6 Şubat 2022 Pazar

Affınızı Diliyorum...

 

Sabahattin Gencal, 2019
Yazmaya başlarken...


Değerli okurlarımın affını diliyorum. Bu kaçıncı af dileyiş hatırlamıyorum. Buna rağmen, samimiyetimize inanacağınız düşüncesiyle af diliyorum.

Ben, bilindiği gibi çok okuyan, herkesi okuyan biriyim. Biraz da kendimi okuyayım, dedim. Aaa! Kendimizi okumak ne kadar zormuş. Sıkıldım doğrusu. Kafam da karıştı.  Sıcağı sıcağına kafalarını karıştırdığım, sıkıntıya soktuğum ve böylece zamanlarını aldığım okuyucularımdan özür dilemek istedim.

5 Şubat 2022 Cumartesi

Aklı Başa Toplamak

 

Sabahattin Gencal, 

04. 02. 2022, saat 23.58.  İki parmağım klavyede; iki gözüm kâh ekranda, kâh klavyede. Peki, aklım nerede?

“Aklın var mıydı ki nerede olduğunu soruyorsunuz.” diyen çıkmaz inşallah. Böyle diyen olursa da kınamam; çünkü kabahat bende. Böyle başlamamalıydım.

Ve yeni gün. 05. 02. 2022.

Yeni güne tam gece yarısı başlar mıymış? İster kabul edin ister kabul etmeyin; resmen yeni gündeyiz. Her yer karanlık. Dışarıda sıcaklık 1 C Açık. Bu rakamı ekranın alt köşesinde okudum.

Bu vakitte yazıyor olmam bir tuhaf geliyor bana. Ben genellikle sabah namazından sonra otururdum bilgisayarın başına. Ne oldu bana böyle?

2 Şubat 2022 Çarşamba

Mutlu Günler Dileğiyle...

 

                

Sabahattin Gencal-Fuat Gencal
Ümraniye, 01.02. 2022

“Her sabah güneş yeniden doğar, hayat yeniden başlar.” Bugün de, açık deyişle 01 Şubat 2022 Salı günü de uyandım sabaha. Yüce Rabbimize şükrederek yeniden başladım hayata. Ümraniye’ye gidebildim. Bu da şükre değer. Üstelik iki oğlumla beraberdim. Bu durum da az şükürlük değil...

        Biraz keyifsizliğimden, daha çok da korkudan kendime ev hapsi vermiştim. Uzun zamandır, değil çarşıya inmek açık havaya bile çıkmıyordum. Geçen yıl bugünlerde covid 19’un pençesindeydim. Gözümü öyle korkuttu ki hiç sormayın.

26 Ocak 2022 Çarşamba

Ah Leydi’m! Neler Hatırlattın Bana

 

Sabahattin Gencal Leydi ve Kontla sohbet ederken
                               



Bugün 26 Ocak 2022, günlerden Çarşamba. Saat 16.07’de yeniden oturdum bilgisayarın karşına. 3 saat önce de bilgisayardayken şişen ayaklarım “yat” dedi. Mümkün mü organlarının dediklerini yapmamak? Tabii, bu soru dini bir soru; onun için şimdilik geçelim. Ben, bazı organlarımızı dinlediğimiz için denileni yaptım.

Uyumadım; ama ayaklarımın şişinin inmesini bekledim. Beklerken de tavana bakıyordum. Bin bir düşünce ve duygu aklımdan geçti. Geçti geçti; ama niye Leydi’ye takıldığımı merak ettim. Leydi merakı da birçok şeyi tetikledi.

Paylaşmak güzeldir.