3 Ekim 2024 Perşembe

Hal Hatır Sormak En Büyük İhtiyaçtır

 

Sabahattin Gencal - Erdoğan Teke
Çekmeköy-İstanbul
03. 10. 2024
*****


Aslında, bu yazımızın başlığı DOĞUM YILDÖNÜMÜ PASTASI İÇİN AÇIK TEŞEKKÜR olmalıydı. Öyle ya, Erdoğan Teke Bey arkadaşımız, her zamanki nezaketiyle benim doğum günü yıldönümüm için bir pasta hazırlattı. Kendileri ve garsonlar koro halinde doğum günümü kutladılar. Buna nasıl teşekkür edeceğimi bilemedim. Allah’tan (cc) aile bireyleri ve sevdikleriyle birlikte böyle tatlı, sağlıklı ve hayırlı uzun ömürler geçirmesini diledim. Pasta yerken Erdoğan Bey’in nasıl gönülleri fethettiğini işlemeli ve açıklamalıyım, diye geçti aklımdan. Daha sonra, büyüklerimizin;  “Malumun ilâmına gerek yok.” sözü aklıma geldi. Doğru ya, yediden yetmişe herkes Erdoğan Bey’in beyefendiliğini / iyi ve nazik davranışını / centilmenliğini bilir. Onun için tekrar etmeme gerek yok, dedim.

Bana gelince, 28 Eylülden beri pasta yiyorum. Aslında tatlı bana yasak ama şifa niyetine yiyorum. İlk pastayı torunum Sabahattin almıştı. Bunu özellikle belirteyim; torunun böyle yetişmesi ve pasta alması, nasıl derler “ Aliyyülâlâ”. Torunum bir de iPhone cep telefonu hediye etti bana. İnşallah kullanmasını öğrenebilirim. Bir de bir gözlemimi anlatayım: Önceki telefonumu çok rahat, tutuyor, taşıyor, sağa sola bırakabiliyordum. Bu telefonu tutarken ellerim titriyor. Aman düşer, aman küser. Evet, öteki telefonumda Siri yoktu. Asistan mı desem, sekreter mi desem bilemiyorum. Siriciğim x’in telefonunu açar mısınız, deyince derhal açıyor. Siriciğim...  Bu konuları benden çok daha iyi biliyorsunuz. Çünkü torunlarımın ve oğlumun telefonlarında siri ikinci planda. Artı yapay zekâ da var. (Ben bilgisayarda bazen yapay zekâ ile sohbet ediyorum... Neyse bu konuları anlatmamızın sırası değil hem gerek de yok.)

Ahmet Gencal-Sabahattin Gencal-Erdoğan Teke
Çekmeköy-İstanbul
03. 10. 2024

Toplantıya oğlum Ahmet de, biraz sonra katıldı. Ahmet’in Erdoğan Bey amcasıyla sohbeti dinlemeye değer bir sohbetti. Dinlemekten zevk aldım ama söylenenleri aktarmam mümkün değil. Bildiğiniz gibi Erdoğan Bey 23 sene İsviçre’de kaldı. Bu arada bütün Avrupa’yı karışladı ayrıca Rusya’ya da gitti. Yine bildiğiniz gibi Ahmet de, bir tarihler İhracat ve ithalatçıların tercümanı olarak bütün Avrupa ülkelerine gitti. Güney Kore, Singapur, Tayland vb. ülkeleri de gördü. Bu ülkelerdeki iş ahlakı, disiplini, çalışma vb. meziyetler anlatıldı. Ben de Mekke, Medine ve Cidde’de gördüklerimi düşündüm ama? Neyse bu konuşmalara da yer vermeyeyim, dedim.

Değerli arkadaşım Erdoğan Bey masaya oturur oturmaz. TBMM açılış konuşmalarından, Grup konuşmalarından söz etti. Şunu da eklemeyi unutmadı: Bugün de böyle olsun. Benim dar anlamıyla siyasi konulara girmediğimi bilir. Konuşma siyasete kaydığı an, özür dileyerek konuyu değiştirir. Yukarıda dedik ya çok hassastır arkadaşımız. Konuşmaların yazarlar ve konuşmacılar tarafından eleştirilmesi üzerinde de durduk. Bunları zaten biliyorsunuzdur. İrdelemeye gerek yok. Ancak bir parti genel başkanının; sabahleyin yaptığı grup konuşması için akşamleyin mealen “Siyaset icabı öyle dedim.” demesi yurttaşlardaki siyaset imajını iyice perçinleştirdi. Demek ki? Değerli milletvekillerimiz ne yapıp yapıp imajlarını düzeltmeliler. İnanılır ve güvenilir olmalılar. Birilerini kınıyorduk, on gün önce böyle konuştu, on gün sonra şöyle. Şimdi ne görüyoruz sabah öyle akşam şöyle. Yazık, deyip geçelim.

