Yürüyen Köşk http://www.yalova.gov.tr/yuruyen-kosk *** |
Bugün 10 Kasım 2021. Atatürk’ün ölümünün 83.yıldönümü. Önce, Yüce Rabbimizden Atatürk’e ve arkadaşlarına ve de tüm ölülerimize rahmet, geride kalan bizlere de hayırlı uzun ömür ve Akıl fikir vermesini niyaz ediyorum.
Bugün bizden, Atatürk’le ilgili nasihat beklenir elbet. Ancak
bugünler nasihat verenler çok olduğu için biz lokum ikram eder gibi nasihat
vermeyeceğiz. Ancak, mademki zahmet edip bloguma teşrif ettiniz sizlerle
hasbihal eder gibi yapalım. Böyle blogla olmaz ya biz olacakmış gibi düşünelim:
Nasılsınız?
-
...
-
İyi olduğunuza memnun oldum. Ben de
iyiyim. Atatürk’ü anma toplantılarına ve yürüyüşlerine katılamadım; ama
televizyonlardaki, konuyla ilgili programları izledim.
-
...
-
Evet, evet, hep bilinen şeyleri tekrarladılar.
Bu konuda haklısınız. Ancak bu kez sönmekte olan UMUT MEŞALESİ alev alev.
-
...
- Tabii. Bu umut meşalesi önümüzü tam olarak aydınlatmaya yetmez. Atatürkçülüğü çok iyi bilen aydınların, artık sahaya çıkması gerekir. Aydınlatmayana aydın diyemeyiz.
-
...
-
Biz mi? Teşekkür ederim. Evet, Atatürk ve
Atatürkçülük üzerine çok okudum. Hem okudum hem de yazdım... Yerel gazetelerde
makalelerim derece aldı. Ulusal bir gazetede bir kitabım ödül kazandı. Ama
maalesef, maalesef diyorum, en yakınlarım, öğrencilerim dahil kimselere
Atatürkçülüğü anlatamadım. Bırakın öğretmeyi anlatamadım.
-
...
-
1963’ün 10 Kasımında Bursa Yeniant
Gazetesinin ilk sayfasında Atatürk’le ilgi bir yazım çıktı. 1963 yani 59 yıl
önce. O gün bugün kaç yazı yazdım bilemiyorum. Hiçbir yazım etkili olamadı.
-
...
-
Haklısınız. Dün akşam bir televizyonda bir
tarihçinin söylemeye çalıştığını başka biçimde yani atasözüyle söyleyeyim: “Bir
musibet bin nasihatte iyidir.”
-
...
-
Tarihçimiz, bu son günlerin son
iktidarının musibetlerini hatırlatmaya çalıştı. Bunlara şahit olanların
Atatürk’ü daha iyi anladıklarına değindi.
-
...
-
Tarihçimizin haklı tarafları yok değil.
Evet, öncelikle gençlerimiz artık dolma yutmuyorlar. Bu umut verici; ancak
hiçbir zaman yeterli olamaz. Atatürkçülüğün ne olup ne olmadığı açık seçik anlatılmalı,
öğretilmeli ve de uygulamaya geçirilmeli.
-
...
-
Atatürk sadece bize değil bütün mazlum
milletlere örnek olmuş bir lider olduğu için emperyalistler tarafından yok
edilmek için çalışılmaktadır.
-
...
-
Kabul etmek gerekir ki emperyalistlerle
işbirliğine girenler son derece zekidirler. İfrat derecesinde akıllıdırlar. Bunlar
yavaş yavaş devamlı olarak Cumhuriyetimizi ve Cumhuriyetimizin kazanımlarını başka
deyişle Atatürk’ü ve Atatürk’ün kazandırdıklarını yok etme isteğindedirler.
Kurbağa sendromu metodunu hatırlayınız.
-
...
-
Evet, bazı Prof.ler “durum iç açıcı...”
diyor. Memnun oluyoruz; ama sakın kanmayınız. Ben kaç kere umutlanmıştım; ama
geldiğimiz durum ortada.
-
...
-
Evet, Atatürkçülüğü sahiplenir gibi
durumları da olmuyor değil. Bu bana neyi hatırlattı bir bilseniz.
-
...
-
Bunlar kanun diye kanun diye kanunları
tepeledi mi tepelemedi mi? Tepeledi. Peki, din diye diye...
-
...
-
İşte buna çok üzülüyorum. Birçok
ilâhiyatçı tekfir edilmiş ve meydan bunlara kalmıştır. Ne fetvalar, ne
fetvalar. Bilindiği üzere ABD Ilımlı İslam adı altında kendine karşı devletlere
karşı Yeşil Kuşak hattı çekme niyetinde ve gayretindeydiler. Alimallah,
bizimkiler onlar geçti...
-
...
-
Tabii, anlamazsınız, doğrusu ben de
anlayamıyorum. Keşke din âlimi olsaydım da bunların nerede nasıl yanıldıklarını
anlasaydım. Şimdi anlayamıyorum. Yani bunlar o derece bilgili ki çok güzel ikna
ediyorlar, iki buçuk saat geçmeden tersini yapıyorlar...
