9 Eylül 2022 Cuma

En Güzel Hediye Kitaptır

 


En güzel hediye kitaptır. Kitabın, yazarı tarafından hediye edilmesi daha güzeldir. Hele de imzalı olarak hediye edilmesi.

Bugün güzel bir hediye aldım değerli arkadaşımdan. Kendisine açıkça teşekkür ederken başarılarının ve katkılarının artarak devam etmesini dilerim.

Kitap yayınlamak, kuşkusuz ki topluma bir katkıdır. Erdoğan Bey’in katsısı daha farklıdır. Çünkü toplumumuzda biyografik eser çokça yazılmamaktadır. Otobiyografik eser ise yok denecek kadar az yazılmaktadır.

Eskiden hatıra defterleri, günceler vb. az da olsa yazılıyordu. Günümüzde, ne hikmetse bu alışkanlıklar da kaybolmaktadır. Oysa “Yazmak, insanı değiştirir, geliştirir.” Bu konu ayrıca ele alınacak önemli bir konudur.

Ben Erdoğan Teke adlı otobiyografik eser herkese örnek olabilecek bir eserdir. Erdoğan Bey’in yaşamından birçok dersler alınabilir. Bu bir yana, otobiyografi yazma konusunda başta genç yazarlar olmak üzere, bu türe ilgi duyan herkese yararlı olabilir.

Erdoğan Bey eserini imzalamaya devam etmektedir. Almak isteyenler aşağıdaki linklerden/ köprülerden geçip bilgi edinebilirler.

https://cinius.shop/product/ben-erdogan-teke/

https://www.kitapsec.com/Products/Ben-Erdogan-Teke-Erdogan-Teke-Cinius-Yayinlari-759032.html

Sabahattin Gencal, 09. 09. 2022

   

ÖN SÖZ

 

Bakın, bakın ne diyor William Shakespeare;

Bütün dünya bir sahnedir...

Ve bütün erkekler ve kadınlar

sadece birer oyuncu...

Girerler ve çıkarlar.

Bir kişi birçok rolü birden oynar,

Bu oyun insanın yedi çağıdır...

(...)

Karşınızda, 78 yıldır dünya sahnesinde olan Erdoğan Teke. Başka deyişle, dünya sahnesinde kendisinden haberdar olmadığımız Erdoğan Teke, şimdi kitap sayfalarında.

Hayatını kendi yazdı, kendi oynayacak. Tek kişilik bir oyun. Yok mu okuyacak?

Bu da sorulur mu?

Sorulur; çünkü toplumumuzda otobiyografi yazan pek yok gibi. Hatta biyografik yazılar da yetersiz. Onun için alışık değiliz böylesi yazılara.

İlk sahnemiz aile ocağı. Sonra doğup büyüdüğümüz çevre ve de dünya. İlk iletişimde bulunduklarımız da annemiz, babamız, kardeşlerimiz; dedemiz, ninemiz ve diğer yakınlarımız. Hepsinin izi var bizde. Komşularımızın da ve tüm tanıdıklarımızın da. Mekânlar değişir; ama bu izler kalır yüreklerde. Bazen de şiir olur çıkar, mırıltı olur çıkar; çıkmazsa insanın içini yakar.

Mekânların değişmesi söndüremez bu yangınları. Olsa olsa küllendirir.

Erdoğan benim arkadaşım. Öyle böyle değil. Her Cuma günleri saat tam 14.02’de bir pastanede buluşup sohbet ettiğim bir arkadaşım. Sözünü ettiğim küllerin altında çok öyküler gördüm. Oyunlar, değme filmlere taş çıkartacak durumlar, olgu ve olaylar gördüm.

Ve “YAZ DOSTUM”, dedim.

Ve de yazdı dostum. Maçka Yaylalarından, İsviçre Alpleri’ ne, Terzi çıraklığından Patronluğa uzanan süreçte BEN ERDOĞAN TEKE’Yİ yazdı. Yazdı yazmasına; ama durum ve olayların satırbaşlarını sadece. Külleri hiç karıştırmadı. Bu da ona özgü bir vakarlı duruş. Güzel bir özellik. Büyük bir alçak gönüllülükle. Mevlâna gibi, “ Hamdım, piştim, yandım elhamdülillah.” demiyor belki; ama olgunlaşması her halinden belli.

Günümüzde, ne anlatıldığından / yazıldığından çok nasıl anlatıldığı / yazıldığına önem veriliyor. Biraz da bunun için ünlü olmayanların eserleri raflarda kalıyor.

Umulur ki kadirbilir okuyucu BEN ERDOĞAN TEKE’Yİ raflarda bırakmaz. Çağ atlamak için ünsüz de olsalar Erdoğanların “YEDİ ÇAĞLARINI” okumak gerek. Okumak yeter mi? Okurken beyin hücrelerini de “tıklamak” gerek.

Bu sözlerim değerli arkadaşıma övgü değil. Bu sözler az bile. Okuyalım düşüne düşüne.

Saygı ve sevgilerimle.

 

Sabahattin GENCAL

Çekmeköy-İstanbul,  23. 04. 2022

 

.

Paylaşmak güzeldir.