14 Kasım 2021 Pazar

"EVREKA! EVREKA!" BULDUM! BULDUM!

 


Merhaba

Hepinizi saygı ve sevgilerimle selâmlıyorum.

Hepinizin hoşgörülerine sığınarak bu yazıyı, çok zorlanarak da olsa yazmaya çalışacağım.

Yarım saat önce dingin bir vaziyette oturdum bilgisayarın başına.

Bu anda kalp ritmimin kaça çıktığını bilmiyorum. Bir ter bastı. Tüylerim de diken diken. Yorgunluğum da had safhada.

Bu durumda bir an önce durumumu size aksettirmek istiyorum. Bu acele niye?

1.               Bir daha yazamamak durumu olabilir.

2.               Faydalı işlerce acele etmek gerek.

Durum gayet ciddi. Bazen deneme, bazen, vecize, bazen nasihat ve bazen de fasa fiso yazmışımdır. Bu yazacağım, tabii becerebilirsem hayati bir mesele. Mesele değil buluş. Bir deyim vardır; ABD’yi yeniden keşfetmek. Ben birkaç defa Amerika’yı keşfetmiştim. Bu kez ki keşfim Amerika’ya ve gezegenlere seyahat imkânı sağlayacak bir keşif.

Biz zaten biliyorduk, diyeceksiniz. Herkes de öyle diyecek belki. Öyle diye diye dibe vurmadık mı?

Boğulur gibiyim.

Acayip bir giriş yaptım. Şimdi siz bu üslubun devamını beklersiniz.

Siz telaşlanmadan sakin sakin okuyun. Yazı biter bitmez de harekete geçin. İlgililere  ulaştırın. Bunu da şimdiden yazdığım iyi oldu. Sonradan unuturum.

Acele etmeliyim. Unutkanlık gelmeden bu yükü sizin omuzlarınıza atayım:

“Arşimet'in hamamda suyun kaldırma kuvvetini keşfettiğinde 'Evreka' diye bağırarak dışarıya koştuğu söylenir. Peki, bunun sebebi nedir? Neden 'evreka' diye bağırmıştır?” şimdi bunu anlatamam merak eden internete bakıversin. Tabii sonradan bakıversin. Şimdi, Evet, bu anda BULDUM BULDUM sesimi iç kulağınızla hissedin bir. Sonra da can kulağı, yok olmadı can gözüyle okuyunuz:

Efendim ben, ayıptır söylemesi Diyanet İşleri Başkanı'nın yazılarını artık okumuyorum. Ne olduysa bu kez okumuş bulundum. Ve gördüm ki bazen de olsa doğru dediği oluyor. Utandım kendimden, mahcup oldum. Affınızı dilerim. Siz de okumuşsunuzdur belki. Okumayanlar için kısa bir alıntı:


 “Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Sultan Ahmet Aydın Kur'an Kursu ve Gençlik Merkezi ile Korkuteli ilçesinde yapılan camilerin toplu açılışı töreninde mekânların en hayırlısının cami ve Kur'an kursları olduğunu, bu açılışlarda bulunmanın da hayırlı bir görev olduğunu söyledi.

Erbaş, "Bizim medeniyetimiz camiyi şehrin kalbi olarak kabul etmiş. Yüce Peygamberimizin Yesrib'e hicret ettiğinde ilk yaptığı şey, oranın ortasına cami inşa etmek olmuş ve o mescidin içinde bir mektep yapmış ve orada yetişen sahabeler binlerce kilometre uzağa ilim, irfan götürmüştür.

Erbaş, ilk inen surenin "Oku", ikinci inen surenin de "Kalem" olduğunu, bu medeniyetin mensuplarının, çocuklarının elinden kitap düşmemesi gerektiğini söyledi.

"Diyanet İşleri Başkanlığı, ilk kurulduğu sırada din görevlisi karşılığında 'Hademe-i Hayra' yani hayır hizmetliler, hayır hizmetkârları, bunu ülkemizde 81 ilimizde, 922 ilçemizde ve binlerce köyümüzde yaptığımız gibi yurt dışında yüzlerce ülkede insanlara rehberlik etmeye çalışıyoruz.”1

Doğrusu harika: Şehrin kalbi cami. Camiler sadece mescit değil bir mektep/okul. Okulda sadece ilim değil irfan da öğretiliyor. Sonra ilk emrin yani oku! Buyruğunun hatırlatılması. Kalem’in yani yazmanın hatırlatılması. Hepsi güzel.

Okumak derken anlama, anladığını benimseyerek uygulama ve paylaşma anlaşılıyor değil mi? Yoksa seslendirme olur ki bunu teypler de robotlar da yapar. Evet, önemli olan anlayarak okuyup gereğini yapma.

