Sabahattin Gencal |
Artık
seçim vakti yaklaştı. Allah (cc) izin ederse 14 Mayıs 2023’te 13.
Cumhurbaşkanını ve TBMM’NİN yeni milletvekillerini seçeceğiz. Yurdumuz,
milletimiz ve insanlık için hayırlı olan seçimi yaparız inşallah.
Allah
bilir; ama benim son seçimim olabilir. (Aslında herkesin de son seçimi
olabilir.) İlk de olsa, son da olsa çok büyük bir vebal bizleri bekliyor. Bu
vebalin altında kalmamak için, açık deyişle çok büyük manevi sorumluluğumu
bihakkın yerine getirebilmek için çok düşündüm. İnşallah mühür basma anına
kadar da düşüneceğim.
Bu arada
beni İçinizde “hayra çağıran1”, iyiliği emredip kötülükten men eden kimseler
bulunursa memnuniyetle onları dinlerim. Söylenenleri de objektif olarak
düşünürüm, analiz ederim. Örneğin;
Oyunuzu
adil, liyakatli, emanetlere hıyanet etmeyen, istişareden yana olan, doğru
dürüst olan, yalan söylemeyen, devlet malına göz dikmeyen, barış içinde, huzurlu
ve kardeşçe yaşamayı sağlayabilecek olan, savunmamızı güçlendirerek Atatürk’ün
dediği gibi “yurtta sulh, cihanda sulh” sağlayabilecek, kalkınma ve refah
düzeyini, adil gelir dağılımını sağlayabilecek olan, demokrasiden, laiklikten
ve sosyal hukuk devletinden yana olan, hukukun üstünlüğünü sağlayabilecek ve insan
onurunu koruyabilecek olan vb. meziyetleri olanlara verin, denirse memnun
olurum; ancak son kararı ben veririm. Başka deyişle bana, bu kişiye, şu
partiye, o ittifaka mühür bas demeyiniz. Böyle bir emir olmaz; ama olursa bu
cüz-i irademe2 karışmak demektir ki bunu kimse tasvip etmez. Öyle ya,
Allah (cc) bile cüz-i irademe karışmazken... Tabii herkes haddini bilir.
Bu arada
ne olduğunu ve nasıl olduğunu bilemediğin algı operasyonları olabilir. Bundan
daha vahimi bilincimi ele geçirebilirler. Teknolojinin ilerlediği bu dönemde
olmaz, olmaz. Benzetmelerle açıklamaya çalışalım:
Dimağımda
bir fidan yeşeriyor ki büyüyünce ağaç olacak ve düşünce meyveleri verebilecek.
Birileri bu fidanı dozer gibi eziyor ve yerine çok büyük saksılar içinde meyve
vermeye durmuş ağaç yerleştiriyor. Aaa, ben onun bunun düşüncelerini kendi
düşüncem gibi ileri sürüyormuşum. (Bir bu benzetme bana aittir. İki benzetmede/teşbihte
hata olmaz. Üç, geçenlerde bir yerlerde okumuştum. ABD’de bazı siyahilerin
şuurları beyaz gibi çalıştırılıyormuş.) Ya ya, bu kölelikten beter bir zihni
kölelik. Onun için; aman ezberci olmayın, aman aşağılık hissi duyup taklitçi
olmayın, aman kültürünüzü koruyun, aman eleştirel akla3 önem verin, aman
kendiniz olun falan filan denmiyor mu?
Uzatmayalım
seçimlerde kendim olarak oy kullanmaya çalışacağım.
Bu arada
şunu da ekleyelim: İnsan en güzel biçimde4 ve halife5
olma potansiyeliyle yaratılmıştır ki inşallah bizler de öyleyizdir. Kendimizi
gerçekleştirerek ve bu imtihan dünyasından görevlerini yerine getirmenin huzuru
ile Ahirete intikal ederiz inşallah.
Son söz
olarak insanlarımızın her birini kendilerini gerçekleştirebilecek insanca bir
düzen kurabilme düşüncesine ve yeteneğine bağlı olanlara oy vermeyi
düşünüyorum. Bunlar kim olabilir? Yukarıda belirttiğim gibi oyu atma gününe
kadar düşüneceğim. Ama oy gizli olduğu için kimseye söylemeyeceğim.
Oy
vereceğim kişiyi, partiyi veya ittifakı söylersen bu yazımın okunurluğu 15 Mayıs’ta
biter; Ama bu haliyle uzun seneler devam eder. Şayet bu yazımızı o zamanlarda
da yani gelecek seçimlerde de okuyan olursa, rahmetli böyle düşünüyordu, der.
Hepimiz duaya muhtacız. Hayırlı günler dileğiyle...
Sabahattin Gencal,
Çekmeköy-İstanbul, 08.05.2023
____________________________
1. Kur’an-ı Kerim’in Âl-i İmran suresinin 104’üncü ayeti mealen şöyle:
“İçinizde
hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten men eden bir “ümmet” bulunsun; işte
kurtuluşa erenler onlardır!”
2. İhtiyari
kader, bizim kendi
irademizi ve tercihimizi kullanarak seçtiklerimiz ile ilgili olan kaderdir ki,
burada sorumluluğumuz başlar. İşte insanda olan bu seçme ve tercih etme
kabiliyetine İslami ıstılahta cüz’i ihtiyar denilmiştir. Cüz’i
ihtiyar, Allah tarafından insana verilen, dilediğini
seçme yeteneği ve serbestliğidir. İnsanın serbest tercih yapabilen
iradesine de cüz’i irade ismi verilmiştir. Cüz’i denmesinin
nedeni, Allah’ın iradesinin “külli irade“ olmasıdır. Kul
tercih eder ama yaratamaz. Allah, kulun kendi cüz’i olan tercihi ile
seçtiğini, külli iradesi ile yaratır.
https://www.zaferdergisi.com/makale/10333-tercih-etmek-ve-yaratmak.
3. (...)
Biz ise hâlâ eleştiriyi ‘kötüleme’, hatta küfür sanıyoruz. Halbuki evrenin,
tarihin ve hayatın karmaşık olgularını zihnimizin içindeki şablonlara uydurmaya
çalışan iskolastik akıl geçmişte kaldı. Evrenin, tarihin ve hayatın karmaşık
olgularını anlamak için bunlara objektif bakan, irdeleyen “eleştirel akıl” dört
yüz yıldır gelişmenin, güçlenmenin, refahın ve hürriyetin anahtarıdır.
Taha
Akyol, 07.05.2023 tarihli Karar Gazetesi köşe yazısından
4. '' Şüphesiz biz insanı en güzel biçimde yaratmışızdır.” (Tin, 95/4.)
5. Hani rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. Onlar, “Biz seni övgü ile tesbih ederken ve senin kutsallığını dile getirip dururken orada fesat çıkaracak ve kan dökecek birini mi yaratacaksın?” dediler. Allah “Şüphe yok ki, ben sizin bilmediklerinizi bilirim” buyurdu. (Bakara, 2/30)