İşin, oluşun, hareketin, durumun, kılışın yüklemde nasıl anlatıldığına göre cümleler çeşitlere ayrılır. Burada işin yapılıp yapılmadığı, durumun varlığı yokluğu, işin istenildiği ya da emredildiği, bildirildiği ya da sorulduğu önemlidir.
Cümlede anlatılan işin, oluşun, hareketin olup olmadığını veya sözü edilenin var olup olmadığını bildiren cümlelere habercümlesi; bir isteği, dileği, emri, tasarıyı, şartı bildiren cümlelere de dilek cümlesi denir.
Anlamına Göre Cümle Türleri:
1. Olumlu Cümle
2. Olumsuz Cümle
3. Soru Cümlesi
4. Emir Cümlesi
5. Ünlem Cümlesi
6. Şart Cümlesi
7. İstek Cümlesi
8. Gereklilik Cümlesi
1. Olumlu Cümle
Fiil cümlesinde işin, oluşun yapıldığını veya olduğunu; isim cümlesinde ise sözü edilen kavramın bulunduğunu, var olduğunu, bahsedilen şekilde olduğunu bildiren cümlelerdir.
Bursa bu mevsimde soğuktur.
Yarın daha erken gelmelisin.
Bu binanın yerinde şeftali bahçesi vardı. Vapur rıhtımdan kalkıp ta Marmara'ya doğru uzaklaşmaya başlayınca, yolcuyu geçirmeye gelenler, üzerlerinden ağır bir yük kalkmış gibi ferahladılar: "Çocukcağız Arabistan'da rahateder." dediler. Hayırlı bir iş yaptıklarına herkesi inandırmış olanların uydurma neşesiyle, fakat gönülleri isli, evlerine döndüler. Zaten babadan yetim kalan küçük Hasan, anası da ölünce uzak akrabaları ve konu komşunun yardımıyla halasının yanına, Filistin'in ücra bir kasabasınagönderiliyordu. Hasan vapurda eğlendi; gırıl gırıl işleyen vinçlere, üstleri yazılı cankurtaran simitlerine, kurutulacak çamaşırlar gibi iplere asılı sandallara, vardiya değiştirilirken çalınan kampanaya bakarak çok eğlendi. Beş yaşında idi; peltek, şirin konuşmalarıyla da güverte yolcularını epeyce eğlendirmişti.
2. Olumsuz Cümle
Fiil cümlesinde işin, oluşun yapılmadığını, yapılmayacağını veya olmadığını; isim cümlesinde ise sözü edilen kavramın bulunmadığını, var olmadığını, bahsedilen şekilde olmadığını bildiren cümlelerdir.
Fiil cümleleri, olumsuzluk ekiyle ve "ne.....ne" bağlacıyla; isim cümleleri de "yok, değil" kelimeleriyle, "ne....ne" bağlacıyla ve "-sİz" olumsuzluk ekiyle kurulur.
Yarın daha erken gelmemelisin. Buraları daha önce hiç görmemiştim. Ateşle oyun olmaz. Bursa bu mevsimde soğuk değildir. Bu binanın yerinde şeftali bahçesi yoktu. Sokakta ne araba ne de insan var. Ankara bugün hem elektriksiz hem susuz.
Bazı cümleler yapı bakımından olumsuz olduğu hâlde anlamca olumlu olabilir:
Beni sevindiren onun iyi haberlerini almaktan başka bir şey değildi.
Soru eki, olumsuz çekimlenmiş bir fiille birlikte anlamca olumlu cümle; olumlu çekimlenmiş bir fiille birlikte anlamca olumsuz cümle yapabilir:
Senin ne kadar zorluğa katlandığını bilmezmiyim? Bilirim. Anlattıklarına inanmaz olur muyum? İnanırım.
Sen çağırırsında o gelmezmi? Gelir.
Mazisi yıkık milletin atisi olur mu? Olmaz
İnsanları kendine inandırmak kolay mı? Kolay değil
Bu kadar eşyayı almaya para mı yeter? Yetmez.
O küçücük çocuğa bu ağır işler yaptırılır mı? Yaptırılmaz.
Yeşilden daha güzel renk olur mu? Olmaz.
Bir cümle aynı anlamı verecek şekilde hem olumlu hem de olumsuz kullanılabilir:
Uygarlığın başlıca özelliği bilime dayanması ve bilimle beslenmek zorunda olmasıdır. -> Uygarlığın bilime dayanmaması ve bilimle beslenmemesi düşünülemez.
Diğer cümle türleri de şunlardır ki bu cümleler ya olumlu ya da olumsuz olacaklardır.