Sahabelerin binlerce kilometre uzağa irfan götürdüğü belirtiliyor. Ne güzel. Ama yakından başlayalım, zamanla uzaklara açılırız. 'Hademe-i Hayra' yani Hayır hizmetkârlarımız da bu sözleri duymuşlardır ihtimal. Duyan duymayana haber versin. Bundan sonra “hayır hizmetkârları” Kur’an-ı Kerim’i anlaşılır biçimde açıklayacak. Tabii, önce kendileri uygulama koşuluyla çevremizden başlayarak ta uzaklara ilim ve irfan götüreceklerdir.

*

İlim, irfan...

Heyecanım geçmiyor dostlar. Sıkıntım geçmiyor dostlar.

Biz, Fatiha Suresi Tefsiri,  Alak Suresi Tefsiri, Kalem Suresi Tefsiri, Akıl Hakk’ın Elçi midir?, Yunus Emre, Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri, Evrensel Yüce Bir Ahlak Üzere Olmalı I-II, Güzel Ahlak Aranıyor vb. derleme kitaplarımızda bu sözü edilen konuları işlemişiz. İşlemişiz, ama bunların özünü en yakınlarımıza bile kavratamamışız. Yani, aşağı yukarı her yazarın uğradığı hayal kırıklığına uğramışız. Konudan saptık herhalde. Peki, sadede gelelim:

Diyeceğim; Sayın Prof. Dr. Ali Erbaş’ın yukarıdaki sözlerini senelerce senelerce önce yazmışız. Peki, nedir bu telaş. Nedir bu BULDUM BULDUM! naraları.

Ya, bu muydu? Bizde zannettik ki? Demezseniz yazıyorum:

Yukarıda sözü edilen yazıda geçen kavramları her ne kadar az çok biliyorsak da daha derinlemesine öğrenmek istedim. Onun için internet okyanusuna dalıverdim:

İlim ve irfan, kuşun iki kanadı gibidir. Eğer bunlardan biri eksik olursa, yeryüzünde fesat ortaya çıkar. İlim eksik olursa, cehâlet kol gezer.2

Demek ki, her zaman yazıla geldiği gibi iki kanat da olmalı. Peki, bu kanatlarda nerede?

“İlim yuvası olan medrese ile irfân yuvası olan tekkeyi birbirine zıt görmek çok yanlıştır. Aksine, bu ikisi iç içe olmalıdır.3

Biri şurada, biri orada olursa olmaz tabii. Ne yaptı TBMM? Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nu çıkardı.4

Ah kafam ah! 35 yıl öğretmenlik yap, bunca kitap yaz; ama nerede yanlış yaptığını anlama. Kafamdaki mermer parçalandı sanki ilk görevimiz kuşun iki kanadını bir araya getirmek. İşte bunu buldum. Bunun bilgisini balya balya samanlığa yığmak bulmak değil dostlar. Bunu harekete geçirmek gerek. Ne diyor rahmetli C.Meriç?

İrfan; kemâle açılan kapı, amelle taçlanan ilim.” 

Amel yani eylem. Ah kafam ah! Yarım asır önce Atatürkçü Düşünce Denemesini yazmıştım. Orada duygu+düşünce+eylemden söz etmiştim. Demek ki bizim işlerimiz hep kitabı, hep ezber.

Bana yardım ederseniz dostlar artık ezberleri bozalım.

14 veya 15 yaşındayım, hangi yıl oluyor? 1957 veya 1958. Akrabamız rahmetli Boz Hoca, İsmimin anlamını soruyor bana. Tabii bilemiyorum. O açıklıyor. Açıklamadan aklımda kalan şu:

Sabah-u din yani dinin sabahı, dinin aydınlatıcısı.

Tüylerim diken diken oluyor. Allah’ım (cc) yardım et. Mahcup etme bizi. Ben de ne yaparsam yapayım, ne söylersem, ne yazarsam yazayım sonunda son dinimizin, evrensel ahlakımızın önemini belirtmeye çalıştım. Ama düşünemedim hocamız bana, âlim ol, kitap yaz demedi ki... Aydınlat dedi. Aydınlatmak başka bir şey. Mevlana’da demiyor mu karanlıkta hiçbir şey görülmez.

Peki, ben nasıl aydınlatabilirim? Gücüm yok dostlar. Ben ne pahasına olursa olsun doğru bildiğimi söyleyeceğim. Yanılmış olursam lütfen düzeltiniz, Allah (cc) rızası için düzeltiniz. Doğruyu demiyorum, o cesareti o basireti, feraseti vb. kendimde göremediğim için doğru bildiğimi diyebiliyorum.

