Sabahattin Gencal*
ÖNSÖZ
Türkiye’miz,
taa İstiklâl Savaşı’ndan beri birçok kriz atlatmıştır. İnşallah 21. Yüzyılın ilk
çeyreğindeki çoklu krizin üstesinden de başarıyla çıkacaktır. Yeter ki tüm yurttaşlarımız,
hepimiz yurttaşlık görevlerimizi yapalım. Yurttaşlık görevi insan olma
görevlerimizden biridir.
Siyasi
görevimiz de yurttaşlık görevlerimizden biridir; ama en önemli görevlerimizden
biridir. Ancak ne hikmetse bu görevimizi, sadece oy kullanmakla yaptığımızı
sanıyoruz. Kaldı ki demokrasiye tek katkımız oy kullanmayı da Allah bilir ya
doğru dürüst yapamıyoruz. Biz bazı kişileri mi seçiyoruz, yoksa bazı kişiler
kendilerine bize seçtiriyorlar mı? Sordum sadece.
Bizleri
kim yönetiyor? Siyasi partiler. Peki, siyasi partiler istenildiği gibi
donanımlı olmazsa onlardan ülkemizin ve toplumumuzun “iki günü bir olmadan”
daha bayındır ve refah içinde olmasını sağlamalarını nasıl bekleyebiliriz?
Demek ki işlevlerini tam olarak yapabilecek partilere ihtiyaç var. Bunlar da
siparişe göre olamayacağından bizim katkı sağlamamız gerekir. En azından
partiyle ilgili mevzuatları örneğin parti tüzüklerini bilmemiz ve ona göre,
parti içinde veya parti dışında görevlerimizi yerine getirmemiz gerekmez mi?
Siyasi görüşlerimizi, özgürce ifade etmek en tabii hakkımızdır. En azından bunu yapmalıyız. Başka deyişle karınca kararınca da olsa demokrasiye katkı sağlama çabasında olmalıyız.
GİRİŞ
a.
İnsanın Siyaseti Genel olarak Bilme Zorunluluğu
“İnsan,
kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanır?” 1
“Sizi
boşuna yarattığımızı ve bize tekrar döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?”2
Elbette başıboş değiliz, elbette
boşuma yaratılmadık. Yukarıdaki ayetlerden de anlayacağımız gibi vazife ve
sorumluluk taşıyan varlık insandır. Başka türlüsünü düşünemeyiz; çünkü insan en
güzel biçimde ve halife potansiyeli ile yaratılmıştır:
“Biz,
gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık.”3
“Hani,
Rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. (...)”4
Elbette başıboş değiliz. Allah’ın
(cc) buyurduğu görevleri yapmakla yükümlüyüz. Her biri önemli olan bu
görevlerden biri de yönetimdir/siyasettir.
İnsan önce kendini yönetmekle
sorumludur. Bütün uzuvlarının kendilerine özgü işlevleri yapıp yapmamalarından
sorumludur. Görevler istenildiği gibi yerine getirilemezse bütün uzuvlar
tanıklık eder:
“O
ceza gününde dilleri, elleri ve ayakları, yapıp ettikleri hususlarda
aleyhlerine tanıklık edecektir.”5
“O
gün biz onların ağızlarını mühürleriz. Elleri bize konuşur, ayakları da
kazandıklarına şahitlik eder.”6
Peki, Uzuvlarımızın işlevlerini tam
olarak yapabilmeleri nasıl mümkün olabilir?
Bir kere insanı hayvandan ayıran
insana lütfedilmiş aklı çalıştırmak gerekir. Ayrıca hayvanlarda olmayan vicdana
kara leke düşmemesine dikkat etmek ve gönlümüzü Esma-ül Hüsna ile doldurmak
gerek. Tabii, yine insana özgü cüz-i iradenin kullanılmasını başkasına
bırakmamak gerekir:
Allah (cc) iyiyi kötüyü, güzeli
çirkini ve doğruyu ve yanlışı gösteriyor. Bunlardan birinin seçilmesi durumunda
ne olacağını da belirtiyor; ama cüzi iradenin kullanılmasını insanın kendisine
bırakıyor. Bu konunun özel olarak işlenmesi ve herkese öğretilmesi gerekir.
Cüzi iradeye Allah(cc) bile karışmazken bazı insanların karışması, -başka türlü
de söylenebilir- iradeyi başkalarına bırakmak insanlığa aykırıdır. İrade
konusunda, öteden beri çok farklı görüşler öne sürülmüştür.7
İnsanın kendini yönetmesiyle ilgili
ana noktalara değindikten sonra insanın bir işletme yönetmesi, bir kamu
kurumunu yönetmesi, sivil toplum kurumunu yönetmesi için neler gerektiği
üzerinde de durmak gerekir ki duruluyor da. Örneğin yüksekokullarda eğitim
yönetimi, ordu yönetimi, sağlık yönetimi gibi yüzlerce dalda dersler veriliyor.
Tabii devlet yönetimi üzerinde titizlikle duruluyordur. Bütün bunlar, ortak
noktaları olmakla birlikte ayrı ayrıdır. Ayrı ayrı beceriler gerektirir.
Örneğin bir devleti anonim şirket gibi yönetemezsiniz. Bir kamu kurumunu
işletme gibi yönetemezsiniz. Bunların tersi de doğrudur.
İnsan biriciktir; ama aynı zamanda
toplumsal varlıktır. Diğer bireylerle karşılıklı dayanışma ve yardımlaşma, iş
bölümü ve iş birliği vb. olmaksızın yaşayamaz. Bütün bunlar için de kanunlar
gerek. Herkes kafasına göre kanun koyamayacağına göre kanun koyucu gerek. Bunun
için de, fazla uzatmadan yazalım devlet gerek. Devleti de devlet gibi
yönetebilecek bireyler yani siyasetçiler gerek. Devlet mekanizmasının işleyişi
tabiidir ki ehliyetli kamu yöneticilerinden oluşur. Bu mekanizmanın nasıl
işlemesi gerektiğini de yine ehliyetli siyasetçiler belirler.
b.
Siyaset ve Siyasetçiler Hakkında
“İnsan
hayatının vazgeçilmez iki olgusudur itikat ve siyaset. Biri içten diğeri dıştan
kuşatır insanı. Birinin kök uçları insan fıtratına iner; kalbîdir. Diğeri
sosyal bir fenomen olup toplumsal ve idaridir.”8 diyen Sadık
Ünal’ın eserinden aldığımız birkaç cümle ve paragrafı da düşünerek, içimizden
analiz ederek ve de karşılaştırarak okuyalım:
“Politikacı,
söylediklerinin tersini yaparak dengesini sağlayan bir akrobattır.” (Maurice Barres)
“Hepiniz
çobansınız, o halde sorumluluğunuzu üstlendiğiniz, her şeyi ve herkesi iyi
korumak ve iyi idare etmekle mükellefsiniz.” (Hz. Muhammed (s.a.v.) Hadisi şerifin metninde geçen râin kelimesi
hayvanlar için gütmek, insanlar için siyaset anlamındadır.”9
Peki, günümüze dek bu ayet
yöneticiler tarafından veya yöneticilere yakın olanlar tarafından nasıl
yorumlandı? Bu yorumlar yapılırken Kur’an-ı Kerim’in diğer ayetlerine hiç
bakılmadı mı?