3. Soru Cümlesi
İçinde soru anlamı bulunan; bir konuda bilgi edinmek, şüpheleri gidermek ve düşünceleri onaylatmak için kurulan cümlelere soru cümlesi denir.
Cümlenin öğelerini bulmaya yönelik tüm soru kelimeleriyle soru cümleleri yapılabilir.
Elimdekinin ne olduğunu kim söyleyecek? Özne
Babası çocuğa ne getirmiş? nesne
Yarın kimi göreceksiniz? nesne
Ankara'ya ne zaman yerleştiniz? Zarf tüml.
Burayı nasıl buldunuz? Zarf tüml.
Daha sonra nereye gidecekler? Dolaylı tüml.
Cümlelerde soru anlamı soru sıfatları, soru zarfları, soru zamirleri, soru edatları, soru eki ve tonlama yoluyla sağlanır.
a) "mİ" soru ekiyle: Soru eki sadece yüklemin değil, diğer öğelerin ve unsurların da sorusunu hazırlar.
Son sözünüz bu mu anneciğim?
Alt mı üst mü?
Hiç mi anlatacak bir şeyin yok?
Tarlamı bana zorla mı sattıracaksınız?
Sular mı yandı, neden tunca benziyor mermer?
Acaba yanlış mı aklımda kaldı?
Soru eki değişik anlamlar katabilir:
Beni biraz dinler misiniz? İstek, rica
Sessiz olabilir miyiz? uyarı
Bu su da içilir mi? beğenmeme
Bütün bunları ben mi söylemişim? İnkâr, kabullenmeme
Soru eki her zaman cevap almaya yönelik değildir. Bazen cevap sorunun içinde de olabilir.
Senin ne kadar zorluğa katlandığını bilmezmiyim? Bilirim.
Anlattıklarına inanmaz olur muyum? İnanırım.
Sen çağırırsında o gelmezmi? Gelir.
Mazisi yıkık milletin atisi olur mu? Olmaz
İnsanları kendine inandırmak kolay mı? Kolay değil
Bu kadar eşyayı almaya para mı yeter? Yetmez.
O küçücük çocuğa bu ağır işler yaptırılır mı? Yaptırılmaz.
Yeşilden daha güzel renk olur mu? Olmaz.
b) Soru sıfatlarıyla:
Nasıl kitaplardan hoşlanırsın?
Kaç gün sonra geleceksin?
Eve giderken hangi otobüse bineceğiz?
Kaçıncı sınıfta okuyor?
Ne gün geleceğini söyledi mi?
Kaçar kişilik gruplar hâlinde gideceğiz?
Kaçta kaç hisse istersin?
Ne gün geleceksin?
Ne iş yapıyordunuz?
c) Soru zarflarıyla:
Neden coşkun suların sesi gittikçe dindi?
Bin bir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?
Bu sonbahar sabahının donuk ince rengini nasıl anlatabilirim?
Daha ne kadar bekleyeceğiz?
d) Soru zamirleriyle:
Yanında ne getirdin?
Bunları sana kim anlattı?
Hangisi sizinle geldi?
Soruların kaçı cevaplandı?
Buraya nereden geldiniz?
Nereden gelip nereye gidiyoruz?
Burada kimi bekliyorsun?
Bu masa neden yapılmış? (tahtadan)
Kimin yanında bozuk para var?
Bu da neyinnesi?
Bizim neyimiz eksik?
Nereden buldun bunu?
Kim attı bu resimleri?
Çocuklarını alıp buraya gelsen de neyle geçineceğiz biz ikimiz?
e) Tonlama yoluyla ¦Bu mektup sana. ¦Bana mı? Kimden? ¦Evden olacak. ¦Evden? Ne münasebet! Evden mi?
4. Emir Cümlesi
Yüklemi emir kipiyle çekimlenmiş veya anlamca emir özelliği taşıyan cümlelerdir. Fiilin yapılmasını emir biçiminde bildirir.
Oraya otur ve yerinden kalkma.
Bu raporu akşama kadar yetiştir.
On dakika sonra hazır ol!
Gürültü etme!
*Emir kipiyle çekimlenmediği hâlde anlamca emir ifade eden cümleler de vardır.
Bu yazıyı arşive götüreceksin!
Yarın herkes burada olmalı.
Burayı hemen boşaltalım!
*Bazen dilek, istek anlamları ve başka anlamlar da taşır.
