Sabahattin Gencal- Erdoğan Teke- Hüseyin Yıldız- Ahmet Meral Çekmeköy- İstanbul 26. 04. 2023 **** |
“Fikir
Masası” sohbetimize, moderatörümüz Hüseyin Yıldız Bey’in ev sahipliğinde 26.
04. 2023 Çarşamba günü saat 1400’te başladık.
Hal
hatır sorma faslından sonra, pastanenin yakınından gürültü ve patırtılarla
geçen seçim otolarına takıldık ister istemez.
Ahmet
Meral Bey’in gözlemi doğrusu yazmaya değer bir gözlem. Pastanede otururken
camekândan dışarıda kalabalık arasındaki bir çocuğun ayakla, seçim otobüsünden
gelen bir şarkıya ritim tuttuğunu görebilmek büyük bir yetenek doğrusu. Psikoloji
dersinden hatırlayacağız insan ilgilendiği konuları diğerlerinden daha çok
görür, daha çok duyabilir. Bebeğin ağlamasını hiç duymayan bir baba çatıya
düşen yağmur damlasının sesini duyarmış.
Erdoğan
Bey, Ahmet Bey’e Fenerbahçe’nin şampiyonluk şansını ve Cumhurbaşkanı
adaylarının kazanma şansını sordu Ahmet Bey’e. Ahmet Beyle görüş alışverişinde
bulundular bir müddet. Bu görüş alışverişleri sırasında kendimizi Doğu Anadolu’da
bulduk. Ahmet Bey Cumhuriyet Tarihinden sayfalar çevirirken Sabahattin Gencal
Doğu Anadolu’da öğretmen olarak bulunduğu yıllarla ilgili, yani yarım asır
önceki anılarını anlattı.
Anılar
bitmez, hele anlatan bir yaşlı olunca. Moderatörümüz defterini kapattı ve bir
poşetin içine koydu. Poşet deyince aklıma geldi. Arkadaşımız her birimize kitap
hediye etti. Masaya oturur oturmaz çok güzel bir ambalaj içinde bizlere takdim
etti hediyeleri. Aslında yazıya bu güzel ve anlamlı hareketten başlamam
gerekti. Ama eminim ki Hüseyin Bey kusuruma bakmayacaktır. Çünkü unutkan
olduğumu biliyor. Kendisine açıkça teşekkür ediyoruz.
Poşetin
içine giren defteri nasıl çıkartabilir de konuyu asıl yatağına çevirebilirim
diye düşündüm.
Hüseyin
Bey’e toplantıya gelmeden önce Whatsapp’tan bir yazı atmıştım. Hüseyin Bey’den
bu yazımızı okumasını rica ettim. Diğer arkadaşlara da kelime bile kaçırmadan
dinlemelerini söyledim. Bu arada şaşırmamaları için ekledim: Bu yazıyı blogta
yayınlayacağım; ama korkuyorum. Onun için sakınca olup olmadığını öğrenmek
isterim. Öyle ya işi sağlama bağlayalım. Ne olur ne olmaz. “Türkiye’de kaç
gazeteci içeride, kaç yazar tehdit edildi?” soruları sorulur; ama kaç yazar kendine
sansür uyguluyor diye sorulmuyor.
Uzatmayalım
“Her Şeyin Temeli Ahlak” başlıklı yazımda bir sakınca olmadığı oybirliği ile
kabul edildi.
Ahmet
Bey de, cebinden bir yazı çıkardı. “İyi ve Kötünün Hikâyesi ve Bizim
Seçimlerimiz” başlıklı bu yazıyı okudu demeyeyim, bir konferans verir gibi
sundu.
Hüseyin
Bey, kardeşimiz de poşeti açtı. Defteri çıkardı ve “İşte Hal-i Pür Melâlimiz”
başlıklı yazısını okudu.
Bütün
yazılarımız ya eski günlerde yazılmış ya da eski günleri anmayla ilgili. Niçin
acaba?
Sabahattin
Gencal, Erdoğan Teke Bey’e, “Bu yazılanları yorumlar mısınız?” diye sordu.
