Dilbilim, LİNGUİSTİK olarak da bilinir, dili bir sistem olarak gören ve niteliğini, yapısını, birimlerini ve dönüşümlerini inceleyen bilim dalı. Dilbilim terimi, ilk kez 19. yüzyılda dil incelemelerindeki yeni bir yaklaşımı geleneksel filolojiden ayırmak için kullanılmıştır. Filoloji öncelikle dilin yazılı metinlere yansıyan tarihsel gelişimiyle ilgilenir.
http://www.turkcebilgi.com/linguistik
*
Dil bilimi, lengüistik veya lîsaniyat; dilleri dil bilgisi, söz dizimi (sentaks) ve fonetik gibi çeşitli açılardan yapısal olarak inceleyen bilim dalı.
Genel (veya kuramsal) dil bilimi dillerin yapılarını (dil bilgisi) ve anlamlarını (anlam bilimi) inceler. Dil bilgisinin incelenmesi, biçim bilimi (sözcüklerinoluşumu ve değişimi) ve söz dizimini (sözcüklerin ifade veya cümle oluşturmak için bir araya getirilmesi ile ilgili kurallar) kapsar. Dili sesler aracılığıyla ifade etmek için kullanılan sistem olan ses bilimi de bu alanın bir parçasıdır.
Dil bilimi, genelgeçer dil özelliklerini bulmak ve gelişimleri ile kökenlerini açıklamak için dilleri karşılaştırır (karşılaştırmalı dil bilimi) ve dillerin tarihleri üzerinde araştırma yapar (tarihsel dil bilimi). Ses bilimi, dil biliminin bir dalı olarak, seslerin üretilişi, hareketi ve algılanışını inceler. Sosyal bir bilim olan dil bilimi ile doğa bilimlerinden fiziğin ilişkilendirilebileceği tek noktadır.
Uygulamalı dil bilimi dilbilimsel teorileri, yabancı dil öğretimi, konuşma terapisi, çeviri ve konuşma bozukluğu gibi alanlarda uygulamaya geçirir.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Dilbilim
*
Dil
Bilimin Kolları
Dil olgusunu ve yeryüzündeki tüm dilleri
genel olarak bütün yönleriyle konu edinip inceleyen bilim dalının adı "dil
bilimi"dir. Dil biliminden farklı olarak dil bilgisi ise, ele alınan bir
dilin en küçük birimi olan seslerinden, en büyük birimi olan cümlelerine kadar
içinde barındırdığı tüm dilsel unsurlarını araştırıp inceler ve birtakım
yargılara varır. "Gramer" olarak da adlandırılan bu bilgi alanı, ses
bilgisi (fonetik), biçim bilgisi (morfoloji), köken bilgisi (etimoloji) ya da
lehçe bilgisi (diyalektoloji) gibi çeşitli kollara sahiptir.
1. Ses Bilgisi (Fonetik)
Bir dilin en küçük yapı taşı sestir ve ses bilgisi,
sesleri kendisine inceleme konusu yapar. Her dilin kendisine özgü olan ses
dizimini ele alır ve ses, sesbirim, alt sesbirim gibi sese ait olan kavramları
açıklayıp bu unsurlarla ilgili tanım ve sonuçlara varmaya çalışır. Ayrıca, ses
unsurunun ortaya çıkışı, dil seslerinin nitelikleri ve tasnifi, seslerdeki
değişim ve gelişmeler, vurgu ve tonlama özellikleri vb. gibi konulara açıklık
getirir.
Örneğin, doy- fiilinin
en eski biçimi olan tod- fiilinden
yola çıkarak, bu fiildeki seslerin hangi aşamalardan geçerek nasıl bu hâli
aldığını ya da kalp kelimesine
bir sesli harf geldiğinde, bu kelimenin sonunda yer alan /p/ sesinin /b/ sesine
nasıl dönüştüğünü açıklamaya çalışır.
2. Biçim Bilgisi (Morfoloji)
Dildeki biçimbirimleri, yani kök ve ekleri inceleyen
alandır. Kökleri ve ekleri sınıflandırır ve bu unsurları açıklamaya çalışır.
Dildeki kök ve eklerin nasıl kullanıldığını, birbirleriyle ilişkilerini, isim
ve fiil köklerini, yapım ve çekim eklerini, sözcük türlerini ve türetme
şekilleriyle kök, ek, gövde gibi kavramlara temas eder.
gözlükçü kelimesinin
kök ve eklerine nasıl ayrılacağı ve bu kök ve eklerin tanımlama ve
açıklamalarının nasıl yapılacağı, bu bilgi alanının konusu dâhilindedir.
3. Köken Bilgisi (Etimoloji)
Dildeki kelime ve kelime köklerinin ilk şeklinin nasıl
olduğu, hangi köklerden türediği, tarihî süreç içerisindeki değişimleri, ilk
olarak hangi anlamları taşıdığı vb. gibi geçmiş zamanlara yönelik araştırmalar
yapan köken bilgisi, dilsel unsurların geçmişleri ile ilgilidir. Kelimelerin
kaynağını, biçimsel ve anlamsal değişikliklerini, tarihsel seyirlerini ve
aralarındaki bugün ile geçmiş bağlantılarını araştırır. Ses bilgisi ve anlam
bilgisi ile de yakından ilgilidir.
kâtip "yazman"
kelimesinin Arapça bir kök olan "ktb"den fâ'il vezninde türetildiğini
ve Arapçadan Türkçeye geçtiğini ortaya koymak köken bilgisinin görevidir.
4. Dizim Bilgisi (Tümce Bilgisi/Söz Dizimi/Sentaks)
Dildeki kelimelerin birbirleriyle olan ilişkilerini,
kelime ve kelime gruplarının cümle içerisindeki durumlarıyla görevlerini
inceleme konusu edinen dizim bilgisi, cümlenin öğelerini ve cümle türlerini de
araştırır ve tanımlar.
"Öğretmen, yıllar sonra ödülünü alır."
cümlesini öğelerine ayırmak, cümle türünü belirlemek, cümle içerisinde yer alan
kelimelerin görevlerini incelemek bu bilgi alanının görevidir.
5. Anlam Bilimi (Semantik)
Anlam bilimi, dildeki kelimelerin anlamları üzerinde
durur ve işaret ettikleri anlamlarla kelimeler arasındaki ilişkileri konu
edinir. Kelimelerin esas ve yan anlamları, eş ve zıt anlamlıları, cümle
içindeki anlamları gibi unsurlar üzerine yoğunlaşır. Kelimelerin anlamlarında
meydana gelen değişimler de anlam biliminin konuları arasındadır.
Örneğin, yüz kelimesinin
sayı olan yüz, uzuv olan yüz, "üst kısım" anlamındaki yüz ya da yüz-
fiili gibi çeşitli anlamları karşıladığını araştırmak ve bu konuda hükümlere
varmak anlam bilimi sayesinde olanaklıdır.
6. Lehçe Bilgisi (Diyalektoloji)
Bir dilin lehçe, ağız ve şive gibi dallarını, bunlar
arasındaki ses, şekil ve söz farklılıklarını ortaya koymayı amaçlayan lehçe
bilgisi, bu dalların ve bunlar arasındaki farklılıkların ortaya çıkış
süreçlerini, hangi bölgelerde nasıl kullanıldıklarını ortaya koymayı amaçlar.
Türkçenin lehçelerinden Türkiye Türkçesi ile Altay
Türkçesi arasındaki ilişkileri, benzer ve farklı yönleri ya da bu iki lehçenin
birbiriyle olan tarihî ya da güncel etkileşimlerini araştırmak lehçe bilgisinin
görevidir.
7. Sözcük Bilgisi (Leksikoloji)
Bir ya da birden fazla dil arasında, sözcüksel düzeyde
çeşitli amaç ve yöntemlerle karşılaştırmalar yapan sözcük bilgisi, sözcüklerin
derlenip bir araya getirilmesi, sınıflandırılması ve sıralanmasını da içerir.
Bu alan, sözlüklerin oluşturulmasına imkân sağlar ve sözcük öğretimi ile kelime
hazinesinin gelişimi konularını da bünyesinde barındırır.
Bir ya da birden fazla dilli sözlüklerin hazırlanması
aşamasında sözcük bilgisi en temel vazifeyi görür.
8. İsim Bilgisi (Onomastik)
"İnsanlar varlıkları nasıl ve neden isimlendirir?
Neden her dilde farklı isimlendirmelere rastlanır?" gibi sorulara cevap
vermeye çalışan bilgi alanıdır. En başta insan adlarını konu edinen bu alan,
geçmişten günümüze kadarki süreçte isimlendirmeleri konu edinir ve isimlendirme
meselesinin köklerine inmeyi amaçlar.
Maddelerin yanmasıyla ortaya çıkan ateşin Eski Türkçede
"od", İngilizcede "fire", Almancada "feuer" ya da
Rusçada "огонь" olarak adlandırılmasının nedenlerini araştırmak isim
bilgisinin görevlerinden biridir.
