20 Eylül 2022 Salı

Artı Güç Katmak

 

Erdoğan Teke, Sabahattin Gencal, Hüseyin Yıldız ve Ahmet Meral
Üsküdar, 19. 09. 2022
Bize Artı Güç Katan
Meral Bey Arkadaşımıza Teşekkürler


Biz, sohbetleri diğer sohbetlerden çok farklı olan üç arkadaştık: Bir bendeniz Sabahattin Gencal, bir Erdoğan Teke, bir Hüseyin Yıldız. 1, 1 daha? 1 daha? Akla 3 geliyor; ama değil. İspatlanmıştır ki 111 (Yüz on bir) eder. Bu gibi durumlara Fransızlar sinerji diyor. Biz ne diyelim? Uyumlu ve ortak güç mü, artı güç mü?

Bugün aramıza bir kişi daha katıldı. Ne ettik? 1111 (Bin yüz on bir) Yani bugün bin (1000) artı güç kazandık. Buna sevinmez mi insan? Bu durumdan mutlu olunmaz mı? Yanlış anlaşılmaması için bir ekleme yapalım. Herhangi birilerinin bir araya gelmelerinden söz etmiyoruz. Vurgulayarak belirtelim; uyumlu ve ortak güç kavramlarından söz ediyoruz. Yine dikkat ediniz, tornadan çıkmış gibi aynı olandan söz etmiyoruz. Birçok, ama birçok konuda fikirlerimiz ve duygularımız ayrı olmasına rağmen fikre saygı, erdemlere saygı, kendini gerçekleştirmeye çalışanlara vb. saygıdan söz ediyoruz.

Bugün aramıza Ahmet Meral Bey kardeşimiz, arkadaşımız katıldı. Meral Bey övülmeyi hiç sevmiyor. Onun için övgüler düzmüyoruz. Zaten onu anlatacak, övecek kelime bulamıyoruz. Yukarıda sözü edilen sinerji katma örneğinde yazılan artı bin değil, daha fazlasını kattı bizlere.

Benim sevinmem, mutlu olmam anlaşılabilir; çünkü 23 sene kadar önce benim mesai arkadaşımdı. Ta o zamandan beri kendisini severim. Kendisiyle sohbet etmekten mutluluk duyarım. Şurasını dosdoğru olarak söyleyeyim ki Erdoğan Bey arkadaşımız da, Hüseyin Bey arkadaşımız da bugünkü buluşmadan çok memnun kaldıklarını, mutlu olduklarını bana içtenlikle söylediler. Daha önemlisi de artık 15 günde bir dörtlü olarak bir araya gelmeyi kararlaştırmamızdır. Hemen şunu ekleyeyim: Adını hatırlayamadığım bir düşünür diyor ki: Mealen “Dostların bir araya gelmesi güzeldir. Hiç konuşmasalar da sadece birbirlerinin yüzlerine baksalar bile.”

Bugün mutlandığımızı yazdık; ama mutluluğun ne olduğunu yazmadık. Daha doğrusu yazamadık. Mutluluk herkese göre değişen bir kavram olduğu için herkes kendine göre açıklıyor mutluluğu.

İnsan merak ediyor, bu dörtlü nerede buluştu? Ne konuştular? Ne yaptılar? Ben bu soruları pas geçiyorum. Çünkü Üsküdar sahilindeki bir sosyal tesiste değil de bir kapalı yerde buluşsak yine mutlu olurduk. Tatlı yemesek de yine tatlı tatlı konuşurduk. Hatta hiç konuşmamış olsak bile beden dilimiz eğitim, eğitim, eğitim... derdi.

Okullardan söz ettik, medreselerden bile... Toplumumuzun 500 yıl geride kaldığını söyleyen kimya dalında Nobel Ödülü alan Prof. Aziz Sancar’dan, geri kalmamızın nedeni olarak sorgulama ve eleştiri kültürü olmamasını gösteren Prof. Dr. Hüseyin Atay’dan, Prof. Dr. Mehmet Görmez ’den vd. bilim adamlarından söz ettik. Bu arada Ordinaryüs Profesör rahmetli Sadi Irmak’ın; BAYAĞILAŞTIRMADAN BASİTLEŞTİRİN sözünü de tekrarladık.

İki saatten fazla süren konuşmamız böyle iki üç satırla anlatılabilir mı? Takdir edersiniz ki anlatılamaz. Yalnız konunun püf noktasını belirtelim: Genellikle kelimelerle konuşur, kavramlarla düşünürüz, derler ya doğru söylerler. Biz, üzücü ama gerçek kavram fakiriyiz. Daha kötüsü bunun farkında bile değiliz. Bazı büyüklerimizin uyarılarına rağmen vurdumduymazlığa devam ediyoruz. Bazılarımızın bireysel çabaları hiç de yeterli olmuyor; olmaz da. Onun için devlet mekanizmasını işletenleri göreve çağıralım.

Ahmet Beyin de, Hüseyin Beyin de kavramlar üzerinde titizlikle durduklarını biliyoruz; ama çokları anlamayınca... Örneğin toplantımızda muhafazakârlık, devrim, rehberlik, hidayet vb. kavramlarından söz ettik. Ettik etmesine; ancak kavramların açılımlarını tam olarak yapamadık...

İnsan yazdıkça, gündemsiz ve de hazırlıksız olarak yaptığımız toplantıda epeyce konu üzerinde durulduğunu anlıyor. Üstelik Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç’le ilgi bir şey yazmadık. Meral Bey kendisiyle bizzat görüşmüş. Ayrıca Hüseyin Bey’in çantasında taşıdığı Kınalızade Ali Efendi’nin Ahlak-ı Alai (Günümüz Türkçesiyle) kitabıyla ilgili görüşmemizden de söz edemedik.

Yukarıda yazılanlardan anlaşılacağı üzere bir konu üzerinde odaklanmadık. Zaten “Ahmet Meral Bey, aramıza hoş geldiniz” toplantısında bir yere odaklansaydık toplantının tadı tuzu kaçardı.

Toplantıyı tadında bırakarak hepimiz mutlu olarak ayrıldık.

Herkese mutluluklar dileğiyle...

Sabahattin Gencal,

Çekmeköy-İstanbul, 19. 09. 2022

 

 

 

Paylaşmak güzeldir.