Fiil
Fiil veya eylem; varlıkların yaptığı
işi, hareketi, oluşu çeşitli ekler alarak şahıs ve zamana bağlı olarak anlatan
sözcüktür.[1]
Türkçede fiiller; haber ve dilek kip ekleri
ile zaman ve tasarlama anlamı kazanır; şahıs
ekleri ile işin veya oluşun kim tarafından gerçekleştirildiğini
belirtir.
- Dün arabamı yıka-dı-m. (fiil + haber
kip eki + şahıs eki)
- Yarınki maça mutlaka gel-meli-sin. (
fiil + dilek kip eki + şahıs eki)
Fiiller; iş, durum ve oluş fiilleri olmak üzere üç gruba
ayrılır:[2]
- yürümek, düşünmek, yazmak (iş fiili)
- büyümek, eskimek (oluş fiili)
- uyumak, durmak (durum fiili)
Fiil ve yüklem
Zaman zaman fiil (eylem) ve yüklem kavramları
birbirine karıştırılır. Fiil bir sözcük türü iken[3] yüklem cümlenin öğelerinden biridir. Yüklem öznenin
yaptığı işi veya oluşu belirtir. Yüklemlerde fiil bulunma zorunluluğu yoktur.[4] İsim
cümlelerinde yüklemler isim
soylu olabilir:
Fiil çekimi
Fiil çekimi, fiil kök ve gövdelerine çekim
eklerinin getirilmesidir.[5] Fiil
çekiminde en az üç unsur bulunur:
- Fiil kökü veya gövdesi
- Şekil veya zaman (kip) ekleri
- Şahıs
eki
Bazı fiillerin çeşitli şekil ve zamanlardaki çekimleri
aşağıdaki tabloda gösterilmiştir:
Şahıs >
|
1. tekil
|
2. tekil
|
3. tekil
|
1. çoğul
|
2. çoğul
|
3. çoğul
|
bilinen geçmiş zaman
|
bak+tı+m
|
bak+tı+n
|
bak+tı
|
bak+tı+k
|
bak+tı+nız
|
bak+tı+(lar)
|
gereklilik kipi
|
git+meli+yim
|
git+meli+sin
|
git+meli
|
git+meli+yiz
|
git+meli+siniz
|
git+meli+(ler)
|
şimdiki zamanın
rivâyeti
|
uyu+yor+muş+um
|
uyu+yor+muş+sun
|
uyu+yor+muş
|
uyu+yor+muş+uz
|
uyu+yor+muş+sunuz
|
uyu+yor+lar+mış
|
Fiil çatısı
Fiillerin özne ve (varsa) nesneye göre girdiği şekle çatı denir. İsim
cümlelerinin yüklemlerinde fiil bulunmadığından çatıdan söz edilemez.[6]
Özneye göre
Etken - edilgen
Etken fiillerde eylemin kimin tarafından yapıldığı bellidir:
- Çocuklar kapının camını kırmış.
Edilgen fiilli cümlelerde işin kim tarafından yapıldığı
bilinmez. Fiili edilgen yapan ekler -il ve -in ekleridir.
Böyle fiiler yüklem olunca işi yapan belli değildir, gerçek özne
yerine sözde özne vardır.[7]
- Kapının camı kırılmış.
Bu örnekte kırma işinin kim tarafından yaptığı belli
değildir. Dolayısıyla kırılmak fiili, öznesine göre edilgen
çatılıdır. -il ekini içine alan kırmak, birinci örnekte nesne
olan kapının camını sözde özne haline getirmiştir.
Etken fiillerin yüklem olduğu cümlelerdeki
"nesne", fiil edilgen hâle getirilirse "sözde özneye"
dönüşür:
- Askerler bayrağı göndere çekti.
(belirtili nesne)
- Bayrak göndere çekildi. (sözde özne)
Dönüşlü
Dönüşlü fiillerde eylemi yapan özne aynı zamanda ondan
etkilenir. Nesne yoktur. Bu fiiller -l veya -n eki
alırlar ve geçişsizdirler:
- Annem başarılarımla övünüyor.
- Gelin ve damat düğün için hazırlandı.
Tabiatla ilgili dönüşlü fiillerde yapma, kendi kendine olma
demektir:
- Küresel ısınmadan dolayı neredeyse bütün buzullar
geri çekildi.
- Gel-gitten dolayı sular bir saatte bayağı yükseldi.
- Yazın sıcağıyla gölün suyu çekildi.
Bazı fiillerin dönüşlü şekilleriyle edilgen şekilleri farklı
eklerle yapılır.
İsme getirilen -iş, -len ve -leş ekleri
de dönüşlülük anlamı katabilir:[8]
- Olaya pek içlenmişti.
- Hasta, iğne etki edince sâkinleşti.
İşteş
İşteş fiilerde eylem birden fazla özne tarafından birlikte
ya da karşılıklı yapılır. Fiili işteş yapabilmek için Türkçede –iş veya -ş eki
kullanılır.[9]
- Kapıda hasretle kucaklaştık.
- Arkadaşımla okul kapısında buluştuk.
Bu cümlede ise “buluşma” işi birden çok özne tarafından ve
karşılıklı yapılmıştır.
Nesneye göre
Ayrıca bakınız: Nesne (dilbilgisi)
Geçişli - geçişsiz
Geçişli fiiller belirtili ya da belirtisiz nesne alabilen fiillerdir. Bir fiilin
geçişli olup olmadığı özneden sonra sorulan "ne"[Not 1],
"neyi" ve "kimi" soruları sorularak anlaşılır:
- Zararlı böceklerden korumak için meyve
bahçesini ilaçlayacağız. (belirtili nesne, geçişli fiil)
- Her bahar başlangıcında evi güzelce temizleriz.
(belirtili nesne, geçişli fiil)
- Annem için bir demet çiçek aldım.
(belirtisiz nesne, geçişli fiil)
- Gençler avluda çay içiyorlar.
(belirtisiz nesne, geçişli fiil)
Geçişsiz fiiller sadece özne ile ilgili bilgi verir[1] ve
nesne almaz.
- Küçük çocuk bütün gün uyudu. (geçişsiz
fiil)
- Yemek birazdan pişer. (geçişsiz fiil)
- Karlı bir Yılbaşı gecesi doğmuşum.
(geçişsiz fiil)
- Burhan denizde yüzüyor. (geçişsiz fiil)
Oldurgan
"Geçişsiz" iken bir ek alarak geçişli hâle gelen
fiillere oldurgan fiiller denir. Oldurganlık ekleri -dır, -r ve -t'dir.[10]
- doğmak > doğurmak, ölmek > öldürmek,
durmak > durdurmak, uyumak > uyutmak vs.
- Çocuklar erkenden yattı. (geçişsiz)
- Çocukları yatırdım.
(geçişli/oldurgan)
- Yemyeşil kırlarda saatlerdir geziyoruz.
(geçişsiz)
- Ablam yeni otomobili ile bizi sahilde gezdirdi.
(geçişli/oldurgan)
- Köpek aralık kapıdan sokağa kaçtı. (geçişsiz)
- Çocuk balonu elinden kaçırdı.
(geçişli/oldurgan)
- Japon balığım bu sabah öldü. (geçişsiz)
- Soğuk havalar balığımı öldürdü.