9. Gösterge Bilgisi (Semiyoloji)
Dil göstergeleri haricinde dil dışı göstergeleri de ele
alan gösterge bilgisi, dil bilimine yardımcı bir alandır. Simge, sembol ya da
işaretleri ortaya çıkış nedenleriyle birlikte inceler ve yorumlar. Ayrı bir
bilim dalı niteliğindedir. Temelleri Saussure tarafından atılmıştır.
Örneğin, a sesinin
neden "b" simgesi ile değil de "a" ile gösterildiği
gösterge bilgisinin inceleme alanına girer.
9. Bilişsel Bilim
Gösterge bilgisi gibi dil bilimine dolaylı yoldan
yardımcı olan bilişsel bilim; matematik, bilişim, biyoloji, felsefe ya da
psikoloji gibi pek çok bilim alanının dil bilimiyle ortaklaşa çalışmalarda
bulunmasını sağlar.
Doğal dil işleme ya da bilgisayar ortamında
gerçekleştirilen dil çalışmaları, dijital tercüme programları vs. bilişsel bilimle
doğrudan ilgilidir.
*
Dilbilgisinin bölümleri
Gramer teriminin Türkçe karşılığı olan dilbilgisi, daha yaygın tanımıyla bir dilin yapısı hakkında bilgi veren bir kitap olarak anlaşılır ve sesbilgisi, biçimbilgisi, sözdizimi ve kısmen anlambilimini içerir.
Amacına göre de dilbilgisi şu bölümlere ayrılır:
1. Kuralcı dilbilgisi, yazı dilini esas alır ve dilin kullanımıyla ilgili olarak neyin doğru, neyin yanlış olduğunu kurallar halinde ortaya koyar.
2. Betimleyici dilbilgisi, bir dilin belli bir zamandaki durumunu yargılamadan, olduğu gibi betimlemeye çalışır. Dillerin nasıl konuşulup yazılacağıyla değil, konuşma ve anlama olgularının nasıl gerçekleştiği ile ilgilenir. Kural koymaz, var olanı tanımlar.
3. Tarihi dilbilgisi, dilin bilinen en eski dönemlerinden başlayarak isim aşamalarını, zaman içerisinde geçirmiş olduğu değişiklikleri inceler.
4. Karşılaştırmalı dilbilgisi, bir ana dilden kaynaklanan dil ve diyalektleri bir arada ele alır; karşılaştırarak benzerlik ve farklılıklarını ortaya koymaya çalışır. Karşılaştırma yapı bakımından farklı diller arasında da olabilir.
5. Filolojik dilbilgisi, bir dille ilgili yazılı ürünleri edebiyat tarihi, edebiyat bilgisi, dilbilgisi, metin tamiri ve metin eleştirisi açılarından inceler.( Demir ve Yılmaz, 2006,s.31 -32)
...
Hüseyin Başdoğan
*
Ek Okuma
DİLBİLİMİ VE DİLBİLGİSİ
Dilbilimi, dil olgusunu ve yeryüzündeki tüm
dilleri genel olarak bütün yönleriyle konu edinip inceleyen bilimin
adıdır. Arapçada sarf ve nahiv ilmi, batı dillerinde ise gramer olarak adlandırılır.
Bir dilin, seslerden cümlelere kadar ihtiva ettiği bütün dil
birliklerini, geniş bir şekilde anlam ve görev bakımından inceleyen kurallara
ise dilbilgisi denir.
Dilbilgisi, diğer birçok kuralın aksine belirli bir grup
tarafından hazırlanmayıp, o dili kullanan insanların zaman geçtikçe gerekli
kuralları yaratmalarından veya var olan kuralları dilin gelişimiyle birlikte
değiştirmelerinden oluşur.
Dilbilgisi, incelediği dil unsurlarına göre kendi içinde bölümlere
ayrılır:
• Dilin seslerini inceleyen kısmına ses bilgisi (fonetik)
• Dili yapı yönünden inceleyen, kelime ve şekilleri konu
edinen kısmına şekil bilgisi (morfoloji
veya sarf)
• Kelime ve şekillerin çıkış yerlerini, yani menşelerini
araştıran kısmına köken bilgisi (etimoloji)
• Kelime ve şekillerin aralarındaki münasebetler ile cümleleri
inceleyen dalına cümle bilgisi veya söz dizimi (sentaks veya nahiv)
• Dilin anlam oluşturma mekanizmalarını inceleyen kısmına
ise anlam bilgisi (semantik)
denmektedir.
Bu bölümlerin hemen hepsi dilbilgisi içinde ayrı ayrı
incelenmelerine rağmen, birbirlerinden kesin çizgilerle ayrılmazlar ve daima
birbirlerine karışırlar. Bu itibarla dilbilgisi, bir dili bütün cepheleriyle
bir bütün olarak ele alıp inceleyen ilmin adıdır.
...
İsa Sarı,
*
Dil bilimi ve Alt Dalları
(Soner Akşehirli)
Anlam
Bilimi / Semantics :
Dilsel yapıların anlamının incelenmesi. Konuşma, sohbet gibi
diyalog içindeki anlamın incelenmesi, anlam biliminin değil söylem analizinin
konusu olmalıdır. Anlam bilimi, kelime ve cümle seviyesindeki anlamı içerir.
Antropolojik
dil bilimi / Antropological Linguistics :
Bir dil toplumuna ve kültürüne özgü olarak gerçekleştirilen
dil incelemesi. Antropolojik dil bilimi genellikle daha az belgelenmiş dillerle
ilgilenir. Bu tanım etnolinguistiği de içerir.
Bilgisayar
dil bilimi / Computational Linguistics :
Dil incelemesinde bilgisayar biliminin kullanımı. Bu tanım
yapay zeka ve Doğal Dil İşlemi (NLP)’ni de içerir; ancak matematiksel dil bilimini
içermez. Bilgisayarla yapılan çeviriler
en önemli faaliyet alanıdır.
Dil
Belgelemesi / Language Do*****entation :
Dilbilimsel alan metotlarını ve alan çalışma tekniklerini
içeren, dil tasviri ve belgelemesine ilişkin teori, metodoloji ve işlemler.
Mesela, bir alana ait teknikler için hazırlanan el kitabı.
Dil
bilimi tarihi / History of Linguistics :
Linguistik biliminin tarihinin ve gelişiminin incelenmesi.
Mesela Saussure’ün bir biyografisi ya da Platon’un dille ilgili fikirlerinin
analiz edimesi.
Dil
bilimi ve Edebiyat / Linguistics and Literature :
Dilbilimsel analizlerin edebî metinlere uygulanması. Bu
tanım Üslup bilimini (stylistics) ve Şiir bilimini (poetics) de içerir.
Dil
Felsefesi / Philosopy of Language :
Felsefenin dile ve dil bilimi teorisine uygulanması.
Sapir-Whorf hipotezi, sözlü ve sözsüz düşüncenin karşılaştırmalı olarak ele
alınması gibi konuları içerir.
Dil
Kazanımı / Language Acquisition :
İnsan dilinin edinim sürecinin incelenmesi. Dil kazanımı, ya
yetişkin veya çocukların dil edinimi ile ilgili materyallerin tasviri ya da
anadili veya ikinci dil öğrenimi için kullanılabilir. Ancak, eğer materyaller
özel olarak dil öğretimi, veya pedagojik bakış açısından dil öğrenimi ile
ilgili olursa bunların Uygulamalı Dil bilimi (applied linguistics) içine dahil
edilmesi daha doğru olur.
Dilbilimsel
Teoriler / Linguistic Theories :
Dil bilimi için temel oluşturan, genellikle ses bilimi
(phonology) ve söz dizimi (syntax) gibi birden fazla alt dalı kapsayan
teoriler. Mesela Evrensel gramer teorisi, dönüşümlü gramer teorisi gibi.
Edim
Bilimi / Pragmatics :
Bir dil kullanımının, gerçekleştiği bağlama göre
incelenmesi.
Genel
dil bilimi / General Linguistics :
Herhangi bir alt dala ya da bir dil bilimi teorisine
indirgenmemiş geniş dil bilimi çalışması.
Hukuksal
dil bilimi / Forensic Linguistics :
Dilbiliminin hukuğa uygulanması. Hukuksal dil bilimi
dilbilimsel metodolojinin hukukî tesbitler yapmak için kullanılmasıdır. Sorgu
odasındaki dilin analizi en iyi şekilde söylem analizi olarak tasnif edilir.
Kognitif
bilim / Cognitive Science :
İnsan zihninin, özellikle dille ilgili olarak incelenmesi.
Dil üzerine bir deney ya da öngörü; veya zihin araştırması gibi konuları
içerir.
Matematiksel
Dil bilimi / Mathematical Linguistics :
Dilin matematiksel özelliklerinin ele alındığı dil bilimi
alanı. Gramerin şeklî özellikleri ile ilgili çalışmalar bu alana girer.
Metin
ve Külliyat Dil Bilimi / Text and Corpus Linguistics :
Geniş bir pasajın, bir metnin veya metinler külliyatının
dilbilimsel özelliklerinin incelenmesi. Bu tanım, metinlerin bilgisayarlı
incelemesinin yanı sıra gösterge bilimi (semiotics) ve tür analizini de içerir.
