Edebî Sanatlar
Ad hominem
Ad hominem (/æd ˈhɒmənəm -ˌnɛm, ɑd‐/) ya da
argumentum ad hominem, kalıplaşmış bir Latince deyimdir. Bir reaksiyonun, belirli bir kişinin herhangi
bir konudaki duruşu yerine şahsına yöneltilmesidir.[1] Örneğin bir
argümana cevap verirken, argümanı eleştirmekten ziyade, argümanı ortaya atan
kişinin alakasız bir özelliğini gündeme getirerek fikirlerini çürütmeye
çalışmaktır. Önerme yerine, önerme yapan kişi tartışma konusu edilerek
iddialara karşı çıkmak suretiyle yapılır. Ad hominem, mantıksal bir safsata
kabul edilir.
Etimoloji
Ad hominem kavramı
birebir çevrildiğinde "kişiye" anlamına gelir.[1]
Kaynakça
Alev Alatlı, Safsata
Kılavuzu, Ocak 2001, Boyut Yayınları. (ISBN 975-508-076-7)
^ a b "ad
hominem." Oxford Dictionary of English 2e, Oxford University Press, 2003.
Ayrıca bakınız
Safsata
*
Niteliksel Adam Karalama
(Circumstantial Ad Hominem)
Tanım:
Bir kimsenin görüşlerinin yanlış olduğuna dair delil sunmak yerine, o
kimsenin niteliklerine (kişiliğine, karakterine, niyetlerine, vasıflarına vs)
saldırarak, reddetmek veya karşı iddiada bulunmak.
Örnek 1: Başkan bu konuda haklı olamaz. Çünkü
kanının son damlasına kadar liberal.
Örnek 2: Onun vergi oranının artırılmasıyla ilgili
kanun hakkında söylediklerine inanmayın. Çünkü vergi artışından o zarar görmez.
Örnek 3: Onun önerisini kabul edemeyiz. Çünkü o
karşı partiden.
Örnek 4: Bu bilim adamının teorisinin herhangi bir
geçerliliği olduğunu sanmıyorum. Bu teoriyi ödeneğini kaybetmemek ve işini
kurtarmak için ortaya atıyor.
...
http://safsatakilavuzu.com/safsata%20turleri%20ve%20guncel%20ornekler-2.htm
*
Safsata
Safsata (İngilizce: Logical fallacy, Osmanlıca: Kıyas-ı batıl), bir düşünceyi ortaya koyarken ya
da anlamaya çalışırken yapılan yanlış çıkarsamadır. Safsatalar ilk bakışta geçerli ve ikna edici
gibi görülebilen fakat yakından bakıldığında kendilerini ele veren sahte
argümanlardır.
Safsataların
ayırdına varmak, onları geçerli ve sağlam argümanlardan ayırmak önemli
bir eleştirel
düşünme becerisidir.
Aşağıda bir dizi yalın safsata örneği verilmiştir. Kimi zaman ciltler dolusu
yapıta da yayılabilen uzun ve karmaşık bir argümanda ise farklı türden çok
sayıda safsata yer alabilir.
Yaygın örnekler
1. Argumentum
ad hominem: Bir argümanın doğruluğunun, argümanı
geliştiren şahsın kişiliği ile ilgisi olduğu savı.
Örnek: Freud
cinsel sapığın biridir. Dolayısıyla söylediklerini ciddiye almamıza gerek
yoktur.
2. Argumentum
ad populum: Çoğunluğun benimsediğinin doğru olduğu
savı.
Örnek: Hitler'in II. Dünya
Savaşı'na
katılmasaydı ABD'ye saldırmayacağını söylemen çok saçma.
Herkes bilir ki onun hedefi dünyayı ele geçirmekti.
3. Argumentum
ad ignorantiam: Tersi ispatlanamayanın doğru olduğu
savı.
Örnek: UFO'ların
dünyayı ziyaret etmediği yolunda hiçbir delil yoktur. Demek ki ediyorlar.
