26 Nisan 2023 Çarşamba

İşte Hali Pür Melalimiz

 



İmkânlar elimizden alınmış, layık olmayanlar yani yetkin ve işin ehli olmayanlar, liyakatsiz olanlar iş başında. Hukuk derseniz tatilde. Tanıtımı maruz görün -eşek/gibi çalışanlar hakkını alamıyor.

İşini bilen memurlar revaçta ve meşru kabul edilip, baş tacı ediliyor, gelir dağılımındaysa adaletsizlik ve dengesizlik pür devam, bazıları hariç kimse hakkını alamıyor.

Hakkını arayanlarsa teröristlikle veya anarşistlikle suçlanıyor.

Dayı, yeğen, amca olanlar köşe başlarında ağalık yapıp, parsayı topluyor. Hasbelkader yönetici, müdür, muhasebeci olanlar-namusluları hariç tutuyorum-tabiri caiz ise malı götürüyor. Öğrenci sınava giriyor Türkiye çapında dereceye girenler, yüzde 90’ların üzerinde puan alanlar, hatta ilk sırada olanlar boşta yüzde50’ler bandında puan alanlar, dolayısıyla hakkı ve liyakati olmayanlar, bir şekilde mülakat sistemiyle kayırılıyor (ki gençliğimde ben de Hopa'da liman işletmesi eleman alımı sınavında yazılı sınavında kazanıp, mülakatta elenmiştim).Tabii bu arada şunu da belirtmeliyim, mülakatta bana sorulan sorular içerisinde herhangi bir bilgi içermeyen, askerlik yaptın mı? (Yapmıştım) askerlikten evvel  nerede çalıştın, adın ve anne babanın adı ne? v.s gibi sorular sorulmuştu ve ben adımı ve anne babamın da adını bilemediğim için dolayısıyla ehliyete haiz olmadığım için elenmiştim....!.

Tabii bunu söylememe gerek olmasa da yine belirtmem lazım. Kendi adım, anne ve baba adımın sorulmasının arka planında ellerinde bulunan listedeki torpillilerin hüviyetleriyle uyuşup uyuşmadığını tespit etmekti.

Bu söylediklerim 1980’li yıllar ANAP hükümeti iş başında. Bu satırları yazdığımsa 2020’li yıllar yani AKP hükümetinin iş başında olduğu dönem. Geriye doğru dönüp baktığımda (aynı tas, aynı hamam) hiçbir şey değişmemiş, hatta daha da kötüye gitmiş. Ne acıdır ki az çok farklılıklarla beraber bütün sol ve sağ hükümetler kendimi bildim bileli sistem aynı şekilde sürüyor.

  Akıllı ve sürdürülebilir devlet politikaları yerine keyfi uygulamalar, doğal zenginliklerimiz olan akarsularımız, göllerimiz ve ormanlık alanlarımız rant uğruna veya oy uğruna talan edilmekte.

 Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bugüne yanılmıyorsam 20 ya da 23 defa imar affı çıkarılarak oy uğruna talan edilmiş durumda.

  Akraba eş dost kayırmacılığı(nepotizm) tavan yapmış bir halde.

Kimi kesimler ne yazık ve hazindir ki dinimizi alet edip, kullanarak, kimi kesimlerde Atatürkçülük adına aynı haksızlıkları, yolsuzlukları, adaletsizlik ve hukuksuzlukları yaparak maalesef suistimal edebiliyor. Merhum sosyoloğumuz Cemil Meriç in belirttiği gibi "Ortada bir pasta var (TÜRKİYE) sağdan yiyene sağcı, soldan yiyene solcu diyorlar.

   Bütün bu ahlaksızlığı, haksızlıkları, hukuksuzlukları yapanlar, adaletsizlikleri kendilerine şiar edinenler dönüp insanlara kapitalist hem de liberal kapitalizm sistemin yılmaz savunucuları adeta "cambaza bak cambaza" dercesine Afrika'da insanlar aç susuz perişan yaşamakta "Allah'a şükret" diyorlar.