Psikolojik
Dil Bilimi / Psycholinguistics :
Hafıza ve zeka gibi, dilin arkasında yer alan psikolojik
mekanizmalar vasıtasıyla, psikoloji biliminin dil bilimine uygulanması.
Ses
Bilgisi / Phonetics :
Konuşma dilindeki seslerin yapısı, boğumlanma ve algılanması üzerine yapılan
sınıflama ve inceleme çalışması. Bu
tanım hem anatomik ses bilgisini hem de akustik ses bilgisini içerir. Bu alanda
yapılan veri tabanı oluşturma, grafik sunum, sözlük gibi çalışmalar eğer bir
dilin seslerine ilişkinse ses bilgisi altında yer alır.
Ses
Bilimi / Phonology :
Bir dilin veya genel olarak dillerin ses sistemini oluşturan
örüntülerin ve ilkelerin incelenmesi. Bu
alanda yapılan veri tabanı oluşturma, grafik sunum, sözlük gibi çalışmalar eğer
bir dilin ses sistemine ilişkinse ses
bilimi altında yer alır.
Sinirsel
Dil bilimi / Neurolinguistics :
Beyin yapısının ve dilin beyindeki fiziksel görünümünün
incelenmesi. Beyindeki hasarların dil bozuklukları açısından incelenmesi,
anadil edinimi sürecinde beynin sinirsel gelişimi gibi konular bu alana
dahildir.
Söylem
analizi / Discourse Analysis:
Birbirine bağlı konuşmalar [ya da dil kullanımları] arasındaki örüntü ve anlamların incelenmesi.
Bu tanım mizah (humor) incelemeleri, karşılıklı konuşma analizi, etkileşimli
sosyolinguistik ve özel şartlardaki dil kullanımını (mesela mahkemede) inceler.
Söylem dökümleri, Söylem Sunum Teorisi veya farklı konuşma türleri üzerine
(msl.Doktor/hasta diyaloğu) üzerine yazılan makaleler örnek olarak verilebilir.
Söz
dizimi / Syntax :
Bir cümle içindeki kelimeler ve diğer birimler arasındaki
gramatikal ilişkilerin incelenmesi.
Sözlük
Bilgisi / Lexicograpy :
Tek dilli ya da çok dilli sözlüklerin veya sözlüksel
kaynakların oluşturulması ve incelenmesi işlemi.
Şekil
Bilimi / Morphology :
Kelimelerin yapısı ile ilgili incelemeler.
Tarihsel
dil bilimi / Historical linguistics :
Dil değişimlerinin art zamanlı olarak incelenmesi. Bu tanım; karşılaştırmalı tarihsel dil
bilimini, genetik sınıflama ile filolojik ve etimolojik incelemeleri içerir.
Etimolojik inceleme sözlük bilgisine [lexicohraphy] de dahil edilebilir.
Tercüme
ve Aktarım / Translating and İnterpreting :
Bir dili bir başka dile konuşma veya yazma yolu ile çevirme
işlemi. Bu tanım; en iyi çeviri ve
aktarma yöntemlerine ilişkin teorik
tartışmaları ve çevirideki yardımcı uygulamaları içerir. Eğer çeviri, bir dilin yapısını örneklemek amacını
taşıyorsa, çevrilen metin “Dil Tasviri” (language description) altında
sınıflanmalıdır.
Tipoloji
/ Typology :
Diller arasındaki benzerlikler ve farklılıkların herhangi
bir genetik ilişkiye bağlı olmaksızın incelenmesi ve dil tiplerinin kategorileştirilmesi.
Bu tanım tümellerin (universals) tasvirî ve karşılaştırmalı incelemesini de
içerir.
Toplumsal
Dil Bilimi / Sociolinguistics :
Dilin, konuşulduğu
toplum bağlamında incelenmesi. Çok dillilik (multilingualism), folklor, karma
ve melez diller, diyalektoloji, dil planlaması ve sınıf incelemeleri toplumsal
dil bilimi konuları arasında yer alır.
Uygulamalı
dil bilimi / Applied Linguistics :
Dilbilimsel metotların dil ve eğitimde, mesela okuma-yazma
ve yabancı dil öğreniminde uygulamalı olarak kullanımı. Bu tanım ikinci dil
öğrenimi ve farklılaştırıcı (contrastive) dil bilimini de içerir. Öğretim
materyalleri, dil öğrencileri için hazırlanan rehberler ve yetişkinlerin dil
öğrenimi üzerine yapılan incelemeler de bu gruba girer.
Yazı
Sistemleri / Writing Systems :
Konuşma dilinin kağıt üzerinde veya başka bir ortamda görsel
sunumu ve yazı ve yazı sistemleri üzerine yapılan incelemeler.
*
dil bilimin alt dalları
Anlambilim( semantik)
|
Göstergeler
arası ilişkiler ile bu ilişkilerin yarattığı anlamları inceler.
|
Dilbilgisi
( gramatik )
|
Dilin işleyiş
düzenini, genel kurallarını ele alır.
|
Edimbilim
( pragmatik )
|
Konuşan
kişinin tepki, etkileşim, güdülenme gibi eyleme eşlik eden davranışlarını ve
bu davranışların etkilerini inceler.
|
Göstergebilim
(semiyoloji)
|
Dili
toplumsal, kültürel ve anlam boyutunda varlık gösteren göstergeleri
inceler.
|
Sinirseldilbilim
(nörolinguistik)
|
Beynin
yapısını ve dil ile ilişkisini inceler.
|
Sözbilim
( retorik )
|
Söz
sanatlarını ve anlatım yöntemlerini inceler. Sözcüklerin seçimini ve
sözcüklerin sıralamasını değerlendirir.
|
Sözlükbilim
( leksikoloji )
|
Sözlük
bilimidir. Sözcüklerin dizinlenmesi ve anlamlarının verilmesi üzerinde
durulur.
|
Sözcükbilim
|
Bir dilin söz
varlığını oluşturan sözcükleri, sözcüklerin yapılarını, kökenlerini,
anlamlarını ve sözcüklerin zaman içindeki değişimlerini inceler. Sözlükbilim,
biçimbilim gibi alt türleri vardır.
|
Sözdizimi
( sentaks)
|
Cümlelerin
özelliklerini ve kelimelerin sıralanış kurallarını inceler.
|
Toplum
dilbilim
(
sosyolinguistik)
|
Dil
olgularıyla toplumsal olgular arasındaki bağı inceler.
|
Sesbilim
( fonoloji )
|
Sesleri
inceleyen bilimdir. Dilin seslerden oluşan bir sistem olduğu bilinciyle
seslerin dil ve anlam ilişkilerindeki yerine değinir.
|
Fonetik
|
Fonolojiye
göre daha dar kapsamlıdır. Konuşma seslerinin fiziki yönüyle ilgilenir.
|
Uygulamalı
dilbilim
|
Ana dil
öğretimi,okuma, dinleme, yazma gibi temel dil becerilerini inceler.
|
Biçimbilim
( morfoloji)
|
Sözcük
yapılarını, türetme yollarını, çekim biçimlerini inceleyen dil bilgisi
koludur.
|
Metindilbilim
|
Metinleri
inceleyen onların iç yapıları ile diğer metinler ile ilişkilerini
değerlendiren dilbilim alanıdır.
|
Onomastik
|
Ad bilimidir.
Herhangi bir kavramın başka dillerde nasıl karşılandığını inceler. Aynı
zamanda özel adların kökenlerini araştıran bilim dalıdır.
|
*
DİLBİLİM NEDİR?
Prof. Dr.
Zeynel Kıran
En
genel tanımıyla dilbilim, dil yetisinin ve doğal dillerin bilimsel
incelenmesidir.
Burada Öncelikle iki terimi açıklamak gerekir. Çok gerekli
olmasına karşın, “dil yetisi” ile “dil” arasındaki ayrım hep unutulmuştur.
İnsan topluluklarında bireyler konuşurlar, dinlerler,
konuşma aygıtıyla üretilen ses dizileri aracılığıyla duygu ve düşüncelerini
birbirlerine aktarırlar. Duruma göre, her birey hem konuşucu hem de
dinleyici/alıcı olabilir. Kendisine gönderilen ses dizimlerini algılar, yani
onları deşifre eder, yorumlar ve yeniden üretir.
Dilsel davranışlar diye adlandırdığımız bu etkinlikler
(resim, jest, yazı ve diğer kodlar vb.) simgesel araçlar ya da davranışlar,
genellikle dil yetisi denilen, insana özgü ve insanın bir parçası olan bir
yetinin gerçekleşmesi ya da anlatımı olarak kabul edilebilir. Aslında, “dil
yetisi” kavramı tümüyle kuramsaldır, insanın konuşan bir varlık olduğunu
açıklamak amacıyla baş vurulan bir kavramdır. Konuşucular tarafından üretilen
ses dizileri bir dilden öbürüne değişiklikler gösterir. İnsan toplulukları, dil
yetisinin farklılaşmasından ortaya çıkan Türkçe, Fransızca, İngilizce, Çince
gibi özel ve doğal diller geliştirmişlerdir.