Örnek: İncil,
Tanrı'nın yazdığı kitaptır. Tanrı'nın yazdığı kitap yanlış olamaz; doğru
olmalıdır. İncil'de yazdığına göre İncil doğrudur. Öyleyse İncil kesinlikle
doğrudur.
5. Cum hoc ergo propter hoc: Bağlantı, ilişki ya da ortak özelliklerin mutlaka neden-sonuç
ilişkisi içinde olduğu savı.
Örnek: Genç
kızlar çok çikolata yiyor. Genç kızlarda sivilce çok görülüyor. Demek ki
sivilcenin sebebi çikolatadır.
6. Post hoc ergo
propter hoc: Zaman
içerisinde önce gerçekleşen bir olgunun, onu izleyen başka bir olgunun nedeni
olması gerektiği savı.
Örnek 1: Falanca
ülke kurulmadan önce nükleer silah diye bir şey yoktu. Demek ki nükleer
silahların sebebi falanca ülkedir.
Örnek 2: Güneş
tutulmasından sonra deprem oldu. Demek ki depremin nedeni güneş tutulmasıdır.
Örnek:
- Kürt sorununun
bu hâle gelmesinin sosyal, ekonomik, politik bir sürü sebebi var.
- Terör örgütünü
mü savunuyorsun bana?!...
Örnek 1: Evliliği
reddeden kadını öldürmemiz çok doğru. Çünkü töre böyle.
Örnek 2: Bunca
yıldır böyle yapılıyor. Demek ki doğru.
9. Argumentum ad baculum: Güç
kullanarak kabul ettirme.
Örnek: Ders
kitaplarında yazılanlar doğrudur. Çünkü eğer yanlış dersem öğretmen beni
sınıfta bırakır.
10. Argumentum ad crumenam: Zenginlerin
söylediklerinin doğru ya da tam tersine yoksulların söylediklerinin yanlış
olduğu savı.
Örnek 1: Sakıp
Sabancı bunu söylüyorsa doğrudur.
Örnek 2: O
beş parasızın teki! Söylediklerine kim inanır!?...
11. Argumentum ad lazarum: Yoksulların
söylediklerinin doğru ya da tam tersine zenginlerin söylediklerinin yanlış
olduğu savı.
Örnek 1: Adamın
beş parası yok ki çapkınlık yapabilsin!
Örnek 2: Adamın
milyonları var. Güya eşini hiç aldatmamış!
Örnek: Ya
çözümün bir parçasısın ya da sorunun!
13. Zayıf benzetme / weak analogy: Ortak özellik gösteren iki önermenin
birbirinin aynısı olması ya da birbirine çok benzemesi gerektiği savı.
Örnek:
-Uyuşturucu
kullanmaktan ne zaman vazgeçtin?
-Vazgeçmedim.
-Demek hala
kullanıyorsun?!...
-Hayır, hiç
kullanmadım!
-Ama
vazgeçmediğini itiraf ettin!
15. Argumentum ex silentio: Bir
tartışmanın taraflarından birinin sessiz kalmasının, sessiz kalan tarafın
tartışılan konuda bilgisi olmadığını, haksız olduğunu veya yanıldığını
kabullenmesi anlamına geldiği savı.
Örnek 1: Sükût
ikrardan gelir! Türk atasözü.
Örnek 2:
-Sanık sorguda
susma hakkını kullanmış!
-Suçsuzsa neden
sussun?! Kalkıp açık açık "Ben suçsuzum!" derdi suçlu olmasaydı!
16. Argumentum ad misericoridiam: Acınacak durumda olmanın ya da çaresizliğin, söylenen ya da
yapılanların yanlışlığına ağır bastığı savı.