(geçişli/oldurgan)
Ettirgen
"Geçişli" fiillere -dir, -t ve-r ekleri
getirilerek oluşturulan yeni geçişli fiillere ettirgen fiiller
denir. Bu fiiller eylemin özne tarafından ikinci ve hatta üçüncü bir varlığa
yaptırıldığını ifade etmekte kullanılır:
- yıkamak > yıkatmak
- yıkatmak > yıkattırmak
- duymak > duyurmak
- duyurmak > duyurtmak
- içmek > içirmek
- içmek > içirtmek
Yukarıdaki örneklerde de görüleceği üzere aynı fiil ikinci
kez ettirgen hâle getirilebilir:
- Bu sabah sakalımı kestim. (geçişli)
- Dün saçlarımı kestirdim.
(geçişli/ettirgen)
- Okul müdürü uygunsuz olduğu gerekçesiyle
saçlarımı kestirtti. (geçişli/ettirgen. Aynı fiil
ikinci kez ettirgen hâle getirilmiştir.)
Oldurgan fiiller de -geçişli olduklarından- ettirgen hâle
getirilebilirler:
- öldürmek (oldurgan) > öldürtmek
(ettirgen)
- Erkenden yattım. (geçişsiz)
- Çocukları erkenden yatırdım.
(geçişli/oldurgan)
- Yurt müdürü nöbetçileri tek tek yatakhanelere
göndererek tüm öğrencileri yatırttı. (geçişli/ettirgen)
Yapısına göre fiiller
Sözcük yapısına göre fiiller basit, türemiş ve bileşik olmak
üzere üç gruba ayrılır.
Basit fiiller, "kök" hâlindeki fiillerdir:
- gel-, bak-, oku-
Türemiş fiiller, bir kökten yapım ekleri ile
üretilmiş, "gövde" hâlindeki fiillerdir:
- yazdır-, başlat-, -çıkart-, avla-, çocuklaş-
Bileşik fiiller,
birden fazla sözcüğün yeni bir fiil yapmak üzere bir araya gelmesiyle oluşmuş
fiillerdir:
- kapatabil-, koşuver-, bakakal-, düşeyaz- (kurallı
bileşik fiiller)
- ayak dire-, başına gel-, kafa şişir- (deyimleşmiş
bileşik fiiller)
- memnun ol-, beddua et- doğum yap- (yardımcı fiil ile oluşturulmuş bileşik
fiiller)
- dolup taş-, uçup git-, yazıp dur- (ikili bileşik
fiiller)
Şahıs ekleri
Tanım: Şahıs ekleri fiilde anlatılan işi, oluşu yapanı bildiren eklerdir. Hareketi şahsa bağlayan eklerdir.
1. Şimdiki zaman, Gelecek zaman, geniş zaman, Duyulan geçmiş zaman, gereklilik kipi ve Dilek kipi aynı şahıs eklerini alır.
Ben bilir-im →Biz bilir-iz
Sen bilir-sin →Siz bilir-siniz
O bilir … →Onlar bilir-ler
2. Görülen geçmiş zaman ve Dilek-şart kipi aynı şahıs eklerini alır.
Ben ağladı-m →Biz ağladı-k
Sen ağladı-n →Siz ağladı-nız
O ağladı… →Onlar ağladı-lar
3. Emir kipi ayrı şahıs ekleri alır.
Ben …. →Biz …
Sen gel… →Siz gel-in(iz)
O gel-sin →Onlar gel-sinler
http://www.turkcede.org/yeni-ogrenenlere-turkce-ogretimi/dilbilgisi-anlatimlari/345-sahis-ekleri.html
*
FİİLDE KİP
Fiiller, zaman ve anlam özelliklerine göre türlü ekler alarak değişik biçimlerde kullanılırlar. Bu kullanılış biçimlerinin her birine kip denir. Kip, fiillerin zaman, şahıs, tekillik ve çoğulluk bildiren şekilleridir. Bunların yanında olumsuzluk ve soru biçimleri de vardır, ama bu ikisi zaten var olan kiplerin olumlu, olumsuz, olumlu soru ve olumsuz soru şeklinde kullanımlarıdır, o kadar.
Fiiller kip yönünden ikiye ayrılır:
Haber (bildirme) kipleri ve istek kipleri
I. BASİT ZAMANLI ÇEKİMLER
Fiillerin basit zamanlı çekimleri sadece bir tek kip eki içerir.
Yapılışı şöyledir: fiil + kip eki + şahıs eki (gel-di-k vb.)
Kipler, kip ekleri ve çekim örnekleri aşağıda verilmiştir:
1. Haber (Bildirme) Kipleri
Zaman kavramı taşıyan kiplerdir, yani zaman ekleriyle yapılırlar. Taşıdıkları bu zaman eklerine göre beşe ayrılır:
a. Bilinen (görülen, bilinen, di'li) Geçmiş Zaman Kipi
Fiile (kök veya gövde) "-dı/di/-du/-dü ; -tı/-ti/-tu/-tü" eki getirilerek yapılır.
Bu ek bilinen geçmiş zaman ifade eder.
Uzak ya da yakın geçmişte yapılan ve tamamlanan işleri kesinliğe bağlayarak anlatır.
- Araştırmalarını geçen yıl kitaplaştırarak yayımladı.
- Saat kaçta ve nerede buluşacağımızı şimdi hatırladım.
- Konular ayrıntılarıyla görüşüldü.
Kişi, kişiler ya da tarih tarafından bilinen olaylar anlatılır.
- 1908'de ikinci Meşrutiyet ilân edildi.
Türklere Anadolu'nun kapılarını Alparslan açtı.
Çekimi:
Olumlu: Gel-di-m, Gel-di-n, Gel-di,
Gel-di-k, Gel-di-niz, Gel-di-ler
Gel-di-k, Gel-di-niz, Gel-di-ler
Olumsuz: Gel-me-di-m, Gel-me-di-n, Gel-me-di,
Gel-me-di-k, Gel-me-di-niz, Gel-me-di-ler
Gel-me-di-k, Gel-me-di-niz, Gel-me-di-ler
Olumlu soru: Gel-di-m mi?, Gel-di-n mi?, Gel-di mi?,
Gel-di-k mi?, Gel-di-niz mi?, Gel-di-ler mi?
Gel-di-k mi?, Gel-di-niz mi?, Gel-di-ler mi?
Olumsuz soru: Gel-me-di-m mi?, Gel-me-di-n mi?, Gel-me-di mi?,
Gel-me-di-k mi?, Gel-me-di-niz mi?, Gel-me-di-ler mi?
Gel-me-di-k mi?, Gel-me-di-niz mi?, Gel-me-di-ler mi?
b. Öğrenilen(duyulan, anlatılan, miş'li) Geçmiş Zaman
Fiile "-mış/-miş-/-muş/-müş" eki getirilerek yapılır.
Bu ek ve bu çekim, yapılan işin görülmediğini, duyulduğunu, öğrenildiğini ifade eder.
- Depremzedelere gönderilen yardımları engellemişler.
- Atalarımız bizlere güvenmiş de bu vatanı emanet etmişler.
- Annemin anlattığına göre ben bir yaşında yürümeye başlamışım.