Kısacası dil yetisi
bir iletişim aracı yardımıyla, insanlar arasındaki iletişimi sağlayan insana
özgü bir yetidir. Buradaki iletişim aracı dildir: Dil, aynı dilsel topluluk
üyelerinde ortak olan bir sesli göstergeler dizgesidir. Dil yetisi insanın değişmeyen ve evrensel
bir özelliğidir, oysa diller her zaman özeldir ve değişirler.
Dilbilim, 1950'den sonra bir pilot-bilim rolü üstlenerek,
insan bilimleri arasında ayrıcalıklı bir yer kazanmıştır. Bugün, budunbilim,
toplumbilim, ruhbilim, ruh çözümlemesi dilbilimin yöntem ve terimcesinden büyük
ölçüde yararlanmaktadır.
Çağdaş dilbilimin bir bilim dalı olduğunu söylemek,
beraberinde bir takım içermeleri de getirmektedir . Dilbilimin temel görevi, dilin betimlemesini yapmaktır. Bu betimleme,
her türlü kuralcılıktan uzak, olguların salt gözlemine dayanır. Bu anlamda,
dilbilim kesin(matematiksel) bir
bilimdir: Bir nesnesi, bir alanı ve bir yöntemi vardır. A. Martinet'nin
deyimiyle ''bir incelemeye, olguların gözlemine dayanıp bir takım estetik ve
ahlak ilkeleri adına, bu olgular arasından bir seçme yapılmasını önermekten
kaçındığı zaman bilimsel denir. Bu durumda, “bilimsellik” “kuralcılığın”
karşıtıdır (A. Martinet, s. 6).
Bugün artık dilbilimciler, tarih ve felsefe niteliği taşıyan
araştırmalardan uzaklaşarak belli bir durum içindeki oluşumunu incelemeye
yönelmişlerdir. Kısacası, dilbilim,
dilin belli bir durumdaki oluşumunu inceler. Çağdaş dilbilimin getirdiği en
büyük yenilik, inceleme konusunun ve alanının belirlenmesidir. Böylece,
dilbilimci bütün ilgisini doğal dillerin betimlenme yolları, bu dillerin
işleyişi ve yapısı konusundaki incelemelere vermiştir .
DİLBİLİM/FİLOLOJİ
AYRIMI
...
Bugün filoloji deyince, akla yazılı belgelerin geçerliğini,
gerçek olup olmadıklarını araştıran tarihsel bir bilim gelir. Kısacası,
filoloji üretildiği dönemlere ait eski metinleri yeniden oluşturmaya çalışır.
Bu nedenle, filolog metinlerin üretildiği dönemlerin etkilerini, kaynaklarını
araştırır, özgün metinleri çözmeye ve onları yeniden oluşturmaya, bu arada
taklitlerini saptamaya ve değerlerini ölçmeye çalışır. Buna karşılık,
dilbilimcinin uğraşı filoloğunkinden tamamen farklıdır. Dilbilim dili anlamaya, onu tıpkı somut bir nesne gibi incelemeye çaba
gösterir. Böylece, dilbilim dile ilişkin dilbilgisi, filoloji, sesbilgisi gibi
tüm bilimleri kapsar.
DİLBİLİMİN ve DİLBİLİMCİNİN GÖREVİ NEDİR?
Dilbilimin ve dilbilimcilerin görevi, bir dilsel topluluğa
ait bireylerin zihinlerindeki ortak özelliği etraflı bir biçimde tanıtmaya
çalışmaktır. Yakından incelendiğinde bu ortak özelliğin son derece karmaşık
olduğu görülür. Örneğin, insan aşağı yukarı 200 farklı sesi telaffuz edebilir
ve onları algılayabilir; ama her dilsel topluluk sahip olduğu binlerce sözcük
için aşağı yukarı 40 temel ses kullanır. Her birey, bütün bu temel seslere,
yani sesbirimlere ve kendi anadilinin binlerce sözcüğüne sahiptir. Bunun
dışındaki sözcükler, dilsel toplulukta bireylerin mesleğine, zevklerine,
toplumsal ve kültürel farklılıklarına göre dağılır.
...
Her konuşan özne, kendini kişisel ve bireysel bir biçimde
ifade eder; söylemek istediği şeye ya da onu söyleme biçimine göre, göreceli
bir özgürlükten yararlanır. İnsanlar arasındaki ayrım işte burada başlar. Bütün
bunlar, F. de Saussure'ün dil/söz karşıtlığındaki söz düzleminde gerçekleşir,
çünkü dil toplumsal, söz ise bireyseldir.
N. Chomsky'e göre, dilin bu yaratıcılığı, yapısalcılar için,
kullanım rahatlığıdır. Bütün bunlara karşın, söylemleri üretme biçimi konusunda
özel kura1lar vardır ve bunlar deyişbilim ya da söylem kurallarıdır.
İkinci önemli nokta ise, insanın kısa zamanda kendi
anadilinin işleyişini öğrenmesidir. Aslında burada önemli olan, dil için
gerekli kural ve bilgileri içeren, aynı zamanda bütün bu verileri büyük bir
rahatlık, açıklık ve hızla işleyen insan zekasının gücüdür.
...
Kaynak: Kıran, Z. 2001. Dilbilime Giriş. Ankara:Seçkin.
*
DİL
BİLİM İLE DİL BİLGİSİ, DİL BİLİMCİ İLE DİL BİLGİCİ
KARŞIT
GÖSTERGELER MİDİR?
Yrd. Doç. Dr. Fevzi KARADEMİR
...
Giriş
Her ikisinin de
malzemesi dil olan ancak gelişim süreçleri, kapsam ve işleyişleri bazı
yönlerden farklılık gösteren dil bilim (İng. linguistics) ile dil bilgisi (İng.
grammar), Türkiye’deki kimi dil bilim çevrelerinde çok defa, büsbütün farklı alanlar
olarak değerlendirilmektedir. Yer yer geleneksel dil bilgisinin bilim dışılığına
dikkat çekilmekte, iki alanın araştırmacıları karşıt biçimde
konumlandırılmaktadır.
Söz konusu durum, Türk dili çalışmalarında bir kavram ve
kimlik karmaşası meydana getirmektedir. Özellikle hem dil bilim hem de dil
bilgisi derslerinin işlendiği Türkçe Eğitimi, Türk Dili ve Edebiyatı gibi
bölümlerde, anılan karmaşa, önemli bir öğretim sorunu olarak kendini
göstermektedir. Bu karmaşanın ortadan kalkması, Türk dil bilimi
terminolojisinin sağlıklı biçimde işle(n)mesi ve öğretilmesi açısından önem arz
etmektedir.
...
Bilgi, zihnin, evrendeki varlık ve olgularla ilgili iradî
veya gayri iradî algıları; bilim, deney ve araştırmalara dayalı, disipline edilmiş
bilgiler bütünüdür. Bilgilenme, duyu sahibi herkesin her konuda gerçekleştirebileceği
bir eylem; bilim yapma, belli kişi ve alanlara has, derinlikli ve kuşatıcı, akademik
bir ameliyedir. Bilimsel bilgi de bu ameliyenin başka bir karşılığıdır (bk.http://tdkterim.gov.tr).
Bilim, bilgi, bilimsel bilgi, ilim, irfan, marifet, malumat gibi aynı kavram
alanını paylaşan terimlerin kavramsal nüanslarının derinlemesine ortayakonması
ise ayrı bir inceleme konusudur.
Bilim göstergesinin yukarıda belirtilen kavramsal değerine
göre dil bilim teriminin, dil ile ilgili disipline edilmiş bilgiler bütününü
karşıladığı açıktır. O halde dil bilgisindeki bilgiyi nasıl değerlendirmek
gerekir? Disipline edilmemiş malumat yığını olarak mı yoksa kavramsal değeri
bilime denk olan bilimsel bilgi olarak mı? Türkçe dil bilgisi çalışmaları
bağlamında düşünüldüğünde yüz yıla yakın süredir çeşitli bakış açılarıyla Türk
dili ekseninde üretilen bilgileri bütünüyle bilim dışı saymanın gerçekle
bağdaşmayacağı ortadadır. Öyleyse Türkiye’deki dil bilgisi çalışmalarını bilim
dışı sayanların gerekçeleri nelerdir? Bu konuda ileri sürülen gerekçelerden
bazıları şunlardır:
“Geleneksel dil bilgisi, buyurucu bir nitelik taşır.(Buyurucu,
bilimselin karşıtıdır). Dilin oldukça dar bir kesiti üzerinde işlem yapar, dil
düzeneğine yabancı, kökeni dil dışında yer alan katı kurallara yer verir, bu kurallara
uyulmasını buyurur. Sorunlara genellikle yanlışlık / doğruluk ölçütü aracılığıyla
yaklaşır. Bu dar çerçeve içinde bile; dil düzeneğinin kendine özgü
kuralları dil bilgicinin buyrultusundan doğan kurallarla sık
sık çelişir…” (Vardar,
2001: 40 vd.).
Sıralanan gerekçeler, elbette ki Türkiye’deki kimi dil
bilgisi çalışmaları ve bu doğrultuda yapılan dil bilgisi öğretimi için
doğrudur. Ancak geleneksel dil bilgisi çerçevesinde yapılan bütün çalışmaları
aynı kefeye koyarak değerlendirmek toptancı bir yaklaşım biçimidir.
