Edebî Sanatlar

Lafızla
(sözle) İlgili Söz Sanatı
Asonans
Şiirde aynı ünlülerin bir veya birkaç dizede
tekrarlanmasıyla sağlanan uyuma asonans
denir.
Aliterasyonla
genellikle birlikte yapılır. Kelimelerde vurguyu taşıyan aynı ünlünün
tekrarından doğacak ahengi yakalamak için şâir ve yazarlar bu sanata baş
vururlar. Kelimelerdeki söz özelliklerine dayalı olduğundan bu sanat söz
sanatları arasında sayılır. Şâirin özel bir amaçla bu sanata baş vurması
sebebiyle de düşünceye bağlıdır.
Asonans Sanatına Örnekler:
“Anlattı uzun uzun
Şehrin uğultusundan usanmış
ruhumuzun”
Bu dizelerde “u” seslerinin tekrarı ile bir ahenk sağlanmış
ve asonans yapılmıştır.
Bir beyaz lerze, bir dumanlı
uçuşludur yolu yokuşludur
Eşini gâib eyleyen kuş gibi kar
Geçen eyyâm-ı nevbahârı arar
Ey kulübün sürûd -ı şeydâsı
Ey kebûterlerin neşideleri,
O baharın bu işte ferdası
Kapladı bir derin sükûta
yerikarlar
Cenap Şahabettin
Yukarıdaki şiirde (â), (e), (û) gibi ünlü sesler
tekrarlanarak şiirde bir ahengin oluşması sağlanıyor.
Neysen sen, nefes sen, neylersin
neyi
Neyzensen, nefessen, neylersin
neyi
Ziya Osman Saba
Yukarıdaki şiirde de görüldüğü üzere (e) en çok kullanıldığı
ve kulakta kaldığı için asonanstır.
EMEKLE
Erenler efelenmez eserek elden
ele
Emekle evlek evlek eken erer
emele
Enselese elemler erene elce
elver
Ereceksen eğlenme, eserle er
emele
Gülten Ertürk
59 tane E harfi kullanılarak ASONANS yapılmıştır. E’den
başka sesli harf kullanılmamıştır.
Neysen sen, nefes sen, neylersin
neyi
Neyzensen, nefessen, neylersin
neyi
Ziya Osman Saba
Yukarıdaki şiirde de görüldüğü üzere (e) en çok kullanıldığı
ve kulakta kaldığı için asonanstır.
***
Asonans, Aliterasyon
Kemal
TURAN
Ünlü ve
Ünsüz Harflerle Ahenk
Mısra içinde ve komşu mısralar arasında bir ahenkle
tekrarlanan ünlüler asonans,
ünsüzler aliterasyon oluşturur. Asonans ve aliterasyonun iç
kafiye, yarım kafiye, ünlü- ünsüz kafiyesi, seci, cinas gibi farklı terimlerle
de ifade edilmesi yanlıştır.
Asonans ve aliterasyonun harf sayısında da ölçüt adına
bir müşkil (problem) vardır. Acaba bir harfin kaç defa tekrar edilmesi gerekir
(3, 4, 5, 7) ki asonans ve aliterasyon meydana gelsin? Bir mısrada en az üç harf benzerliği, böyle bir ahenk
oluşturabilir. Çok fazla harf benzeşmesi kakafoni yaratır. Asonans ve aliterasyon günlük dilin
imkânlarındandır. Bunlar, doğal olduğu zaman, zorlama görülmediğinde,
etkilidir.
Aydan
Yamuk yamuk gelen
Bir yumuşak yumruktur
Yağmur size (Sezai Karakoç)
Yamuk yamuk gelen
Bir yumuşak yumruktur
Yağmur size (Sezai Karakoç)
Bin yıldan uzun bir gecenin bestesidir
bu
Bin yıl sürecek zannedilen kar sesidir bu (Yahya Kemal)
Bin yıl sürecek zannedilen kar sesidir bu (Yahya Kemal)
·
İç içe girmiş pek çok ahenk unsuru
vardır ki bunlar içinde asonans ve aliterasyon, diğer uyum sistemlerini
destekler.
·
Ahenk yapıları, ortak bir estetik etki
ile kulaklara ulaşır.
·
Vezin, kafiye, redif, tekrarlar,
asonans, aliterasyon vs. bütünlük içinde melodiyi ve armoniyi oluşturur.
·
Edebî değer olarak tek başına asonansı
veya aliterasyonu ele almak, yalnızca istatistiki bilgi olarak doğrudur;
başlangıç için bir edebî bilgi ayrıntısıdır. Asonans ve aliterasyonu, diğer
ahenk unsurları ile birlikte düşünmek, şiirin ses bakımından edebî değerini bir
bütün yapı hâlinde algılamamızı gerektirir. Ortaya çıkanorkestrasyon etkisi; vezin, kafiye, redif,
nazım şekli, nazım birimi gibi bir zeminde sesin tonu, vurgusu, şiddeti,
telaffuz süresi, rengi, ritmi, taklit ve yansısı, çağrışımı, çıkak noktasında
teşekkül (oluşum) kaynağı, durağı, kırılma noktası, harflerin birbiri yanında
kullanılmasından doğan ses değeri, tekrarı vs. bir estetik terkip oluşturur,
işte bu düzlemde asonans ve aliterasyon, bir edebî değere ulaşır.
