31 Mart 2023 Cuma

İftar Vaktinde de Demokrasi Üzerinde Konuştuk

 

Sohbet Grubu İftar Sofrasında
Ahmet Gencal, Hüseyin Yıldız, Ahmet Meral,
Sabahattin Gencal, Erdoğan Teke, Fehmi Bilâloğlu
Çekmeköy- 29. 03. 2023
******

Sohbet arkadaşımız Erdoğan Teke Bey, Allah (cc) kendisinden razı olsun sohbet grubu arkadaşlarına yani bizlere bugün yani 29. 03. 2023 Çarşamba günü iftar verdi. İftar soframız da arkadaşlığımız gibi mükemmeldi. Ya, iftardan önceki sohbetimiz? Nasıl diyelim? Hani derler ya Cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandıralım. Biz de İftarımızı sohbetle taçlandırdık. Sohbetimizin konusu demokrasiydi.

Moderatörümüz Hüseyin Yıldız Bey, “Her sistem kendi insanını doğurur.” diye başladı söze. Bu sözü elbette doğrudur. Bu sözden başka doğrular da çıkarabilir miyiz? Elbette, sözü ters çeviririz: İnsanlar da kendi sistemini oluşturur. Yaygın bir söz değil mi? “Her toplum layık olduğu biçimde yönetilir.” Onun için hepimiz öğreneceğiz, gelişeceğiz. Peki, nereden başlayacağız?

Yıldız Bey’in ikinci cümlesine dikkat edelim:

İnsan farklı bir varlık. Ontolojik bir varlık.” Ontolojide varlıkların kategorik sınıfları bitkiler, hayvanlar ve insanlar; cinleri, melekleri saymadan geçelim Allah(cc), Tabii tümden de gelebiliriz...” Dikkat ettik değil mi? Şimdi de düşünelim. Yıldız, ne demek istedi? Kim bilir, belki de bitki gibi, ot gibi, hayvan gibi olmayalım, demek istemiştir. Yani insan gibi insan olmak gerekir...

Ontoloji metafizik(ğ)in bir dalı. Ama bu dala ulaşamıyoruz; ama inanıyoruz ki “Yüce Allah fizik ve metafizik (fizik ötesi) hâdiselerin yaratıcısı ve sanatkârıdır.” Yine inanıyoruz ki “Nefsini bilen Rabbini bilir.” Biz yeter ki nefsimizi bilelim. Bir gün metafiziği de biliriz...

Yıldız’ın sözlerini saptırıyoruz sanılmasın. Haşa, yaptığımız çağrışımları yazıyoruz: Kur’an-ı Kerim, Lokman Suresi 31/33 ayetleri, yine Kur’an-ı Kerim Fâtır Suresi, 5. Ayeti hatırladık. “... O aldatma ustası da Allah hakkında sizi kandırmasın.” Ne alâka? Demeyin. Tam isabet: Öteden beri aldatılmayan toplum hatırlıyor musunuz? İşte Hüseyin Yıldız Bey bu konunun püf noktasını işaret ediyor gibi...

*

Sözün burasında Ahmet Meral Bey, izin isteyerek hazırladığı metni kısaca sunmak istedi:

Meral Bey, demokrasinin dünya genelinde en yaygın üç yönetim biçimden biri olduğunu söyledi. Diğer iki yönetim biçiminin meşrutiyet ve monarşi olduğunu da ekledi. Zaman içinde farklı coğrafyalarda birçok yönetim biçimi oluşmuş olduğunu (Otoriterlik, Totaliterlik, Teokrasi, Komünizm, Faşizm, Nasyonal Sosyalizm, Sosyalizm, Hanedanlık vb.) ama bunlardan söz etmeyeceğini belirtti.

Bu arada Müslümanlarda farklı bir durum olduğundan söz etti: Halifeler seçimle gelirdi; ama sonra kraliyete dönüştü. Yine farklı bir durum insan haklarının bazılarının bizde olmasıydı.

Bizde, “Hâkimiyet Tanrı’nındır.” sözü gereği gibi irdelenmemiştir. Bu söz yani “Hâkimiyet Tanrı'nındır.” sözü Katolik Kilisesi'ne ait bir söz. (Omnis, potestas deo) Kuran-ı Kerimde; “Hüküm ancak Allah’ındır.” ayeti geçmektedir.1  

Allah ile aldatılmayın ayetleri2 de gereği gibi irdelenmemiştir.

