16 Ağustos 2015 Pazar

Palindrom

Edebî Sanatlar 

Harf ve Yazıya Bağlı Hünerler
Palindrom (Dönüşük Sözcükler)

Türk Dilinde Palindromlar

Palindromlar düzden ve tersten bakıldığında aynı şekilde okunur ve bir kelime, deyim, sayı ya da cümle olabilir. Ayrıca kelimeler arasındaki noktalama işaretleri ve boşlukların ayarlaması da genellikle uygundur. Her iki yönden de aynı okunma özelliği olan palindromlar bir kelime oyunu olmanın yanı sıra bir dil ürünü olarak da dikkati çeker ve oluşumu bakımından çeşitli alt başlıklara ayrılır.
...

      Baş aşağı çevrildiğinde, bir aynadan yansıtıldığında ya da cam gibi saydam bir cisme yazılıp arkadan bakıldığında okunabilen palindromlar; dil için bir nevi kelime oyunu olarak da düşünülebilir. Bu yüzden de baştan veya sondan okunduğunda değeri değişmeyen sayı, kelime ya da cümlelere palindrom adı verilir.
Sözcük, 17. yüzyılda Yunanca palίn (‘tekrar, yeniden’) ve drom (‘dönmek’ Sanskritçe: drάmati) sözcüklerinin birleşmesiyle oluşan palίndromos (Onions, 1978: 643) sözcüğünden gelir.
Palindromlara örnek olarak “12321” sayısı, “21 Aralık 2002 günü saat akşam dokuzu on iki geçe (21.12.2002 21.12)” ifadesi, “küçük” kelimesi veya “Ey Edip Adana’da pide ye!” cümlesi gösterilebilir.
...
Bir sayı, bir beste, bir fotoğraf, bir hece, bir kelime, bir deyim ya da bir cümle şeklinde olan palindromlar dil için düşünüldüğünde bir kelime oyunu sayılabilir ve pek çok dilde olduğu gibi Türkçede de örneklerine rastlanır. Biçim bakımından ele alındığında ses ses, hece hece ya da kelime kelime 22 oluşturulan palindromların düzden ve tersten aynı ifadeyi ortaya koyduğu; bu ifadelerin bazen anlamlı cümleler, bazen de anlamsız kelime yığınları meydana getirdiği görülmektedir.
Yapılış yönünden “birebir eşlemeli” ya da “eklemeli” olarak görülen palindromlarda esas unsur; palindrom bir bütün olarak anlamlı bir cümle ya da bir kelime olmasa bile, fonetik olarak düzden ve tersten aynı ses değerlerini vermesidir.
...
Hüseyin Yıldız
http://turkoloji.cu.edu.tr/YENI%20TURK%20DILI/huseyin_yildiz_palindromlar.pdf

*
Palindrom, tersten okunuşu da aynı olan cümle, sözcük ve sayılara denilmektedir.

Hem birinci (sol üst köşeden sağ alt köşeye doğru), hem de ikinci (sağ üst köşeden sol alt köşeye doğru) köşegenine göre bakışımlı bir palindromik harf kutusu

Örnekler:

Palindromik sayılar:

·         101
·         111
·         121
·         212
·         323
·         6336
·         54245
·         623326
·         7895987
·         42699624
·         536754457635
·         98765432100123456789
·         98778855231222213255887789

Palindromik Türkçe sözcükler:

·         Aba
·         Ada
·         Ağa
·         Ala
·         Âmâ
·         Ana
·         Ara
·         Âsâ
·         Ata
·         Aya
·         Âzâ
·         Ebe
·         Ece
·         Efe
·         Elle
·         İki
·         İri
·         İyi
·         Kabak
·         Kaçak
·         Kak
·         Kavak
·         Kayak
·         Kazak
·         Kek
·         Kelek
·         Kıllık
·         Kılık
·         Kırık
·         Kısık
·         Kulluk
·         Küçük
·         Kütük
·         Küllük
·         Lâl
·         Makam
·         Mamam
·         Mum
·         Nacican
·         Nalan
·         Nazan
·         Neden
·         Niçin
·         Radar
·         Ses
·         Sis
·         Sos
·         Sus
·         Süs
·         Talat
·         Tat
·         Ütü

Palindromik Türkçe cümleler:

·         Anastas mum satsana.
·         İlaç iç Ali.
·         Ey Edip Adana'da pide ye.
·         Ey Nihat Adana'da tahin ye.
·         Ara piller eder elli para.
·         Para hazır ama Rıza harap.
·         En iyi meşe beşe mi yine?
·         Ayla'da mı madalya?
·         Al kazık çak karaya kayarak kaç kızakla.
·         Mağara daha dar ağam.
·         Aç raporunu koy, okunur o parça.
·         Rıza, Haluk okula hazır.