 Haşa bütün bu yaptıklarını Allah'a havale ederek ve utanmadan Allah'a fatura ederek O'nu kapitalist, yolsuzluk ve adaletsizlik Tanrısı imiş gibi "Mammon"1 Tanrısını bize haşa Allah gibi gösterip  kendilerine göre Allah tasavvuru oluşturdukları Tanrılarına şükretmemizi istiyorlar.

Kısacası utanmadan piyasanın Tanrısına, Mammon'un Tanrısına şükretmemizi istiyorlar.

Herkese hayırlı günler dileğiyle...

Hüseyin YILDIZ,

Çekmeköy-İstanbul, 26. 04. 2023

______________________

1. Mammon, kitabı mukaddesteki yeni akitte mal, mülk ya da paraca kapitalizmi ifade eder ve gözü doymaz kazanca sahip olma çabasıyla ilişkilendirilir.

Ortaçağda genel olarak bir Tanrı olarak betimleyip somutlaştırılmıs ve nazende cehennimin yedi prensinden biri olarak anılmıştır. (Kaynak,"Vikipedi”)

23 Nisan 2023 Pazar

Demokrasi Karnemiz

 

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve 

Çocuk Bayramımız kutlu olsun

(Sabahattin Gencal)

*****

İki günü birbirine eşit geçen aldanmıştır, zarardadır.” Hadis-i şerifini meslek ve özel hayatımızda ilke edindik. Bu ilkemizi sözle olduğu kadar uygulamalarımızla da öğrencilerimize ve arkadaşlarımıza iletmeye çalıştık. İnşallah bu yoldaki çabalarımız son nefesimize kadar devam edecektir.

Her gün bir önceki günden daha iyi olma ilkesi sadece bireylerin değil kurum ve kuruluşların, daha çok da devletin de bir ilkesi olmalıdır. Devletimize ve milletimize Allah (cc) zeval vermesin. Devletimizin her an kötüye ve geriye değil iyiye ve ileriye doğru gittiğini görmek tüm yurttaşlarımızı memnun edeceği gibi bir toplumsal pozitif sinerji yaratacaktır. Toplumsal pozitif sinerji de devletin daha ileri gitmesini sağlayacaktır. Devlet ileri giderse kalkınma, refah ve mutluluk düzeyi gelişecektir. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkacaktır.

Üzülerek belirtelim ki Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkmasını istemeyen devletler, terörist gruplar, sömürücüler, şunlar bunlar bulunabilir. Bunlar içerideki işbirlikçileriyle her türlü ayrılık tohumları ekebilir, kutuplara ayırabilir, gerginlik, bıkkınlık vb. moralsizlikleri körükleyebilirler. Bu arada, Allah (cc) göstermesin Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ndeki durumlarla da karşılaşılabilir.  Bunun için ilk görevimizi hiçbir zaman unutmamalıyız.

Aslında böyle bir uyarı yapmama gerek de yoktu. Çünkü inanıyoruz ki her bir yurttaşımız en az bizim kadar yurt severdir, en az bizim kadar barışseverdir. En az bizim kadar sakinliği, huzuru, mutluğu vb. sevendir. Yine, her bir yurttaşımız en az bizim kadar önyargıları olmayan,  aklını işletebilen, öngörülü, erdemli ve insan onuruna değer verendir...  O halde bu yazıyı niye yazıyorum?

(Bilen bilir ki) Ben odamdan çıkamıyorum. Televizyon, internet ve kitaplarımla baş başayım. Bugün arşivimi karıştırırken, maalesef iyi şeyler okumadım. Yurt dışından bize karne veriyorlar. Öyle karneler ki atalarımıza göstermeye utanacak kadar zayıflarla dolu. Ee, şimdi bu karneyi ne yapalım? Gizleyelim mi, zayıfları çamaşır suyuyla silip pekiyi yapalım mı,  veya sahte bir karne uyduralım mı? Yoksa gerçeği kabul edip “kendimize mi gelelim.”

