Erdoğan Teke etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Erdoğan Teke etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Aralık 2022 Pazartesi

Adalet

 

DÖRTLÜ TOPLANTILAR DEVAM EDİYOR
Hüseyin Yıldız- Ahmet Meral- Sabahattin Gencal- Erdoğan Teke
Çekmeköy- 05. 11. 2022

Biz dört arkadaş, bugün, açık deyişle 05. 11. 2022 Pazartesi günü saat 14.30’da Çekmeköy Mimarsinan Mahallesi’ndeki bir mekânda yine toplandık. Erdoğan Teke’nin ev sahipliğindeki bu toplantımız da zevkli ve yararlı geçti. (Erdoğan Bey’e açık teşekkürler...)

Hal hatır sorma ve ikramlardan sonra, önceden tespit ettiğimiz “Adalet” konusunda fikir alış verişinde bulunduk.

Moderatör Hüseyin Yıldız Bey, adaletin çok geniş bir kavram olduğunu belirtti. Ayrıca  Hz. Ali’nin Mısır Valisine yazdığı mektubu okudu. Bu mektuptan bugün de dersler çıkarmamız gerektiğini vurguladı.

Ahmet Meral Bey "Kur’an’ı Kerim'de Adalet" konusunu özetledi ve özellikle her hutbede anlamı bilinmeden okunan Nahl Süresi 90. ayetinin anlamı üzerinde durdu.

Sabahattin Gencal Bey, Hans Kelsen’in, “Adalet Nedir?” başlıklı makalesini özetledi; ayrıca gelenekçi ahlakçılardan İbn Miskeveyh’e göre, adaletin ne olduğuna kısaca değindi. Bazı âlimlerin adalet kavramını kilit taşı olma konumunu sarsacak tespitler yapmalarına üzüldüğünü ve bunun başta İslâm âlemi olmak üzere bütün insanlık alemine, dolaylı da olsa zarar verdiğini anlattı.

Erdoğan Tekke Bey, adaleti hukuk kavramı olarak irdeledi ve 2B’den (6831 Sayılı Orman Kanunu'nun 2. maddesi B bendinden) örnekler verdi. Ayrıca düşünür ve hukukçuların unutulmaz vecizelerini okudu. Bu arada kendisine ait vecize değerinde sözleri açıkladı.

Üç saat değil, üç gün, üç ay  da konuşulsa adalet kavramının tam olarak işlenemeyeceği hususunda fikir birliği oluştu ve bir sonraki konuşma konusunun da adalet olduğu kararlaştırıldı ve toplantı iyi akşamlar, devamlı mutluluklar dilekleriyle sona erdi.

Sabahattin Gencal,

Çekmeköy-İstanbul, 05. 11. 2022

 


16 Kasım 2022 Çarşamba

Özgürlük

 

Erdoğan Teke- Hüseyin Yıldız-
Sabahattin Gencal- Ahmet Meral
16. 11. 2022 Çarşamba günü
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Kültür Merkezinde

Biz dört arkadaş, 15 gün arayla mutat olarak yaptığımız toplantımızı bugün (16. 11. 2022 Çarşamba günü, saat 14.00’te) Ahmet Meral’ın ev sahipliğinde Marmara Üniversitesi, İlâhiyat Fakültesi Kültür Merkezi’nde yaptık. Konumuz “özgürlük” kavramı üzerinde üç saate yakın bir zaman içinde görüşlerimizi sunduk. Görüş alışverişi yaptık. 

Moderatör Hüseyin Yıldız Bey, bir açış konuşması yaptıktan sonra Sabahattin Gencal’dan başlayarak bütün arkadaşlara söz verdi. Arkadaşlar konuşurken, moderatör olarak bazı sözlerin açılımını istedi. Bu aralarda fikir alış verişleri oldu.

Toplantının tutanağının tutulması Sabahattin Gencal’dan istendi. Ancak Gencal’ın rahatsızlığı dikkate alınarak bu tutanağın Hüseyin Yıldız tarafından tutulması kararlaştırıldı.