Bizce bu disiplinleri ve onların mensuplarını
karşılaştırmada varılan bu tür aşırılıkların ortadan kalkması, dil bilim ile
dil bilgisi arasındaki terminolojik karmaşanın çözümü, büyük ölçüde iki
disiplinin Batı’daki gelişim süreçleri ile bizdeki gelişim süreçlerinin farkına
varmaktan geçer.
...
Sonuç
olarak, bize göre dil bilim ile dil bilgisi karşıt disiplinler değildir. Dilbilim,
dil ile ilgili disiplinler demetini karşılayan çatı bir disiplin, dil bilgisi,
onun kapsadığı disiplinlerden biridir. Tarihi süreçteki ayrışmayı
hesaba katmazsak, geldiğimiz noktada dil bilgisinin, dil bilimin uygulamaya
dayalı bir alt dalı olduğu gerçeği, dil bilimci ile dil bilgici karşıtlığına
dikkat çekenlerce de ifade edilmektedir:
“Nasıl hekimlik bilgisi, anatomi biliminin uygulama
alanlarından biriyse, dil bilgisi de, dil biliminin uygulama alanlarından
birisidir” (Gemalmaz, 1995: 83)7
.
Dolayısıyla ister bir dili ister birden fazla dili, tek veya
çok yönlü incelesin, dili bütün göstergeleriyle, yazı ve konuşma boyutlarıyla,
gelişen ve değişen bir sistem olarak kabul edip onu bilimsel olarak inceleyen
kişi, bizce dil bilimcidir. Uğraş alanının adı da dil bilimdir. Buna göre
Türkçe dil bilgisini bilimsel metotlarla inceleyen bir kişi temelde dil
bilimcidir. Özelde dil bilgicidir. Ancak her dil bilimci, dil bilgici değildir.
Dil bilimin başka alanlarına göre ifade edersek, bilimsel yaklaşım sergilediği
sürece, her ses bil(im/gi)ci,dil bilimcidir, ama her dil bilimci, sesbil(im/gi)ci
değildir, diyebiliriz.
*
Türkiye'de bilim anlayışı ve dilbilim
20. yüzyılın başta gelen bilim felsefecisi Karl Popper 1973
yılında Cambridge Üniversitesi'nde verdiği bir konferansta "anlamlılığın
anlamı nedir?" (what is the meaning of "meaning"?) sorusunu
irdelemekteydi.
Popper, insanı insan yapan, adına “dil” dediğimiz çok yönlü
ve karmaşık mekanizmanın niteliğini ve günlük yaşamdaki işlevliliğini, kendi
bünyesindeki dilbilgisi, sesbilgisi, sözdizimi, anlamlılık (semantik)
yapılarıyla, somut ve şeffaf matematik - fizik işlemleri gibi, bir yandan saat
gibi tık tık çalışan düzenli bir sisteme, öte yandan, algılanması güç soyut ve
bulanık kara bulutlara benzetiyordu. Başlığı “Dil, bir saat ve karabulutdur” şeklinde olan konferansını, “Tüm
fizik ve matematikçiler dilbilimci olma özlemindedir. Her dilbilimci de fizikçi
veya matematikçi olma özlemindedir” (!) sözüyle konuşmasını bitiriyordu.
Evrensel bilim, “karabulutları” asırlardır anlamaya ve
açıklamaya çalışıyor. Günümüzde, Sylviane Herpin, insanoğlunun yazılı-sözlü
iletişiminde oluşan kara bulutların dokuz renk tonu arasındaki farklılıkları
1. Düşündüğünüz,
2. Söylemek istediğiniz,
3. Söylediğinizi sandığınız,
4. Söylediğiniz,
5. Karşınızdakinin duymak istediği,
6. Duyduğu,
7. Anlamak istediği,
8. Anladığını sandığı,
9. Anladığı,
şeklinde belirleyerek, yanlış anlamak ve anlaşılmak için en
azından dokuz ihtimal bulunduğunu ileri sürüyor.
Yazılı-sözlü iletişimin bünyesinde böylesine tuzakları
barındırması, bir yandan dilbilimin ne kadar önemli bir bilim alanı olduğunu
ortaya koyuyor, öte yandan ülkemizde dilbilimin bir bilim alanı olarak zaman
içinde nasıl algılandığının, diğer bilim alanları arasında bilim anlayışımız
çerçevesinde hangi konuma yerleştirildiğinin enine boyuna irdelenmesini zorunlu
kılıyor.
...
Tüm dünya üniversitelerinin bilimsel araştırma ve eğitim
faaliyetlerinde “dilbilim” bir temel alan bilimi olarak Doğan Aksan’ın seneler
önce belirttiği gibi öylesine dalbudak sarmıştır ki, toplumdilbilim
(sociolinguistics), ruhdilbilim (psycholinguistics), uygulamalı dilbilim
(applied linguistics), sesbilgisi ve sesbilim (phonetics and phonology),
antropolojik dilbilim (antropological linguistics), dil kullanım bilimi
(söz-eylem çözümlemesi, söylem çözümlemesi) (pragmatics), anlam bilim
(Semantics), dil felsefesi (linguistic philosophy), edebi dilbilim (literary
linguistics), dilbilim tarihi (historical linguistics), nörodilbilim
(neurolinguistics), bilgisayar dilbilim (computational linguistics), bilişim
(information technology) ve hatta dilbilim mühendisliği (linguistic
engineering) gibi alan-dalları oluşmuştur.
Görülüyor ki, “dilbilim”, tıp, hatta mühendislik alanlarına
kadar dal budak sarmış olmasının yanı sıra, tüm Sosyal ve İnsan Bilimlerinin
temelini oluşturmaktadır. Ancak, ne yazık ki, bugün yukarıda sözünü etmiş
olduğumuz dilbilim dallarının YÖK tarafından belirlenmemiş olması, dilbilimin
ülkemizde gereğiyle tanınıp gelişememesine ve uygulama alanında özellikle
sosyoloji, siyaset bilimi, hukuk, işletme, basın-yayın, iletişim bilimleri,
edebiyat, felsefe, psikoloji, antropoloji gibi diğer akademik alanların
bünyesinde veya yanında yerini bulamamasına neden olmaktadır.
Sonuç olarak, bilinmektedir ki, insan dili, insanoğlunun tüm
sosyal, kültürel, psikolojik ve iletişim gereksinimlerine yanıt verir. Bu
bağlamda, “dilbilim” insanoğlunun niteliğini ve onun içinde yaşamış olduğu
toplumu tanımak bakımından hiçbir akademik kuruluşun vazgeçemeyeceği temel bir
bilim alanıdır.
Bu nedenle, ülkemizde YÖK ve TÜBİTAK nezdinde ve
üniversitelerimizde dilbilim anlayışının gereğiyle algılanarak uygulama
alanlarını geliştirmek Türk bilim düşüncesinin çağdaş bir temel üzerine
oturması açısından büyük önem taşımaktadır.
Prof.Dr.Sinan Bayraktaroğlu, sinanbayraktaroglu1@gmail.com
*
Uygulamalı dil biliminin içeriği ve araştırma alanları
Uygulamalı dil kullanımının yanı sıra aşağıda sıralanan konular da uygulamalı dil bilimi kapsamındadır.
- Uygulamayı temel alan dil kuramları
- Her bir dilin betimlenmesi (tek dilli sözlük bilim, her şeyden önce eşzamanlı olarak)
- Daha çok dilin karşılaştırılması (karşılaştırmalı dil bilimi, iki dilli sözlük bilim, eşzamanlı olarak)
- Dil öğretimi ve dil öğrenimi araştırmaları (yabancı dil derslerindeki yabancı dil öğretimi ve öğrenimi de dâhil, Dil laboratuvarındaki çalışmalar, anadilin didaktiği)
- Uzmanlık dili araştırmaları (terim bilim, anlaşılırlık sorunları, bilim dili, uzman-amatör iletişimi)
- Çeviri bilimi (yazılımların sınırlandırılması, teknik belgeleme)
- Kurumsal iletişim
- Kusur/hata çözümlemesi
- Metin-resim ilişkisi
- Kısa çizgili - dil bilimler
- Beden dili bilim
- Sosyodil bilimi (toplum dil bilimi)
- Psikodil bilimi (ruh dil bilimi)
- Edim bilimi (pragmatik) (dil ve davranış, dil kullanım kuralları, söz eylem kuramı, konuşma kuralları kuramı)
- Budundil bilim
- Bilgisayarlı dil bilimi (yapay dil sistemi)
- Tarihsel dil bilimi (o anki eşzamanlı dil durumu ve etki faktörleri göz önünde bulundurularak artzamanlı dil değişimleri)
- Metin dili bilim
- Klinik dili bilim
- Adlî dil bilimi
- Bağıntı dil bilimi (Dilsel yapıları ve dilsel sonuçları ayrıca dil bağıntısında sosyal ve dil politikası koşulları inceler.)
- Bütünce dil bilimi
- Betimsel dil bilimi (dillere ve dil sistemlerine dönük mümkün mertebe değerlendirmeden uzak, yani yas koyucu veya normatif olmayan bir betimleme şeklini oluşturmaya yönelir)
- Nörodil bilim
- Hukukdil bilim
- Bilişsel dil bilimi
- Feminist dil bilimi
- Avrolinguistik, Avrupa dilleriyle ilgilenir.