Bu arada uzmanlarımıza görevler düşmektedir. Önce bu raporları hazırlayanların hiç de iyi niyetli olmadıklarını, gerçekleri çarpıttıklarını açıklayabilirlerse açıklasınlar; sonra da bizim gerçek notumuzu “Dost acı söyler.” diyerek, notlarımızı nasıl düzelteceğimizi de ekleyerek yüzümüze yüzümüze söyleseler. Evet, uzmanlarımız sağ olsunlar yazıyorlar, çiziyorlar; ama çoğunluğumuz okuyamıyoruz. Onun için yüzümüze yüzümüze, dedim.

Her şeyi uzmanlarımıza havale ediyoruz. Uzmanlara başvurmak elbette ki doğrudur. Ancak biz de kafa yormalı değil miyiz? Oh ne güzel bizim yerimize hep başkaları düşünsün. Biz de peşlerinden sürüklenelim. Olur mu bu? Olmaz tabii diyorsak aşağıdaki konularda kendi devletimize karne notu verelim. (Pekiyi, iyi, Orta, Zayıf, Pekzayıf)

Türkiye’nin Demokrasi   ...

Türkiye’deki Özgürlük   ...

Türkiye’nin İslami Endeks’teki yeri   ...

Temizlik   ...

Halve gidiş   ...

...

Şimdi  de dipnottaki yazılara bakarak karşılaştırma yapalım.

 Böyle karşılaştırmalı çalışmak, hele insanın insan olarak kalması ve gelişmesi için olmazsa olmaz değerlerle ilgili konularla haşır neşir olmak zor gelmemeli bize. Bir de şu var: Bazen düşmanların tespitleri uykudan uyanmamız için yararlı olabilir.

Karnemizi düzeltmek umuduyla.

Sabahattin Gencal,

Çekmeköy-İstanbul, 23. 04. 2023

________________________________

Türkiye Demokrasi Endeksinde Sınıfta Kaldı 

İngiltere merkezli  Economist Intelligence Unit (EIU) tarafından yapılan Demokrasi Endeksinin son  raporunda; küresel sıralamalardaki değişiklikler açıklanmaktadır.

EIU, Türkiye’yi Batı Avrupa’daki tek “melez rejim” olarak sınıflandırmıştır. Afganistan 0,32 puanla son, Norveç 9,88 puanla birinci sıradadır. Türkiye; seçim süreci ve çoğulculuk için 10 üzerinden 3,5, hükümetin işleyişi için 5,0, siyasi katılım için 5,56, demokratik siyasal kültür için 5,63 ve sivil özgürlükler için 2,06  puan almıştır. 2006 yılından bu yana yayınlanan raporda Türkiye 5,76 puanla 2012 yılında en yüksek rakamına ulaşmıştı. Türkiye’nin puanı 2017 yılına kadar 5’in üzerindeydi.

Türkiye, 2022 yılında 167 ülke arasında 103’ncü sırada yer alarak sınıfta kalmıştır. 10 puan üzerinden yapılan değerlendirmede Norveç 9,81 puan ile listenin zirvesindedir.  Yunanistan ise   “en kayda değer genel iyileşmeyi” gerçekleştirmiştir. Afganistan 0,32 puanla sonuncu  sıradadır.

Demokrasi Endeksi’nin  değerlendirmesine göre küresel demokrasinin uzun süredir devam eden düşüşü 2022 yılında  durmuştur.  Anket, 167 ülkedeki demokrasi durumunu en fazla on puan alan beş  kritere göre derecelendirmektedir:

·                     Seçim süreci ve çoğulculuk,

·                     Hükümetin işleyişi,

·                     Siyasi katılım,

·                     Demokratik siyasi kültür,

·                     Sivil özgürlükler.

Endekste yer alan  ülkeler, ‘tam demokrasi’, ‘kusurlu demokrasi’, ‘hibrit (karışık/melez) rejim’ ve ‘otoriter rejim’ olarak dört kategoriye  ayrılmıştır. Endekste ,”Türkiye’nin demokratik değerleri aşınmaya devam ediyor” başlığı atılmış ve şu değerlendirmede bulunulmuştur: “Ülke, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde son on yılda puanında ciddi bir düşüş yaşadı. Seçimler  özgür ve adil  olmayıp,  medya sansüre tabi, hukukun üstünlüğü zayıf ve yolsuzluk yaygın.”

