Erdoğan Teke, Sabahattin Gencal, Hüseyin Yıldız ve Ahmet Meral Üsküdar, 19. 09. 2022 Bize Artı Güç Katan Meral Bey Arkadaşımıza Teşekkürler |
Biz,
sohbetleri diğer sohbetlerden çok farklı olan üç arkadaştık: Bir bendeniz Sabahattin
Gencal, bir Erdoğan Teke, bir Hüseyin Yıldız. 1, 1 daha? 1 daha? Akla 3
geliyor; ama değil. İspatlanmıştır ki 111 (Yüz on bir) eder. Bu gibi durumlara
Fransızlar sinerji diyor. Biz ne
diyelim? Uyumlu ve ortak güç mü, artı güç mü?
Bugün aramıza bir kişi daha katıldı. Ne ettik? 1111 (Bin yüz on bir) Yani bugün bin (1000) artı güç kazandık. Buna sevinmez mi insan? Bu durumdan mutlu olunmaz mı? Yanlış anlaşılmaması için bir ekleme yapalım. Herhangi birilerinin bir araya gelmelerinden söz etmiyoruz. Vurgulayarak belirtelim; uyumlu ve ortak güç kavramlarından söz ediyoruz. Yine dikkat ediniz, tornadan çıkmış gibi aynı olandan söz etmiyoruz. Birçok, ama birçok konuda fikirlerimiz ve duygularımız ayrı olmasına rağmen fikre saygı, erdemlere saygı, kendini gerçekleştirmeye çalışanlara vb. saygıdan söz ediyoruz.
Bugün
aramıza Ahmet Meral Bey kardeşimiz, arkadaşımız katıldı. Meral Bey övülmeyi
hiç sevmiyor. Onun için övgüler düzmüyoruz. Zaten onu anlatacak, övecek kelime
bulamıyoruz. Yukarıda sözü edilen sinerji katma örneğinde yazılan artı bin
değil, daha fazlasını kattı bizlere.
Benim
sevinmem, mutlu olmam anlaşılabilir; çünkü 23 sene kadar önce benim mesai
arkadaşımdı. Ta o zamandan beri kendisini severim. Kendisiyle sohbet etmekten
mutluluk duyarım. Şurasını dosdoğru olarak söyleyeyim ki Erdoğan Bey
arkadaşımız da, Hüseyin Bey arkadaşımız da bugünkü buluşmadan çok memnun
kaldıklarını, mutlu olduklarını bana içtenlikle söylediler. Daha önemlisi de artık 15 günde bir dörtlü
olarak bir araya gelmeyi kararlaştırmamızdır. Hemen şunu ekleyeyim: Adını
hatırlayamadığım bir düşünür diyor ki: Mealen “Dostların bir araya gelmesi
güzeldir. Hiç konuşmasalar da sadece birbirlerinin yüzlerine baksalar bile.”
Bugün
mutlandığımızı yazdık; ama mutluluğun ne olduğunu yazmadık. Daha doğrusu
yazamadık. Mutluluk herkese göre değişen bir kavram olduğu için herkes kendine
göre açıklıyor mutluluğu.
İnsan
merak ediyor, bu dörtlü nerede buluştu? Ne konuştular? Ne yaptılar? Ben bu
soruları pas geçiyorum. Çünkü Üsküdar sahilindeki bir sosyal tesiste değil de
bir kapalı yerde buluşsak yine mutlu olurduk. Tatlı yemesek de yine tatlı tatlı
konuşurduk. Hatta hiç konuşmamış olsak bile beden dilimiz eğitim, eğitim,
eğitim... derdi.
Okullardan
söz ettik, medreselerden bile... Toplumumuzun 500 yıl geride kaldığını söyleyen
kimya dalında Nobel Ödülü alan Prof. Aziz Sancar’dan, geri kalmamızın nedeni
olarak sorgulama ve eleştiri kültürü olmamasını gösteren Prof. Dr. Hüseyin Atay’dan,
Prof. Dr. Mehmet Görmez ’den vd. bilim adamlarından söz ettik. Bu arada Ordinaryüs
Profesör rahmetli Sadi Irmak’ın; BAYAĞILAŞTIRMADAN
BASİTLEŞTİRİN sözünü de tekrarladık.
İki
saatten fazla süren konuşmamız böyle iki üç satırla anlatılabilir mı? Takdir
edersiniz ki anlatılamaz. Yalnız konunun püf noktasını belirtelim: Genellikle
kelimelerle konuşur, kavramlarla düşünürüz, derler ya doğru söylerler. Biz, üzücü ama gerçek kavram fakiriyiz. Daha
kötüsü bunun farkında bile değiliz. Bazı büyüklerimizin uyarılarına rağmen
vurdumduymazlığa devam ediyoruz. Bazılarımızın bireysel çabaları hiç de yeterli
olmuyor; olmaz da. Onun için devlet mekanizmasını işletenleri göreve çağıralım.
Ahmet
Beyin de, Hüseyin Beyin de kavramlar üzerinde titizlikle durduklarını
biliyoruz; ama çokları anlamayınca... Örneğin toplantımızda muhafazakârlık, devrim, rehberlik, hidayet vb. kavramlarından söz ettik. Ettik etmesine; ancak kavramların
açılımlarını tam olarak yapamadık...
İnsan
yazdıkça, gündemsiz ve de hazırlıksız olarak yaptığımız toplantıda epeyce konu
üzerinde durulduğunu anlıyor. Üstelik Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç’le ilgi bir
şey yazmadık. Meral Bey kendisiyle bizzat görüşmüş. Ayrıca Hüseyin Bey’in
çantasında taşıdığı Kınalızade Ali Efendi’nin Ahlak-ı Alai (Günümüz
Türkçesiyle) kitabıyla ilgili görüşmemizden de söz edemedik.
Yukarıda
yazılanlardan anlaşılacağı üzere bir konu üzerinde odaklanmadık. Zaten “Ahmet Meral Bey, aramıza hoş geldiniz” toplantısında
bir yere odaklansaydık toplantının tadı tuzu kaçardı.
Toplantıyı
tadında bırakarak hepimiz mutlu olarak ayrıldık.
Herkese
mutluluklar dileğiyle...
Sabahattin Gencal,
Çekmeköy-İstanbul, 19. 09. 2022