Palindromik Türkçe şiir:

Sanma şahım / herkesi sen / sadıkane / yâr olur
Herkesi sen / dost mu sandın / belki ol / ağyâr olur
Sâdıkâne / belki ol / âlemde bir / serdâr olur
Yâr olur / ağyâr olur / serdâr olur / dildâr olur
Yavuz Sultan Selim

Yukarıdaki şiir, sözcük öbeği palindromu yapısına uymaktadır. Bu şiirde ayrılmış her bir bölüme bir sayı verelim. Bu durumda şiir

1 / 2 / 3 / 4
2 / 5 / 6 / 7
3 / 6 / 8 / 9
4 / 7 / 9 / 10
düzenine girer.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Palindrom

*
Palindrom; baştan ve sondan okunduğunda değeri değişmeyen sayılardır

Örnekler
Dönüşük Sözcükler

ANASTAS MUM SATSANA

1*1 = 1

EY EDİP ADANADA PİDE YE

11*11 = 121
TALAT ATTAN ATLA

111*111 = 12321
KABAK, KÜÇÜK
1111*1111 = 1234321
EFE, ANISINA
11111*11111 = 123454321
TALAT, AD
111111*111111 = 12345654321
ÜMMÜ, İKİ        1881


http://www.mynet.com/trend/cevaplar/sorular-cevaplar/palindrom-bastan-ve-sondan-okundugunda-degeri-degismeyen-sayilardirorneklerd/6455308

Komparezon



Edebî Sanatlar 


Komparezon (comparaison, karşılaştırma)

İki öğe (varlık, nesne, durum vb…) arasında benzerlik ilişkisine dayalı olarak yakınlık-uzaklık durumunu belirten bir figürdür. Sentaksiko-semantik olan bu figür belirlenen, işaretlenen iki şey arasındaki benzerliği, farklılığı veya üstünlüğü ifadede ya da yaratmada kullanılır. Böylece benzeyen ve kendisine benzetilen gibi iki temel üzerine kurulan bu figürün karşılaştırma aracı benzetme ve karşılaştırma edatları olur. Bunlar çoğunlukla kadar, gibi, …den daha, nasıl…öyle; ha…ha…, kimi…kimi…, kah…kah…, ister…ister… veya, yahut, veyahut gibi edat ve karşılaştırma sözcükleridir.

“bir kurt nasıl kuşanırsa öyle kar günlerini;
aynalar kuşanıyor aynadaki tenini…”           (ten sonnet’si 247)

“sevinç bulaşıcı bir sayrılık
 gibi tiksinç”                                      (orpheus’a şiirler, 228)

“kimbilir, bir akarsu, ipekten ve kızıllıktan
daha bâkir, öylece, akıyorken o vâdi;”          (bakir sonnet, 273)


Abdulhalim Aydın, Hilmi Yavuz’un Şiirlerinde Söz Sanatları, Sözcük Oyunları ve Şiirsel Figürler (Yanaçlar)

*
Komparezon
(Fr. Comparaison; İng. comparison)

Benzetme, teşbih. Birbirlerine benzeyen iki şeyi birbirine yaklaştırmak; bu şekilde, kızgınlık ile fırtına, bir genç kızla bir gül, bir kahramanla bir aslan, yardımseverlik (charité) ile güneşin canlılık veren sıcaklığı yanyana getirilebilir, bunlar arasında bir ilişki kurulur, bir benzetme yapılır. Bu figürün yarattığı en sıradan etki, ifadeye daha fazla canlılık verir. Buradan hareketle: Melek kadar güzel, yıldırım gibi hızlı, v.b. S. 169

TEŞBİH

Çukurova’da atlar gibi şahlandı gönül (B. Kemal Çağlar; Benden İçeri, s.91)

Deniz, sanki âşığından geçici olarak mahrum
Kalmış bir genç kadındı.
(Tahsin Nahid, Hasta Bir Telde Hasta bir Nağme)


Ali Ak


Polisemi



Edebî Sanatlar 

Anlama Dayalı Söz Sanatı
Polisemi (Polysémie, Çokanlamlılık)

Hilmi Yavuz’da en çok görülen sözcük oyunlarından biri de polisemik (çok anlamlı) kullanımlardır. Bir sözcükle yapıldığı gibi bazen sözcük grubu ve dizeyle de yapılabilir. Bunlardan yalnızca bir kaçını vermek istiyoruz.

“yaz! sevgilim!
  kuş uzuyor dizelerde”          (yaz! sevgilim!, 144)