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak (temin etme)
Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal! (istek) Kahraman ırkıma bir gül... (istek)
Her şey gönlünüzce olsun dilek. (dua)
Allah'ım bizi affet! (yakarma)
Peki, öyle olsun. (Razı olma)
Zannetme ki bunları unuturum. (uyarma)
Gayret edin; başaracaksınız. (teşvik)
Hele bir kere sözümü dinlemesin... (korkutma)
Bizi arayan Selim olmasın? (olabilirlik)
Şu adamın yaptıklarına bak. (şikâyet)
5. Ünlem Cümlesi
Sevgi, korku, şaşma, hayret, seslenme, coşkunluk, heyecan ve sitem ifade eden cümlelere ünlem cümlesi denir.
Ünlem cümleleri, ünlemlerle, bazı sıfatlarla, emir kipiyle, "ki" bağlacıyla, haykırmalarla ve ses tonuyla kurulur.
Yapma!
Öyle yorgunum ki!..
İşte şimdi yandık!..
Ne güzel tesadüf!
Hişt! Buraya gel!
Şşt! Sus bakayım!
Ee, yeter artık!
Ah, ne yaptım!
Hah, şimdi oldu!
Eyvah! Geç kaldım!
İmdat! Boğuluyorum!
Çok ilginç!
Ne kadar güzel!
Çabuk eve git!
Ne olur yardım et!
Çık dışarı!
*Ünlem ifade eden sözler her zaman cümle hâlinde değildir:
Ey Türk Gençliği!
Hemşehrilerim!
Tanrım!
Mehmet!
Ay, elim!
Hay Allah!
Vah zavallı!
Vay sersem!
Aman dikkat!
Komşular!
Babacığım!
Simitçi!
6. Şart Cümlesi
İçinde şart ve koşul anlamı bulunan cümlelere şart cümlesi denir. Şart cümlelerinin yüklemleri şart kipine göre çekimlenmiştir ve yardımcı cümle oluşturmuştur. Yani bir cümleyi şart çekimiyle bir yardımcı cümle yapabiliriz.
Eve geldiyse bizi beklesin.
Ankara'ya gidersen Kızılay'dan bana kaset al.
Beni arayan Dursun ise gelmediğimi söyleyin.
*"ise", bazen istek anlamı katar; bu durumda yardımcı cümle ve şart cümlesi olmaz:
Kar yağsa da kartopu oynasak.
Önümüzdeki iki ayı bir geçirebilsek.
Onu bir bulsam..
*Cümlelerde şart anlamı bazı kelime ve eklerle de yapılabilir:
Kursa devam etti mi kazanır.
Büyüklerin yanında oturacaksın, ama konuşmadan.
Seni gördükçe onu hatırlıyorum.
Yarın geri vermek üzere alabilirsin.
7. İstek Cümlesi
Gerçekleşmesi mümkün olan veya olmayan dileği, arzuyu, isteği bildiren cümlelere istek cümlesi denir.
İstek cümlesi istek ve dilek-şart kipleriyle yapılır; bu kiplerle birlikte "bari, tek, n'olaydı, keşke" kelimeleri de kullanılabilir.
Çıkıp biraz dolaşalım.
Dirilip kalksa da yapılanları bir görse.
Bari doğru cevap verseydi.
Her yere gitmeye razıyım, tek onu bulayım.
N'olaydı bugünleri görmeyeydim.
Keşke deprem olmasaydı.
Bari insanlarımız dürüst olsaydı.
8. Gereklilik Cümlesi
Bir eylemin gerçekleşmesinin gerekli ya da zorunlu olduğunu ifade eden cümlelerdir.
Bu çalışmayı bugün bitirmeliyiz.
Bize biraz daha para gerekiyor.
Eksiklerimizi tamamlamak için beş gün daha lazım.
Sonuç:
Her cümle bu yedi cümle türünden en az birine dahildir.
Bir kere bütün cümleler ya olumludur ya olumsuz.
Ah, bilsen biz senin ıstırabını ne iyi anlıyoruz! >Ünlem, olumlu, istek Biz ki her şeyi görür ve anlarız. >Olumlu
Düşün, bir elbiseyle bir vücut arasındaki esrarlı rabıtayı düşün. >Emir, olumlu
Vücudun sonsuz hareketleri içinde bize düşmeyen pay hangisidir? >Olumlu, soru
Fakat o göz kimde vardır? >Olumlu, soru
Kimsede... >Eksiltili cümle
Yalnız bizde... >Eksiltili cümle
Bize artık hikâyeni anlatma!... >Ünlem, emir, olumsuz
Bir dileği, bir isteği, bir arzuyu, bir temenniyi bildiren cümlelere, anlamları yönünden dilek veya istek cümlesi denir.