“Ey
iman edenler! “Râ’inâ (bizi gözet)” demeyin, “unzurnâ (bize bak)” deyin ve
dinleyin. Kâfirler için acıklı bir azap vardır.”10
“Siyaset
alanında “Prens” adlı kitabıyla meşhur Floransalı Nicola Machiavelli
(1468-1527), İngiliz Spinoza (1632-1677) ve hukukçu bir ailede yetişen Fransız
Montesquieu (1689- 1755) gibi dini siyasetin emrine verenler de vardır.”11
Peki, bu durumda halkı kimler
bilgilendirecek, kimler aydınlatacak? “Haksızlıklar karşısında susan dilsiz
şeytanlardan” yardım isteyemeyeceğimize göre bu tür konuları öğrenmek her
insanoğlu için elzem değil mi? Bakın İmam Gazali (1058- 1123) ne diyor? “İlimlerin en üstünü siyaset ilmi, sanatların
en mükemmeli de siyaset sanatıdır. Siyaset, yaşamak için zaruri ve farz-ı
kifaye olan ilimler kategorisindedir. Gazali, İhya-ı Ulumüddin I, s. 40-51)”12
Yaygın bir üslupla yazalım, ya
öğreneceğiz ya öğreneceğiz; ya aydınlanacağız ya aydınlanacağız. Başka yolu
yok. Yoksa vakit çok geç olur. Bakın sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed
(s.a.v.) ne diyor:
“İleride
insanların şerlileri, toplumun önüne geçecek, başlarında da sefih umera
bulunacak.” (Heysemi, Mecmau’z Zevaid, V. S. 240, Ebu Ya’lâ, Müsned, II, s. 302)13
Sağlıkla ilgili bir slogandan
hareketle ne diyelim? İnsanların şerlilerinden korkma; tedbir almakta geç
kalmaktan kork!
c.
Siyasetçilere Öğütler
Taa dört bin yıl öncesinden beri
devletlerin ve devletçiklerin nasıl yönetilmesi gerektiği üzerinde sayısız
yazılar yazılmıştır. Bu kaynaklar doğu ülkelerinde de, az da olsa vardır. Bunların bazılarına
Siyasetname denilmektedir. Siyasetnamelerde genellikle ideal bir devletin nasıl
olması gerektiği, yine ideal bir yöneticin nasıl olması gerektiği, en iyi
yönetim için dikkat edilmesi gerekenler vb. yazılır.14
Konumuz siyasetnameler olmadığı gibi
siyasetle ilgili kuramsal bilgiler vermek de değildir. Ancak fikir vermek,
kuramsal bilgilere ilgi uyandırmak için gerek siyasetnamelerde, gerek başka
eserlerde yer alan bazı sözlerin yazılmasında yarar görürüz:
· Kisi tip ayurlar kayu ol kisi kisike
asıg kılsa itse isi İnsan derler.
(İnsan kimdir; insan başkalarına faydalı olan ve onların işlerini gören
kimsedir.) (Yusuf Has Hâcib, Kutadgu Bilig, 3269)
· Kisi bol kisike kisilik kılın kisi
atı ögdi özüngke alın.
(İnsan ol, insanlara karşı insanlık yap; insan vasfını kendin için en yüksek
bir unvan olarak taşı. (Yusuf Has Hâcib, Kutadgu Bilig, 283408.)
·Siyasetle
ahlâkı ayıranlar, ikisinden de bir şey anlamamışlar demektir. (John Morley)
· Siyaset
mahkeme salonlarına girdiği anda, adalet oradan çıkmalıdır. (Guizot)
· Politikacı
susmasını bilmelidir, sonra düşünmesini bilmelidir ve ancak ondan sonra
konuşmalıdır. (Henry Poincare)
· Her
ülke layık olduğu hükümeti alır. (Aristoteles)
Bazı yazarlar ve düşünürler, olması
gerekeni / ideali değil olanı tespit ederek yazmışlardır. Bunlara, Makyavel çok
okunan bir örnektir:
· İnsanları
kandırmak, kandırıldığına inandırmaktan daha kolaydır. (Oscar Wilde)
·
Sorumluluk
duygusunun ortadan kalkması, otoriteye boyun eğmenin en önemli sonucudur.
(Stanley Milgram)
·
Bir
politikacı işini kaybetmemek için her şeyi yapar. Hatta vatansever bile
olur. (William Randolph Hearst)
· Eğer
bir yalanı yeterince uzun, yeterince gürültülü ve yeterince sık söylerseniz,
insanlar inanır. İnsanları, bir yalana inandırmanın sırrı, yalanı sürekli
tekrar etmektir. Sadece tekrar, tekrar ve tekrar söyleyin. (Adolf Hitler)
· En
kudretli uyuşturucu, politikacının ağzından çıkan kelimelerdir. (Rudyard Kipling)
·
İnsanın
düşünememesi liderler için ne büyük şans.
(Adolf Hitler)
· Devletin
yönetimini elinde tutanlar iyi, erdemli, dürüst, ahlaki ve dindar değillerse
bile dindar görünerek tüm bu meziyetlere sahipmiş gibi halkı inandırmak
zorundalar. (Machiavelli)
· Kötülük bir seferde bütünüyle
yapılmalıdır. Tatmak için ne kadar az zaman olursa o kadar az yaralayıcı
olacaktır. İyilik ise daha iyi tadına varılsın diye azar azar yapılmalıdır. (Machiavelli)
· Her hatamın arkasından sonumun geldiğini
düşünürüm. Ancak rakiplerim hatanın büyüklüğü karşısında şaşırıyor, her hatamda
keramet arıyorlardı. Böyle böyle ünlü oldum. (Machiavelli)
· Bir Prens, eğer ille de hayvan gibi
davranması gerekirse tilki ve aslanı seçmelidir; çünkü aslan kendini ağdan,
tilki de kurttan korumasını bilmez. Tuzakları tanımak için tilki olmak gerekir,
kurtları ürkütmek için aslan. Sadece aslanlık etmek istemekle kendilerini sınırlayanlar
bu işten hiçbir şey anlamıyorlar demektir. (Machiavelli)
· Amaca götüren her yol geçerlidir. (Machiavelli)
-I-
a.
Siyasi Partiler
Farklı coğrafyalarda farklı devlet
çeşitleri, her devlet şeklinde farklı hükümet sistemleri vardır.15 Farklı
rejimlerin de olduğu düşünülürse kuruluşları, organları, işlevleri vb. farklı
siyasi partilerin olması doğaldır. Burada Türkiye’deki siyasi partiler üzerinde
ana hatlarıyla ve kısaca durulacaktır. Bu girişi yazmamızın nedeni
farklılıkların olduğunun anlaşılmasıdır. Yoksa farkı fark ettirecek
uzmanlığımız yok. Kaldı ki bu yazının hacmi de buna müsait değil.
Türkiye üniter bir devlettir. “Üniter devletin en belirgin özelliği
devletin unsurlarının ve organlarının tekliğidir. Bu devlet türüne göre devlet,
ülke, millet, egemenlik unsurları ve yasama, yürütme ve yargı organları
bakımından teklik özelliği taşımaktadır (Gözler, 2017: 59). Üniter devletlerde
egemenlik tek ve bölünmez yapıdadır. Tüm ülkede aynı hukuk düzeni, yasama
düzeni ve yürütme erki görevdedir. Dolayısıyla ülke genelinde bir yasama
organı, bir yargı organı ve bir yürütme organı bulunmaktadır.”16
Bu paragraftan anladığımıza göre Türkiye’de bulunan tüm partiler “Türkiye
Partisidir.” Partilerin kendilerini bir bölgenin partisi olarak
gösteremeyecekleri gibi başkaları da onları bölge partisi olarak
yaftalayamaz. Bütün partiler Anayasa’da
ve Siyasal Partiler Kanunu’nda gösterilen hususlara uymak zorundadırlar.
b.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına Göre Siyasi Partiler17
I. Devletin
şekli
MADDE
1- Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
II.