 Freedom in The World 2022’ye göre de Türkiye özgür olmayan ülkeler kategorisindedir.

Sadık Rıdvan Karluk, Türkiye Demokrasi Endeksinde Sınıfta Kaldı, MİSAK- Millî Strateji Araştırma Kurulu-SİYASET-TARİH, 09.03.2023

https://millidusunce.com/misak/turkiye-demokrasi-endeksinde-sinifta-kaldi/

*

Özgürlük Karnemiz

Washington merkezli düşünce kuruluşu Freedom House, dünya genelindeki siyasi haklar ve sivil özgürlükler üzerine yıllık raporunu 9 Mart’ta yayımlamıştır. Raporda, 2018’de statüsü “Kısmen Özgür Ülke” kategorisinden “Özgür Olmayan Ülke” kategorisine düşürülen Türkiye, “Özgür Olmayan Ülke” olarak sınıflandırılmıştır.

Sadık Rıdvan Karluk, MİSAK- Millî Strateji Araştırma Kurulu-Genel-Freedom House’a Göre Özgürlük Karnemiz, 22.03.2023

 https://millidusunce.com/misak/freedom-housea-gore-ozgurluk-karnemiz/

*

Türkiye’nin İslami Endeks’teki yeri nedir? 

ABD’deki George Washington Üniversitesi’nden İran kökenli Scheherazade S. Rehman ve Hossein Askari adlı iki akademisyen 2010 yılında ekonomi, hukuk ve yönetim sorunları, insan hakları, siyasi haklar ve uluslararası ilişkilerde İslami ilkelere uygunluk ilkelerini esas alarak, Kuran’dan ve güvenilir hadis kitaplarından yararlanarak Ekonomik İslamilik Endeksi (Economic Islamicity Index) adıyla bir endeks geliştirmişlerdir. (https://hossein-askari.com/wordpress/wp-content/uploads/islamicity-index.pdf) Ekonomik İslamilik (EI2) Endeksi, kendini Müslüman kabul eden ülkelerin izledikleri politikaları, başarıları ve İslami ekonomik ilkelerle ilgili uygulamalarını sıralamıştır

.İslami kriterlere en fazla uygun devlet yapısına sahip olan Müslüman ülke 45’nci sıradaki Birleşik Arap Emirlikleri’dir. Bu ülkeyi sırasıyla Arnavutluk (46), Malezya (47), Katar (48), Umman (61), Endonezya (64), Kuveyt (66), Bahreyn (70), Ürdün (80), Senegal (83), Suudi Arabistan (85), Tunus 86), Kırgızistan (93), Fas (94) ve Türkiye (95) izlemektedir. Türkiye’nin altındaki 21 ülkenin  tamamı İslam ülkesidir. (Tablo: 3)

İlk onda yer alan ülkelerin sahip olduğu kişi başı gelir ile endekste  ilk sıralarda yer almaları, İslami ilkeler ile ekonomik zenginlik ve adalet arasındaki güçlü  bir ilişkinin var olduğunu göstermektedir.

Kişi başına geliri yüksek olan Müslüman olmayan ülkeler üst sıralarda yer alırken, kişi başı geliri yüksek, ancak gelir dağılımı kötü olan Müslüman ülke 45’ncidir.  Bunun anlamı şudur: Yüksek kişi başı gelir sadece bir kriterdir. Eğer ülkede adil olmayan gelir dağılımı varsa, gelirin yüksek olmasının bir anlamı bulunmamaktadır.

Sadık Rıdvan Karluk, Türkiye’nin İslami Endeks’teki yeri nedir?,  MİSAK- Millî Strateji Araştırma Kurulu DİN, Tarih: 06.06.2019

https://millidusunce.com/misak/turkiyenin-islami-endeksteki-yeri-nedir/

*

 Batı Avrupa’da “Melez Rejim” Olan Tek Ülke Türkiye

İngiltere merkezli Economist dergisinin araştırma ve analiz birimi “Unit Economist Intelligence” (EIU), 2022 yılının demokratik ve antidemokratik ülkelerini yayınladı. 2022 yılını kapsayan demokrasi raporunda, 167 ülke arasında, Norveç ilk sırada yer alırken “hibrit rejim“ diye tanımlanan Türkiye 103’ncü sıradadır.