Yıldız’ın yazacağı tutanaktan önce bir ön bilgi olarak toplantı hakkında yazdıklarımızı paylaşıyoruz:

İlk söz verilen Sabahattin Gencal, hak ve özgürlükler kavramının çok geniş bir kavram olduğunu onun için ayrıntılara girmeden bazı başlıkları hatırlatacağını söyledi. Ve her yurttaşın da bilmesi gerektiği haklar listesini sundu.

Gencal, ayrıca hocası Prof. Dr. Bahri Savcı’nın (1914- 2 Kasım 1997) İnsan Hakları Derslerine kısaca değindi.

Ahmet Meral, İngiltere’deki Hak ve Özgürlükler’e kısaca değindikten sonra 1215’te Büyük Şart (Magna Carta) denilen bir Ferman’ından başlayarak İngiliz İnsan Hakları Bildirgesi’ne (1689) kadarki özgürlük mücadelesinin önemli başlıklarına da değindi. Bu arada Pakistan'da, ülkenin İngiltere'den 14 Ağustos 1947'de kazandığı bağımsızlığı ve de Muhammed Ali Cinnah’tan söz etti.

Dekartın felsefesinden başlayarak Transandantal felsefeye kadar bazı akımlar üzerinden kısaca durdu. Bazı grupların Transandantal (aşkın) özgürlük isteklerinin yozlaşmaya ve bozulmaya neden olabileceği üzerinde durdu. Yine “aile”nin bozulması için medyada sistemli ve de sinsi programlar üretildiğine dikkat çekti. Tabii, her bireyin korunmaya layık olduğunu da, azınlık haklarının korunması gerektirdiğini de ihmal etmedi.

Erdoğan Teke Bey, Bruno Leoni’nin Özgürlük ve Hukuk adlı eserinin özetini sundu. Özgürlük ve Hukukun Üstünlüğü, “Özgürlük” ve “Kısıtlanma” vb. konuları vurguladı. Bu arada Abraham Lincoln’un; “Dünya, hiçbir zaman ‘özgürlük’ kelimesinin iyi bir tanımına sahip olmamıştır… Aynı kelimeyi kullansak da aynı şeyi kast etmiyoruz." sözünden hareketle özgürlük kavramının farklı yorumlanmasına değindi.

Hüseyin Yıldız, Kur’an-ı Kerim’deki özgürlükle ilgili ayetleri okudu. Ayrıca 

Aliya İzetbegoviç’in Doğu Batı Arasında İslam,  Tarihe Tanıklığım, Köle Olmayacağız, İslam Deklarasyonu ve Tarihi Savunma vd. kitaplarından söz etti. Aliya İzetbegoviç’in özlü sözlerinde birkaçını okudu. Bu arada bazı düşünürlerin özgürlük hakkındaki sözlerini hatırlattı.

Son söz de, ilk söz verilen Sabahattin Gencal’a verildi. Gencal, Hocası Prof. Bahri Savcı’nın makalesinden bir alıntıyla oturumu kapattı:

“Evren vardır. Yeryüzü yuvarlağı vardır. -Buna isterseniz doğa diye'bilirsiniz- İnsansal varlık vardır. Yani, ilk olgu olarak bir "evren-doğa-insan" üçlüsü vardır. Bunların üçünü birden bir tek sözcük deyimler. Bu üçlüyü bir tek sözcük ile mükemmel olarak anlatabiliriz: ÖZGÜRLÜK...

Ve ilk olarak, özgürlüğün var oluşu vardır. Bu özgürlük; evrenin ve doğanın, kendi iç yasasından başkasına tabi olmamaktır. Yani kendi doğal (siz buna Tanrısal da diyebilirsiniz) yasasından başka bir dış etkene, bir dış etkiye, bir dış güce bağlı olmamaktır, özgürlük.

Sabahattin Gencal,

Çekmeköy- İstanbul, 16. 11. 2022

Not: Ahmet Meral Bey’in ev sahipliği ve ikramları ayrıca yazılacak güzelliklerle doluydu. Teşekkürler az gelir. Allah (cc) razı olsun Ahmet Bey...