Örnek: Adam
ayakta duramayacak denli yaşlı ve hasta. Bence geçmişte yaptıklarından sorumlu
tutulmasına artık gerek kalmamalı.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Safsata
*
Safsata
Prof. Dr. Kerem Doksat
(İng.; Fallacy - Osm.; Kıyâsı-ı
bâtıl)
Akıl yürütmenin, muhakemenin
birtakım kuralları vardır ve bu kurallar matematik kurallarına benzerler. Nasıl
ki matematik kurallarına uymayan bir matematikçi düşünülemez, mantık
kurallarına uymayan bir iddia / bir argüman sâhibi de düşünülemez. Hatalı akıl
yürütme tartışmaları geçersiz ve tutarsız bâzı sonuçlara götürür. Hatalı
çıkarımlar sonucu ortaya çıkan boş, temelsiz, asılsız sözler Batı düşünce
dünyasında "Fallacy" - safsata - olarak nitelendirilir ve dışlanır.
Bir düşünceyi ortaya koyarken veya
anlamaya çalışırken yapılan yanlış çıkarsamaların tamamına "safsata" denir. Safsatalar,
ilk anda geçerli ve ikna edici gibi gözüken ancak yakından bakıldığında
kendilerini ele veren sahte argümanlardır.
Günümüz Türkçesi'nde safsata
kelimesi; kusurlu akıl yürütme anlamını kaybetmiş, yanlış inanç mânâsında
kullanılır olmuştur. Oysa, safsata, insanın muhakeme yetisinin yanlış yönde
kullanımıdır ve çoğu kez ön yargı, eksik bilgi, bâtıl inançlar,
duygusallık, yersiz göndermeler, acelecilik, özensizlik, genelleme, duygu
sömürüsü, Türkçe'yi kötü kullanma, kişilik sorunları (meselâ hiç bir yerde ve
işte dikiş tutturamayan, samimiyetsiz, varoluşunu hissedebilmek için durup
dururken ona buna saldırıp "mastürbasyon mental"
yapan, herşeyi bilme iddiasındaki sebatsız sosyopatlar) sebebiyle
birileriyle durduk yerde bir şey yarıştırmaya kalkma gibi sebeplerden
kaynaklanır.
GİRİŞ:
Kendi düşüncelerimizi geçerli olarak ifâde etmemizi, başkalarının düşüncelerini ise doğru anlamamızı sağlayan, akıl yürütme, muhakeme, düşünme, ispat ve çıkarım yapma metoduna "mantık" diyoruz. Mantık hataları veya bir diğer değişle hatalı çıkarımlar sonucu ortaya çıkan boş, temelsiz, asılsız ahkâma ise safsata. Safsatalar, insanlar arası iletişimin önündeki en önemli engelleri teşkil ediyor.
Düşünürken veya konuşurken acele karar vermek, önyargılı davranmak, söyleyeceklerimizi yeterince tartmadan söylemek, çok genel ifâdeler kullanmak, yeterince bilgi sâhibi olmadığımız konularda başkalarına ahkâm kesmek, ünlü kişilerin sözlerini kendi iddialarımızın doğruluğunu ispatlamak amacıyla kullanmak, fikrimizi kabûl ettirmek için karşımızdakini aşağılamak, baskı altına almak, statümüzü veya popülaritemizi ileri sürmek, bir başkasının fikrini lâyıkıyla anlamadan savunmaya geçmek veya saldırmak... Bu davranışlarımız, tartışmalarımızı yetersiz, tutarsız sonuçlara yani safsatalara götürür ve iletişim ortamını çekilmez hâle getirir.
SAFSATA TÜRLERİ
Safsatalar, biçimsel (formal) ya da serbest (informal) safsatalar olmak üzere iki türdür.
Biçimsel Safsatalar:
Bir argümanın yapısından kaynaklanan, bir argümanı teknik olarak geçersiz kılan hatalardır. Bir argümanın teknik olarak geçersiz olması, sonucunun öncüllerini izlememesi anlamındadır. Biçimsel safsatalarda mes'ele, sonucun doğru veya yanlış olması değil, çıkarsamanın doğru öncüllere dayanmamasıdır.
Örnek: Bütün insanlar yeşildir. => Sokrat bir insandır. => Sokrat yeşildir.
(İlk öncül yanlış.)