·
http://edebiyat.xn--eitim-k1a.net/asonans-aliterasyon/
*
*
Şiirde Tekniğe Eleştirel Bakış
...
Orhan Veli de şiirin tamamen anlamdan müteşekkil olduğunu söylemiştir. O da tekniğe karşı olanlardandır, sadeliği savunmuştur: “Şiir bütün hususiyeti edasında olan bir söz sanatıdır. Yani tamamiyle mânadan ibarettir.” (s.25)
Bu görüşün aksini savunan şairlerden olan Hilmi Yavuz, bilindiği gibi teknik unsurları şiirlerinde ustaca kullanan şairlerdendir. Özellikle Hurufî Şiirler bu düşünceyi kanıtlar niteliktedir. ‘harfler ve lay lay lom’ isimli şiirinden bir parça alıntılarsak (Büyü’sün, Yaz!-Toplu Şiirler, YKY: 2012, s. 423)
“"o"lardı, onların içinde, oooo!
o da oradaydı, o odada
gelin odasına gelindi, indi
’’a"lar, "y"ler."l"lerle bir arada
’’ü’’nün düğününde gördüğün
’’ü’’ler kalabalığı, beşi bir yerde
üzgün kızlar hep geride kaldılar
"i"lerde olan her şey ise ilerde
imdi resimdeki adresim şimdi;
işte ’’hilmi@yalnızlik dot kom"
"a’’ ’’y’’yle evlenirken, ay kara,
biz burda ayla’yla lay lay lom”
Şiirde teknik unsurların kullanılışı hemen göze çarpıyor. Bunlardan bazıları:
Asonans-ünlü yinelemesi (bir ve ikinci satırda o ve a) iç ve dış kafiyeler (o da, odada, gelin-indi-gelindi, ayla-lay lay), cinas (imdi ve şimdi),
karşıtlam-antitez (yalnızlık-kalabalık),
eş anlam (imdi-şimdi),
işaret etme,
yanıltma (“ilerde”-“i”lerde),
lirik öğeler (oooo!, lay lay lom), teşbih (“ü”, “a” ve “y”),
tamlamalar (ünün düğünü, gelin odası, beşi bir yerde, üler kalabalığı),
anadiploz-son baş harf tekrarı (1.ve 2. satırda “o” sesi, 9. ve 10. satırda “i” sesi),
büyük harf ve nokta kullanmama,
ön eksilti (şimdi-imdi),
şiirin coşkusu,
zengin ve tam kafiyeler vb.
http://fatihcodur.blogspot.com.tr/2014/06/siirde-teknige-elestirel-baks.html
*
*
Asonans
Aliterasyon aynı veya uyumlu sessizlerin, assonans ise
seslilerin bir veya birkaç dizede yinelenmesidir.
Şiiri armonize eden ses zaman zaman karşımıza tek başına
çıksa da aslından genellikle söz konusu olan birden çok sesin yinelenmesidir.
Şair sadece bir sessizin veya seslinin yinelenmesine dayalı
ses organizasyonundan hoşlanmaz. Çünkü aynı sesin şiir boyunca yinelenmesi
ahengi tekdüzeliğe sürükler.
Bu uygulama özelliği aliterasyon için geçerli olduğu gibi
asonans için de aynıdır.Üstelik, sözcüklerin sesine itibar eden şair,
sessizleri ve seslileri bir arada değerlendirerek belirli bir uyum içerisinde
şiirine alır. Böylece şiirini estetik mükemmeliyete taşımayı amaçlar. Şiir
boyunca olmasa da bir veya birkaç dizede aynı sesin yinelenmesine önem
verdiklerine şahit olmaktayız.
Sabahattin Kudret daha çok seslileri kalınlık-incelik,
düzlük-yuvarlaklık özelliklerini dikkate alarak şiirine sokmuş ve onlardan bu
yolla bir armoni çıkarmaya çalışmıştır. Bununla birlikte
“Ne renklerden ne seslerden ne gecelerden”
“Ağaçlara bakmak Bakarken
ağlamak”
dizelerinde olduğu gibi aynı seslinin aynı dizede veya
birkaç dizede yinelenmesini de tercih ettiğini görüyoruz. Fakat onun asonans
ögesi olarak tercihi daha çeşitli ve renkli uyumluluklardır.
Başımı aldım bir kez çıktım İstanbul’dan
Ankara dedim Haymana dedim Konya
Sabahattin Kudret Aksal
“Anadolu Yolculuğu”,
Şiirler, s. 73.