Farkında olunmayan ya da sonradan fark edilen fiilleri anlatır:
- Okula giderken otobüste uyumuşum.
Bir de baktım ki okul durağını geçmişiz.
Bir işle, oluşla ilgili kişisel görüş bildirir:
- Yemek güzel olmuş; ellerin dert görmesin.
Masallarda kullanılır: Bir varmış, bir yokmuş. Az gitmiş uz gitmiş.
Çekimi:
Olumlu:Gel-miş-im Gel-miş-sin Gel-miş Gel-miş-iz Gel-miş-siniz Gel-miş-ler
Olumsuz:Gel-me-miş-im Gel-me-miş-sin Gel-me-miş
Gel-me-miş-iz Gel-me-miş-siniz Gel-me-miş-ler
Gel-me-miş-iz Gel-me-miş-siniz Gel-me-miş-ler
Olumlu soru:Gel-miş miyim? Gel-miş misin? Gel-miş mi?
Gel-miş miyiz? Gel-miş misiniz? Gel-miş-ler mi?
Gel-miş miyiz? Gel-miş misiniz? Gel-miş-ler mi?
Olumsuz soru:Gel-me-miş miyim? Gel-me-miş misin? Gel-me-miş mi?
Gel-me-miş miyiz? Gel-me-miş misiniz? Gel-me-miş-ler mi?
Gel-me-miş miyiz? Gel-me-miş misiniz? Gel-me-miş-ler mi?
c. Şimdiki Zaman
Fiile "-yor" eki getirilerek yapılır. Ünsüzle biten fiile "İ" yardımcı ünlüsüyle birlikte; ünlüyle bitenlere tek başına getirilir: Oku-yor gel-i-yor
Belirtilen işin, oluşun vb. içinde bulunulan zamanda yapılmakta olduğunu ifade eder.
- Gidiyorum, gurbeti gönlümle duya duya,/ Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya
- Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.
Bu çekimden sonra "-Dİr" bildirme eki kullanılırsa olasılık anlamı katılmış olur:
- O şimdi mışıl mışıl uyuyordur.
Bu ekin yerini "-mEk-tE" ekleri alabilir: Gördüğün gibi dinleniyoruz>dinlenmekteyiz.
Çekimi:
Olumlu:Gel-i-yor-um Gel-i-yor-sun Gel-i-yor
Gel-i-yor-uz Gel-i-yor-sunuz Gel-i-yor-lar
Gel-i-yor-uz Gel-i-yor-sunuz Gel-i-yor-lar
Olumsuz:Gel-mi-yor-um Gel-mi-yor-sun Gel-mi-yor
Gel-mi-yor-uz Gel-mi-yor-sunuz Gel-mi-yor-lar
Gel-mi-yor-uz Gel-mi-yor-sunuz Gel-mi-yor-lar
Olumlu soru:Gel-i-yor muyum? Gel-i-yor musun? Gel-i-yor mu?
Gel-i-yor muyuz? Gel-i-yor musunuz? Gel-i-yor-lar mı?
Gel-i-yor muyuz? Gel-i-yor musunuz? Gel-i-yor-lar mı?
Olumsuz soru:Gel-mi-yor muyum? Gel-mi-yor musun? Gel-mi-yor mu?
Gel-mi-yor muyuz? Gel-mi-yor musunuz? Gel-mi-yor-lar mı?
Gel-mi-yor muyuz? Gel-mi-yor musunuz? Gel-mi-yor-lar mı?
d. Gelecek Zaman
Fiile "-acak/ecek" eki getirilerek yapılır.
İşin gelecekte yapılacağını bildirir.
- Senin altında doğdum,
- Senin dibinde öleceğim.
- Önümden çekilirsen İstanbul görünecek
- Nerede olduğumu bileceğim
- Sisler utanacak, eğilecek
- Ağzının ucundan öpeceğim
- Saçına kalbimi takacağım
- Avcunda bir şiir büyüyecek
- Nerede olduğumu bileceğim (Atilla İlhan; Rüzgâr Gülü)
"-dir" bildirme ekiyle birlikte kullanıldığında kesinlik anlamı katar.
- Yarınki maç saat 14:00'te yapılacaktır.
Çekimi:
Olumlu: Gel-eceğ-im Gel-ecek-sin Gel-ecek
Gel-eceğ-iz Gel-ecek-siniz Gel-ecek-ler
Gel-eceğ-iz Gel-ecek-siniz Gel-ecek-ler
Olumsuz:Gel-me-y-eceğ-im Gel-me-y-ecek-sin Gel-me-y-ecek
Gel-me-y-eceğ-iz Gel-me-y-ecek-siniz Gel-me-y-ecek-ler
Gel-me-y-eceğ-iz Gel-me-y-ecek-siniz Gel-me-y-ecek-ler
Olumlu Soru: Gel-ecek miyim? Gel-ecek misin? Gel-ecek mi?
Gel-ecek miyiz? Gel-ecek misiniz? Gel-ecek-ler mi?
Gel-ecek miyiz? Gel-ecek misiniz? Gel-ecek-ler mi?
Olumsuz Soru: Gel-me-y-ecek miyim? Gel-me-y-ecek misin? Gel-me-y-ecek mi?
Gel-me-y-ecek miyiz? Gel-me-y-ecek misiniz? Gel-me-y-ecek-ler mi?
Gel-me-y-ecek miyiz? Gel-me-y-ecek misiniz? Gel-me-y-ecek-ler mi?
e. Geniş Zaman
Fiil kök veya gövdesine "-r" ; "-ar/-er" ; "-ır/-ir/-ur/-ür" eki getirilerek söz konusu olan işin vb. geçmiş, şimdiki ve gelecek zamanların tümüne ait olduğunun, yani her zaman tekrarlandığı bildirir.
- Seni ancak ebediyyetler eder istiab.
- Ağlarım, ağlatamam; hissederim, söyleyemem
- Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
- Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
- Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
*Geniş zamanın olumsuz çekiminde bu ekin kullanımı biraz izah gerektirir. Bazı şahıslarda olumsuzluk ekinden sonra geniş zaman eki gelmezken bazılarında da "z" olarak kullanılır:
- Gel-i-r-im > gel-me-m ek yok
- Gel-i-r-sin > gel-me-z-sin z
- Gel-i-r > gel-me-z z
- Gel-i-r-iz > gel-me-y-iz ek yok
- Gel-i-r-siniz > gel-me-z-siniz z
- Gel-i-r-ler > gel-me-z-ler z
Çekimi:
Olumlu: Gel-i-r-im Gel-i-r-sin Gel-i-r Gel-i-r-iz Gel-i-r-siniz Gel-i-r-ler
Olumsuz: Gel-me-m Gel-me-z-sin Gel-me-z
Gel-me-y-iz Gel-me-z-siniz Gel-me-z-ler
Gel-me-y-iz Gel-me-z-siniz Gel-me-z-ler
Olumlu Soru: Gel-i-r miyim?Gel-i-r misin?Gel-i-r mi?
Gel-i-r miyiz?Gel-i-r misiniz?Gel-i-r-ler mi?
Gel-i-r miyiz?Gel-i-r misiniz?Gel-i-r-ler mi?
Olumsuz Soru: Gel-me-z miyim?Gel-me-z misin?Gel-me-z mi?