Dikkat ediyorsanız, irdelemediğimiz konuların hepsi insani değerlerle ilgili. Bildiğiniz gibi Sagen Yazarlar Grubu İNSAN OLMA VE İNSAN OLARAK KALMA HAKKI    adlı bir kitap oluşturmaya çalışıyor. Erdoğan Bey sordu bana kaç kişi yazı gönderdi? Siz ne tahmin edersiniz? Kırkın üzerinde arkadaşa yazma konusu verdik henüz 8 kişi yazı gönderdi. Bu duruma acaba? dedik. Arkadaşlar kendilerine tebliğ edilen konuları öğrenemediler mi? Olabilir. Çünkü biz teknolojiye hakim değiliz onun için ulaştıramamış olabiliriz. Acaba bir kere daha uyaralım mı? Bu kez, ne oluyor be! Diyenler çıkar mı? Çıkmaz tabii. Çünkü bizim grup bizim gruptur. Bu konunun irdelenmesi de bu yazının konusu değil tabii.

O değil bu değil. Peki, asıl üzerinde durulması gereken neydi? Kısaca anlatayım:

Buluşma yerine yani pastaneye giderken yolda karşılaştık Erdoğan Beyle. Yolda ağır ağır yürürken hal hatır sorduk. Birbirimize geçmiş olsun da dedik. Tabii bizim de ufak tefek keyifsizliklerimiz olmuyor değil. Düşünebiliyor musunuz ikimiz de seksenlik. Ama Erdoğan Bey karizmayı çizdirmez. Yolda gördüğü bir tanıdığa, biz iki genç geziyoruz, dedi. Benim elimde baston olmasa dosdoğru dedi, derdim ama... Yolun kenarında küçük büfe gibi bir yeri olan X Beye selam verdik ve yanında durakladık. Erdoğan Bey, bizim almak istediğimiz bir şeyi yok, ihtiyacımız da yok. Sadece hal hatır sormak için yanındayız, deyince. Bilge satıcı; “HAL HATIR SORMAK EN BÜYÜK İHTİYAÇTIR.” deyiverdi. İşte bu konu üzerinde ne kadar dursak azdır. Erdoğan Bey, bu X Beyin herkesle barışık olduğunu, hep olumlu konuştuğunu söyledi. Hayal edebiliyor musunuz, yoldan geçenlerin hepsiyle barışık bir satıcıyı. Öyle ya insanların barut kesildiği bu dönemde... Öyle de güzel gülümsüyor ki... Erdoğan Bey, hal hatır sormanın etkisini kendinden örnek vererek anlattı. Senelerce önce, hastanedeyken yöneticisi olduğu siteden biri ona telefon ediyor ve hal hatır soruyor, ihtiyacı olup olmadığını soruyor. Hâlâ unutulmuyor... Bir de selâmlaşma üzerinde durduk. Bu konularla ilgili hadisleri hatırlattık.

Değerlerimizin yeniden canlandırılmasında hem fikiriz elbette. Ama nereden başlayacağımızı bilemeyebiliriz ya da herkes değişik fikir ileri sürebilir. Olsun bütün fikirler bizim için değerlidir. Biz diyoruz ki selâmı yaymaktan başlayalım. Hal hatır sormayı da ihmal etmeyelim.

Yukarıda, Erdoğan Bey oturur oturmaz TBMM ve Grup konuşmalarından söz etti, dedik ya. Satıcı X Beyin başlık yaptığımız sözüne uygun olur diye böyle demiştir. Bilindiği gibi bazı parti genel başkanları, daha önce atıp tuttukları parti başkanları ve yetkililerine hal hatır sordular. Ya ya, hal hatır sordular diye övgüyle söz ediyoruz. Oysa bu her an yapılması gerekli medeni bir davranış değil mi?

Hal hatır soranlarınız çok olsun.

Sabahattin GENCAL,

Çekmeköy-İstanbul, 03.10. 2024

 


 

Paylaşmak güzeldir.