Meral, yukarıdaki konulardan ayrı olarak adil paylaşım, kültür, emir kulu konuları üzerinde de durulmamış olduğunu da belirttikten sonra Rousseau’nun demokrasi ile ilgili sözlerini analiz etmeye başladı.3

*

Bu kısa analizden sonra sözü tekrar moteratörümüz aldı.

Moderatör Hüseyin Yıldız Ahmet Bey’e teşekkür ettikten sonra, nerede kalmıştık diyerek kaldığı yerden devam etti. Söylediklerini kısaca özetledikten sonra Yıldız, bir de V...’nin “Ontolojiye uygun olmayan herhangi biri bilimselliğin dışına çıkmış olur.” sözünü hatırlatıyor. Sizce ne demek istiyordur? Yazının girişinde ontolojik kategorilerden söz etti ya. Yani, varlıkların dengesini bozan bozulur. Demokrasilerde hayvanlar da, çevre de hor kullanılmayacak. Güzelim çam ormanları, zeytinlikler; ırmaklar, denizler her şey doğallığını koruyacak. Buna gıda maddelerini de katabilir miyiz?

Yıldız, Rönesans’a değindi. Fransız İhtilâlinden sonraki Batıyı kısaca anlattı. Ve özetle Batı’nın kendini merkez yaptığını, bu merkezin dışındakileri insandan saymadığını ve de hiçbir zaman Vahyin adaletine yaklaşılamadığını belirtti. Adaletsiz demokrasi mi olurmuş?

Yıldız J. J. Russo’nun, Batılıların dışındaki toplumların medeniyet kuramayacaklarıyla ilgili sözüne takıldı. Volter’in de aynı düşüncede olduğunu belirtti. Sonra Farabi’den ve Farabi’nin el-Medînetü’l-Fâzıla’sından söz etti.4  

Yıldız, ayrıca, Malcolm X’in “Demokrasi ikiyüzlülüktür. Eğer demokrasi özgürlükse neden bizim insanlarımız özgür değil. Eğer demokrasi adaletse neden biz adalete sahip değiliz. Eğer demokrasi eşitlikse neden biz eşitliğe sahip değiliz.” sözünü tekrarladı. Demokrasinin değerler üzerinde yükseldiğini söyleyerek sözü Sabahattin Gencal’a (Yani bendenize verdi)

*

Sabahattin Gencal, demokrasi kavramı kadar halk kavramının da irdelenmesi gerektiği üzerinde durdu. İkide bir bizde halk sınıfı yok diyoruz ki gerçekten yoktu. Ama oluşmaya mı başladı ne? Kendilerini kaf dağında bizleri de çukurlarda görenler türemeye başladı gibi. Gibisi fazla diyen olmaz inşallah diyerek aşağıda yazılı Demokrasi Karnemizdeki Zayıfları Düzeltelim mi? başlıklı denemesini sohbet üslubuyla sundu. 

Gencal, ayrıca birkaç gün öncene Yapay Zekâ Chat GPT ile yaptığı Demokrasi Üzerine konulu konuşmadan da söz etti. Ayrıca GPT'nin de tarafsız olmadığını gazetelerden öğrendiğini söyledi.

Bu arada garsonlar sofrayı donatmaya başladılar. Tam da Erdoğan Teke Bey’e sıra gelmişti ki iftar vaktinin geldiğini ezanlar haber verdi. Ne oldu arkadaşlarımız fikir ziyafeti verirken Erdoğan Bey de iftar ziyafeti verdi. Allah kabul etsin. Nice iftarlar, nice sohbetler nasip etsin. Allah (cc) Halil İbrahim’in bereketini versin.

İftardan sonra bulunduğumuz mekânın üst katında namazımızı eda ettik. Sonra yine gelsin çaylar. Kısa çay sohbetinden sonra birbirimize veda ettik. Görüşmek dileğiyle.

Sabahattin Gencal,

Çekmeköy- İstanbul, 29. 03. 2023

______________________

1. Hüküm Ancak Allah’ındır!” ÂyetiNasıl Anlaşılmalıdır? Yazar: Doç.Dr. Ahmet Emin Seyhan Temmuz 6, 2021 

2. (O halde iğreti dünya hayatı sizi aldatmasın. Aldatan sizi Allah ile aldatmasın.'' (Fâtır 5. Ayrıca bk. Lukman 33 ve Hadid 14-15.))

3. Rousseau’nun Demokrasi İle İlgiliSözlerine Bir Analiz

4. el-Medînetü’l-Fâzıla

https://islamansiklopedisi.org.tr/el-medinetul-fazila

5. Gencal, Sabahattin, DemokrasiÜzerine, not defteri, 27. 03. 2023


 

.