“yaz” sözcüğü bisemik (ikili anlam) bir kullanımla hem mevsim olan “yaz”, hem de yazmak fiilinin emir kipi olan “yaz” anlamlarına gelir. Metnin içeriği ise her iki duruma da elverişlidir. Yukarıdaki dizede ortografik bir sapmayla “kış” yerine “kuş” yazılması da bunun bir göstergesidir. Bu sapmaya şairin “u” asonansını bozmamak için başvurduğu da düşünülebilir. Devam eden,
“yaz! sevgilim!
  yürürken kekiktin boydan boya
  ve yüzün ne kadar gürdü”
gibi dizeler, geçmiş güzel günlerine yanan birinin bunları kayda geçirmek isteği gibi duruyor.
Aynı şekilde, şiir kitabına da ad olan “büyü’sün, yaz!” formu bisemik çağrışımı verir. Biri, büyü, sihir anlamındaki “sen büyüsün, büyüleyicisin yaz, devam et yazmaya” anlamında, diğeri de büyümek fiilinden türetilerek “büyüsün, olgunlaşsın yaz mevsimi” anlamında kullanılmış.
“her şiir bir sözcüğü örter ve gizler;
  görülsün istemez ‘gül’ veya ‘hüzün’…”         (yolculuk ve şiir, 364)
Hilmi Yavuz’da artık alıştığımız sık kullanımlı sözcüklerin başında “gül, hüzün” yer alır. “gül”ün kullanımı burada “kendisi”, “kendi ruhu, gerçeği, amacı”, “yaşam”, “yaşamın amacı”, “insan gerçekliği”, “varoluşun özü” gibi insanı, yaşamı kuşatan, kuşatırken de bir ölçüt işlevini yüklenmiş yapıdadır. Bu yönüyle “gül” ve/ya “hüzün” birbirini tamamlayan uyumlu, örtüşen, bağımlı bir düzlemde verilir. Bir başka açıdan ise, her bir şiirin örttüğü ve gizlediği “gül” veya “hüzün”dür. Veya bağlacıyla semantik açıdan yeniden bir karşıtlık alanı yaratılır. Böylece, onca şiir yaşamın ya “hüzünlü” yanını veya tersi olan “gülen” yanını dile getirir.


Abdulhalim Aydın, Hilmi Yavuz’un Şiirlerinde Söz Sanatları, Sözcük Oyunları ve Şiirsel Figürler (Yanaçlar)




Tensiküs Sıfat

Edebî Sanatlar 

Anlama Dayalı Söz Sanatı
Tensiküs Sıfat (Sürekli niteleme)

Tensiküs sıfat manzum ya da mensur bir metinde bir şahsı ya da bir nesneyi art arda sıralanan sıfatlar ile nitelemeye denir.

Örnek:

Kara dutum, çatal karam, çingenem
Nar tanem, nur tanem, bir tanem.

Örnekte de görüldüğü gibi şair sevgilisini art arda sıfatlar sıralayarak nitelemistir.

 *
(Kanuni Sultan Süleyman'ın Hürrem Sultan'a yazdığı mektuptan)


Celis-i halvetim, varım, habibim mah-ı tabanım
Enisim, mahremim, varım, güzeller şahı sultanım

Hayatım hasılım, ömrüm, şarab-ı kevserim, adnim
baharım, behçetim, rüzum, nigarım verd-i handanım

Neşatım, işretim, bezmim, çerağım, neyyirim, şem?im
Turuncu u nar u narencim, benim şem-i şebistanım

Nebatım, sükkerim, genc,m, cihan içinde bi-rencim
Azizim, yusufum varım, gönül mısrındaki hanım

Stanbulum, Karamanım, diyar-ı milket-i rumum
Bedahşanım ve Kıpçağım ve Bağdadım, Horasanım

Saçı varım, kaşı yayım, gözü pür fitne, bimarım
Ölürsem boynuna kanım, meded he na-müsülmanım

Kapında çünki meddahım, seni medh ederim daim
Yürek pür gam, gözüm pür nem, muhibbi yim hoş halım

Muhibbî (
Kanuni Sultan Süleyman’ın mahlası)


Bugünkü dille açıklaması;

benim birlikte olduğum, sevgilim, parıldayan ayım,
can dostum, en yakınım, güzellerin şahı sultanım.

hayatımın, yaşamımın sebebi cennetim, kevser şarabım
baharım, sevincim, günlerimin anlamı, gönlüme nakşolmuş resim gibi sevgilim, benim gülen gülüm,

sevinç kaynağım, içkimdeki lezzet, eğlenceli meclisim, nurlu parlak ışığım, meşalem.
turuncum, narım, narencim, benim gecelerimin, visal odamın aydınlığı,

nebatım, şekerim, hazinem, cihanda hiç örselenmemiş, el değmemiş sevgilim.
gönlümdeki mısırın sultanı, hazret-i yusufum, varlığımın anlamı,

istanbulum, karamanım, bütün anadolu ve rum ülkesindeki diyara bedel sevgilim.
değerli lal madeninin çıktığı yer olan bedahşanım ve kıpçağım, bağdadım, horasanım.

güzel saçlım, yay kaşlım, gözleri ışıl ışıl fitneler koparan sevgilim, hastayım!
eğer ölürsem benim vebalim senin boynunadır, çünkü bana eza ederek kanıma sen girdin, bana imdad et, ey müslüman olmayan güzel sevgilim.

kapında, devamlı olarak seni medhederim, seni överim, sanki hep seni öğmek için görevlendirilmiş gibiyim.
yüreğim gam ile, gözlerim yaşlarla dolu, ben muhibbiyim, sevgi adamıyım, bana bir şeyler oldu, sarhoş gibiyim. bir hoş hale geldim.
Muhibbî (Kanuni Sultan Süleyman’ın mahlası)

Şair bu mısralarda sevgilisini, kendi hayal dünyasında Ona yakıştırdığı birtakım sıfatlarla nitelemektedir. Her dizede niteleme ve hüküm tamamlanmaktadır.


http://ue.anadolu.edu.tr/eKitap/EDB104U.pdf

Paylaşmak güzeldir.