Raporda, her ülke en fazla 10 puan alabiliyor. Puanlama,  seçim süreci ve çoğulculuk, hükümet işleyişi, siyasal katılım, demokratik siyasal kültür ve sivil özgürlükler gibi beş başlık üzerinden yapılmaktadır. Ülkeler aldıkları puanlara göre “tam demokrasi,” “kusurlu demokrasi,” “hibrit (melez) rejim” ve “otoriter rejim” olarak sınıflandırılmaktadır. Türkiye 10 üzerinden 4.35 puan alarak “hibrit rejim” olarak tanımlanmıştır.

Batı Afrika ülkesi Gambiya, 4.47 puanla Türkiye’nin bir basamak üzerinde 102’inci sıradadır

Türkiye, bölgedeki  “hibrit rejim“e sahip tek ülkedir.   Rapora göre Türkiye’de demokrasi ciddi şekilde sınırlanmıştır. Seçimler özgür ve adil değildir, medya sansüre tabidir,  hukukun üstünlüğü zayıf, yolsuzluk yaygındır.  

Sadık Rıdvan Karluk, Batı Avrupa’da “Melez Rejim” Olan Tek Ülke Türkiye, MİSAK- Millî Strateji Araştırma Kurulu, Siyaset-Tarih,  11.04.2023

https://millidusunce.com/misak/bati-avrupada-melez-rejim-olan-tek-ulke-turkiye/

 

 

 

 


18 Nisan 2023 Salı

“Niteliksiz İnsanlar, Niteliklerini Abartma Eğilimindedir”

 

Sabahattin Gencal
Çekmeköy, 17. 04. 2023
*****


Atalarımızın; “Büyük lokma ye büyük söz söyleme.” öğüdünü genellikle tutarım. Ama geçenlerde nasıl olduysa, hiç yapmadığımı yaptım; açık deyişle övündüm. Bu yetmiyormuş gibi “Duyduk duymadık demeyin!” sloganıyla bunu, siz değerli okuyucularıma duyurdum.

Yazımı okuyanlar hatırlayacaktır. Bu son günlerde, fi tarihlerinde oynadığım santranca tekrar başladım. Bilgisayara karşı oynadığım oyunlarda bir iki yenilgiden sonra galip gelmeye başladım.1 Bu moralle 2000 strateji-simulasyon  oyunu (CimCity) dünya şampiyonu oğlum Ahmet’i de yenince havalandım ve de övünmüş oldum.2 Bu suretle mahcup oldum. Bu bir yana beni tanıyanları hayal kırıklığına uğrattım. Bunun için ne kadar pişman olduğumu anlatamam. Tövbe estağfurullah, tövbe estağfurullah!

Atalarımız, “Sonradan pişman olacağın bir işi sakın yapma.” diye boşuna söylememişler. O kadar pişmanım ki, nasıl özür dileyeceğimi bilemiyorum. Övünmem tamamen cahilliğimden. Bilgisayar cahilliğimi yüzüme yüzüme vurdu. Öyle yendi ki... Tamam, oyunu göze alan yenilgiyi de kabul eder. Ama bildiğiniz gibi değil; adeta alay etti benimle:

Her oyuna girişte acemileri karşıma çıkardı. Sanki, sen ancak bunları yenebilirsin, dercesine. Ben kabul etmiyor ve beni yenenlere meydan okuyordum. Bir yendiler, bir daha yendiler. Tamam, yenile yenile yenmesini öğreniriz, diyordum. Oğlum Ahmet, dengin ile oyna, diyordu. Hayır, diyordum. O da, “Yenilen pehlivan güreşmeye doymaz.” diyordu. Ben, yenilsem de, nasıl oynadıklarını öğrenmeye çalışacağım, diyerek ustalarla oyuna devam ediyordum. Bu kez de ne oldu biliyor musunuz? Her yenilgiden sonra, “Seni, geliştirme kursuna alalım.” demeye başladılar. Resmen küçümseme. Ya da, “Öğren de gel!”