Örnek:
Yarın bizde toplanıp bir güzel yemek yiyelim.
Çocuk tek kazansın da neresi olursa olsun.
Umarım işleriniz yolunda gidiyordur.
Ah şu bahar bir gelse, çocuklar neşe içinde koşup oynasa.
İnşallah bütün düşlerin bir gün gerçek olur.
Allah sana uyuz versin de tırnak vermesin.
Gözün kör olsun.
Yüklemi dilek –şart kipiyle (-se-sa-) çekimlenmiş cümlelere denir.
Fiili şarta ve dileğe bağlayan kiptir. Şart kipini alan fiil yalnız başına bir anlam ifade etmez. Temel cümledeki yargının gerçekleşmesini şarta bağlayan yardımcı bir öğedir. İki anlamda kullanılır. Fiile -sa, -se ekleri getirilerek yapılır.
1. Şart anlamı vardır. İkinci cümledeki işin olup olmaması birinci işin olup olmamasına bağlıdır.
Eğer, biraz çalışsa derslerden iyi not alacak.
Derse geç kalmasa öğretmen kızmayacaktı.
Not: Şart anlamı olan cümleler, genellikle Geniş Zaman ile kullanılır ve iki cümleden oluşur. Anlamı güçlendirmek için cümlenin başında Eğer sözcüğü kullanılabilir.
Eğer, biraz çalışırsa derslerden iyi not alacak.
Bu ödevler bitmezse televizyon seyredemezsin.
2. Yapmak istediğimiz ya da olmasını, gerçekleşmesini istediğimiz durumları anlatmak için kullanılır. Dilek ve istek anlamları vardır.
Ah, keşke babam buraya gelse.
Ah, arkadaşım bana yardımcı olsa.
Not: Basit cümlelerde kullanılırsa dilek anlamı vardır. Dilek kipi cümlenin sonunda bulunur. Anlamı güçlendirmek için cümlenin başında Keşke kullanılabilir.
Keşke, öğretmen bugün ödev vermese.
Not: Dilek kipi cümle içinde arka arkaya kullanılırsa seçeneği (alternatifi) olmayan durumları anlatır. Cümleye sadece anlamı katar.
Bu soruyu yapsa yapsa Ahmet yapar.
(Bu soruyu sadece Ahmet yapar.)
Beni anlasa anlasa annem anlar.
(Beni sadece annem anlar)
Not: Dilek-Şart kipi ile Ek fiilin Dilek-Şart kipini birbirine karıştırmamak gerekir. Dilek-Şart kip fiillere gelir ve cümleye şart ve istek anlamları katar. Ek fiilin Dilek-Şart kipi ise isimlere gelir ve cümleye şart anlamı katar.
Bu sınavı kazansa üniversiteyi Türkiye’de okuyacak. (Dilek-Şart kipi)
Araba kaliteli ve güzelse hemen alalım. (Ek fiilin şartı)
Haber cümleleri daha çok anlatmaya bağlı bilgi, vermek, aydınlatmak amacıyla yazılan metinlerde kullanılır. Burada kişinin gördüğü, duyduğu olaylar anlatılır. Eylemin belirttiği anlam geçmişle, şimdiyle ve gelecekle ilgili bildirme görevi yerine getirilir. Eylem kök ve gövdelerine çeşitli kip (zaman) ekleri getirilerek zaman; zaman eklerinden sonra da kişi ekleri eylemin kimin yaptığı belirtilir.
Örneğin; yazacağım yüklemi yaz-acakım, “yaz” eylem kökü) “-acak” gelecek zaman eki, “-ım” kişi eki (ben)dir.
Ek Fiil: İsim soylu sözcüklerin sonuna gelerek, onların yüklem olmalarını sağlayan dil birimine ek fiil denir.
“Ahmet çalışkandır. Hepimiz arkadaşız. Hava güzel. Çok yorgunum.” cümleleri isim soyludur. Bunlar eklerle çekimli hâle gelir ve yüklem görevini yaparlar.
Ek fiil imek fiilinden doğmuştur. idi, imiş, ise, iken olarak ek hâline gelmiştir.
Çekimi şöyledir:
çalışkan-ım I. Tekil kişi
çalışkan – sın II. “ “
çalışkan-dır III. “ “
çalışkan-ız I. Çoğul kişi
çalışkan-sınız II. “ “
çalışkan-lar III. “ “
Ek fiil “değildir” sözcüğüyle olumsuz hâle getirilir. Çalışkandır. Çalışkan değildir. vb.
