16 Ağustos 2015 Pazar

Delâlet

Edebî Sanatlar 


Delâlet

Delâlet, herhangi bir söz, durum ve hareketin belli bir anlam ve hükümle bağlantısını ifade eden bir kavramdır. Bir şeyin anlaşılmasının başka bir şeyin daha anlaşılmasını gerektirmesi durumudur. Şu halde iki unsur söz konusudur:
Bu iki unsurdan ilkine dâll (=delâlet eden, gösteren, işaret eden)
İkincisine de medlûl (=delâlet edilen, gösterilen, işaret edilen) denir.

Delâletin türleri:

Lafzî delâlet

a)      Aklî delâlet (=akla dayalı delâlet):
Gösteren ile gösterilen arasındaki ilişkiden dolayı doğrudan bilgiye ulaşılan söz dizimleridir. İnsan seslerinden söz ettiğimizde insan varlığı sonucuna ulaşabilmemiz buna örnek olabilir.
b)     Tabî’î delâlet (=doğal delâlet):
Gösteren gösterilen arasındaki psiklojik ve fizyolojik ilişki aracılığıyla bilgiye ulaşılması durumudur: “Off!” nidasının sıkıntı halini belirtmesi buna örnek olabilir.
c)      Vaz’î delâlet (=uzlaşıya dayalı delâlet):
Gösteren ile gösterilen arasındaki anlam ilişkisinin gelenekler çerçevesinde yerel çerçevede, bilgiye dönüşmesi durumunu tanımlar. “Özel kalem” dendiğinde yazı gereci olan kalemin değil de özel sekreter manasındaki görevlinin anlaşılması buna örnek olabilir.

Gayr-ı lafzî delâlet

a)      Aklî delâlet:
Tüten bir dumanın ateşin varlığını göstermesi gibi.
b)     Tabî’î delâlet:
yüzü kızaranın utanmış olduğunun anlaşılması gibi.
c)      Vaz’î delâlet:
belli işaretlerin, mimiklerin belli değer ve hükümleri anlatması durumudur.

Delâlet ilişkisinin daha iyi anlaşılabilmesi için:
Belirti: İletişim amacı taşımayan, sebep – sonuç ilişkisi taşıyan özellikteki işaretlerdir.
Görüntüye dayalı gösterge-ikon: İletişim amaçlı, bilgi taşıma görevi olan işaretlerdir, resim ve fotoğraflar gibi.
Simge-sembol: Sebep-sonuç ilişkisi değil ancak anlaşmaya yarayan ifadelerdir, bir dili oluşturan sözcükler bu durupta sınıflanır.

Dâll kendi dışında bir şeyi haber eden, işaret eden, o şeyi gösteren bir unsurdur. Belagât bu unsurun söz olanı ile ilgilenir.
Medlûl bu sözün gösterdiği şey yani gösterilendir. Gösteren ile gösterilen arasındaki ilişkiye de delâlet denir (oldu şimdi tam anlamıyla göstergebilim).

Beyân lafzî-vaz’î delâleti mutâbakat, tazammun ve iltizâm olmak üzere üç kısmda inceler.
a)      Mutâbakat:
Bir sözcüğün asıl anlamı yerine kullanılmasıdır.
b)     Tazammun:
Bir sözcüğü, ifade ettiği anlamlardan sadece birisini öne çıkararak kullanaktır; cesaretli birisi için aslan derken, o kişinin sadece aslan gibi cesur olduğunu ifade etme durumu buna örnek olabilir.
c)      İltizâm:
Sözün, fiziki bir durumun zihindeki yanısmasını ifade etmek için kullanılması. Kıskançlıktan benzi sarardı dediğimde karşımdakinin sararıp sararmamasıyla değil utancıyla ilgi bir anlamı işaret ederken yaptığım şey mecaz değil iltizâm olarak kabul edilir.
(http://www.aofdestek.net/turk.dili.edebiyati.ders.notlari/60553-eski.turk.edebiyatina.giris.soz.sanatlari.1.sinif.bahar.donemi.html)
*
Edebiyat teriminde delâlet ne demektir?

Söz ya da ifade ile o sözün / ifadenin, alıcının (okur, muhatap) zihninde hasıl ettiği anlam arasındaki ilgiye verilen ad. Şöyle de tanımlanabilir: “Herhangi bir söz, durum ve hareketin belli bir anlam ve hükümle bağlantısını ifade eden bir kavramdır. Bunların ilkine dâl, ikincisine medlûl denir.” (Saraç 2000: 82) Kısacası, dâl (gösteren) ile medlûl (gösterilen) arasındaki ilişkiye delâlet denir.
Mantıkta, bir şeyin bilinmesinden ikinci bir şeyin anlaşılması ya da hatırlanması gerekliliği anlamında kullanılır. Tüten bir dumanın ateşe, bir yerdeki insan ayağı izinin, oradan bir kişioğlunun yürümüş olduğuna, kızaran bir yüzün hayaya delâlet etmesi gibi.

Lâfız ile mana arasındaki ilgi üç kısma ayrılır: Mutabakat, tazammun ve iltizam.

a) Bir nesneyi veya bir kavramı ifade etmek üzere kullanılan lafzın o nesnenin bütününe delâlet etmesine mutabakat denir.‘Arslan’ lafzının, malûm yırtıcı hayvanı göstermesi gibi.

b) Bir lafzın gösterdiği nesnenin unsurlarından, özelliklerinden bir kısmına işaret etmesi ise tazammun’dur. Bir insanı gösteren ‘arslan’ lafzı ile o hayvanın cesareti ve gücünün kastedilmesi gibi.

c) Bir lafzın, o lafzın mutabakat yoluyla gösterdiği nesne veya anlam değil de zihnin o nesne ile ilgili olduğunu varsaydığı bir başka nesne veya anlama delâleti de iltizam adını alır. (Saraç 2000: 83)

Lafız ile anlam arasındaki bu üç türlü ilişkiden ilki (mutabakat) hakikat, ikincisi (tazammun) mecaz, üçüncüsü de (iltizam) kinaye adını alır.

Edebiyat eserlerinde delâletin mantıkî anlamından da yararlanılmıştır. Peyami Safa’nın Dokuzuncu Hariciye Koğuşu adlı meşhur romanında Hasta Çocuk’un evlerinin sofasında gördüğü “iki yastık, bir şişe, bir mendil”in delâletiyle annesinin biraz rahatsızlanıp oraya uzandığını, bir fenalık geçirdiğini ve ağladığını anlaması buna çok güzel bir örnektir.
 (Prof.Dr.Turan Karataş / Edebiyat Terimleri Sözlüğü)











Test


1.Delalette delalet edilen,gösterilen,işaret edilene ne ad verilir?

a.dall

b.medlul

c.akli

d.vazi

e.tabi

Cevap anahtarı: 1.B

==================
Kaynaklar:
http://www.samanyoluhaber.com/bilgi/soru/Dellet-Nedir_1070/
http://www.aofdestek.net/turk.dili.edebiyati.ders.notlari/




Paylaşmak güzeldir.