- Interlinguistik, uluslararası iletişimi ve yapay dilleri inceler.
- Medya dil bilimi
- Nicel dil bilimi
- Ekolojik dil bilimi (Dil ve dilin kullanım alanı arasındaki etkileşimi inceler.)
- Paleolinguistik, insan dilinin oluşumunu inceler; psikoloji ve antropoloji ile birçok ortak noktası bulunmaktadır.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Dilbilim
*
Dil bilimi, dil olgusunu ve yeryüzündeki tüm dilleri genel olarak bütün yönleriyle konu edinip inceleyen bilimin adıdır. Arapçada sarf ve nahiv ilmi, batı dillerinde ise gramer olarak adlandırılır.
Bir dilin, seslerden cümlelere kadar ihtiva ettiği bütün dil birliklerini, geniş bir şekilde anlam ve görev bakımından inceleyen kurallara ise dil bilgisi denir.
Dil bilgisi, diğer birçok kuralın aksine belirli bir grup tarafından hazırlanmayıp, o dili kullanan insanların zaman geçtikçe gerekli kuralları yaratmalarından veya var olan kuralları dilin gelişimiyle birlikte değiştirmelerinden oluşur.
Dilbilgisi, incelediği dil unsurlarına göre kendi içinde
bölümlere ayrılır:
• Dilin seslerini inceleyen kısmına ses bilgisi (fonetik)
• Dili yapı yönünden inceleyen, kelime ve şekilleri konu edinen kısmına şekil bilgisi (morfoloji veya sarf)
• Kelime ve şekillerin çıkış yerlerini, yani menşelerini araştıran kısmına köken bilgisi (etimoloji)
• Kelime ve şekillerin aralarındaki münasebetler ile cümleleri inceleyen dalına cümle bilgisi veya söz dizimi (sentaks veya nahiv)
• Dilin anlam oluşturma mekanizmalarını inceleyen kısmına ise anlam bilgisi (semantik) denmektedir. Bu bölümlerin hemen hepsi dil bilgisi içinde ayrı ayrı incelenmelerine rağmen, birbirlerinden kesin çizgilerle ayrılmazlar ve daima birbirlerine karışırlar. Bu itibarla dil bilgisi, bir dili bütün cepheleriyle bir bütün olarak ele alıp inceleyen ilmin adıdır. İnsanoğlu, tarihî akış içinde, zamanla biriken bilgiler sayesinde hemen her şeyi inceleme ve araştırma
konusu yapmış; dillerin sırrını çözmeye çalışmış ve böylece yeni bir bilim dalı ortaya çıkartmıştır. İlk başta eski Yunan ve Hint devirlerinden başlayarak, dillerin bağlı olduğu kaideler tespit edilmeye çalışılmış ve bu kaidelerin ortaya çıkardığı bilgiye de
gramer bilgisi denmiştir. Buna paralel olarak her dilin kelime hazinesi toplanmış, neticede sözlükler ortaya çıkmıştır. Gramer sayesinde ise dillerin doğru okunup yazılması gerçekleşmiştir.
1. Ses Bilgisi (Fonetik)
Dil, seslerden örülmüş toplumsal bir kurumdur ve bu kurumun en küçük birimi “ses”tir. Ses bilgisi ise dilin seslerini ele alır. Her dilin kendine özgü bir ses dizgesi vardır.
Ses bilgisinin belli başlı inceleme alanları şunlardır:
• “Ses, sesbirim, alt sesbirim” vb. kavramlar
• Seslerin oluşumu
• Seslerin özellikleri ve sınıflandırılması
• Seslerin sözcüklerdeki sıralanışı
• Hece yapısı
• Vurgu ve tonlama
Ses bilgisinin alt dalları ise şöyledir:
• Söyleyiş Ses Bilgisi: İnsan seslerinin nasıl türediğini inceler
• Dinleyiş Ses Bilgisi: Seslerin nasıl algılandığını ve anlamlandırıldığını inceler
• Uygulamalı Ses Bilgisi: Teorik olarak ses bilgisinin elde ettiği bilgileri, günümüz teknolojisinin de imkânlarıyla işler.
2. Biçim Bilgisi (Morfoloji)
Dildeki biçim birimleri inceleyen daldır. Kökler ve ekler, bunların görevleri, birbirleriyle ilgisi vb. konular üzerinde durur:
• “Kök, gövde, ek” gibi kavramlar
• Yapım ekleri
• Çekim ekleri
• Sözcük türleri
• Sözcük türetme yolları
gibi konularla ilgilenir.
3. Dizim Bilgisi (Söz Dizimi/Sentaks)
Dildeki kelimelerin birbirleriyle ilişkilerini inceler. Kelimelerin oluşturdukları gruplar ve bunların cümle aline getirilmesiyle ilgilidir. Şekil bilgisi ile de yakından ilgilidir. Söz diziminin inceleme alanları içinde şunlar da vardır:
• Cümle öğeleri
• Cümle çözümlemeleri
4. Anlam Bilimi (Semantik)
Dil göstergelerinin anlamı üzerinde durur. Bu göstergelerin içerisine kelime, kelime gurubu, cümle hatta metin de girebilir. Günümüzde daha çok cümle ile ilgilidir. Dildeki sözcükleri anlam bakımından ele alır ve onların temel anlamı, yan anlamı, cümle
içerisinde kazandığı anlam gibi unsurlarıyla inceler.
Dilbiliminin diğer dalları içerisinde özel bir yere sahiptir.
• Anlamla ilgili temel kavramlar
• Sözcüklerde temel anlam
• Sözcüklerde yan anlamlar
• Eş anlamlı sözcükler
• Karşıt anlamlı sözcükler
• Çok anlamlı sözcükler
• Anlam değişmeleri
ile de ilgilidir.
5. Köken Bilgisi (Etimoloji)
Bir sözcüğün hangi köke dayandığını, ilk olarak hangi kavramı karşıladığı, zaman içerisinde gösterdiği gelişmeler vb. konuları inceler. Dilbiliminde bir sözcüğü açıklamak, onu başka sözcüklere indirgemek anlamına gelir.
• Sözcüklerin ve eklerin kaynağı
• Sözcüklerdeki şekil ve anlam değişiklikleri
• Sözcüklerin ve eklerin tarihi ile ilgilidir.
6. Lehçe Bilgisi (Diyalektoloji)
Dillerin kolları, bu dalın inceleme alanına girer. Ağız bilgisi olarak da tanımlanabilir. Bir dilin en çok fonetik farklılıklara dayanan alt katmanları ise o dilin “ağız”larıdır. Örneğin, Anadolu ağızları, Rumeli ağızları... gibi.
• Lehçe ve ağızlar
• Lehçe ve ağızların sınırları
• Yerleşme tarihi
• Dil haritalarının hazırlanması
gibi konular bu dalın inceleme alanına girer.
7. Sözcük Bilgisi (Leksikoloji)
Bir veya birden çok dilin sözcüklerinin çeşitli yöntemlerle ve çeşitli amaçlar için bir araya getirilmesi, düzenlenmesi ve sıralanmasıdır.
Leksikoloji, sözcükleri tek tek anlam alanlarına göre incelerken, kitap vs. gibi kaynaklardan derleyerek bir araya getirmeye çalışır.
8. Ad Bilgisi (Onomastik)
İnsanlar varlıklara nasıl ad verir, dilden dile bu durum değişir mi? gibi sorulara cevap veren daldır. En başta insan adlarını konu edinir.
9. Gösterge Bilgisi (Semiyoloji)
Her ne kadar dil göstergelerini ele alsa da, asıl konusu dil dışındaki göstergelerdir. Dilbilimin bir alt dalı olmaktan ziyade, en dışta yardımcı bir bilim dalı olarak kabul edilebilir. Temellerini Saussure atmıştır.
10. Bilişsel Bilim
Doğrudan değil dolaylı yoldan dilbilim ile ilgilidir. Matematik, bilgisayar, felsefe, biyoloji, psikoloji ve dilbilimin ortak çalışma alanıdır.
Anlamı toplumdan topluma, kültürden kültüre değişen dil dışı göstergelere simge denir. Benzerlik ve uzlaşma ilişkisi içerisinde soyut ve sayılamayan tek bir gösterilene göndermede bulunan görsel biçimdir.
Bir çocuğun sadece zaman geçirmek amacıyla çizdiği güvercin resmi bir görsel göstergedir; ama aynı güvercin resmi Birleşmiş Milletler binasının duvarına çizilmiş ise o zaman bu bir simgedir.
Çünkü bir uzlaşma uyarınca, bu görsel gösterge, doğal olarak temsil ettiği şeyden başka bir şeyi belirtmek için çizilmiş ya da yapılmıştır. Birleşmiş Milletler binasının duvarına çizilmiş olan güvercin, artık soyut bir kavram olan barışı temsil etmektedir.