_______________

Prof. Bahri Savı, "Yaşam Hakkı" "Felsefesel Açıdan Pratiğe Doğru"

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/36684


6 Ekim 2022 Perşembe

Artık Emeklilerin Sesine de Kulak Vermeli

 

Hüseyin Yıldız- Erdoğan Teke- Sabahattin Gencal- Ahmet Meral
Ümraniye Belediyesi Tantavi Sosyal Tesisi'nde
05. 09. 2022
*****

Ümraniye Belediyesi Tantavi Sosyal Tesisi’nden çıkan dört kişi, adını bilmedikleri caddeden aşağıya, Ümraniye Santral Metro Durağı’na (M5) doğru inmektedir. İkisi 79’luk, ikisi 65’lik bu delikanlılar 05. 09 2022 Çarşamba günü tesislerde yaptıkları 3 saatlik sohbete doymadılar anlaşılan. Konuşmalarına devam ederek yavaş yavaş, ağır ağır yürüyorlardı.

28 Eylül 2022 Çarşamba

Arkadaşlarım Bana İlâç Gibi Gelir

 

Sabahattin Gencal'ın doğum günü: 28. 09. 2022
Erdoğan Teke, S. Gencal'ın doğum gününde evde olmayacağını bildiği için
hediyesini 27.09. 2022 salı günü saat 14. 55'te  S. Gencal'ın dairesinin kapısında
takdim ediyor.
Selfi çekmesini beceremeyen Sabahattin Gencal
teşekkürlerini sunuyor.

İnsan, Allah’a (cc) sorumluluğu ve hesap vermesi bakımından biricik bir birey olmasına karşın yaşam içinde toplumsal varlıktır.

İnsan, yaşam süreci içinde toplumda birçok birbirinden farklı ve girift ilişkiler ağı içinde olur. Bunlardan biri de arkadaşlık ilişkisidir.

Çocukluluktan yaşlılığa uzanan süreç içinde bin bir çeşit arkadaşlık ve arkadaş grupları vardır. Yine zaman içinde arkadaşlıktan dostluğa ve kardeşliğe uzanan gelişimler oluşur.

Okullarda başta kişisel rehberlik ve gelişim birimleri olmak üzere tüm öğretmenlerimiz, camilerde hocalarımız, iş yerlerinde amirlerimiz vb. arkadaşlığın gereği ve önemi üzerinde durmaktadırlar. Tabii aileler de... Yine psikologlar çocuklukta, ergenlikte, yetişkinlikte vb. arkadaşlık ilişkileri üzerinde durmaktadırlar. Hatta siyasetçiler bile özellikle olumsuzluklar baş gösterdiğinde arkadaşlıktan kardeşlikten dem vurmaktadırlar. Bu konuda bilgi üretmeye çalışanların kaynaklarından biri de Kur’an-ı Kerim ve hadislerdir. Yine bu konuda gözlem ve deneyler, araştırma ve incelemeler oldukça çoktur. Bunlara girmeyeceğiz.

Dıştan başlayarak merkezde sonlanan bir arkadaşlık helezonu çizmiş gibi olduk.

20 Eylül 2022 Salı

Artı Güç Katmak

 

Erdoğan Teke, Sabahattin Gencal, Hüseyin Yıldız ve Ahmet Meral
Üsküdar, 19. 09. 2022
Bize Artı Güç Katan
Meral Bey Arkadaşımıza Teşekkürler


Biz, sohbetleri diğer sohbetlerden çok farklı olan üç arkadaştık: Bir bendeniz Sabahattin Gencal, bir Erdoğan Teke, bir Hüseyin Yıldız. 1, 1 daha? 1 daha? Akla 3 geliyor; ama değil. İspatlanmıştır ki 111 (Yüz on bir) eder. Bu gibi durumlara Fransızlar sinerji diyor. Biz ne diyelim? Uyumlu ve ortak güç mü, artı güç mü?