Cumhuriyetin nitelikleri
MADDE
2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet
anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı,
başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir
hukuk Devletidir.
V.
Devletin temel amaç ve görevleri
MADDE
5- Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını
ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak,
kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak
ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak
surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın
maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya
çalışmaktır.
X.
Kanun önünde eşitlik
MADDE
10- Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç,
din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
(Ek
fıkra: 7/5/2004-5170/1 md.) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet,
bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. (Ek cümle: 7/5/2010-5982/1
md.) Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak
yorumlanamaz.
(Ek
fıkra: 7/5/2010-5982/1 md.) Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife
şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler
eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.
Hiçbir
kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet
organları ve idare makamları bütün işlemlerinde (…) kanun önünde eşitlik
ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.
XI.
Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü
MADDE
11- Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare
makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.
Kanunlar
Anayasaya aykırı olamaz.
I.
Türk vatandaşlığı
MADDE
66- Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür.
II.
Seçme, seçilme ve siyasî faaliyette bulunma hakları
MADDE
67- Vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara uygun olarak, seçme,
seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasî parti içinde siyasî faaliyette
bulunma ve halkoylamasına katılma hakkına sahiptir.
II.
Siyasî partilerle ilgili hükümler
A. Parti kurma, partilere girme ve partilerden ayrılma(1)
MADDE
68- (Değişik: 23/7/1995-4121/6 md.)
Vatandaşlar,
siyasî parti kurma ve usulüne göre partilere girme ve partilerden ayrılma
hakkına sahiptir. Parti üyesi olabilmek için onsekiz yaşını doldurmuş olmak
gerekir.
Siyasî
partiler, demokratik siyasî hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır.
Siyasî
partiler önceden izin almadan kurulurlar ve Anayasa ve kanun hükümleri
içerisinde faaliyetlerini sürdürürler.
Siyasî
partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, Devletin bağımsızlığına, ülkesi
ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti
ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve lâik Cumhuriyet ilkelerine
aykırı olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür
diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik edemez.
B.
Siyasî partilerin uyacakları esaslar
MADDE
69- (Değişik: 23/7/1995-4121/7 md.)
Siyasî
partilerin faaliyetleri, parti içi düzenlemeleri ve çalışmaları demokrasi
ilkelerine uygun olur. Bu ilkelerin uygulanması kanunla düzenlenir.
Siyasî
partiler, ticarî faaliyetlere girişemezler.
Siyasî
partilerin gelir ve giderlerinin amaçlarına uygun olması gereklidir. Bu kuralın
uygulanması kanunla düzenlenir. Anayasa Mahkemesince siyasî partilerin mal
edinimleri ile gelir ve giderlerinin kanuna uygunluğunun tespiti, bu hususun
denetim yöntemleri ve aykırılık halinde uygulanacak yaptırımlar kanunda
gösterilir. Anayasa Mahkemesi, bu denetim görevini yerine getirirken
Sayıştay'dan yardım sağlar. Anayasa Mahkemesinin bu denetim sonunda vereceği
kararlar kesindir.
Siyasî partilerin
kapatılması, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının açacağı dava üzerine Anayasa
Mahkemesince kesin olarak karara bağlanır.
Bir
siyasî partinin tüzüğü ve programının 68 inci maddenin dördüncü fıkrası
hükümlerine aykırı bulunması halinde temelli kapatma kararı verilir.
Bir
siyasî partinin 68 inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı
eylemlerinden ötürü temelli kapatılmasına, ancak, onun bu nitelikteki fiillerin
işlendiği bir odak haline geldiğinin Anayasa Mahkemesince tespit edilmesi
halinde karar verilir. (Ek cümle: 3/10/2001-4709/25 md.) Bir siyasî parti, bu
nitelikteki fiiller o partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiği ve bu
durum o partinin büyük kongre veya genel başkan veya merkez karar veya yönetim
organları veya Türkiye Büyük Millet Meclisindeki grup genel kurulu veya grup
yönetim kurulunca zımnen veya açıkça benimsendiği yahut bu fiiller doğrudan
doğruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği takdirde, söz
konusu şillerin odağı haline gelmiş sayılır.
(Ek
fıkra: 3/10/2001-4709/25 md.) Anayasa Mahkemesi, yukarıdaki fıkralara göre
temelli kapatma yerine, dava konusu fiillerin ağırlığına göre ilgili siyasî
partinin Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar
verebilir.
Temelli
kapatılan bir parti bir başka ad altında kurulamaz.
Bir
siyasî partinin temelli kapatılmasına beyan veya faaliyetleriyle sebep olan
kurucuları dahil üyeleri, Anayasa Mahkemesinin temelli kapatmaya ilişkin kesin
kararının Resmî Gazetede gerekçeli olarak yayımlanmasından başlayarak beş yıl
süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve deneticisi olamazlar.
Yabancı
devletlerden, uluslararası kuruluşlardan ve Türk uyrukluğunda olmayan gerçek ve
tüzelkişilerden maddî yardım alan siyasî partiler temelli olarak kapatılır.
c. Siyasi Partiler Kanunu18
Amaç:
Madde 1 – Bu Kanunun amacı,
siyasi partilerle ilgili esasları düzenlemektir.
Kapsam:
Madde 2 – (Değişik: 12/8/1999 -
4445/1 md.)
Bu Kanun, siyasi partilerin kurulmaları,
teşkilatlanmaları, faaliyetleri, görev, yetki ve sorumlulukları, mal edinimleri
ile gelir ve giderleri, denetlenmeleri kapanma ve kapatılmalarıyla ilgili
hükümleri kapsar.
Tanım:
Madde 3 – Siyasi partiler,
Anayasa ve kanunlara uygun olarak; Cumhurbaşkanı, milletvekili ve mahalli
idareler seçimleri yoluyla, tüzük ve programlarında belirlenen görüşleri
doğrultusunda çalışmaları ve açık propagandaları ile milli iradenin oluşmasını
sağlayarak demokratik bir Devlet ve toplum düzeni içinde ülkenin çağdaş
medeniyet seviyesine ulaşması amacını güden ve ülke çapında faaliyet göstermek
üzere teşkilatlanan tüzel kişiliğe sahip kuruluşlardır.
Siyasi
partilerin vazgeçilmezliği ve niteliği:
Madde 4 – Siyasi partiler,
demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır. Atatürk ilke ve
inkılaplarına bağlı olarak çalışırlar.
Siyasi partilerin kuruluşu, organlarının
seçimi, işleyişi, faaliyetleri ve kararları Anayasada nitelikleri belirtilen
demokrasi esaslarına aykırı olamaz.
Siyasi
parti kurma hakkı:
Madde 5 – Vatandaşlar siyasi
parti kurma hakkına sahiptirler.
Siyasi partiler, Anayasa ve kanunlar
çerçevesinde, önceden izin almaksızın serbestçe kurulurlar.