Kursa kayıt olmadım, ama durumu inceledim. Uuuu, ne kadar da gelişmişler. Zamanında böyle olduğunu bilseydim, hiç ağzımı açar mıydım. Övünmek şöyle dursun bahsini açmazdım. Biz daha satrancın terimlerini bile bilmiyoruz. Rahmetli Fenbilgisi Öğretmenim 65 yıl önce öğretmişti beni. Doğrusu fena yetişmemiştim; ama bunca zaman köprülerin altından nice sular geçti. Nice nice teknikler gelişti.

Tekrar özür diliyorum. Övünmemi cahilliğime verin. Derler ya “Cahil cesur olur.”

Bu arada, bunca boş sözün peşi sıra işe yarayacak birkaç satır da yazalım:

“Amerika’da Justin Kruger ve David Dunning adlı iki psikolog, daha sonra kendilerine Nobel ödülü getirecek bir tez ortaya atarlar.

Tez şudur: “Cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır.”

Yaptıkları araştırmaların sonucu özetle şöyle çıkar:

-Niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler.

-Niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedir.

-Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp anlamaktan da acizdirler.

(...)

-Sonuçta, ‘kifayetsiz muhterisler’ her zaman ve her yerde daha hızlı yükselirler…

(...)

Bu durumda nitelikli insanların, cahiller kadar cesur, atak, girişken ve özgüvenli olması gerekir ki bir denge olsun. Aksi takdirde cehalete teslim olacak dünya.

Bertrand Russell şöyle diyor: “Dünyanın sorunu, akıllılar hep kuşku içindeyken, aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır.3

Not: Bu yazıyı siyasetçiler için yazdığım düşünülmesin lütfen. Siyaset konusu mu? O bambaşka bir şey...

Söz aramızda, ben yine de satranç ustalarının yakasını bırakmayacağım...

Sabahattin Gencal, Çekmeköy-İstanbul, 18. 04. 2023

_______________

1. Gencal Sabahattin, Hırslı İken Satranç Oynanamaz, Not Defteri, 2 Nisan 2023 Pazar,

https://gencalinnotlari.blogspot.com/2023/04/hrsl-iken-satranc-oynanamaz.html

2. Gencal, Sabahattin, “Duyduk duymadık demeyin!” 02. 04. 2023, https://www.facebook.com/hashtag/satran%C3%A7

3. https://iktibasdergisi.com/2019/02/25/dunning-kruger-sendromu-ya-da-kifayetsiz-muhteris/

 


15 Nisan 2023 Cumartesi

“Okumayı Bilirsen Her İnsanın Bir Kitap Olduğunu Göreceksin”

 

Çerkez Tamer- Sabahattin Gencal
Samandıra'dan Akyazı'ya...
15. 06. 2017

  • Bir insanı tanımak için, kendisiyle 
  • yol arkadaşlığı etmelidir. (Şinasi)
  • *****


Okumayı bilirsen her insanın bir kitap olduğunu göreceksin.” der William Ellery Channing.  Allah’a hamd olsun ki bazı insanları az da olsa okumayı nasip etti bana. Bu insanlardan ders aldığımı söyleyebilirim. Bunlardan biri de Çerkez Tamerdir. 

Not Defteri blogumda  13. 04. 2023 tarihinde “Çerkez Tamer’den Alacağımız Dersler Vardır.” başlıklı bir yazı yazdım. Bu yazının altında da yeni bir yazı yazacağımı not etmiştim. İşte bu yazıyla o sözü yerine getiriyorum.

Çerkez Tamer- Sabahattin Gencal
Samandıra'dan Akyazı'ya...
15. 06. 2017

  • Dünya bir kitaptır ve seyahat etmeyenler, 
  • onun sadece bir sayfasını okurlar. (Aziz Augustine)

    • Bu yazıma da Edmund Burke’nin; “Düşünmeden okumak, hazmetmeden yemeğe benzer.” sözünü not olarak düşüyorum.