Bugün aramıza bir kişi daha katıldı. Ne ettik? 1111 (Bin yüz on bir) Yani bugün bin (1000) artı güç kazandık. Buna sevinmez mi insan? Bu durumdan mutlu olunmaz mı? Yanlış anlaşılmaması için bir ekleme yapalım. Herhangi birilerinin bir araya gelmelerinden söz etmiyoruz. Vurgulayarak belirtelim; uyumlu ve ortak güç kavramlarından söz ediyoruz. Yine dikkat ediniz, tornadan çıkmış gibi aynı olandan söz etmiyoruz. Birçok, ama birçok konuda fikirlerimiz ve duygularımız ayrı olmasına rağmen fikre saygı, erdemlere saygı, kendini gerçekleştirmeye çalışanlara vb. saygıdan söz ediyoruz.

14 Eylül 2022 Çarşamba

Toplantımız Verimli Geçti

 

Sabahattin Gencal- Erdoğan Teke- Hüseyin Yıldız
Çekmeköy, 14. 09. 2022

“Ey iman edenler, Allah’a karşı takva sahibi olun ve sadıklarla beraber bulunun.” (Tevbe:110) buyuruyor Yüce Rabbimiz.

Allah’a şükürler olsun ki bizler hep salihleri dost edinmiş kimseleriz.  Allah’ın takdiri ilahiyesi çeşitli nedenlerle ikamet ettiğimiz yerlerden ayrıldık. 5-6 senedir Çekmeköy’e yerleşeli. Birbirlerinden değerli yeni arkadaşlar edindik. Bu arada Her Çarşamba saat tam 14.30’da Hüseyin Yıldız Beyle bir pastanede buluşmaya başladık. Yine Her Cuma saat tam 14.02’de Erdoğan Teke Bey ile bir pastanede buluştuk.

Gündemsiz ve de hazırlıksız yaptığımız bu toplantılar verimli oldu. Toplantılarımızın ilk meyvesini aldık: “Düşünce Enerjisi Boşa Akmasın” adlı bir kitap yayınladık.

“Hiç kimse ayranım ekşidir demez.” Tabii, biz de demiyoruz. Dersek korkarım ki, “küfranı nimet” olur. Açık deyişle Allah’ın ihsan ettiği nimete, yeteneğe şükretmemek nankörlük olur. Tabii, arkadaşlarımız kendilerini beğenmediklerini açıkça belirtiyorlar. İnsanın kendini beğenmesi, kibir bir tarafa ilerlemenin sonu olur. Biz inşallah; “İki günü birbirine eşit olan aldanmıştır, zarardadır.” Hadisini (Kimileri kelami kibar diyor) ilke kabul ettiğimiz için inşallah önümüzdeki yıl da bir kolektif kitap çıkaracağız.

10 Eylül 2022 Cumartesi

İkili Masa'dan...

 

Sabahattin Gencal- Erdoğan Teke
Çekmeköy, 09. 09. 2022

Aynı günde, aynı saatte, aynı heyecan ve azimle; mazeret ve izin günleri hariç- aksatmadan toplandığımız değerli arkadaşım Erdoğan Teke Bey’le dün, yani 09. 09. 2022 Cuma günü saat, tam14.02 de bir pastanede yine buluştuk. 3 ay aradan sonraki bu buluşmamız yine sinerji yarattı bizde. Benim, eskiye oranla daha diri, daha canlı, daha enerjik olmam değerli arkadaşımda bir memnuniyet yarattı. Her zaman, maşallahlık olan arkadaşımın formunu koruması da bende memnuniyet yarattı. Bu memnuniyet sadece sözlerimizden değil, sadece hareketlerimizden değil sanki tüm hücrelerimizden okunuyordu. Dostu, görmek istediğin gibi iyi görmenin verdiği mutlulukla bu yazıyı kaleme alıyorum:

9 Eylül 2022 Cuma

En Güzel Hediye Kitaptır

 


En güzel hediye kitaptır. Kitabın, yazarı tarafından hediye edilmesi daha güzeldir. Hele de imzalı olarak hediye edilmesi.