Siyasi
parti sicili:
Madde
10
– Cumhuriyet Başsavcılığınca her siyasi parti için bir sicil dosyası tutulur
Siyasi
partilere üye olma:
Madde
11
– (Değişik birinci fıkra: 12/8/1999 - 4445/4 md.) On sekiz yaşını dolduran,
medeni ve siyasi hakları kullanma ehliyetine sahip bulunan her Türk vatandaşı
bir siyasi partiye üye olabilir.
Siyasi
partilerin seçimlere katılması:
Madde
36
– (İptal: Anayasa Mahkemesinin 22/5/1987 tarih ve E. 1986/17. K. 1987/11 sayılı
Kararı ile.) (1) (Yeniden düzenleme: 31/3/1988 - 3420/4. md.) Siyasi partilerin
seçimlere katılabilmesi için illerin en az yarısında oy verme gününden en az
altı ay evvel teşkilat kurmuş ve büyük kongrelerini yapmış olması (…) şarttır.
Bir ilde
teşkilatlanma, merkez ilçesi dahil o ilin ilçelerinin en az üçte birinde
teşkilat kurmayı gerektirir.
Parti
adaylarının tespiti:
Madde
37
– (Değişik: 28/3/1986 - 3270/9 md.) Siyasi partiler, milletvekilliği genel veya
ara seçimlerinde, adaylık için müracaat eden ve adaylığı uygun bulunanlar
arasından, adayların tespitini; serbest, eşit, gizli oy, açık tasnif esasları
çerçevesinde, tüzüklerinde belirleyecekleri usul ve esaslardan herhangi biri
veya birkaçı ile yapabilirler.
Kesin
hesabın gönderilmesi:
Madde
74
– (Değişik: 12/8/1999 - 4445/10 md.) Siyasi partilerin mali denetimi Anayasa
Mahkemesince yapılır. Anayasa Mahkemesi, siyasi partilerin mal edinimleri ile
gelir ve giderlerinin Kanuna uygunluğunu denetler.
Bölgecilik
ve ırkçılık yasağı:
Madde 82 – Siyasi
partiler, bölünmez bir bütün olan ülkede, bölgecilik veya ırkçılık amacını
güdemezler ve bu amaca yönelik faaliyette bulunamazlar.
Eşitlik ilkesinin korunması:
Madde 83 – Siyasi
partiler, herkesin dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din,
mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşit olduğu
prensibine aykırı amaç güdemez ve faaliyette bulunamazlar.
Atatürk
ilke ve inkılaplarının korunması:
Madde 84 – Siyasi
partiler, Türk toplumunu çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkarmak ve Türkiye
Cumhuriyetinin laiklik niteliğini korumak amacını güden:
a) 3 Mart 1340 tarihli ve 430 sayılı Tevhidi
Tedrisat Kanunu,
b) 25 Teşrinisani 1341 tarihli ve 671 sayılı
Şapka İktisası Hakkında Kanun,
c) 30 Teşrinisanı 1341 tarihli ve 677 sayılı
Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Seddine ve Türbedarlıklar ile Bir Takım
Unvanların Men ve İlgasına Dair Kanun,
d) 17 Şubat 1926 tarihli ve 743 sayılı Türk
Kanunu Medenisiyle kabul edilen, evlenme akdinin evlendirme memuru önünde
yapılacağına dair medeni nikah esası ile aynı Kanunun 110 uncu maddesi,
e) 20 Mayıs 1928 tarihli ve 1288 sayılı
Beynelmilel Erkamın Kabulü Hakkında Kanun,
f) 1 Teşrinisani 1928 tarihli ve 1353 sayılı
Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun,
g) 26 Teşrinisani 1934 tarihli ve 2590 sayılı
Efendi, Bey, Paşa gibi Lakap ve Unvanların Kaldırıldığına Dair Kanun,
h) 3 Kanunuevvel 1934 tarihli ve 2596 sayılı
Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun,
Hükümlerine aykırı amaç güdemezler ve
faaliyette bulunamazlar.
Atatürk'e
saygı:
Madde
85
– Siyasi partiler, Türk Milletinin Kurtarıcısı, Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu
Atatürk'ün şahsiyet ve faaliyetlerini veya hatırasını kötülemek veya küçük
düşürmek amacını güdemez ve buna yol açabilecek davranış ve faaliyetlerde
bulunamazlar. Parti adları ile amblemlerinde Atatürk'ün adını veya resmini
kullanamazlar.
Laiklik
ilkesinin korunması ve halifeliğin istenemeyeceği :
Madde
86
– Siyasi partiler, Türkiye Cumhuriyetinin laiklik niteliğinin değiştirilmesi ve
halifeliğin yeniden kurulması amacını güdemez ve bu amaca yönelik faaliyetlerde
bulunamazlar.
Dini
ve dince kutsal sayılan şeyleri istismar yasağı:
Madde
87
– Siyasi partiler, Devletin sosyal veya ekonomik veya siyasi veya hukuki temel
düzenini, kısmen de olsa dini esas ve inançlara uydurmak amacıyla veya siyasi
amaçla veya siyasi menfaat temin ve tesis eylemek maksadıyla dini veya dini
hissiyatı veya dince mukaddes tanınan şeyleri alet ederek her ne suretle olursa
olsun propaganda yapamaz, istismar edemez veya kötüye kullanamazlar.
Görevli
mahkeme ve savcılık:
Madde
98
– (Değişik: 12/8/1999 - 4445/15 md.) Siyasi partilerin kapatılması davaları,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından Anayasa Mahkemesinde açılır.
Anayasa Mahkemesince verilen kararlar
kesindir.
Cumhuriyet Başsavcılığı,
iddianamesine esas teşkil edecek olayların araştırılması ve soruşturulmasında
ve davanın açılması ve yürütülmesinde Cumhuriyet savcılarına ve sorgu
hakimlerine tanınan bütün yetkilere sahiptir. Ancak; Anayasanın ve kanunların
sadece hakimler tarafından kullanılabileceğini belirttiği yetkiler bunun
dışındadır.
ç. Siyasi Parti Tüzükleri
Gerek Anayasa, gerek Siyasi Partiler
Yasası ve diğer yasalar bir partinin uyması gereken yasalardır. Ancak partinin
bütün organlarıyla sistemli bir biçimde işlemesi, görevli tüm bireylerin
hukukunu belirleyici olan partilerin tüzükleridir. Bu tüzüklerin önemini
İyimaya özetle belirtiyor:
“Tüzükler, siyasal partilerin
anayasalarıdır. Anayasalar, rejimlerin; tüzükler ise partilerin kimliklerini
ortaya koyan temel belgelerdir. Uygulanmayan anayasaların yol açtığı trajik
sonuçlar ne ise, tüzüklerin rafa kaldırılmasının yol açacağı siyasi sonuçlar da
-neredeyse- aynıdır. Standardı yüksek tüzüklerin yapılması kadar ve hatta daha
çok onların uygulanması önemlidir. (İyimaya, Ahmet, DYP Tüzüğü Değişiklik Ön
Taslağı, Gerekçe bölümünden. Özel arşivim).
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı,
partinin belli yoğunlukta ve belli türde hukuka aykırılık içinde olması
halinde, hukuku, başkaca bir talep ve tahrike gerek kalmaksızın görevinden
ötürü (ex-ofşcial) ve doğrudan harekete geçirebilmektedir.”19
Not.
Bu çalışmada partilerin tüzüklerinden örnek vermeyi etik bulmadık. Ancak merak
edenler internetten yararlanarak bulabilirler.
d.