Erdoğan
Bey, yazıların hepsi de günümüzü anlatıyor sanki, dedi ve yazıların
içeriklerine ayrı ayrı dokundu.
Bak
yine unuttum. Erdoğan Bey sohbetimizin başında anlattığını yine sona bıraktım. Bu
arada “Ayaklar baş, başlar ayak oldu.” söylemini hatırlatır değilim. Bunu bilin
ve Erdoğan Bey’in yaşadığı konuya dikkat kesilin. Konuyu Facebook hesabından da
paylaştı. Oradan alıyorum:
“İsviçre’deki
bir arkadaşıma mektup yazmam gerekiyordu. Kırtasiyeden bir küçük beyaz zarf bir
de A 4 beyaz kâğıt aldım. PTT acentesine gittim. Memur bazı notlar aldı,
telefon numaramı istedi ve ücret 108,18 TL. dedi. İyi duymadım biraz daha
yanaşıp sordum “Ne kadar?” 108,18 TL. dedi. Yüz sekiz mi, dedim. Memur “Efendim
uçakla gidiyor?”, Ha öyle mi? Bari cam kenarı olsun, dedim. Gülüştük. Bir defa
daha inandım paramızın pul olduğuna...
O
öyle yaptı, şu şöyle dedi, bu da böyle... faslı çok uzun sürdü. Hep böyle
oluyor zaten güzel fikirleri, kulağa küpe yapılacak fikirleri arada
kaynatıyoruz. Takdir edersiniz ki bu da hiç iyi olmuyor; onun için sözü edilen
yazıları ayrı ayrı yayınladık.
Şimdi
ne yapalım? İsterseniz her yazıdan birkaç söz yazalım ve size link verelim:
“Kant’a
göre devlet ayrıca ahlak sahibi bir şahıstır da. Ahlakı varsa mutlaka ruhu da
olmalı. Bu durumda şekli tamamlanan goleme/cumhuriyete ruh üflemek gerek...”
“Yasaları
idare eden yasalar da vardır. Bu da insan hakları ve ahlâk kurallarıdır” “Hukukun bütün tarifleri eksiktir. Doğrusu
şudur: Hukuk, insanlıktır.” (F. Erem)
Yazıyı okumak için lütfen tıklayınız: Her Şeyin Temeli Ahlak
Milletçe
medeniyetimizin pak referanslarına yakışmayan sıkıntılı bir dönemden geçiyoruz.
Müslüman kimliğini hak etmediği tüm yapay görüntülerden uzaklaştıracak güzel
hasletlerimizi teoriden pratiğe geçirmek zorundayız. Ailede, toplumda, devlette
kısacası egemenlikle sınandığımız her noktada güveni, kardeşliği, dostluğu,
birlik beraberliği ve her şeyden önemlisi adaleti öne çıkarmalıyız. Siyasette
karşıtlıkları ve düşmanlıkları azık yapma illetinden süratle uzaklaşmalıyız.
Yazıyı
okumak için lütfen tıklayınız: İyi ve Kötünün
Hikâyesi Ve Bizim Seçimlerimiz
Kimi
kesimler ne yazık ve hazindir ki dinimizi alet edip, kullanarak, kimi
kesimlerde Atatürkçülük adına aynı haksızlıkları, yolsuzlukları, adaletsizlik
ve hukuksuzlukları yaparak maalesef suistimal edebiliyor. Merhum sosyoloğumuz
Cemil Meriç in belirttiği gibi "Ortada bir pasta var (TÜRKİYE) sağdan
yiyene sağcı, soldan yiyene solcu diyorlar.
Yazıyıokumak için lütfen tıklayınız: İşte Hali Pür Melalimiz
Kaldığımız
yerden yani demokrasi konusundan devam etmek üzere vedalaştık. Allah (cc) izin
ederse 15 gün sonra görüşmek üzere hoşça kalın.
Sabahattin Gencal,
Çekmeköy-İstanbul, 27. 04. 2023