Bugün güzel bir hediye aldım değerli arkadaşımdan. Kendisine açıkça teşekkür ederken başarılarının ve katkılarının artarak devam etmesini dilerim.

Kitap yayınlamak, kuşkusuz ki topluma bir katkıdır. Erdoğan Bey’in katsısı daha farklıdır. Çünkü toplumumuzda biyografik eser çokça yazılmamaktadır. Otobiyografik eser ise yok denecek kadar az yazılmaktadır.

29 Mart 2022 Salı

Eleştiri Üzerine

 

 

Sabahattin Gencal

Değerli arkadaşım Erdoğan Teke Bey, bir yazıma1 yaptığı yorumda, “Bu zamanda çok zor her şeyi dobra, dobra yazmak.” yargısına vardı. Bu yargıya ezbere varmadığını karşılaştırmalar ve değerlendirmeler yaparak vardığını söyleyebilirim. 23 yıl İsviçre’de kaldı. Sadece İsviçrelileri değil oradaki Almanya, Fransa ve diğer bütün devletlerden gelenleri az çok inceleyen ak saçlı arkadaşımızın bu yargısı düşündürdü beni. Aslında hepimiz de düşünmeliyiz.

Niye zor her şeyi dobra dobra yazmak/konuşmak?

Kültürümüzde “yalan bütün kötülüklerin anası” sayılmıyor muydu?

Atatürk, “Hakikatı/doğruyu söylemekten korkmayınız.” demiyor muydu?

Hadis olup olmadığı tartışmalı olan, “Batıl / yanlış şeyleri söyleyerek insanlara nasihat eden, konuşan şeytandır. Hakkı söylemekten sakınan ise dilsiz şeytandır.” sözünü hiç duymadık mı?

Kullanılamayan bilgi sahibine yüktür.” derler ya doğrudur bu. Bilgi, bilgi sahibinin, toplumunun ve insanlığın yararına kullanılmak içindir. Ayrıca Allah (cc) rızası için paylaşılmak içindir. Doğru bildiğin bir düşünceyi, iyi niyetle ve Allah rızası için paylaşıyorsunuz. Bu durumda bilgi yanlış olsa da günaha kalmazsınız. Hatta bu konunun uzmanıysanız bir sevap kazanırsınız. Bu açıklamadan sonra içinde bulunduğumuz yasakçı ve dayatmacı anlayışı ve ne korku ikliminin sebeplerinden birine değineceğim:

Toplumumuzda, hatta bütün Müslüman ülkelerde eleştirel düşünce yok. Düşünce de yok dersek haksızlık yapmış oluruz; ama eleştirel düşünce yok. Eleştirel düşünme olmadığı yerde ne kadar düşünür çıkar veya düşünür çıkabilir mi? Bunlar ayrı bir konu.

Eleştiriyi çok basite indirerek çocuklara anlatırdık. Bir un eleği düşünün. Unu eliyorsunuz. Kullanılmayacak olanlar eleğin üstünde kalanlardır. Bunları atıyorsunuz. Ama eleğiniz delikse elemenin, eleştirmenin bir anlamı olmuyor. Öğretmenler çocukları eleştirirken ilkin elekten geçenleri ele alır. Bak bu da, şu da çok güzel dedikten sonra eleğin üstündekileri de hatırlatırız.

Şunları da unutmamak gerekir: Sütü un eleğinde süzemezsiniz; süzgeç gerek. Çeşitli tahıllar için ayrı ayrı elekler var.  Kalburu hatırlayınız, kum eleğini hatırlayınız. Kısaca eleştirinin de bir yolu yordamı var. Neyi hangi elekle eleyeceğinizi bilmelisiniz. Örneğin bir devlet görevi üslenen birinin işlerini kalburla eleyemezsiniz. Üzülerek görüyoruz ki kahvelerde ve toplantı yerlerinde devlet görevlileri kıyasıya eleştiriliyor; ama kum eleğiyle.