Siyasi Partilerle İlgili Olarak (Merak Edenler İçin Ek Bilgiler)
Türkiye’deki siyasi partilerin türleri,
partilerin devletle ilişkileri, partilerin tabanlarıyla ilişkileri, öne çıkmış
partilerle yeni kurulmuş partilerin rekabet edememesi, parti rekabetinin
istenildiği gibi olamaması, partilerin kuruluş sebepleri, partilerin kapanış
sebepleri vb. birçok konunun her biri ayrı çalışma konusudur. Bu konuda
çalışacaklar için internet ortamında bilimsel makaleler ve kitaplar da var.
Tabii bunları okumak ve incelemek zaman alıcı. Zaman alıcılığın ötesinde
okuyucuları bir nevi yönlendirme anlamına geleceği için bu tür yayınların
isimlerine bile yer vermedik. Ancak bir fikir verir düşüncesiyle parti
listeleri linkleri koyduk:
Türkiye’de Kurulan Siyasi Partiler20
Siyasi Parti İşlemleri21
Siyasi Parti Genel Bilgileri22
Faaliyette Olan Siyasi Partiler23
Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Siyasi
Partiler Listesi24
Türkiye'deki Yasa Dışı Siyasi Partiler
Listesi25
-II-
Türkiye’de
Siyasi Partilerin Değerlendirilmesi
a. Partileri değerlendirebilme
kapasitemiz yok. Bunun için, belki bir fikir verebilir düşüncesiyle bazı
akademisyenlerden alıntılar yaptık. Öte yandan, bilimsel olduğunu hiçbir zaman
iddia bile edemeyeceğimiz bir güncelleme yapmak istedik. Birkaç kişinin düşüncelerini
aldık. (Tabi İmkânı olanlar yeterli denek sayısı bularak daha isabetli
olabilecek güncelleme yapabilirler.)
Aliefendioğlu’nun tespitlerinden oluşan
bir sayfayı görüşlerini bildirmeleri için beraberce kurduğumuz fikir
Masası’ndaki arkadaşlara gönderdik. Hacmi artırmak pahasına bu yazıya yer
veriyoruz:
Merhaba,
Sohbet toplantımızda “Türkiye
Cumhuriyeti’nde Siyasi Partiler” konulu kısa bir çalışma yapıyorum. Bu
çalışmada aşağıda açıkladığım bir güncellemeye
de yer vermeyi düşünüyorum. İlgi gösterirseniz memnun olurum.
Adı bizde saklı bir akademisyenin
“Türkiye’nin siyasal yaşamında partilerin değerlendirilmesi” çalışmasını
güncellemek istiyoruz.
Bu çalışmaya katılımınız elbette ki
zorunlu değil. Ama katılacağınızı umuyoruz. Çünkü Bu konudaki katkılarınız
kıymetlidir.
Her görüşün altına, Şahsen bu görüşe % yüzde kaç oranında katıldığınızı yazınız. Yine
sizce- bu görüşler topluma sorulmuş olsaydı -toplum bu görüşe % yüzde kaç oranında katılırdı.
Gerek her görüş için, gerekse genel olarak
şahsi fikirlerinizi de sona ekleyebilirsiniz.
Teşekkürlerimle.
Sabahattin Gencal (Emekli Öğretmen) 10.
03. 2023
Not: Cevaplarınızı en geç Sohbet
toplantımızdan (15. 03. 2023) en az bir gün önce gönderirseniz memnun olurum.
*
TÜRKİYE'NİN
SİYASAL YAŞAMINDA PARTİLERİNDEĞERLENDİRİLMESİ26
Gizli kurulan siyasi amaçlı
cemiyetleri de dahil edersek 1989 dan günümüze varan süreçte 250 civarında
partinin kurulduğunu, bunların çok büyük bir kısmının bir süre sonra tasşye
edildiklerini, kapatıldıklarını ya da şilen yaşamlarına son verildiğini
gözlemekteyiz.
Meşrutiyet ve tek partili
dönemi hariç tuttuğumuzda çok partili döneme ilişkin gözlemlerimizi şu ana
başlıklarda toplayabiliriz:
1.
1961
ve 1982 Anayasalarında, "demokratik siyasal yaşamın vazgeçilmez
unsuru" kabul edilen siyasal partiler, 1982 Anayasası ve özellikle Siyasal
Partiler Yasası'yla, yasaklı ve resmi devlet ideolojisiyle sınırlı bir alan
içerisinde tutulmuşlardır.
Siyasi partiler, bu alanda, oligarşik bir yapılanma
içerisinde, ideolojik farklılıkları bulunmayan çıkarcı ve günlük popülist
politikalar üreten mekânlar durumunda gözükmektedirler.
2.
Siyasal
partilerin az gelişmişlik koşullarını alabildiğince sömürerek oy toplamaya
çalışmaları günlük politikalarının bir aracı durumuna gelmiştir.
Kimi partilerin, halkın dinsel duygularını,
kimilerinin milliyetçilik anlayışını, kimilerinin ise etnik köken ayrımcılığını
sömürmeleri ve genelde tüm partilerin gerçekleşmeyecek vaatlerle halkı
aldatmayı geçerli bir yöntem kabul etmeleri popülist politikalarının en iyi
göstergeleridir. Kimi partilerin ya da grupların da, sorunun geleneksel toplum
yapısına, eğitim ve üretim ilişkilerindeki bozuk temele dayandığını göz ardı
ederek, lâiklik ilkesini, abartılı, biçimsel ve hoşgörüsüz bir anlayışla
algılamaları çözümü güç sorunlar yumağının büyümesine neden olmaktadır.
3.
Siyasal
partilerde lider sultası ve oligarşik yönetim eğilimi Sürekli gözlenmiştir.
Milletvekili adaylarının merkezden belirlenmesi yönündeki eğilim, lider
hegomanyasını artırıcı bir etken olmuştur. Parti başkanlarının isteklerine ya
da görüşlerine karşı çıkanların milletvekili adayı olabilme ya da yeniden
seçilebilme şansları yok denecek kadar azdır. Liderler arasında çatışma
kültürü, uzlaşma ve hizmet gereklerinin önüne geçmiştir.
4.
Zenginliğin
devlet eliyle yaratıldığı ekonomik yapı ve bankacılık sistemi içerisinde siyasi
partilerin "rant" bölüşümünün aracı durumuna gelmeleri;
milletvekilliğine, kimi ayrıcalıklarla gerekenin dışında fazla çekicilik
kazandırılması siyasi partilere ve lidere bağlılığı ön plana çıkarmıştır. Bu
durum siyasal ahlâktaki yozlaşmanın da bir nedeni olmuştur. Milletvekili
olabilmek için kişiliklerinden ya da kişisel zenginliklerinden pay verenler,
milletvekili olduklarında kişisel çıkarlarına öncelik tanımayı kendilerince
haklı bir neden saymışlardır.
5.
Siyasi
partilerin kadro yetiştirme, eğitme işlevlerinde başarılı oldukları söylenemez.
Bunun bir nedeni lider kadrolarının bu konuda fazla istekli olmamasıdır. Bir
başka neden, siyasal partilerin eğitim çalışmalarının "otoriter (hakim)
devlet” anlayışına ters düşmesi ve kuşkuyla karşılanmasıdır.
6.
Siyasi
partilerin faaliyetlerinin, parti içi düzenlemelerinin ve çalışmalarının
demokrasi ilkelerine uygun olmasını öngören Anayasa kuralı, uygulamada
gerçekleşmemiştir.