Serbest Safsatalar:
Biçimsel Safsatalar argümanın şekli, Serbest Safsatalar ise "anlamı" ile uğraşırlar. Serbest Safsatalar, kullanılan Türkçe'deki belirsizlik, kelime veya gramerin yanlış kullanımı, bir fikrin veya olayın yanlış ifâdesi, bir tahminin vurgulanması, yanlış anlama, konu dışına çıkma gibi kusurlar nedeniyle ortaya çıkar.
Biçimsel Safsatalar argümanın şekli, Serbest Safsatalar ise "anlamı" ile uğraşırlar. Serbest Safsatalar, kullanılan Türkçe'deki belirsizlik, kelime veya gramerin yanlış kullanımı, bir fikrin veya olayın yanlış ifâdesi, bir tahminin vurgulanması, yanlış anlama, konu dışına çıkma gibi kusurlar nedeniyle ortaya çıkar.
Doğru bir muhakeme için ifâdenin
açık olması gerekir. Oysa Serbest Safsatalarda ifâdeler anlaşılır değildir.
Serbest Safsatalar, kullanılan Türkçe'nin anlamı ile uğraşır.
Şimdi dilerseniz, sıkça karşımıza çıkan birkaç serbest safsata türünü
örnekleriyle görelim.
VURGULAMA SAFSATASI:
Tanım: Bir kelime veya ifâdeye vurgu yaparak farklı bir anlam ifâde etme veya anlamı kaydırma hatası.
Örnek 1: Çalış
baban gibi eşek olma.
1- (Çalış baban gibi, eşek olma.)
2- (Çalış, baban gibi eşek olma.)
GENELLEŞTİRME SAFSATASI:
Tanım: Özel durumlardan, özelliği olan istisnai hâller için geçerli olan kurallardan genel ilkelere ve ifâdelere sıçrama hatası.
Güncel Örnek 1:
1- (Çalış baban gibi, eşek olma.)
2- (Çalış, baban gibi eşek olma.)
GENELLEŞTİRME SAFSATASI:
Tanım: Özel durumlardan, özelliği olan istisnai hâller için geçerli olan kurallardan genel ilkelere ve ifâdelere sıçrama hatası.
Güncel Örnek 1:
"İmzalamazsa devlet krizi
çıkar. Dünya üzerinde hiçbir başbakan, kendi devletinin başkanını böylesine
tehdit etmemiştir. Siz ettiniz. Gene imzalamadı."
(Hıncal Uluç, 23.08.2000, Sabah)
Yazar, kendi bilgisi dâhilindeki ülkelerde hiç bir başbakanın kendi devlet başkanını böyle tehdit etmediği iddiasından yola çıkarak Türkiye başbakanını eleştiriyor. Burada yazarın böyle bir genelleme yapabilmesi için bütün dünyadaki başbakanlarla cumhurbaşkanları arasındaki geçmiş ilişkileri istatistikleri ile biliyor olması gerekir.
ADAM KARALAMA SAFSATASI
Tanım: Bir kişinin önerileri yerine, önerinin reddedilmesini sağlamak için, kişiye sövgü mâhiyetinde yapılan saldırı.
Güncel Örnek:
(Hıncal Uluç, 23.08.2000, Sabah)
Yazar, kendi bilgisi dâhilindeki ülkelerde hiç bir başbakanın kendi devlet başkanını böyle tehdit etmediği iddiasından yola çıkarak Türkiye başbakanını eleştiriyor. Burada yazarın böyle bir genelleme yapabilmesi için bütün dünyadaki başbakanlarla cumhurbaşkanları arasındaki geçmiş ilişkileri istatistikleri ile biliyor olması gerekir.
ADAM KARALAMA SAFSATASI
Tanım: Bir kişinin önerileri yerine, önerinin reddedilmesini sağlamak için, kişiye sövgü mâhiyetinde yapılan saldırı.
Güncel Örnek:
"Mrs. Merwe o gün Genel Kurul
salonuna Nazlı ablasının kolunda, refakatte giriyor. O ablası ki, geçmiş
yaşamını herkes çok iyi biliyor. Yalısında düzenlenen partiler, verilen içkili
davetler, şarap ve rakının su gibi aktığı görkemli sofralar, sauna partileri...