-
...
-
Neyse, uzatmayalım, ne dedik bunlar
Atatürkçü kisvesine bürünüp bu kez de Atatürk Atatürk diye diye...
-
...
-
Evet evet, ta öteden beri bazı Atatürk
düşmanlarının da milleti Atatürk’le aldattıkları görüldü. Rahmetli Yaşar Nuri’nin
Allah İle Aldatmak adlı kitabını okudum. Bir de Atatürk’le Aldatmak kitabı
çıkaracağından söz etmişti. Bu kitap çıktı da ben mi okuyamadım yoksa...
-
...
-
Yine ders verir gibi konuşmaya başladık.
Kusura bakmayınız. Sohbeti katletmeyelim. Bugün televizyonları taradım ve bir
kare yakaladım.
-
...
-
Yok yok, bilmediğiniz bir şey değil. Daha
önce de biliyorduk. Takdir ediyorduk. Ama bu son zamanları gördükten sonra çok
derin düşüncelere dalacağımız ve birçok çıkarım yapacağımız bir...
-
...
-
Ağaç Kesilmesin Diye Yürüyen Ev – Yalova,
Hatırladınız değil mi?
-
...
-
Tekrar hatırlatmakta yarar var:
YILMAZ
ÖZDİLİN YAZISI - 2019 AĞUSTOS
1930…
Gene
böyle güzel bir yaz günüydü.
Yalova
çiftliğindeydi.
Bahçıvanları
gördü, ellerinde testere… Hayrola?
İki
katlı ahşap köşk'ün hemen bitişiğindeki çınar ağacı büyümüştü, duvara
dayanmıştı, dalları üst kat penceresinden girmek üzereydi, o dalları
budayacaklardı.
“Sakın”
dedi, “ağaç kesilmeyecek, bina kaydırılacak!”
Anlamadılar
haliyle…
Tekrar
söyledi, “ağaç kesilmeyecek, bina kaydırılacak!”
O
gün için hayali bile imkansız olan bu görevi İstanbul belediyesi üstlendi, fen
işlerinin başmühendisi Ali Galip Alnar ve teknik ekibi geldi.
Bina
çepeçevre kazıldı, temel seviyesine inildi, tren rayları getirildi, santim
santim, adeta iğneyle kazar gibi temelin altına sürüldü, iki katlı ahşap bina
komple rayların üstüne oturtuldu.
Halatlarla
atlara bağlandı, adım adım, üç günde 4 metre 80 santim kaydırıldı.
Binanın
yanına koltuk getirtmiş, üç gün boyunca oradan hiç ayrılmadan tüm çalışmaya
nezaret etmişti. İşçiler çadırda kalıyordu, “benim için de kurun” dedi,
işçilerle aynı şartlarda, çadırda geceledi.
“Yürüyen
Köşk” haberi, 10 Ağustos 1930 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yayınlandı.
Çok
ciddi eleştiri konusu oldu.
Ankara
kaynıyordu.
Muhaliflere
malzeme çıkmıştı.
“Koskoca
devletin başka işi yok mu, alt tarafı bir dal için bunca masrafa, bunca zahmete
değer mi?” filan deniyordu.
“Çevre
bilinci”nin anca 70'li yıllarda gelişmeye başladığını düşünürsek, o yıllarda
eleştiri konusu yapılması gayet normaldi.
Her
zaman olduğu gibi eleştirileri anlaşıyla karşıladı.
Ama,
devletin başka işi yok mu diyenlere şu muhteşem yanıtı verdi…
“O
çınar ağacı devlettir!”
(...)
https://www.haytap.org/tr/aac-kesilmesin-diye-yuerueyen-ev-yalova-
-
...
-
Bu olay Atatürk’ün çevre duyarlılığı
konusuna örnek olarak gösteriliyordu. Yazı, bu son günleri göz önüne
getirilerek karşılaştırılmalı olarak incelenirse insan neleri düşünmez ki...
-
...
-
Herkes, düşüncelerini kendinde saklamadan
eşine dostuna yazı veya sözle aktarsın.
İşte
bugünkü nasihatimi de yapmış oldum:
Düşünme,
insanın kendinde kalırsa o kadar da önemli değildir. İnsan düşüncesini
başkalarına aktarmalı. Düşünce başkalarına aktarılınca yeni düşünceler
üretilir, düşünce aktarılanlar da bunlardan yararlanmakla kalmaz onlar da
düşünce üretmeye başlarlar.
-
...
-
Evet, evet, doğrusu böyle bir nasihat
vereceğimi de düşünmüyordum. Derler ya sohbet iyidir. Söz sözü açar ve bir de
bakarsınız ki basit gibi görülen sohbetten veciz sözler doğar.
Güzel
günler dileğiyle...
Sabahattin Gencal,
Çekmeköy-İstanbul, 10.11.2021