7.
Siyasal
partilerde gözlenen bir başka olgu, barışçı ve uzlaşmacı olmayan bir kültürün
her olayda ortaya çıkması, kavga yoluyla üstünlük sağlama basitliğine
kolaylıkla gidilmesidir.
8.
Türkiye'de,
siyasal partilere ve belirli zaman aralıklı seçimlere davalı demokratik
yapılanmanın tıkandığı, sorunlara çözüm üretemez duruma geldiği gözlenen bir
başka bulgudur.
9.
Siyasi
partiler, toplumun dinamik ve yetenekli kadrolarını TBMM'ne taşımada ve
TBMM'nde etkili ve ülke çıkarlarına öncelik tanıyan bir çalışmayı gerçekleştirmede
başarılı gözükmemektedirler. Mevcut sistem siyasal kararların alınmasında
katılımcılığı çok sınırlı tutmaktadır.
Not.
Gerek her bir görüş için gerekse genel olarak görüşlerinizi buradan başlayarak
yazabilirsiniz...
*
Görüşlere katılma oranlarını ayrı ayrı değil ortalamasını veriyoruz.
Görüşe
Katılma % |
Görüşler |
Toplam |
% |
||||||||
1 |
2 |
3 |
4 |
5 |
6 |
7 |
8 |
9 |
|
|
|
Şahsen |
80 |
75 |
70 |
76 |
62 |
62 |
65 |
58 |
70 |
618 |
69 |
Toplum (Bana
göre) |
57 |
63 |
63 |
77 |
75 |
55 |
83 |
63 |
87 |
623 |
69,2 |
Tablo ne diyor?
Ne diyecek, Yılmaz Aliefendioğlu’nun
Siyasal Partilerle ilgili gözlemlerine %69 oranında katılıyoruz diyor.
Başka önemli bir şey daha söylüyor:
Artık toplumun görüşleri okumuşların görüşleri kadar isabetli olmaya başladı,
diyor.
Şimdi de bakalım arkadaşlar ne diyor?
(İsimlerini yazsak mı, yazmasak mı? Peki, genel istek üzerine yazalım:
Demokrasinin laikiyle uygulandığı bir
ülkede Yasama - yürütme - yargı tamamen özerk olursa Devletin bütün kurumları
bakımı yapılmış makine, zembereği kurulmuş bir saat gibi tıkır tıkır çalışır
YASAMA yerine YASAKLAR
YÜRÜTME yerine YOKSULLUK
YARGI yerine YOLSUZLUK OLMASA.
Adama göre iş değil işe göre liyakat
sahibi insan getirildiğinde.
Merkezden yönetim yerine yerinden
yönetim olursa
Milletvekili seçiminde liderin işaret
ettiği değil milletin seçeceği ön seçimli olursa
Hak, hukuk, adalet kavramlarına
sonuna kadar sahip çıkılırsa işte o zaman yoldan çıkmış ülkemiz rayına oturmuş
olur.
Erdoğan Teke, 12. 03. 2023
*
Affınıza sığınarak görüşüm:
Sorular olumsuz argümanlardan ele
alınmış gibi dolayısıyla anlam ve içerik açısından birbirine çok benziyor, diye
düşünüyorum.
Hüseyin Yıldız, 12. 03. 2023
*
Demokrasinin en zayıf tarafı temsil
tekeline karşı yeterli defansının olamayışıdır. Ama yine de demokrasiden daha
iyi bir yöntem oluşturulana kadar en iyi seçenek olması bugün de geçerlidir.
Yüzyıllardır kuşaklardan kuşağa
ceberrut monarşik uygulamalar, totaliter eğilimler bir sis perdesi olarak
demokrasimizin semalarında etkili olacaktır.
Gene de yıllar içinde ciddi
ilerlemeler meydana geldi.
Gerçek demokrasi uygulaması için
bireylerin ahlaki donanımlarının seviyesinin yükseltilmesini şart olarak
görenlerdenim.
Siyasilerin muarızlarını yıpratmak
için sıklıkla müracaat ettiği iftira, tezvirat, haksız yere rakamları istediği
gibi gösterme vb. bir ahlak sorunudur.
Ahmet Meral, 11. 03. 2023
*
Görüşlerin her biri birer çözüm
önerisi gibi oldu. Hem de ideal öneriler. Bu konuda herkes de çözüm arasa ne
güzel olurdu.
b.
Siyasal Partiler Yasası Paneli (TUSİAD- T/97, 5- 213)27
“Tedaviyi
gereğince yapabilmek için, teşhisi doğru koymalıyız: Türkiye’nin mevcut siyasal
sistemi, hızla gelişen toplumsal yapısına dar gelmektedir. Eğer bugünkü bunalımı
kalıcı biçimde aşmak istiyorsak, siyasal sistemde acil bazı reformlara ihtiyacımız
olduğunu göz önünde tutarak hareket etmeliyiz.
Bu
siyasal kriz ortamından sivil, demokratik, kalıcı bir çözümle, Türkiye’nin
ihtiyaç duyduğu reformları gerçekleştirecek örnek bir siyasal uzlaşmayla çıkmak
zorundayız. Dünyanın gözü üzerimizde.”
Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem
Kayhan’ın Açış Konuşması
*
“Türkiye’de
insanlar o siyasi partiye üye olurken, siyasi parti aracılığıyla çıkar sağlamak
amacıyla üye oluyorlar. Siyasi partinin tüzüğünde ifade edilen amacıyla, işleyişi
arasında ciddi bir farklılık var. Siyasi partiler, özellikle iktidardaki siyasi
parti kanalıyla bir paylaşımda insanlara pay sağladığı için üye temin ediyor.
Partiler
halka karşı belirli vaatlerle iş başına geliyor, ancak bu vaatlerini tutmadıkları
takdirde halkın denetim yolları kapalı. Siyasi parti, ‘’nasıl olsa 5 yıllığına
bir yetki aldım, bu beş yıl içinde istediğim gibi davranırım, sonunda bir yıl
kala kamuoyunun desteğini alacak belirli girişimlerde bulunabilirim’’ dediğinde
parti içi dengeler de buna uygun bir biçimde çarpılıyor ve parti içi
demokrasinin geliştirilmesi önleniyor. Bu nedenle, nasıl olur bilemiyorum; ama
Siyasal Partiler Kanunu dışında, belirli ölçüde kamuoyunun desteğini yitirmiş
siyasi örgütlemelerin iktidar olduğu koşullarda askeri müdahalelere gerek
kalmadan parlamento içi dışı demokratik çözüm yollarının aranması ve siyasi
partilerin ‘’nasıl olsa bana verdi, beş yıl buradayım’’ deme olanağının elinden
alınması kanımca son derece önemli.”
Yıldırım Koç
*
“Siyaset
sadece siyasi partilerin tekelinde gibi bir algılamayla yaklaştığımız sürece
hep parti liderliği, sultası vs. sorunlar gündemde kalacaktır. Asıl önemli olan
çok partili siyasal hayat değil, liberal sivil topluma ulaşmaktır. Sivil toplum
dediğimiz de askeri yönetimin karşıtı değildir. Sivil topluma ulaşmaktır. Sivil
toplum dediğimiz de askeri yönetimin karşıtı değildir. Sivil toplum dediğimiz,
doğruların hiç kimsenin tekelinde olmadığı dinamik bir toplumdur.”