Terazinin adaleti, kalbin aşkı, kum saatinin ise zamanı temsil etmesi gibi... Adaleti temsil eden bir simge: Terazi
Ayrıca bakınız:
DİL BİLİMİNİN
TEMEL KAVRAM VE İLKELERİ
Dil bilimi, dil olgusunu ve yeryüzündeki tüm dilleri genel olarak bütün yönleriyle konu edinip inceleyen bilimin adıdır. Arapçada sarf ve nahiv ilmi, batı dillerinde ise gramer olarak adlandırılır.
Bir dilin, seslerden cümlelere kadar ihtiva ettiği bütün dil birliklerini, geniş bir şekilde anlam ve görev bakımından inceleyen kurallara ise dil bilgisi denir.
Dil bilgisi, diğer birçok kuralın aksine belirli bir grup tarafından hazırlanmayıp, o dili kullanan insanların zaman geçtikçe gerekli kuralları yaratmalarından veya var olan kuralları dilin gelişimiyle birlikte değiştirmelerinden oluşur.
Dilbilgisi, incelediği dil unsurlarına göre kendi içinde
bölümlere ayrılır:
• Dilin seslerini inceleyen kısmına ses bilgisi (fonetik)
• Dili yapı yönünden inceleyen, kelime ve şekilleri konu edinen kısmına şekil bilgisi (morfoloji veya sarf)
• Kelime ve şekillerin çıkış yerlerini, yani menşelerini araştıran kısmına köken bilgisi (etimoloji)
• Kelime ve şekillerin aralarındaki münasebetler ile cümleleri inceleyen dalına cümle bilgisi veya söz dizimi (sentaks veya nahiv)
• Dilin anlam oluşturma mekanizmalarını inceleyen kısmına ise anlam bilgisi (semantik) denmektedir. Bu bölümlerin hemen hepsi dil bilgisi içinde ayrı ayrı incelenmelerine rağmen, birbirlerinden kesin çizgilerle ayrılmazlar ve daima birbirlerine karışırlar. Bu itibarla dil bilgisi, bir dili bütün cepheleriyle bir bütün olarak ele alıp inceleyen ilmin adıdır. İnsanoğlu, tarihî akış içinde, zamanla biriken bilgiler sayesinde hemen her şeyi inceleme ve araştırma
konusu yapmış; dillerin sırrını çözmeye çalışmış ve böylece yeni bir bilim dalı ortaya çıkartmıştır. İlk başta eski Yunan ve Hint devirlerinden başlayarak, dillerin bağlı olduğu kaideler tespit edilmeye çalışılmış ve bu kaidelerin ortaya çıkardığı bilgiye de
gramer bilgisi denmiştir. Buna paralel olarak her dilin kelime hazinesi toplanmış, neticede sözlükler ortaya çıkmıştır. Gramer sayesinde ise dillerin doğru okunup yazılması gerçekleşmiştir.
DİL BİLİMİNİN KOLLARI
Dil, seslerden örülmüş toplumsal bir kurumdur ve bu kurumun en küçük birimi “ses”tir. Ses bilgisi ise dilin seslerini ele alır. Her dilin kendine özgü bir ses dizgesi vardır.
Ses bilgisinin belli başlı inceleme alanları şunlardır:
• “Ses, sesbirim, alt sesbirim” vb. kavramlar
• Seslerin oluşumu
• Seslerin özellikleri ve sınıflandırılması
• Seslerin sözcüklerdeki sıralanışı
• Hece yapısı
• Vurgu ve tonlama
Ses bilgisinin alt dalları ise şöyledir:
• Söyleyiş Ses Bilgisi: İnsan seslerinin nasıl türediğini inceler
• Dinleyiş Ses Bilgisi: Seslerin nasıl algılandığını ve anlamlandırıldığını inceler
• Uygulamalı Ses Bilgisi: Teorik olarak ses bilgisinin elde ettiği bilgileri, günümüz teknolojisinin de imkânlarıyla işler.
2. Biçim Bilgisi (Morfoloji)
Dildeki biçim birimleri inceleyen daldır. Kökler ve ekler, bunların görevleri, birbirleriyle ilgisi vb. konular üzerinde durur:
• “Kök, gövde, ek” gibi kavramlar
• Yapım ekleri
• Çekim ekleri
• Sözcük türleri
• Sözcük türetme yolları
gibi konularla ilgilenir.
3. Dizim Bilgisi (Söz Dizimi/Sentaks)
Dildeki kelimelerin birbirleriyle ilişkilerini inceler. Kelimelerin oluşturdukları gruplar ve bunların cümle aline getirilmesiyle ilgilidir. Şekil bilgisi ile de yakından ilgilidir. Söz diziminin inceleme alanları içinde şunlar da vardır:
• Cümle öğeleri
• Cümle çözümlemeleri
4. Anlam Bilimi (Semantik)
Dil göstergelerinin anlamı üzerinde durur. Bu göstergelerin içerisine kelime, kelime gurubu, cümle hatta metin de girebilir. Günümüzde daha çok cümle ile ilgilidir. Dildeki sözcükleri anlam bakımından ele alır ve onların temel anlamı, yan anlamı, cümle
içerisinde kazandığı anlam gibi unsurlarıyla inceler.
Dilbiliminin diğer dalları içerisinde özel bir yere sahiptir.
• Anlamla ilgili temel kavramlar
• Sözcüklerde temel anlam
• Sözcüklerde yan anlamlar
• Eş anlamlı sözcükler
• Karşıt anlamlı sözcükler
• Çok anlamlı sözcükler
• Anlam değişmeleri
ile de ilgilidir.
5. Köken Bilgisi (Etimoloji)
Bir sözcüğün hangi köke dayandığını, ilk olarak hangi kavramı karşıladığı, zaman içerisinde gösterdiği gelişmeler vb. konuları inceler. Dilbiliminde bir sözcüğü açıklamak, onu başka sözcüklere indirgemek anlamına gelir.
• Sözcüklerin ve eklerin kaynağı
• Sözcüklerdeki şekil ve anlam değişiklikleri
• Sözcüklerin ve eklerin tarihi ile ilgilidir.
6. Lehçe Bilgisi (Diyalektoloji)
Dillerin kolları, bu dalın inceleme alanına girer. Ağız bilgisi olarak da tanımlanabilir. Bir dilin en çok fonetik farklılıklara dayanan alt katmanları ise o dilin “ağız”larıdır. Örneğin, Anadolu ağızları, Rumeli ağızları... gibi.
• Lehçe ve ağızlar
• Lehçe ve ağızların sınırları
• Yerleşme tarihi
• Dil haritalarının hazırlanması
gibi konular bu dalın inceleme alanına girer.
7. Sözcük Bilgisi (Leksikoloji)
Bir veya birden çok dilin sözcüklerinin çeşitli yöntemlerle ve çeşitli amaçlar için bir araya getirilmesi, düzenlenmesi ve sıralanmasıdır.
Leksikoloji, sözcükleri tek tek anlam alanlarına göre incelerken, kitap vs. gibi kaynaklardan derleyerek bir araya getirmeye çalışır.
8. Ad Bilgisi (Onomastik)
İnsanlar varlıklara nasıl ad verir, dilden dile bu durum değişir mi? gibi sorulara cevap veren daldır. En başta insan adlarını konu edinir.
9. Gösterge Bilgisi (Semiyoloji)
Her ne kadar dil göstergelerini ele alsa da, asıl konusu dil dışındaki göstergelerdir. Dilbilimin bir alt dalı olmaktan ziyade, en dışta yardımcı bir bilim dalı olarak kabul edilebilir. Temellerini Saussure atmıştır.
10. Bilişsel Bilim
Doğrudan değil dolaylı yoldan dilbilim ile ilgilidir. Matematik, bilgisayar, felsefe, biyoloji, psikoloji ve dilbilimin ortak çalışma alanıdır.
Gösterge ve Simge
Bir çocuğun sadece zaman geçirmek amacıyla çizdiği güvercin resmi bir görsel göstergedir; ama aynı güvercin resmi Birleşmiş Milletler binasının duvarına çizilmiş ise o zaman bu bir simgedir.
Çünkü bir uzlaşma uyarınca, bu görsel gösterge, doğal olarak temsil ettiği şeyden başka bir şeyi belirtmek için çizilmiş ya da yapılmıştır. Birleşmiş Milletler binasının duvarına çizilmiş olan güvercin, artık soyut bir kavram olan barışı temsil etmektedir.
Terazinin adaleti, kalbin aşkı, kum saatinin ise zamanı temsil etmesi gibi... Adaleti temsil eden bir simge: Terazi
İkon
Bazı göstergeler ise gösterdiği varlığın kendisi
olabilmektedir. Bu tür göstergelere ikon denir.
Örneğin portreler. İkonlarda, gösteren ile gösterilen
arasında gerçek bir benzerlik vardır.
Dil Göstergeleri
Belli bir dilde, anlamı olan en küçük birimlere “dil göstergesi” adı verilir. Örneğin Türkçede “kalem”, “kitap”, “masa” veya “-yor”, “-di” birer dilsel göstergedir. Görüldüğü gibi, dil göstergesi “sözcük”
ya da “kelime” anlamında kullanılmıştır. F. de Saussure’ün de belirttiği gibi, dil göstergesi iki düzeyden oluşur: Birincisi, dilbilimsel adıyla“gösteren”, kulağımızda duyduğumuz “Ç.İ.Ç.E.K.”sesi, gözümüzle gördüğümüz “çiçek” yazısı; ikincisi
ise yine dilbilimsel adıyla “gösterilen”, zekamızla, deneyimlerimizle kavradığımız sözün içeriği, açıklaması ya da zihnimizde oluşan genel çiçek kavramıdır.