Ve kocasını mektupla Demirel'e şikâyet etmekten utanmamış, en sonunda kapağı
Fazilet Partisi'ne atıp milletvekili olmayı başarmış bir vatandaşımız!"
(Emin Çölaşan, 30.08.2000, Hürriyet)
Yazar, Fazilet Partisi milletvekili olan Nazlı Ilıcak'ın geçmişiyle, şu anda bu partide olmasını bağdaştıramıyor. Bunun gerekçelerini de muhatabını aşağılayarak anlatıyor.
NİTELİKSEL ADAM KARALAMA
Tanım: Bir kimsenin görüşlerinin yanlış olduğuna dâir delil sunmak yerine, o kimsenin niteliklerine (kişiliğine, karakterine, niyetlerine, vasıflarına vb.) saldırarak, reddetmek veya karşı iddiada bulunmak.
Güncel Örnek:
(Emin Çölaşan, 30.08.2000, Hürriyet)
Yazar, Fazilet Partisi milletvekili olan Nazlı Ilıcak'ın geçmişiyle, şu anda bu partide olmasını bağdaştıramıyor. Bunun gerekçelerini de muhatabını aşağılayarak anlatıyor.
NİTELİKSEL ADAM KARALAMA
Tanım: Bir kimsenin görüşlerinin yanlış olduğuna dâir delil sunmak yerine, o kimsenin niteliklerine (kişiliğine, karakterine, niyetlerine, vasıflarına vb.) saldırarak, reddetmek veya karşı iddiada bulunmak.
Güncel Örnek:
"Yeni Bin Yıl Gazetesinde
dedikodular yazan bir yazar var. Şeriatçılığı ile tanınan bu yazarın daha önce
Yeni Şafak Gazetesi'nde köşesi vardı. Adı, Kürşat Bumin. Ses tonu Çetin Altan'a
benziyor, herhâlde o nedenle kendini entellektüel sınıfına koyuyor."
(Can Ataklı, 18.08.2000, Sabah)
Yazar, muhatabını eleştirirken onun bir dedikodu yazarı olduğunu, olsa olsa ses tonundan dolayı entellektüel sayılacağı çıkarımını yapıyor.
"SEN DE" SAFSATASI
Tanım: Bir iddiaya cevap vermek yerine, iddia sahibinin söyledikleri ile davranışları tutarlılık içinde olmadığı savıyla karşı iddiada bulunmak.
Örnek 1: İçki içmemem gerektiğini söylüyorsun, ama seni de hiç ayık görmedim.
Örnek 2:
(Can Ataklı, 18.08.2000, Sabah)
Yazar, muhatabını eleştirirken onun bir dedikodu yazarı olduğunu, olsa olsa ses tonundan dolayı entellektüel sayılacağı çıkarımını yapıyor.
"SEN DE" SAFSATASI
Tanım: Bir iddiaya cevap vermek yerine, iddia sahibinin söyledikleri ile davranışları tutarlılık içinde olmadığı savıyla karşı iddiada bulunmak.
Örnek 1: İçki içmemem gerektiğini söylüyorsun, ama seni de hiç ayık görmedim.
Örnek 2:
Sinan: Hayvanları beslenme ve giyim
amacıyla öldürmek yanlıştır.
Aylin: İyi ama, sen hem deri ceket giyiyor hem de biftek yiyorsun. Böyle birşeyi nasıl söylersin?
DOLDURUŞA GETİRME SAFSATASI
Tanım: Bir insan hakkında önceden olumsuz bilgiler (doğru veya yanlış) ileri sürerek, onun sonradan söyleyeceklerini gözden düşürmeye ve bir ön yargı oluşturmaya çalışma. Adam Karalama Safsatası'nın özel bir şeklidir.
Güncel Örnek:
Aylin: İyi ama, sen hem deri ceket giyiyor hem de biftek yiyorsun. Böyle birşeyi nasıl söylersin?