Gel-me-z miyiz?Gel-me-z misiniz?Gel-me-z-ler mi?
Gel-me-z miyiz?Gel-me-z misiniz?Gel-me-z-ler mi?
2. DİLEK KİPLERİ
Dilek kipleri, fiillere dilek anlamı katan kiplerdir.
Fiilin zamanını bildirmezler. Ama hepsinde de pek belirgin olmayan bir gelecek zaman anlamı vardır.
Fiilin zamanını bildirmezler. Ama hepsinde de pek belirgin olmayan bir gelecek zaman anlamı vardır.
Dilek kipleri dörde ayrılır:
a. Gereklilik Kipi
Fiile "-malı/meli" eki getirilerek yapılır. Belirtilen işin yapılması gerektiğini bildirir.
"lâzım, gerek, icap eder" anlamlarını verir.
"lâzım, gerek, icap eder" anlamlarını verir.
- Bütün bunların üstüne
- Hepsinin üstüne sevda sözleri söylemeliyim ;
- Vatanım milletim tüm insanlar kardeşlerim
- Sonra sen gelmelisin dilimin ucuna adın gelmeli
- Adın kurtuluştur ama söylememeliyim
- Can kuşum umudum canım sevgilim.
Çekimi
Olumlu: | Olumsuz: | ||
Gel-meli-y-im Gel-meli-sin Gel-meli | Gel-meli-y-iz Gel-meli-siniz Gel-meli-ler | Gel-me-meli-y-im Gel-me-meli-sin Gel-me-meli | Gel-me-meli-y-iz Gel-me-meli-siniz Gel-me-meli-ler |
Olumlu Soru: | Olumsuz Soru: | ||
Gel-meli mi-y-im? Gel-meli misin? Gel-meli- mi? | Gel-meli mi-y-iz ? Gel-meli mi-siniz? Gel-meli-ler mi? | Gel-me-meli mi-y-im? Gel-me-meli misin? Gel-me-meli- mi? | Gel-me-meli mi-y-iz ? Gel-me-meli mi-siniz? Gel-me-meli-ler mi? |
b. İstek Kipi
Fiile "-a /-e" eki getirilerek yapılır. Fiilin yapılmasının istendiğini bildirir.
Bende yok sabr ü sükûn sende vefadan zerre
İki yoktan ne çıkar fikr idelim bir kerre
İki yoktan ne çıkar fikr idelim bir kerre
Güneş ufuktan şimdi doğar
Yürüyelim arkadaşlar
Yürüyelim arkadaşlar
Nereye dikilmek istersen
Söyle seni oraya dikeyim!
Söyle seni oraya dikeyim!
Hep senünçündür benim dünyâ cefasın çektiğim
Yoksa ömrüm varı sensiz neyle(ye)yim dünyâyı ben
Yoksa ömrüm varı sensiz neyle(ye)yim dünyâyı ben
*Ünlüyle biten fillerin 1. tekil şahıs çekiminde heceden tasarruf edilebilmektedir:
Gelmeyeyim>gelmeyim Okumayayım>okumayım Neyleyeyim>neyleyim
Gelmeyeyim>gelmeyim Okumayayım>okumayım Neyleyeyim>neyleyim
*Beddua amaçlı da kullanılabilir:Kurşunlara gelesin.
Çekimi
Olumlu: | Olumsuz: | ||
Gel-e-y-im Gel-e-sin Gel-e | Gel-e-lim Gel-e-siniz Gel-e-ler | Gel-me-y-e-y-im Gel-me-y-e-sin Gel-me-y-e | Gel-me-y-e-lim Gel-me-y-e-siniz Gel-me-y-e-ler |
Olumlu Soru: | Olumsuz Soru: | ||
Gel-e-y-im mi? -- -- | Gel-e-lim mi? -- -- | Gel-me-e-y-e-yim mi? -- -- | Gel-me-e-ye-lim mi? -- -- |
c. Dilek-Şart Kipi
Fiile "-sa/-se" eki getirilerek yapılır.
Fiilin yapılması dileğini bildirir. Bu durumda bu eki alan fiil yüklemdir.
"Bu, taşındır" diyerek Kâbe'yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına; Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namiyle, Kanayan lahdine çeksem bütün ecramiyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan;
Yedi kandilli Süreyya'yı uzatsam oradan;
Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken gece mehtabı getirsem yanına,
Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana. |
AÇSAM RÜZGARA
Ne hoş, ey güzel Tanrım, ne hoş Mavilerde sefer etmek! Bir sahilden çözülüp gitmek Düşünceler gibi başıboş. Açsam rüzgara yelkenimi; Dolaşsam ben de deniz deniz Ve bir sabah vakti, kimsesiz Bir limanda bulsam kendimi. Bir limanda, büyük ve beyaz... Mercan adalarda bir liman.. Beyaz bulutların ardından Gelse altın ışıklı bir yaz. Doldursa içimi orada Baygın kokusu iğdelerin. Bilmese tadını kederin Bu her alemden uzak ada. Konsa rüya dolu köşkümün Çiçekli dalına serçeler. Renklerle çözülse geceler, Nar bahçelerinde geçse gün. Her gün aheste mavnaların Görsem açıktan geçişini Ve her akşam dizilişini Ufukta mermer adaların. Ne hoş, ey Tanrım, ne hoş, İller, göller, kıtalar aşmak. Ne hoş deniz deniz dolaşmak Düşünceler gibi başıboş. Versem kendimi bütün bütün Bir yelkenli olup engine; Kansam bir an güzelliğine Kuşlar gibi serseri ömrün. |
Bir fiilin gerçekleşmesi koşulunu bildirir. Bu durumda bu eki alan fiil yan cümlenin yüklemidir.
Neler çeker bu gönül söylesem şikâyet olur
Ne zaman seni düşünsem
Bir ceylan su içmeye iner
Çayırları büyürken görürüm (İlhan Berk)
Ne zaman seni düşünsem
Bir ceylan su içmeye iner
Çayırları büyürken görürüm (İlhan Berk)
Sen ki; a'sara gömülsen taşacaksın... Heyhat,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat...
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat...
Ey Maraşlı Şeyhoğlu, evliyalar adağı
Bahtına lânet olsun aşmadıysan bu dağı
Bahtına lânet olsun aşmadıysan bu dağı
Çekimi:
Olumlu: | Olumsuz: | ||
Gel-se-m Gel-se-n Gel-se | Gel-se-k Gel-se-niz Gel-se-ler | Gel-me-se-m Gel-me-se-n Gel-me-se | Gel-me-se-k Gel-me-se-niz Gel-me-se-ler |
Olumlu Soru: | Olumsuz Soru: | ||
Gel-se-m mi? Gel-se-n mi? Gel-se mi? | Gel-se-k mi? Gel-se-niz mi? Gel-se-ler mi? | Gel-me-se-m mi? Gel-me-se-n mi? Gel-me-se mi? | Gel-me-se-k mi? Gel-me-se-niz mi? Gel-me-se-ler mi? |
d. Emir Kipi
1. şahısların çekimi yoktur.
Fiilin yapılmasını emir biçiminde bildirir.
Fiilin yapılmasını emir biçiminde bildirir.
- Oraya otur ve yerinden kalkma.