Dil göstergeleri tamamen seslerden oluşur. Örneğin BAYRAK kelimesini oluşan göstergeler B, A, Y, R, A ve K sesleridir. Bayrak kelimesi görüldüğünde insanların zihninde bir bayrak resmi oluşur; bu durumda dil göstergesi nesnenin, yani göndergenin kendisi değildir. Daha açık bir biçimde ifade edecekolursak, “bayrak” sözcüğü bayrağın kendisi değildir, belli bir bayrağı ya da genel olarak bayrak maddesini temsil eder. Saussure’den sonra gelen araştırmacılar dil göstergesi tanımını tanımlayarak onu zenginleştirmişlerdir. Onların dil göstergesi tanımında üç öğe ilişkisi içerisindedir. Gönderge, dil dışı dünyada bulunan gerçek bir varlık ya da nesnedir. Bu nesnel gerçekliği dil temsil eder; başka
deyişle yeniden sunar. Bu konuda şöyle bir örnek verilebilir: “Balık” bir gösterendir. Türkçede “suda yaşayan canlı”yı gösterir.
Gösteren
Dil göstergesinin sese ilişkin somut bölümünü oluşturan sesbirimlerinin bütünüdür. Sessel bir işlev olup algılama düzlemini ilgilendirir.
Gösterilen
Gösterenin zihnimizde uyandırdığı düşünce ya da kavramdır; bu nedenle insandaki kavramsallaştırma ya da düşünce alanını ilgilendirir.
Gönderge
Zihnimizde oluşan düşünce ya da kavramın gerçekleşmiş, gerçek olan hâlidir. Dil dışı gerçekliklerdir. Gönderge, dil göstergesinin dil
dışında gösterdiği her şeydir: soyuttur, somuttur, nesnedir, olaydır, olgudur, niceliktir, durumdur, kanıdır. Belki özgürlük, aşk, cesaret, peri, tek boynuzlu at gibi soyut ve düşsel, söylensel göstergelerin göndergeleri olamaz gibi düşünülebilir; ama bunlar birer “soyutlama”dır. Böylece, örneğin “demokrasi” göstergesi, “demokrasiye, kendisine inanılan bir olgu”ya gönderme yapar.
http://nurbanukarakus.blogspot.com.tr/
*
Köken bilimi
Köken bilimi veya etimoloji (Antik Yunan dili ἡ ἐτυμολογία -
hē etymología), bir dildeki sözcüklerin kökenlerini ve bunun bir gereği olarak
o dilin diğer dillerle ve o dili konuşan toplulukların geçmişten bugüne diğer
topluluklarla olan kültürel ilişkilerini araştırır. Bir başka tabirle köken
bilimi, bir kelimenin ya da dildeki benzer bir
kullanımın gelişme sürecinin ilk ortaya çıkışından itibaren izlenmesi, hangi
dillerde ne şekilde yayıldığının tespit ederek parça ya da bileşenlerinin
analiz edilmesi bilimidir.
Etimoloji kelimesi de asıl, hakiki, gerçek anlamındaki ὁ
ἔτυμος (ho étymos) ile söz, kelime anlamındaki λόγος / lógos
kelimelerinin birleşmesi ile oluşmuştur. Eskiden kullanılan ve Arapça kökenli olan ismi ise iştikak ilmidir. Köken bilimi
uzmanlarına etimolog, köken bilimci veya iştikakçı denir.
Ayrıca, etimologlar artık hakkında doğrudan bilgi
edinilemeyecek ölü diller hakkında, kalıntı ve bulguları takip ederek çeşitli
sonuçlar çıkartırlar. İlgili dillerdeki kelimeleri karşılaştırarak ortak ana
dil hakkında daha fazla bilgi elde edilebilir. Bir sözcüğün en eski, kaynak
şekline etymon (τὸ
ἔτυμον) denmektedir.
Köken bilimindeki temel
düşünceler
·
Sözcüklerin ezici çoğunluğu
·
bir dilde varolan köklerden o dilin geçerli morfoloji
(yapı bilimi) kurallarına göre türetilir,
·
veya o dilin kültürel temas içinde olduğu başka bir
dilden ödünç alınır.
·
Bu iki genel kategori dışında,
·
kendine özgü ayrı bir morfolojik sisteme tabi olan yansıma
sesler (onomatopeler),
·
tüm dillerde ortak bir yapı sergileyen bebek
sözcükleri (infantilism, Almanca Lallwort, İngilizce nursery word, mama and papa, Fransızca language de bébé),
·
ünlemler,
·
cins adı veya sıfat veya fiil olarak kullanılan özel
adlar ve ticari markalar mevcuttur. 20. yüzyılda yazılı biçimlerden genel dile
geçen kısaltmalar ve akronimler de
ayrı bir sözcük grubu olarak ortaya çıkmıştır.
·
Her dilin ses sistemi (fonoloji) zaman içinde değişime
uğrar. Buna paralel olarak sözcüklerin telaffuzu ve bazen yazımı değişir.
·
Yazım daima telaffuzdan daha muhafazakârdır; yani
telaffuz yazımdan daha hızlı değişir.
·
Ses değişimleri genel ve istisnasızdır, yani aynı anda
bir dildeki tüm sözcükleri aynı şekilde etkiler. Ses değişimi, sesin sözcüğün
başında, ortasında veya sonunda, vurgulu veya vurgusuz hecede bulunmasına, ve
bitişik seslerin niteliğine bağlı olarak farklılık gösterebilir.
·
Ses değişimi genellikle bir kuşak, yani ortalama otuz
yıl içinde gerçekleşir.
·
Bir dilden diğer dile aktarılan sözcükler, ses
değişimine uğrayarak alıcı dilin fonetik sistemine uyarlanırlar. Ses değişim
kuralları genel ve istisnasızdır, ancak dilden dile değişir ve zaman içinde
değişikliğe uğrar. Belli bir tarihi dönemde belli bir dilden diğerine aktarılan
tüm kelimeler aynı ses değişim kurallarına uyar.
·
Fonetik bozunumlar (assimilasyon, dissimilasyon,
metatez, jeminasyon vd.), insan hançeresinin yapısından kaynaklanır ve belli
ses çiftlerini içeren sözcükleri etkiler. Bozunum biçimleri evrenseldir; yani
tüm dillerde benzer biçimlerde ve oranlarda ortaya çıkar.
·
Genel ve kanıtlanmış ses değişim kurallarına göre
açıklanamayan biçim değişimleri etimolojik açıdan geçersizdir ya da en azından
şüphe ile karşılanmalıdır.
·
İki dil arasındaki temas belirli bir kültürel ortamda
gerçekleşir. Belli bir tarihi dönemde, bir dil diğerinden belli sosyal ve
kültürel niteliklere sahip kelimeleri alır.
·
Alıntı genel kural olarak yüksek prestije sahip dilden
düşük prestijli dile doğru gerçekleşir. Düşük prestijli dilden yüksek prestijli
dile ancak argo ve avam sözcükler, veya ender olarak, düşük prestijli dili
konuşan topluma ait töre, nesne ve özellikleri ifade eden sözcükler alınır.
Ayrıca bakınız
·
Halk etimolojisi
Kaynakça
·
İngilizce Vikipedi etimoloji
maddesi
Vikipedi,
özgür ansiklopedi
https://tr.wikipedia.org/wiki/K%C3%B6ken_bilimi
*
Akronim
Akronim
veya kısma ad, iki veya daha fazla sözcüğün baş harflerinden veya ilk birkaç
harfinden oluşturulmuş kelime.[1] Akronimler -ABD ve TBMM örneklerinde olduğu
gibi- kısaltmalar şeklinde olabilmesinin yanı sıra[2] radar, Aids ve İnterpol
örneklerinde olduğu gibi kelimeleşmiş de olabilirler. Bazı kaynaklarda bir kelime
gibi telaffuz edilemeyen, yani harfleri tek tek söylenen -AİHM, TDK gibi-
kısaltmalar akronim kabul edilmezler.[3]
Türkçede
kısaltmalar oldukça yaygın olmakla birlikte kelime hâlindeki akronimler görece
azdır ve çoğunluğu yabancı kökenlidir.
Örnekler
radar
> radio detection and ranging
HAYTAP
> Hayvan Hakları Türkiye Aktif Güç Birliği Platformu
MOBESE
> mobil elektronik sistem entegrasyonu
Kaynakça
^
"acronym." Oxford Dictionary of English 2e, Oxford University Press,
2003.
^
"acronym." Merriam-Webster
^
abbreviation vs. acronym vs. initialism Liberty.com
Vikipedi,
özgür ansiklopedi
https://tr.wikipedia.org/wiki/Akronim
*
Ayrıca bakınız:
*
*
*
*
*
*
*
*