Evet, güzel yurdumuzda medyadan öğrendiğimize göre karanlık işler var. Bunları saymaya gerek görmeden diyorum ki;

Kötüler eleledir, iyiler birleşiniz

Yoksa kötülere yem olacak leşiniz.

(Böyleleştiren Basri Gocul)

“Siz, insanlar için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emredersiniz, kötülükten alıkoyarsınız ve Allah’a inanırsınız. Ehl-i kitap da inanmış olsalardı elbette onlar için hayırlı olurdu; içlerinden inananlar da var, fakat çoğu yoldan çıkmıştır.” (Kur’an-ı Kerim, Âl-i İmrân Suresi - 110 . Ayet)

Her gün her gün yakınılan “karanlık işler” artık kanıksanmıyor. Eyvah ki eyvah. Benim toplumum duyarsızlaşmış.

Toplumu duyarsızlığa itmeye kimsenin hakkı olamaz.

Sevgili arkadaşlarım, ne yapıp edin benim beceremediğim işi tamamlayın. Ulaşabildiğiniz ilgililere deyiniz ki; “Şimdiye kadar tanıdığımız en sabırlı, en yumuşak, en hoş görülü,  en korkak vb. insan Sabahattin Hoca ki artık yakınmaya başladı. Demek ki işler iç açıcı değil;  onun için her şeyden önce karanlıklar aydınlanmalı. “Temiz eller operasyonu” gibi mi olur, nasıl olur bilmiyorum. Yüce Meclisimiz bu kaçınılmaz görevi yapmalıdır.

Arkadaşlarım görev sizde. Ben çocuklarıma döneyim biraz:

Sevgili oğlum Fuat, fuat’ın gönül, daha doğrusu gönüldeki akıl anlamına geldiğini daha önce söylemiştik. Akılla gönülü birleştiren oğlum. Bu birleştirmeyi sadece şahsında yapmak güzeldir belki; ama yeterli mi? Değil. Çünkü insan halife potansiyeli ile dünyaya gelmiştir. Bu potansiyelini tamamla. Tabii sadece söz ve yazı ile değil pratik uygulamalarla bunu yapabilirsin oğlum.

Basit bir görev vereyim: Hamt olsun ki akrabamızda İrfanlar var, İhsanlar var, Hikmetler var, varda var. Yukarıda söylemiştik bu kanatların ayrı ayrı yerlerde olmaları bir işe yaramıyor. Bir uçağın kanatları gibi bunları birleştirmek gerek. Yukarıda belirttiklerimize, “isimlerinin anlamını iyice öğrenerek tertip ettiğimiz bir çay toplantısına teşriflerini” sağla. Toplantıyı istediğiniz yerde yapınız ve uçağın kanatları örneğini kullanarak Allah (cc) rızası için neler yapılması gerektiği üzerinde durunuz. İnanıyorum ki genç beyinler olarak toplumumuza hizmetten geri kalmazsınız.

Sevgili Oğlum Ahmet, sen şükür olsun ki ismin gibi övülmeye layık, övülen birisin. Üstelik henüz keşfedilmemiş büyük bir potansiyele sahip bir yazarsın. Meslek kurallarına uygun olarak yaptığın öğretmenlik gibi yazarlık kurallarına, ahlaki kurallara göre de yazarlığınızı az da olsa devamlı sürdürmeye çalış. Unutma ki Allah’(cc) doğruların yardımcısıdır.

Toplumca birlikte “İlim ve irfan kanatlarıyla” kanatlanmamız dileğiyle...

Sabahattin Gencal, Çekmeköy-İstanbul, 14. 11. 2021

______________ 

1.     https://www.karar.com/guncel-haberler/diyanet-isleri-baskani-erbas-topluma-rehberlik-eden-hizmetkarlariz-1639357

2.     Doç. Dr. Mustafa Canlı, İlim Ve İrfan Sahibi Olmak, 11 Eylül 2018, https://www.yuzaki.com/2018/09/ilim-ve-irfan-sahibi-olmak/

3.     Atilla Pamirli, İrfan Nedir? http://semerkanddergisi.com/irfan-nedir/

4.     Tevhid-i Tedrisat Kanunu (Öğretim Birliği Yasası), Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 3 Mart 1924 tarih ve 430 Kanun Numarası ile kabul edilmiş olan ve ülkedeki bütün eğitim kurumlarının Maarif Vekaleti’ne (Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı’na) bağlanmasını öngören yasadır.

Türkiye’de eğitim alanında reform yapabilmek; millilik, laiklik, modernlik esaslarını uygulayabilmek için eğitim kurumlarının birleştirilmesine ihtiyaç duyulması sebebiyle hazırlanan kanun; ülkenin eğitim işlerinde çok başlılığın kaldırılmasını sağladı. (Vikipedi, özgür ansiklopedi)

 


Paylaşmak güzeldir.