- Bu raporu akşama kadar yetiştir.
*Bazen dilek, istek anlamları da taşır.
- Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak
- Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
- Kahraman ırkıma bir gül...
- Her şey gönlünüzce olsun.
- Allah'ım bizi affet!
- Peki, öyle olsun.
Çekimi
Olumlu: | Olumsuz: | ||
-- Gel Gel-sin |
--
Gel-in(iz) Gel-sin-ler |
--
Gel-me Gel-me-sin |
--
Gel-me-y-(in)iz Gel-me-sin-er |
Olumlu Soru: | Olumsuz Soru: | ||
--
-- Gel-sin mi? |
--
-- Gel-sin-ler mi? |
--
-- Gel-me-sin mi? |
--
-- Gel-me-sin-ler mi? |
Buraya kadar fiillerin basit zamanlı (tek kipe göre) çekimlerini yaptık. Fiillerin bir de birleşik zamanlı çekimleri vardır ki bundan önce birleşik zamanlı çekimleri yapmaya yarayan ek-fiili öğrenmek yerinde olacaktır.
II. Ek-Fiil ve BİRLEŞİK ZAMANLI ÇEKİMLER
Ek-Fiil:İsim soylu kelimelerin sonuna gelerek onların yüklem olmasını ve basit zamanlı fiil çekimlerinin birleşik zamanlı çekimlerini yapmayı sağlayan fiildir.
"imek" fiilinin ek olarak kullanımıdır. Genellikle bitişik yazılır.
*Fiillerin hikâye, rivayet, şart birleşik zamanlı çekimlerini yapmayı sağlar.
*"di"li geçmiş zamanın hikâyesi, şartı:
- geldi idim>geldiydim
- geldi isek>geldiysek
*-miş'li geçmiş zamanın hikâyesi, rivayeti, şartı:
- gelmiş idi>gelmişti
- gelmiş imiş>gelmişmiş
- gelmiş ise>gelmişse
*Şimdiki zamanın hikâyesi, rivayeti, şartı:
- biliyor idik>biliyorduk
- biliyor imişiz>biliyormuşuz
- biliyor isek>biliyorsak
*Gelecek zamanın hikâyesi, rivayeti, şartı:
- alacak idik>alacaktık
- alacak imiş>alacakmış
- alacak isen>alacaksan
*Geniş zamanın hikâyesi, rivayeti, şartı:
- sever idi>severdi
- sever imişler>severmişler
- sever iseler>severlerse
*Dilek-şart kipinin hikâyesi, rivayeti: gitse idim>gitseydim gitse imiş>gitseymiş
*İstek kipinin hikâyesi, rivayeti:bula idi>bulaydı ala imiş>alaymış
*Gereklilik kipinin hikâyesi, rivayeti ve şartı:
- yazmalı idik>yazmalıydık
- çizmeli imişiz>çizmeliymişiz
- sürmeli iseler>sürmeliyseler veya sürmelilerse
Dikkat! | |
Ben iyi bir okurum. | » Ek-fiilin geniş zamanı |
Hep iyi kitaplarokurum. | » Geniş zaman 1.Tekil Şahıs eki |
Benim okurumanlayışlıdır. | » İlgi eki ve iyelik eki (okur»okuyucu) |
Öğrenciydi | » ek-fiil (hikâye) |
Uyuyordu | » birleşik zaman (şimdiki zamanın hikâyesi) |
Öğrenciymiş | » ek-fiil (rivayet) |
Uyuyormuş | » birleşik zaman (şimdiki zamanın rivayeti) |
Öğrenciyse | » ek-fiil (şart) |
Uyuyorsa | » birleşik zaman (şimdiki zamanın şartı) |
BİRLEŞİK ZAMANLI ÇEKİMLER
Fiillerin basit zamanlı çekimleri sadece bir tek kip eki içerir. Hâlbuki dilimizde iki kip eki üst üste gelebilir.
İşte çekimi iki kip ekiyle yapılmış olan bu fiillere birleşik zamanlı fiiller; çekimlerine de birleşik zamanlı çekimler denir.
Birleşik zamanlı çekimlerde sonradan eklenen haber veya dilek ki ekleri asıl zamanı kendi üzerlerine alırlar.
Yapılışı şöyledir:
Basit zamanlı çekimlerde, fiil + kip eki + şahıs eki (gel-di-k vb.);
Birleşik zamanlı çekimlerde fiil + kip eki + birleşik zaman eki + şahıs eki (gel-miş-ti-niz vb.) olur
Üçüncü çoğul şahıslarda genellikle fiil + kip eki + şahıs eki + birleşik zaman eki (gel-i-yor-lar-dı vb.) olur
Üç birleşik zaman vardır:
- Hikâye birleşik zamanı "-Dİ" ekiyle yapılır <idi
- Rivayet birleşik zamanı "-mİş" ekiyle yapılır < imiş
- Şart birleşik zamanı "-sE" ekiyle yapılır < ise
Aslında bu ekler ek-fiilin üç zamana göre çekimlenmesinden başka bir şey değildir.
"idi, imiş, ise", basit zamanlı çekimleri yaparken kullandığımız bilinen ve öğrenilen geçmiş zamanla şarta ait eklerin "imek" fiiline eklenmesiyle oluşmuştur. Daha sonra "i" düşer.
Bu birleşik zamanları oluşturan eklerin hangi asıl (basit) zamanlı çekimlere gelebileceği aşağıda gösterilmiştir:
1. Hikâye birleşik zamanı
Emir çekimi hariç bütün basit zamanlı çekimlerin hikâye birleşik zamanlı çekimleri vardır.
- gel-di-y-di-m;
- gel-miş-ti-m;
- gel-i-yor-du-m;
- gel-i-r-di-m;
- gel-ecek-ti-m;
- gel-se-y-di-m;
- gel-e-y-di-m;
- gel-meli-y-di-m; ---------
Bu birleşik çekim, basit zamanla belirtilen işin bilinen geçmiş zamana ait olduğunu gösterir.
Tek kip ekiyle çekimlenmiş fiillerin sonuna "idi" ek-fiili getirilerek yapılır. "idi" ek-fiili de genellikle bitişik yazıldığı için "i" düşer ve "-dİ" hâlini alır.
2. Rivayet birleşik zamanı
Emir ve bilinen geçmiş zaman çekimleri hariç diğer basit zamanlı çekimlerin rivayet birleşik zamanlı çekimleri vardır.
- ----;
- gel-miş-miş-sin;
- gel-i-yor-muş-sun;
- gel-i-r-miş-sin;
- gel-ecek-miş-sin;
- gel-se-y-miş-sin;
- gel-e-y-miş-sin;
- gel-meli-y-miş-sin;-------
Bu birleşik çekim, basit zamanla belirtilen işin öğrenilen geçmiş zamana ait olduğunu gösterir. Bu fiillerde kesinlik yoktur.
Tek kip ekiyle çekimlenmiş fiillerin sonuna "imiş" ek-fiili getirilerek yapılır. "imiş" ek-fiili de genellikle bitişik yazıldığı için "i" düşer ve "-mİş" hâlini alır.
3. Şart birleşik zamanı
Emir, dilek-şart ve istek çekimleri hariç diğer basit zamanlı çekimlerin şart birleşik zamanlı çekimleri vardır.