Prof. Dr. Erdoğan Teziç
*
“Bilindiği
gibi, demokrasilerde siyasal partiler önemli bir yer işgal ediyor ve
demokrasinin vazgeçilmez unsurları olarak kabul ediliyor. Ancak, tarihte de
birçok örneklerini gördüğümüz gibi, demokrasinin vazgeçilmez unsurları olan
siyasal partiler demokrasiye zarar verir hale gelebiliyorlar. Örneğin, Hitler
de demokratik sistem içinde iktidara geldi; ama demokrasiyi yok etti. Buna karşı
bazı mekanizmalar işletilmesi gerektiğini düşünüyorum. Tarafsız ve etkili bir
hukuk anlayışının etkin kılınması gerekiyor.”
Cahit Karakaş
*
“Un
vardır, şeker vardır, yağ vardır, helva yapılması gerekmektedir. Bu nasıl
teessüs edecek? Partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının birbirlerine çağrılarıyla
mı tesis edilecek, yoksa şu toplantıyı tertib eden ilim adamlarımızın bu sivil
toplum kuruluşları arasında hakemlik yapması suretiyle mi bir neticeye varılacak?
Tabii ki böyle olacak, bunun için burada bulunan ilim adamlarımıza kolayca
Türkiye’deki demokratikleşme standartlarını batı standartlarının da üstüne çıkartma
vazifesi ile vazifeli olduklarını hatırlatıyorum, bu adımlar atılmıştır, yakın
bir gelecekte inşallah memleketimizde de hepimizin arzu ettiği bir istikrar
teessüs edecektir. Ve şunu da kaydetmek istiyorum, Türk demokrasisinin gelişmesi
her ne kadar çok partili sisteme geçildikten sonra bazı kesintilere uğramış ise
de, şuna inanıyorum ki tarihi gelişmesindeki grafik göz önünde tutulursa ve
demokrasisi gelişen diğer ülkelerin grafikleriyle mukayese edilecek olursa, gelişmesi
şu anda istediğimiz seviyeye ulaşmamış olsa bile demokrasimizin olgun, daha
itidalli daha kırıp dökmeden gelişmesini istiyoruz. Bu da ümitlerimizi artırmaktadır.
Süleyman Arif Emre
*
“Şunu
gözledim, belki 1839 yılından bu yana tutkusunu yaşadığımız, bence bir
patalojiyi anlatan, ‘’her şeyi kanunla çözebiliriz, anayasal düzenlerle
çözebiliriz’’ şeklindeki zihniyet yapısı. Aslında siyasal yaşamın demokratik
olsun, anti-demokratik olsun en büyük aktörlerinden birisi siyasal partilerdir.
Fakat bu rolü sadece bu tüzel kişi yapılarının taşıyacağı düşünülmemelidir.
Türkiye’nin ve yapıların en büyük sorunu demokratik ve siyasal kültür,
gelenekler sorunudur. Demokratik bilinç sorunudur. Bugün batı ya da gelişmiş
ülke demokrasilerinin bu noktaya gelmelerinin ardında 300 yıllık bir emek,
birikim, kalem ve düşünce yatmaktadır. Bizim siyasal partiler veya demokrasi
geleneğinin yerleştirilmesinde romanımız yok, şiirimiz yok, sanatımız yok,
kökten başlayan herhangi bilimsel malzemelerimiz yok, merkezi bir yapının
deklere edilmiş, şırınga edilmiş bir modeli. İçinde bulunduğumuz sıkıntının en
büyük nedenlerinden birisi kuşkusuz bu sosyo-politik ortamın gereğince tahlil
edilmemiş olmasında aranmalıdır. Ancak, bu zaman yetersizliği içerisinde,
Siyasal Partiler Yasası’nın labirentleri içerisine girmeye mecbur, belki de
gündem gereği mahkumuz.”
Ahmet İyimaya
*
“Bazı
partilerimiz seçimlerde açıkça seçmenlere hediye vermektedir, para dağıtmaktadır,
bunların ortadan kaldırılması gerekir. Yoksa o ülkede eşit yarışma yoktur ve bu
yapıldığı sürece siyasi hayat dejenere edilmiş, bozulmuş, yozlaştırılmış
demektir. Siyasi partilerin hem gelir kaynaklarını hem de harcamalarını ayrıntılı
bir biçimde düzenlemek gerekir. Bu arada derneklerin siyasi faaliyet yasağından
kurtarılması, siyasi partileri desteklemek üzere dernekler kurulmasına, bunların
hesaplarını açıkça ortaya koymalarına, aleniyet, saygınlık ilkesi çerçevesinde
siyasi partilerin insanlarımızdan ve çeşitli kuruluşlarımızdan yardım
toplayabilmelerine olanak vermek gerekir. Bugün siyasal mücadele çok pahalı bir
mücadele haline gelmiştir. Bunu görmek zorundayız, gerçekçi olmak zorundayız.”
Prof. Dr. Hikmet Sami Türk
*
“Sözlerimi
Brecht’ten bir alıntıyla noktalamak istiyorum: Bir karakter, ‘’kahramanları
olmayan uluslara acıyın’’ der. ‘’Hayır’’ der bir başkası, ‘’asıl kahramanlara
ihtiyaç duyan uluslara acıyın.’’ Biz Türkiye’de siyasete kahraman istemiyoruz.
Türkiye’deki siyasi rejimin ve demokrasinin teminatının siyasi liderler olmasını
da istemiyoruz. Zira güçlü bir demokrasinin teminatı, yetkin ve sorumlu yurttaşlardır.
Dolayısıyla hedefimiz, Türkiye’de kahramanlara ihtiyaç duyan bir toplumdan,
demokrasinin özüyle bağdaşmayan bir beklentiye kapılmadan, kendi kendini idare
etmeyi müdrik, buna muktedir bir yurttaşlar birliği yaratmaktır.”
Sinan Ülgen
*
“Yaptığımız
tartışmanın sonunda ben böyle süzme fikir çıkarıyorum:
Daha
çok üye, daha çok katılım, daha çok demokrasi, daha çok insan hakkı ve daha çok
hukuk devleti, Zannediyorum bu ancak tabanla olur ve partinin hayatiyetini sağlayacak
seçmenle olur.”
Prof. Dr. Şenel Akyol:
-III-
Sonuç
Hocalarımızın yukarıdaki konuşmalarını
okuduktan sonra bize ne demek düşer? “Söylenecekler söylenmiştir. Binaenaleyh...”
Ya, makaleye benzeyen böylesi
yazılarda böyle bir üslup olmaz mı diyorsunuz?
İşte tam da onu söyleyecektim:
Değerli hocalarımızın makale yazma
sayılarının, konferans, panel ve seminerlerinin artmasını isteriz elbette.
Ancak onlardan bir şey daha isteriz: Bazen de bütün halkımızın anlayacağı dille
konuşmaları ve yazmalarını. Hatırlarsınız Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed
(s.a.v.) “Muhatablarımızın anlayacağı
dille konuşmakla emr olunduk.” diye buyurmaktadır.
Tüm bu metinde söylenenleri
muhataplarımızın anlayacakları dille söyleyebilsek fena mı olurdu?
Ek olarak da şunu söyleyelim: Artık
aydınlanma ufukta görünüyor. Ne büyük lâf değil mi? Kant’ın sözlerini hatırladım
da:
“Aydınlanma,
insanın kendi suçu ile düşmüş olduğu bir ergin olmama durumundan kurtulmasıdır.
