
Bir
siyaset odası var, bir de siyaseti dizayn edenlerin dünyası.
Her
âlemde bin bir oda var ki hepsi perişan.
Bu
âlemler bize emanetti. Bu âlemleri düzeltmek görevdi.
Bir
ayağım dünya âlemindeyken diğer ayağımı pergelin ucu gibi döndürmeliyim diğer
âlemlere. Hz. Mevlana gibi hem gel, demeliyim; hem “Hamdım Piştim Yandım”
diyebilmeliyim.
Hamız
hepimiz; ben sen, o hamız
Pişmeli
miyiz desem, olgunlaşmalı mıyız desem? Yoksa;
“Ey
Türk! Titre ve kendine dön!.” mü desem.
Kendine
dön, ona dön ve bana dön ve;
Can
kulağı ile dinle:
Ben,
benim bilgim dışında yolcu olarak geldim bu dünyaya. Yine bilgim dışında terk-i
diyar edeceğiz.
Ahiret
yurdu ebedi yurdumuz, amenna. Ama terk-i diyar etmek yani iz bırakmadan gitmek,
silinmek ağırıma gidiyor.
Şunu
bil ki sen de benim gibisin, o da benim gibi. Gel etme eyleme;
Parça
parça olmuş âlemlerden hangisinde veya hangilerinde isen o mağaranda çık! Çık
da yaratılış gayene uygun davranış sergile.
Şeyh
Gâlib (ö.1214/1799)’in şu beytini kafana sokmakla kalma kendini bilme erdemine
eriş.
“Hoşca bak zâtına
kim zübde-i âlemsinsen
Merdüm-i dîde-i
ekvân olan Âdemsin sen”
Tabii,
kendin için istediğini onun için de benim için de iste.
Hiçbir
şey için vakit henüz geçmedi; ama geçmek üzere olduğunu da unutma. Bu da geçer,
gibi sözler bağlamasın dilini, kalemini;
ayağını.
Ben
de bu dünyadan geçmekte olan bir yolcuyum senin gibi, onun gibi.
Ne
sen benim peşime takıl, ne ben senin peşine ya da onun peşine takılayım.
Ben,
sen ve o! gelin BİZ OLALIM ve dünyaya geliş amacımızı gerçekleştirelim.
Sabahattin GENCAL,
Çekmeköy-İstanbul, 09. 10. 2024,