- gel-di-y-se;
- gel-miş-se;
- gel-i-yor-sa;
- gel-i-r-se;
- gel-ecek-se;
- ----- ;
- ---- ;
- gel-meli-y-se;
- ------
Bu birleşik çekim, basit zamanla belirtilen işin bilinen şarta bağlı olduğunu gösterir. Fiili bir başka fiilin koşulu yapar.
Tek kip ekiyle çekimlenmiş fiillerin sonuna "ise" ek-fiili getirilerek yapılır. "ise" ek-fiili de genellikle bitişik yazıldığı için "i" düşer ve "-sE" hâlini alır.
Not :Fiil Çekim Tablosuna Bakınız:İndirmek İçin Tablo Üzerne tıklayınız.
Fiilimsi
Fiilimsiler fiillerin çeşitli ekler alarak cümlede isim, sıfat veya zarf görevinde kullanılan hâlleridir:
- Yarın bize uğramanı istiyorum. (isim-fiil)
- Ağlayan çocuğu bir külah dondurma ile teselli etti. (sıfat-fiil)
- Birden zil çalınca havaya sıçradım. (zarf-fiil)
Dipnotlar
- ^ Özneyi bulmak için sorulan "ne" sorusuyla karıştırılmamalıdır.
Kaynakça
- Ergin, Muharrem. Üniversiteler İçin Türk Dili. İstanbul: Bayrak Yayım, 2009.
- ^ a b "fiil." Güncel Türkçe Sözlük. Türk Dil Kurumu. Erişim: 18 Aralık 2012
- ^ "fiil." Dilbilim Terimleri Sözlüğü 1949. Türk Dil Kurumu. Erişim: 18 Aralık 2012
- ^ Sözcük türleri Türkceciler.com. Erişim: 18 Aralık 2012.
- ^ "yüklem." Dilbilim Terimleri Sözlüğü 1949. Türk Dil Kurumu. Erişim: 18 Aralık 2012
- ^ Ergin 292
- ^ Fiil çatısı Türkçeciler.com. Erişim: 18 Aralık 2012.
- ^ Sakça, Bülent (2009-07-06). "Edilgen Fiiller" (Türkçe). 2009-07-06 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2012-05-03.
- ^ Zeus (2009-09-07). "Dönüşlü fiiller" (Türkçe). 2009-09-07 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2012-05-03.
- ^ Zeus (2007-11-12). "İşteş fiiller" (Türkçe). 2007-11-12 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2012-05-03.
- ^ ARWEN (2009-07-06). "Geçişli Fiil" (Türkçe). 2009-07-06 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2012-05-03.
Vikipedi, özgür ansiklopedi
*
Yetkililer, yanan ağaçların yerine yenilerini dikecekmiş.
İsim-Fiiller (Ad-Eylemler):
Fiillerden;
- -ma (-me),
- -mak (-mek),
- -iş (-ış, -uş, -üş) ekleriyle türetilip isim görevinde kullanılan sözcüklerdir.
- İnsanların sıkıntılarını dinlemekten hiç bıkmazdı.
Bu cümlede eylem (dinle-), "-mek" ekini alarak isim-fiil olmuştur. Çünkü bu sözcüğe, eylem olumsuzluk ekini getirebildiğimiz gibi, sözcüğün, ad çekim eki olan "-den hal eki"ni aldığını görüyoruz.
» Aşağıdaki örneklerde, koyu yazılan sözcükler isim-fiildir:
- Babamın ömrü hep bu tarlada çalışmakla geçti.
- Bugün okula gitmemek için babasının işyerinde çalışıyor.
- Her sabah parkta biraz yürümeye karar verdim.
- Ünlü sanatçının, ödül törenine gelmemesine çok kırıldık.
- Küçük çocuk, buradan trenlerin geçişini seyrederdi.
- Yoldaki çukurların kapatılmayışı trafiği felç etti.
» Adeylemler, kalıplaşarak sıfat görevinde kullanılabilir:
- Balkonun korkulukları yapma çiçeklerle süslenmişti.
- Kahvaltıda mutlaka sıkma portakal içerdi.
- Bazı yazarlar yazılarını takma adla yayımlıyor.
- Bu evin her odasında bir gömme dolap vardı.
- Belediye başkanı, karma resim sergisinin açılışını yaptı.
Bu cümlelerde, isim-fiil ekini alan "yapma, sıkma, takma, gömme, karma" sözcükleri, eylemsiözelliklerini kaybederek "çiçek, portakal, ad, dolap, resim sergisi" adlarını nitelemiş ve sıfat görevinde kullanılmıştır.
Dikkat!
» Bazı eylemler, adeylem eklerini alıp kalıplaşarak bir varlığa ad olur. Bu sözcükler artık eylemsi değildir.
- Minemin biber dolması çok beğenilirdi.
- Çocuk, kovanın dolması için bekliyordu.
Birinci cümlede "dol-" eylemine gelen "ma" isim-fiil eki, onu kalıcı bir ad haline getirmiş, sözcük, eylem anlamını tamamen yitirmiştir. İkinci cümlede ise "dol-" eylemi "-ma" isim-fiil ekini almış; ama eylem anlamını yitirmemiştir. Böylece ikinci cümledeki "dolması" sözcüğünü "Kovanın çabuk dolmaması çocuğu kızdırdı." biçiminde, eylem olumsuzluk ekiyle birlikte kullanabilir ve onun eylemsi olduğunu açıkça görebiliriz.
» Aşağıdaki cümlelerde, adeylem ekini aldığı halde bir varlığa ad olarak eylemsi özelliğini kaybeden sözcükler koyu olarak yazılmıştır.
- Geçen yılla yarışmanın galibi bizdik.
- Bu tartışmadan sonuç çıkmayacağı ortada.
- Gökyüzü rengârenk uçurtmalarla doluydu.
- Bu şiir, yepyeni söyleyişle yazılmış.
- Lokantamızda ev yemekleri yapıyoruz.
- Kahvaltı için ekmek alman gerekiyor.
- Misafirlere pilavla kavurma İkram ettiler.
- Apartmanın çıkışına bekçi kulübesi yapıldı.
» Eylem olumsuzluk eki "-ma, -me", adeylem "-ma, -me" ile şekilce benzerlik gösterir. Bunu cümlenin anlamından fark edebiliriz.
- Anıları yazma işini kolay sanırdım.
- Annem, evin duvarlarına yazı yazma, dedi.
Birinci cümlede "yazma" sözcüğü, adeylem ekini alarak eylemsi olmuştur. İkinci cümlede, "yazma" sözcüğü, emir kipinin 2. tekil kişisi ile çekimlenip olumsuzluk ekim' (-ma) almış bir eylemdir.
İsi-Fiil Grubu:
Bir isim-fiil (mastar) ile ondan önce gelen ve ona bağlı olan kelimelerin veya kelime gruplarının oluşturduğu yeni gruba isim-fiil grubu denir.
Grubun ana unsuru isim-fiildir ve sonda bulunur. Vurgu isim-fiilden önceki unsurdadır.
Mastar, grupta yüklem görevi yapar. Ondan önce gelen kelimeler de cümlede olduğu gibi özne, nesne,tümleç olurlar.