Demokrasi Karnemizdeki Zayıfları Düzeltelim mi?

Bir kavram, birçok düşünür tarafından birbirinden farklı bir biçimde tanımlanıyorsa o kavramın tanımı yok demektir.

Demokrasi kavramı, Antik Yunandan günümüze birçok düşünür tarafından farklı bir biçimde tanımlanmıştır.

O halde, demokrasinin tanımı yok demektir.

Yukarıdaki hükmü çoğumuza empoze etmişlerdir.  Bu fikre katılmamakla birlikte, demokrasi konusunda kafa yoranlara, fikir üretenlere saygımız var. Bazılarının Voltaire atfetikleri “Sizin düşüncelerinize katılmasam da onları sonuna kadar savunmanızda hep yanınızda olacağım.” yaygın sözünü hatırlatır biçimde yazdığımız sanılmasın. Gerçekten düşünce üretenler saygı duyulmayı hak ederler. Bilmeden yanlışa düşülebilir, yeter ki kasıt olmasın.

Maalesef, toplumları narkozlamak için akla gelmedik yöntemler bulunmuştur; öyle ki insanları ayakta uyutmaktadırlar. Yine, maalesef diyoruz ki demokrasi konusunda da aldatılmaktayız. Ne demek demokrasinin tanımı yoktur. Oh, ne güzel. Her kurnaz meydanda at oynatsın. Şöyle bir düşünelim demokrasi,  yalnız belirli aralıklarla yapılan seçimlerden ibaretse Hitler rejimi de, Musolini rejimi de hatta Franko rejimi de demokrasidir. Kaldı ki seçim güvenliği de nanay...

Demek ki demokrasinin tanımı da olmalı, demokrasinin kuramları da kurumları da belirtilmeli. Demokrasinin dayandığı ilkeler de, yine bunun için donatılması gereken erdemler de belirtilmeli. Bütün bunlar ta hayata başlarken öğrenilmeye başlanmalı. Demokrasinin kaleleri olarak kabul edilen okullara girince de demokrasinin teorisi yanında pratikleri de yapılmalı. Hani, şimdi de güya var ya eğitsel çalışmalar eskiden nasıl yapılıyordu? Ama bu da çok sürmedi.

“Bugün demokrasi ne âlemde?” diye düşünenlere soruyorum: Biz ne âlemdeyiz?

ü Demokrasinin, oligarşiden ve Monarşiden farkını biliyor muyuz?

ü Demokrasinin yarı-başkanlık, başkanlık ve parlamentere bir sistem olduğunu biliyor muyuz?

ü Yine,  parlamentere sistemin çoğunlukçu ve temsili/çoğulcu bir sistem olduğunu vb. biliyor muyuz?

Soruları daha ne kadar uzatalım? Örneğin;

ü Çoğulcu demokrasi ile çoğunlukçu demokrasi arasında ne gibi farklar var?

ü Çoğulcu demokrasinin özellikleri nelerdir?

 * Demokrasinin vazgeçilmezleri nelerdir?

Bu tip sorularla kafaları karıştırıyoruz? Derler ya “ Sular bulanmadan durulmaz.”

Sular yeteri kadar bulandı. Etme, gözünü seveyim; şu demokrasiyi doğru dürüst anlat da kurtulalım?

Öyle kolay değil; bilgi almakla olmuyor bu işler. Öyle olsaydı, 80 yaşımda olduğuma göre diyebilirim ki Hayat Bilgisi ve Yurttaşlık Bilgisi derslerini de sayarsak, affedersiniz bir eşek yükü kitap okutuldu bize. Onun için biz öğrenirdik; bizler çoktan yönetimin başında olurduk... Biliyor musunuz bizler hep not için, hep diploma için okuduk. Bu da ayrı bir yanlış. Biz bilgiyi talep edeceğiz, talebe olacağız talebe...

Yeteri kadar uzattık, daha fazla başımız ağrımasın. Şimdilik diyeceğim şu: Demokrasi karnemiz, benim, senin ve onun hepimizin demokrasi karnemiz zayıf. Gelin bir bilgilenme seferberliği yapalım da zayıflarımızı düzeltelim. Biz zayıf yanlarımızı düzeltirsek emin olun toplumumuzun zayıf yanları da düzelir.

Her şeyin düzelmesi ve güzel olması dileğiyle...

Sabahattin Gencal,

Çekmeköy-İstanbul, 29. 03. 2023

  

.


Paylaşmak güzeldir.