      Prensibimdir, bir kişi hakkında yazacaksam mutlaka o kişinin müsaadesini alırım. Bir fotoğraf içinde prensibimi uygularım.

      Şimdi, Çerkez Tamer’den Messenger vasıtasıyla nasıl müsaade aldığımı yazayım. Akla şu gelebilir: Müsaadeyi nasıl aldınsa aldın, bunları geç kameti uzatma, diye gelebilir. Ancak bu maillerde de alınacak dersler olunca bunları yayınlamak yararlı olur.



      Merhaba Tamer Esen Bey,

      Önce selâmlarımı ve iyi gün dileklerimi sunarım.

      Bu beklenmeyen mektubu yazanı hatırladınız sanırım. Facebook’tan hatırlarsınız. 15.06.2017’de x otobüsü ile Samandıra’dan Akyazı’ya kadar beraber yaptığımız yolculuktan da hatırlarsınız belki.

      Hatırlayamazsanız da kınamam; çünkü hem zaman geçti hem de sizlerin yoğun işi var...

      Ben Sabahattin Gencal, 80 yaşında bir emekli öğretmen. Bugün, birçok yaşlı gibi geçmişe takılarak üzgün üzgün arşivimi karıştırırken sizin fotoğraflarınızla gözlerim parladı. Fotoğraflarınızla, hayalen de olsa dünyayı gezmeye başladım...

      Yine hatırlayacaksınız blogumda sizinle ilgili bir yazı yayınlamıştım. Blogumu virüs yüzünden kapatmak zorunda kalınca birçok yazı da gitti. Bereket sizinle ilgili yazıyı arşive aldım. Bugün o yazıyı bulunca sevindim. “Not defteri” adlı blogumda da o yazıya yer vermeyi düşündüm. Tabii izniniz olursa.

      Bu arada, 2017 – 2018 sonrası gezilerle veya etkinliklerle ilgili fotoğraflar göndermek isterseniz onları da yayınlarız.

      Blogu izleyenler çok çok azdır. Amaç internette kalıcı olsun. Gençlere örnek olsun. Facebook sayfasından, istediğiniz fotoğrafları da kullanabilirsiniz, derseniz, onlardan da yararlanabiliriz.

      Hayırlı günler dileğiyle selâm ve sevgiler. Allaha (cc) emanet olun.

      Sabahattin Gencal, Çekmeköy-İstanbul, 12. 04. 2023




      Cerkez Tamer

      Su anda sahura kalkmış bulunuyorum ve en güzel mektup beklenmemiş olan mektubunuzu alıp okumak beni çok çok mutlu etti. Güzel abim çok teşekkür ederim. Allah sizin gibi büyüklerimizi başımızdan eksik etmesin. Sevgi ve saygıyla ellerinizden öpüyorum.💙🙏🤲



      Cerkez Tamer

      İstediğiniz fotoğrafları kullana bilirsiniz güzel abim. 💙Uyku sersemi olduğum için bu kadar yaza bildim dualarımdasınız🤲🙏



      Cerkez Tamer

      Allah nasip ederse bayrama İsveç’e gideceğim. Oradan da fotoğraf gönderirim. Ben sizi hiç unutmadım ve unutmam da.💙👋



      Cerkez Tamer

      Günaydın güzel abim. Benim dünya işleriyle işim biteli yıllar oldu. Zamanımın çoğunu bu iki kurtla geçiriyorum ve beni ve sevgili esini çok mutlu ediyorlar. İnsanlar gibi nankör de değiller.

      Sevgiler selamlar.



      Birazcık geç açılan bu videoları tam ekrandan izlemek gerek...


      Cerkez Tamer

      Hollanda bir peynirci dükkânı. İlk girdiğimde, ilk gözüme çarpan dükkânın pırıl pırıl oluşu oldu.

      H

      H

       

       


      Paylaşmak güzeldir.