- Onu biraz sonra çekeceği acıya hazırlamak...
Nesne dolaylı tüml. Yülem - Suda, rüzgârda, kuşta senin sedanı duyup /
zarf - Seni / beyaz çiçekli dallar içinde / sanmak
Nesne dolaylı tüml. Yükl. - Halk sanatına, halk ağzına, halk hayatına / daima / açık olma...
Dolaylı tümleçler zarf yüklem - Uzun bir ayrılıktan sonra / sılaya / dönüş...
Zarf tüml. Dt y. - Etrafına / bir keklik gibi ürke ürke / bakış (ından anladım.)
Dt zt y.
]Bu grup, cümle ve kelime grubu içinde isim olarak kullanılır.
- Etrafına bir keklik gibi ürke ürke bakışından anladım.
- Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
- Bir faciadır, böyle bir âlemde uyanmak.
http://www.turkedebiyati.org/isim-fiil-grubu.html
*
Sıfat-Fiiller (ortaçlar) fiillerden;
- -an(-en),
- -ası(-esi),
- -mez(-maz),
- -ar(-er, -r),
- -dik(-dık, -tik, -tık),
- -ecek(-acak),
- -miş(-mış, -muş, -müş) ekleriyle türetilip sıfat görevinde kullanılan sözcüklerdir.
Yetkililer, yanan ağaçların yerine yenilerini dikecekmiş.
Bu cümlede, "yan-" eylemi, "-an" ekini alarak "ağaç" adını niteleyen bir sıfat olmuştur. Eylem olumsuzluk ekini (-ma) de alabildiği (yanmayan) için, bu sözcük aynı zamanda eylem anlamı taşımaktadır. Dolayısıyla "sararmış" sözcüğü sıfat-fiildir.
Aşağıdaki cümlelerde koyu yazılan sözcükler, sıfat-fiildir.
- Yan daireye taşınan komşumuzla çok iyi anlaştık.
- Durakta durmayan otobüsün şoförünü şikâyet etti.
- Burası yaşanası bir doğa parçasıydı.
- Şiirimle ilgili anlaşılmaz yorumlar yaptılar.
- Alışverişlerinde hep bilinir markaları tercih ederdi.
- Eşyalarımızı buradaki tanıdık bir esnaftan aldık.
- Yeni kaymakam, gitmedik köy bırakmadı.
- Yapılacak yol, bizim tarlaları ikiye bölüyordu.
- Günlüğe yazılmayacak şeyler de var elbette.
- Olgunlaşmış elmalar ağaçlarda bizi bekliyor.
- Sanatçının hiç yayımlanmamış öyküleri ortaya çıktı.
» Sıfat-filller, öteki sıfatlar gibi adlaşabilir:
- Kuyrukta bekleyenler şikâyet etmeye başladı.
- Öğretmen ödev yapmayanlara kızdı.
- Defterine yazdıklarını bize okudu.
- Ona söylediklerimi sana da söylüyorum.
- Bu kitaplardan beğendiklerini alabilirsin.
- Ben tavuğun iyice pişmişini severim.
Bende bu kitabın, yazarı tarafından İmzalanmışı var. - Tatilde okuyacaklarımı tek tek belirledim.
- Programa katılacaklar adlarını bana yazdırsın.
- Bu diyette yenmeyeceklerin bir listesini çıkardım.
» "-dik" ve "-acak" ekiyle kurulan sıfat-fiiller, tamlanan (iyelik) eki alabilir:
- Anlatacağım masalı çok beğeneceksiniz.
- Size, kalacağınız odaları gösterelim.
- Şimdi söyleyeceklerimi aklınızdan hiç çıkarmayın.
- Aldığım kitapların hiçbirini okumadım.
- Orada çektiğiniz fotoğrafları çok merak ediyorum.
- Sevdikleriniz için buradan hediye alabilirsiniz.
» Sıfat-fiiller bazen sıfat görevinde kullanılmayabilir:
- Sabahtan beri seni aradığımı söylemediler mi?
- Hikâyeden anladıklarımı size anlatacağım.
- Derslerine çok çalıştığını annene söyledim.
- Seni unutmayacağımdan emin olabilirsin.
- Onun yakında burada işe başlayacağını duydum.
- Bu şehri seveceğinizi sanıyorum.
Dikkat!
Sıfat-fiil eklerini alan bazı sözcükler, eylemsi özelliğini yitirerek kalıcı isim olur.
- İhtiyar adam çocuklarının geleceğini düşünüyordu.
- Buzdolabında hiç yiyecek kalmamış.
- Kurşunkalemle yazdığı için hep açacak taşırdı.
- Buradaki fakir insanlara giyecek yardımı yapılacakmış.
- Ünlü yazar, son romanının tanıtımını ilginç bir yolla yapıyor.
- Şirketin gelirleri artınca yeni şubeler açmaya karar verdik.
- Köyün hemen ilerisinde bir çağlayan vardı.
- Benim bineceğim dolmuş buradan kalkıyor.
- Bizim yaramaz, yine okulda arkadaşlarıyla kavga etmiş.
Sıfat-Fiil Grubu
Bir sıfat-fiil ve bu sıfat-fiile bağlı unsur veya unsurlardan kurulan kelime gruplarına sıfat-fiil grubu denir.
Grubun ana unsuru sıfat-fiildir ve sonda bulunur. Cümleler öğelerine ayrılırken sıfat-fiil ve ondan önce gelen ve ona bağlı olan kelimeler ayrılmaz.
Sıfat-fiil, grupta yüklem görevindedir. Vurgu, sıfat-fiilden önceki unsurdadır.
» Sıfat-fiilden önce gelen kelimeler, cümlede olduğu gibi, özne, nesne, zarf tümleci ve dolaylı tümleç olarak adlandırılırlar. Bu yüzden sıfat-fiillerle ve sıfat-fiil gruplarıyla birleşik cümleler yapılır.
- Eski İstanbul'un güzel semtlerini yaratan / Türklük
Sıfat isim - Eski İstanbul'un güzel semtlerini / yaratan
Nesne yüklem - Bütün hayalleri yıkılmış / insanlar
Sıfat isim - Bütün hayalleri / yıkılmış
Özne yüklem - Her içine girdiği odaya bir şefkat serinliği getiren / bu kız
Sıfat isim - Her içine girdiği odaya / bir şefkat serinliği / getiren
Dolaylı tüml. Nesne yüklem
» Bu grup, kelime grubu içinde sıfat ve isim; cümlede, özne, nesne, zarf ve yer tamlayıcısı olarak kullanılır.
- Mısralarında nağme hissedilmeyen / bir manzume
Sıfat isim - Bu eseri tamamlamak için ne kadar çabaladığını / hiç kimse bilmiyordu.
Sıfat-fiil grubu, isim, nesne - Sabrından saray yapan / sultanları bilirim.