DİLEK, İSTEK, SORU CÜMLELERİ
Bir dileği, bir isteği, bir emri ya da bir gerekliliği ifade eden cümlelere dilek-istek cümleleri denir. Dilek-istek cümleleri grubunda istek bildiren cümleler, dilek-şart bildiren cümleler, soru cümleleri, gereklilik bildiren cümleler, emir cümleleri ile ünlem cümleleri yer alır.
Dilek-şart cümleleri: Dilek şart cümleleri fiil kök ya da gövdesine -sa/-se ekleri getirilerek kurulur.
“Ah bir zengin olsam.”
“Okulumu bitirsem, yüzmeyi öğrensem.” cümlelerinde şarta bağlı bir dilek anlatılmaktadır.
İstek cümleleri: Bu tür cümleler kişinin kendi kendine yapmak istediği eylemi ifade eder.
“Kalkayım, eve gideyim,
Haydi, bize gidelim. Burada iki gün kalalım.” cümleleri bu tür cümlelerdir.
Gereklilik cümleleri: Mutlaka yapılması gerekir anlamı ifade ederler.
Başarmak için çalışmalıyım. Eve gitmeliyim.
Emir cümleleri: Bir buyruğu bir emri ifade eden cümlelerdir.
oku, çalış, git, gel, vb.
HABER VE DİLEK KİPLERİNDE SORU
Soru anlamı ifade eden cümlelere soru cümlesi denir. Dilimizde soru anlamı soru sıfatıyla, soru zamiriyle, soru zarfıyla veya soru edatıyla sağlanabilir.
Dün beni arayan sen miydin? (soru anlamı soru edatıyla sağlanmış.)
Bize ne zaman geleceksin? (soru anlamı soru zarfıyla sağlanmış)
Bana ne aldın? (soru anlamı soru zamiriyle sağlanmış) Hangi okulda çalışıyorsun? (soru anlamı soru sıfatıyla sağlanmış)
Bu tür cümlelerde mutlaka cevap verilmesi beklenir. Cevap beklenen soru cümlelerine gerçek soru cümlesi, cevap beklenmeyen, dikkat çekmek duygu ve düşünceyi daha güzel ifade etmek amacıyla kurulanlara da sözde soru cümlesi denir.
Okula neden gelmedin? (Gerçek soru cümlesi ) Hiç üzülmez olur muyum? (sözde soru cümlesi) Onu ben mi dövmüşüm? (sözde soru cümlesi) Şu kitabı bana verir misin? (sözde soru cümlesi)
Ünlem cümlesi: Coşku ve heyecan ifade eden cümlelere ünlem cümlesi denir.
Eyvah, ne yer ne yar kaldı! Neydi o güzellik öyle! Süper bir iş buldum!
HABER VE DİLEK KİPLERİNDE OLUMLULUK – OLUMSUZLUK
a. Olumlu Cümle: Yüklemin bildirdiği eylemin yapıldığını, gerçekleştiğini ya da gerçekleşebileceğini belirten cümleler olumludur.
O günler çok güzeldi. (olumlu isim cümlesi) Hep seni bekledim. (olumlu fiil cümlesi)
b. Olumsuz Cümle: Yüklemin bildirdiği işin gerçekleşmediğini anlatan cümleler olumsuzdur. Fiil cümleleri “-ma,-me” olumsuzluk ekiyle; isim cümleleri “yok, değil ” sözcükleriyle olumsuz yapılır.
Kapını çalan bendim (olumlu isim cümlesi) Kapını çalan ben değildim (olumsuz isim cümlesi) Dışarıda birkaç kişi vardı (olumlu isim cümlesi) Dışarıda hiç kimse yoktu (olumsuz isim cümlesi) Eve gelmiş (olumlu fiil cümlesi) Eve gelmemiş (olumsuz fiil cümlesi)
Not: Bazı cümleler biçimce olumlu anlamca olumsuz olabilir:
Haydi, bu işi yapabilirsen yap (yapamazsın ) (Biçimce olumlu, anlamca olumsuz cümle)
Gel de bu işin içinden çık (Çıkamazsın) (Biçimce olumlu, anlamca olumsuz)
Ne arayanım var ne de soranım (yok) (Biçimce olumlu, anlamca olumsuz)
Not: Bazı cümleler biçimce olumsuz anlamca olumlu olabilir:
Seni sevmiyor değilim (seviyorum) (Biçimce olumsuz, anlamla olumlu)
Böyle güzel yerlerde yaşanmaz mı?(yaşanır) (Biçimce olumsuz, anlamla olumlu)
Sanki bilmiyorum hakkında neler söylediğini.(biliyorum) (Biçimce olumsuz, anlamla olumlu)