Bu ergin olmayış durumu ise, insanın kendi aklını bir başkasının kılavuzluğuna
başvurmaksızın kullanamayışıdır. İşte bu ergin olmayışa insan kendi suçu ile
düşmüştür; bunun nedenini de aklın kendisinde değil, fakat aklını başkasının
kılavuzluğu ve yardımı olmaksızın kullanmak kararlılığını ve yürekliliğini
gösteremeyen insanda aramalıdır. ‘Sapere aude! Aklını kendin kullanma
cesaretini göster’ sözü şimdi Aydınlanma’nın parolası olmaktadır.”
*
Sabahattin
Gencal (Emekli Öğretmen)
Çekmeköy-İstanbul,
15. 03. 2023
________________________________
1.
Kur’an- Kerim, 75/Kıyâme Suresi 36. Ayet, (Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
2.
Kur’an- Kerim, 23/ Mü’minûn Suresi 115. Ayet, (Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
3.
Kur’an- Kerim, 95/ Tîn Suresi 4. Ayet, (Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
4.
Kur’an- Kerim, 2/ Bakara Suresi 30. Ayet , (Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
5.
Kur’an- Kerim, 24/ Nûr Suresi - 24. Ayet , (Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
6.
Kur’an- Kerim, 36/ Yâsîn Suresi 65. Ayet , (Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
7.
Nail Karagöz, (2006). Allah’ın iradesi ve kötü şiller. Çukurova Üniversitesi
İlahiyat Fakültesi
Dergisi
6 (2), 191-216.
- https://dergipark.org.tr/tr/download/article-şle/47050
8.
Sadık Ünal, İtikat ve Siyaset, Yeni Dünya Yayıncılık, İstanbul-2008
9.
Ünal, a. g. e., s. 256
10.
Kur’an- Kerim, 2/ Bakara Suresi 104. Ayet , (Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
11.
Ünal, a. g. e., s.297
12.
Ünal, a. g. e., s. 272
13.
Ünal, a. g. e., s. 252
14.
a. Siyasetnameler için bakınız:
- https://islamansiklopedisi.org.tr/siyasetname
-https://www.şkriyat.com/galeri/tarih/devlet-yonetme-sanatini-kaleme-alan- siyasetnameler
- https://tr.wikipedia.org/wiki/Siy%C3%A2setn%C3%A2me
- https://dergipark.org.tr/tr/download/article-şle/102043
- https://dergipark.org.tr/tr/download/article-şle/112991
b. xv.
Yüzyıla Kadar Siyasetnamelerin Türk Kültüründeki Yeri ve Enîsü'l-Celîs
şle:///C:/Users/PC/Desktop/S%C4%B0YAS%C4%B0%20PART%C4%B0LERLE%20%C4%B0LG%C4%B0L%C4%B0%20%C3%87ALI%C5%9EMALAR/XV.%20Y__zy__la%20Kadar%20Ya__lan%20Siyasetnamelerin%20T__rk%20K__lt__r__ndeki%20Yeri%20ve%20Enis__l%20Celis[%23120112]-102043.pdf
- https://dergipark.org.tr/tr/download/article-şle/411441
c. Siyaset ve Politika ile İlgili Sözler
-https://www.neoldu.com/siyaset-ve-politika-ile-ilgili-soylenmis-en-guzel-sozler- 16151h.htm
- https://www.dmy.info/siyasetle-ilgili-ozlu-sozler/
ç. Machiavelli
sözlerinden
- https://tr.wikiquote.org/wiki/Niccol%C3%B2_Machiavelli
- https://www.kadriyamac.com/2021/12/01/makyavel-ne-demek-istemisti/
15.
a. Devlet Biçimleri ve Hükümet Sistemleri
- https://sites.google.com/site/devletbicimlerii/KONU-ANLATIMI
b. Yönetim biçimleri
- https://tr.wikipedia.org/wiki/Y%C3%B6netim_bi%C3%A7imleri
c. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve
Türkiye’de Dış Politika
16. Karataş, Adnan (2019). “Devlet Şekilleri ve
Hükümet Sistemleri Türlerinin Ülkelerin Yönetişim Göstergeleri Bakımından Meydana Getirdiği Farklılıkların
Belirlenmesi”. Amasya Üniversitesi Sosyal
Bilimler Dergisi (ASOBİD). S. 6, s. 114
17.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
a.1882 Anayasası
- https://www.anayasa.gov.tr/tr/mevzuat/anayasa/
b. Önceki Anayasalar:
1876 Kânûn-ı Esâsî https://www.anayasa.gov.tr/tr/mevzuat/onceki-anayasalar/1876-k%C3%A2n%C3%BBn-i-es%C3%A2s%C3%AE/
1921Anayasası https://www.anayasa.gov.tr/tr/mevzuat/onceki-anayasalar/1921-anayasasi/
1924Anayasası https://www.anayasa.gov.tr/tr/mevzuat/onceki-anayasalar/1924-anayasasi/
1961Anayasası https://www.anayasa.gov.tr/tr/mevzuat/onceki-anayasalar/1961-anayasasi/
18.
Siyasi Partiler Kanunu
- https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.2820.pdf
19. Ahmet İyimaya,
Siyasal Parti Tüzüklerinin Yargısal Denetimi “Türk Pozitif Hukuku
Yönünden Siyasal Parti Tüzüklerinin Yargısal Denetimi” TBB Dergisi, Sayı 61,
2005, s. 241, 251
20. Türkiye’de Kurulan Siyasi Partiler (Kuruluş tarihi
Sırasına Göre)
- https://www5.tbmm.gov.tr/kutuphane/siyasi_partiler.html
21. Siyasi Parti İşlemleri
- https://www.yargitaycb.gov.tr/kategori/59/siyasi-parti-islemleri?page=25
22. Siyasi Parti Genel Bilgileri
- https://www.yargitaycb.gov.tr/icerik/1093/siyasi-parti-genel-bilgileri
23. Faaliyette Olan Siyasi Partiler
- https://www.yargitaycb.gov.tr/documents/ek1-1676898812.pdf
24. Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Siyasi Partiler Listesi
https://tr.wikipedia.org/wiki/Osmanl%C4%B1_%C4%B0mparatorlu%C4%9Fu%27nd aki_siyasi partiler_listesi
25. Türkiye'deki Yasa Dışı Siyasi Partiler Listesi
https://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye%27deki_yasa_d%C4%B1%C5%9F%C4%B1_siyasi_partiler_listesi
26.
Doç. Dr. Yılmaz Aliefendioğlu, Siyasal
Partiler Ve Sivil Toplum Örgütleri
-https://ayam.anayasa.gov.tr/media/6314/yilmaz_aliefendioglu.pdf
27.
Siyasal Partiler Yasası Paneli (TUSİAD- T/97, 5- 213)
- şle:///C:/Users/PC/Downloads/dsy1.pdf
Ayrıca
Bakınız
Demokrasi
- https://tr.wikipedia.org/wiki/Demokrasi
Demokrasi
türleri
- https://tr.wikipedia.org/wiki/Demokrasi_t%C3%BCrleri
Totaliter
demokrasi
- https://tr.wikipedia.org/wiki/Totaliter_demokrasi
Yönetim
biçimleri
- https://tr.wikipedia.org/wiki/Y%C3%B6netim_bi%C3%A7imleri
At
nalı teorisi
- https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0ktidar
İktidar
- https://tr.wikipedia.org/wiki/At_nal%C4%B1_teorisi