DOLDURUŞA GETİRME SAFSATASI
Tanım: Bir insan hakkında önceden olumsuz bilgiler (doğru veya yanlış) ileri sürerek, onun sonradan söyleyeceklerini gözden düşürmeye ve bir ön yargı oluşturmaya çalışma. Adam Karalama Safsatası'nın özel bir şeklidir.
Güncel Örnek:
"Deprem, KHK derken gündem biraz
seyrelecek ve gözünü sevdiğim ülkemin, gözüne vurgun olduğum medyasında,
beynine âşık olduğum tiplerin servisleri yapılacak, dâvâlar açılacak, iddiâlar
'sav'lanacak, haberler üfürülecek."
(Ferhat Barış, 20.08.2000, Zaman)
Yazar, medyanın tavrını alaycı bir üslûpla eleştirerek, vereceği haberlerin güvenirliği hakkında okuru şartlandırmaya çalışıyor.
YA SİYAH YA DA BEYAZ SAFSATASI
Tanım: Gerçekte çok seçenek olmasına rağmen, muhatabı birbirine karşıt iki seçenek arasında bırakmak sûretiyle yapılan hata.
Örnek 1: Beni sevmiyorsan, benden nefret ediyorsun demektir.
Örnek 2: Ya bana karşısın, ya da benim yanımdasın.
Örnek 3: Ülkeni ya sev, ya da terk et.
(Ferhat Barış, 20.08.2000, Zaman)
Yazar, medyanın tavrını alaycı bir üslûpla eleştirerek, vereceği haberlerin güvenirliği hakkında okuru şartlandırmaya çalışıyor.
YA SİYAH YA DA BEYAZ SAFSATASI
Tanım: Gerçekte çok seçenek olmasına rağmen, muhatabı birbirine karşıt iki seçenek arasında bırakmak sûretiyle yapılan hata.
Örnek 1: Beni sevmiyorsan, benden nefret ediyorsun demektir.
Örnek 2: Ya bana karşısın, ya da benim yanımdasın.
Örnek 3: Ülkeni ya sev, ya da terk et.
SONUÇ:
"Mantık" denilen
şey değer yargısı değil, ideâl değil, ideoloji değil, inanç hiç
değildir. "Mantık" kelimesi "intak" kelimesinden
gelir, "söyleten" ya da "söylenen" anlamında. Bir
düşünceyi, inancı, ideolojiyi, olguyu vs. vs. okuyana / dinleyene aktarma
yöntemidir. Bu yöntemi isteyen alır, isteyen almaz diyemeyiz
çünkü Aristo'dan bu yana medenî dünyada uluslar arası kabûl gören
münazara / argüman yöntemi budur. Kurallara uymayana uyması
gerektiğini hatırlatmak cebirde yanlış çözülen bir denklemin yanlışlığının
nerede olduğuna işâret etmek gibidir. Denklemi yanlış çözen, yanlış çözdüğü
kendisine söylendiğinde alınırsa, bir de üstelik hakarete uğradığını,
aşağılandığını düşünürse vay hâlimize!
Suâl: Herkes iyi yazmak zorunda mı?
El cevap: Neden olmasın? Kimin ne eksiği var? :-)
Suâl: Herkes iyi yazmak zorunda mı?
El cevap: Neden olmasın? Kimin ne eksiği var? :-)
İstanbul - 10.09.2002
http://sufizmveinsan.com
http://sufizmveinsan.com
(Kaynak : 'SAFSATA KILAVUZU', 4A Çevresi
Dizisi, Boyut Yayınevi)
http://sufizmveinsan.com/konuk/safsata.html
*
===================
Kaynaklar:
http://safsatakilavuzu.com/safsata%20turleri%20ve%20guncel%20ornekler-2.htm
https://tr.wikipedia.org/wiki/Safsata
http://sufizmveinsan.com/konuk/safsata.html
https://tr.wikipedia.org/wiki/Ad_hominem