Bu arada sanatla ilgili konular da eleştiriler de var. Koca koca adamlar, üst mevkilere gelmiş bir şeycikler olduğu sanılan adamlar bakıyorsunuz, affedersiniz “ben böyle sanatın içine bilmem ne yapayım”, diyebiliyor. Bir başkası “ucube” diyebiliyor. Demek ki okumuşumuz da okumamışımız da eleştiri kültüründen nasibimizi alamadık. Zaten alsak şaşardım. Çünkü asırlardır. “sorgulamak” yasaklanmış Müslüman toplumlarda. Oysa sorgulamak bir değerdir. Ne yazık ki unutturulan bir değer.2  Bu son zamanlarda bazı âlimlerimiz “Allah’ın zatından” başka her şeyi tefekkür edebileceğimizi söylüyor.

Sorgulama olmayınca, aklınıza gelen gelmeyen bütün zilletler oluyor. Bunların meydana çıkmaması için de korku iklimi yaratılıyor, şeffaflık olmuyor, zarar gelmesi muhtemel kişi ve kurumların üzerlerine gidiliyor vb.

Tüm yurttaşlar, eşit yurttaşlık haklarına sahiptir. Bu yurt kimsesin babasının yurdu değildir. Kimse kimseyi, yasanın öngörmediği biçimde cezalandıramaz. Hiç kimse Anayasal hakların kullanılmasını engelleyemez Vb.

“Bu zamanda çok zor her şeyi dobra, dobra yazmak.” Yargısıyla ilgili yazılabileceklerden yalnız eleştirel düşünme ve bundan hareketle sorgulamak üzerinde kısaca durduk.

İnşallah açık, seçik ve net olarak fikirlerimizi paylaşabiliriz. İnşallah art niyetsiz olarak fikirlerini söyleyebilenleri kınamayız. İnşallah insan gibi yaşanabilir bir geleceğe kavuşabiliriz.

Sabahattin GENCAL,

Çekmeköy-İstanbul, 29. 03. 2022

25 Mart 2022 Cuma

Çaaaylaaarrrrr! Şen Olur Benim Gönlüm

 

 

Sabahattin Gencal-Erdoğan Teke
Çekmeköy-25.03.2022

Yazar öyle yazmalı ki okuyucu yazarın gözünden görmeli ortamı. Yazar öyle yazmalı ki okuyucu da işitmeli yazarın işittiklerini. Yazarın duyguları da sezgileri de okuyucuya akmalı. Okuyucu yazarın cilalı kalbine bakabilmeli.

Okuyucu bir an yazar olabilmeli, sonra da elde ettiklerini yoğurmalı beyin potasında. Okuyucu yeni fikirler üretebilmeli, fikir fikir diye akmalı. Yazar okuyucu ilişkisi işte budur diyebilmeli.

Günümüz -meli, -malıyı kaldıramıyor. Günümüzde duygular, engin maviliklerin bulutu, gençlerin umudu olamıyor.

Günümüzde fikir üretme çabası yok. Günümüzde, fikirler yağmur olup akmıyor. Çorak beyinlere ithal sloganlar dayanmıyor.

4 Mart 2022 Cuma

Arkadaşlığın Değeri Ölçülemez

 

 

Sabahattin Gencal-Erdoğan Teke
Geleneksel Aşçı Yemeği 14.02 Sohbetinde
Çekmeköy-04. 03. 2022


Arkadaşlığın-dostluğun değeri ile ilgili ne söylenmişse azdır. Allah’a (cc) şükürler olsun ki çok değerli arkadaşlarım oldu.

Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) bir hadislerinde; "Biriniz kardeşini (Allah için) seviyorsa, ona sevdiğini söylesin." [Ebû Dâvud, Edeb 122, (5124); Tirmizî, Zühd 54, (2393).] buyurmuşlardır. Bunun bildiğim halde sevdiğimi söylemeyi beceremedim. Buna rağmen öğrencilerim, arkadaşlarım, yakınlarım ve tabii ki aile bireylerim beni sevmişlerdir. Bu tarif edilemez duyguyu Allah’ın bir nimeti, bir lütfu olarak kabul ediyor ve yine şükrediyorum.

Paylaşmak güzeldir.