Son olarak aliterasyon ve asonansın kendi içinde sahip
olduğu kollektif
yapının aynı şekilde sesliler ile sessizler arasında da var
olduğunu söyleyerek bu
bahsi sonlandırmak istiyoruz.
Aksal bir çok şiirinde tek bir armoni ögesini kullanmaz. O,
bunların hepsinden istifade ederek şiiri gerçek anlamda poetik diledönüştürür.
Sesli ile sessiz birlikteliklerini sözcüğün gövdesinde ve eklerde olması yönüyle
ikiye ayırabiliriz. Bizi bu ayrımı yapmaya iten en önemli neden şairin şiirdebir
sesli ve bir sessizden meydana gelen ikili yapıları ya sözcük köküyle ya da
eklerlekurmuş olmasıdır.
Aliterasyon konusunu işlerken belirttiğimiz gibi Aksal’ın en
çok sevdiğiseslerden olan “k” sesi, ikili ses birliklerinin içerisinde de en
çok tercih edilenlerarasındadır. Şairin bu sessizle sürekli bir arada görmek
istediği sesli ise “a”dır. Bu ses bazen “ak”, bazen “ka” biçimleriyle karşımıza
çıkar.
Kargaşadan, panayırdan arta
Kalan. Sönüyor ışığı evin,
Kapanan bir kapı ona doğru.
Sabahattin Kudret Aksal
“Bulutuyla”, Şiirler,
s. 336.
Ayaklarımızın ot
Baktık ki gök katında
Akşama yakın saat
Sabahattin Kudret Aksal
“Kırda Gezinti”,
Şiirler, s. 279.
Aynı bölükte her ikisinin ortak kullanımı da tercih edilen
başka bir yapıdır.
Katı ayazdı, çıplak kış, erkek
Yoksunluğuyla düştü akşama
Kadın ceylan gözlerinde ürkek
Bakış, sinekleyin, camdan cama.
“Kadınla Erkek”,
Şiirler, s. 218.
Aksal bir sesli ve sessizden oluşan ikilikleri dize
içerisinde çoğunlukla peşisıra yineler. Buna rağmen bu seslere sahip
sözcüklerin bütün bir şiiri kuşattığı, bu şekildeki bir dağılımla ahengin
yaygınlaştırıldığı dizenin dar kalıplarından bentlere doğru genişletildiği
örnekler Aksal şiirinin genel bir özelliğini verecekyoğunluktadır. Örneğin
şair, 8 dörtlükten oluşan “Çizgi” şiirinde belirli aralıklarla “ak” ikilisini
“oynak”, “kıskıvrak”, “çırılçıplak”, “uzak” (2 defa), “akan”, “toprak”,
“ayak”, “cırlak”, “tapınak”, “kulak” sözcükleri vasıtasıyla
11 defa, “ka”yı ise “akan”,“karmaşık”, “kapı”, “kaş”, “kat-” sözcüklerinde 5
defa olmak üzere dize içindeyineler.
Sabahattin Kudret’in “ak” “ka” dışında oluşturduğu başka
birliktelikler de vardır. Bunları vereceğimiz birer örnekle göstermek
istiyoruz.
ya:
Yamaca yaslanmış köyde
Yaşadım ben de bir dönem
“Köyde”, Şiirler, s.
293.
ay:
Ay vurmuş evin üstünde
Kar aydınlığında soğuk
Odada nakışlı ayna
“Kadınla Zaman”,
Şiirler, s. 316.
bu:
Buzcul ayışığını
Buldum, dün bırakmışım
Gibi orda. Uçmuşum,
Bu kez bir başka ayna.
“Gölgeyle”, Şiirler,
s. 312.
ba:
Bahçe, sandım zaman duracak,
Dedin ki, bak öğle inecek
Bu baygın ağacın dalından
“Yazdı”, Şiirler, s.
243.
gö:
Mavi görünür göze
Ere gökler bu köyde
Erken girilir yaza
Solgun gölgeler ayda
“Düşler”, Şiirler, s.
297.
Aksal’ın ikili ses yinelemelerinden iki sesli ve bir
sessizden oluşan üçlü
yinelemelere doğru uzandığını görüyoruz.
Arif Yılmaz, Sabahattin Kudret Aksal’ın Hayatı, Sanatı ve
Şiirleri üzerinde Bir Araştırma, Doktora Tezi
===========
Kaynaklar:
http://fatihcodur.blogspot.com.tr/2014/06/siirde-teknige-elestirel-baks.html
http://fatihcodur.blogspot.com.tr/2014/06/siirde-teknige-elestirel-baks.html
http://edebiyat.xn--eitim-k1a.net/asonans-aliterasyon/
http://www.antoloji.com/asonans-ve-aliterasyon-en-guzel-ornekler-siiri/
http://www.cokbilgi.com/yazi/asonans-sanati-edebi-sanatlar/
https://tr.wikipedia.org/wiki/Asonans
http://www.edebiyatogretmeni.org/asonans/