Sıfat isim
» Birleşik isim olarak kullanılan sıfat-fiiller vardır:
- Vatansever,
- cankurtaran,
- çöpçatan...
http://www.turkedebiyati.org/sifat-fiil-grubu.html
*
Zarf-Fiil (Bağ-Fiil, Bağeylem, Ulaç):
Eylemlerden;
- -ip, (-ıp, -up, -üp),
- -arek (-erak),
- -maden (-medan),
- -maksizin (-meksızın),
- -dıkça (-dikçe, -tıkça),
- -ınce (-inca),
- -alı (-elı), -ken,
- -a (...-a ...-a),
- ...-r ...-maz (...-r ...-mez),
- -asıye (-esiya),
- -casına (-cesine)" ekleriyle türetilip zarf görevinde kullanılan sözcüklerdir. Cümleleri zaman veya durum yönüyle tamamlar.
Apartmanın merdivenlerini koşarak çıktık.
Bu cümlede, "koş-" eylemi, "-arak" ekini alarak "çık-" eyleminin nasıl yapıldığını belirttiği için belirteç görevindedir. Ayrıca eylem olumsuzluk ekini (-me) de alabildiği için bağ-fiildir.
Aşağıdaki cümlelerde koyu renkli sözcükler bağ-fiildir ve bunların cümleye kattığı anlamlar karşılarında verilmiştir.
-a, -e (...-a ...-a, ...-e ...-e)
- Köy yolunda çamurlara bata çıka ilerliyoruz. (durum)
- Hastanın başında nöbetleşe bekliyoruz. (durum)
- Bugün dersimiz bire on kala bitiyor. (zaman)
- Uçağımız sekizi çeyrek geçe kalkacak. (zaman)
-ip, (-ıp, -up, -üp)
- Masadan kalkıp yanımıza geldi. (durum)
- Yaşlı kadın durup durup ağlıyordu. (durum)
-erek (-arak)
- İki çocuk gülerek bize bakıyordu. (durum)
- Ağacın dalı çatırdayarak kırıldı. (durum)
-meden (-madan)
- Akşam olmadan işlerimizi bitirdik. (zaman)
- Hiçbir yere uğramadan buraya gelin. (durum)
-meksizin (-maksızın)
- Bu işte karşılık beklemeksizin çalışıyordu. (durum)
- Bu zor durumda hiç düşünmeksizin karar verdi, (durum)
-dikçe (-dıkça, -tıkça, -tikçe)
- Arabamız ilerledikçe köyleri bir bir geçiyoruz. (zaman)
- Okulumu gördükçe çocukluğum aklıma gelir. (zaman)
-ince (-ınca)
- Zil çalınca hepimiz dışarı çıktık. (zaman)
- Film başlayınca bütün seyirciler sustu. (zaman)
-eli (-alı)
- Ben köyden çıkalı yirmi yıl oldu. (zaman)
- Baraj yapılalı tarlalarımız daha iyi sulanıyor. (zaman)
-ken
- Durakta beklerken o da yanıma geldi. (zaman)
- Merdivenleri çıkarken birden ayağım kaydı. (zaman)
...-r ...-mez (...-r ...-maz)
- İzmir'e varır varmaz sizi ararım. (zaman)
- Sen de hep bilir bilmez konuşuyorsun. (durum)
-esiye (-asıya)
- İşleri yetiştirmek için ölesiye çalışıyordu. (durum)
- Sevdiği yemeklerden doyasıya yerdi. (durum)
-casına (-cesine)
- Olayı, sanki tekrar yaşarcasına anlatıyordu. (durum)
- Her şeyi anlamışçasına yüzümüze baktı. (durum)
Dikkat!
» Bazı sözcükler bağ-fiil eki almış görünse de bağ-fiil olmayabilir.
- Burada kimseyle tartışmadan çalışmalısın.
- Bu tartışmadan bir sonuç çıkmayacağı ortada.
Birinci cümlede "tartışmadan" sözcüğü "tartış-" eylemine getirilen "-madan" ekiyle yapılan ve eylemin nasıl yapılacağını bildiren bağ-fiildir. İkincide ise "tartışma" adına "-den" hal eki getirilmiştir.
»Aşağıdaki cümlelerde, şekilce bağ-fiile benzeyen ama fiilimsi olmayan sözcükler koyu yazılmıştır.
- İki sporcu son yarışmadan çekildi. (ad)
- Olay yerine hemen bir ekip gönderdik. (ad)
- Bahçeye derince bir kuyu kazdılar. (sıfat)
» Zarf-fiil eklerinden "-ken" ad soylu sözcüklere de eklenebilir. O zaman, eklendiği sözcük zarf olur; ama eylemsi olmaz.
- Ben dışarı çıkarken o içeri girdi.
- Otobüsteyken birden telefonum çaldı.
- Ben dersteyken annem müdürle görüşmüş.
Bu cümlelerin birincisinde "çık-" eylemine gelen "-ken" eki zarf-fiil oluştururken, ikincisinde "otobüs" ismine, üçüncüsünde "ders" ismine geldiği için zarf-fiil oluşturmamıştır.
Zarf-Fiil Grupları:
Bir zarf-fiil ve bu zarf-fiile bağlı unsur veya unsurlardan kurulan kelime gruplarına zarf-fiil grubu denir.
Grubun ana unsuru zarf-fiildir ve sonda bulunur. Cümleler öğelerine ayrılırken zarf-fiil ve ondan önce gelen ve ona bağlı olan kelimeler ayrılmazlar.
Zarf-fiil, grupta yüklem görevindedir. Vurgu, zarf-fiilden önceki unsurdadır.
» Zarf-fiilden önce gelen kelimeler, cümlede olduğu gibi, özne, nesne, zarf tümleci ve dolaylı tümleç olarak adlandırılırlar. Bu yüzden zarf-fiillerle ve zarf-fiil gruplarıyla birleşik cümleler yapılır.
- Son gülün karşısında / son bülbül / ah ederken...
Dolaylı tüml. Özne yüklem - Bu yaman dağların hayalini / hatırımdan / silince...
Nesne dlı tüml. Yükl. - Kanatlarını açan kocaman bir kartal gibi / kollarını / açarak...
Edat tüml. Nesne yükl. - Pembe hayaller / kura kura
Nesne yükl.
» Hâl ekleriyle çekime girmiş bazı sıfat-fiiller, cümlede zarf görevi yaparlar. Bunlar da birer zarf-fiil grubudur.
- Müzik başladığında / bütün salon bir sessizliğe gömüldü.
- Sudur, akar / kendi bildiğince.
- Pencere, en iyisi pencere
Geçen kuşları görürsün hiç olmazsa
Dört duvarı göreceğine. (OV)
» "-r, -mez", "-di mi", "-di, -eli" ile kurulan gruplar da birer zarf-fiil grubudur.
- Bir pırıltı gördü mü / gözle hemen dalıyor.
- Ben bu gurbet ele düştüm düşeli
Her gün biraz daha süzülmekteyim. - Çamlıca'nın bu asıl çevresine girer girmez, artık eniştemizin köşkünün tılsımlı duygularını tatmaya koyulurduk.
» Bu grup, kelime grubu ve cümle içinde zarf olarak kullanılır.
- Bahar geleli / kargalar sınırsız bir neşe içinde.
- Dargınlığını unutup / onunla barışmak istiyor.
- Yokuşu çıkar çıkmaz, / kurumuş başak tarlalarıyla karşılaştık.
- Kardan, yağmurdan, rüzgârdan sora sora /
Bir yol bulup / giderdim anılara.
» Zarf-fiil grubu yüklem olarak da kullanılabilir.
*
Ek Okuma