Edebî Sanatlar
Delâlet, herhangi bir söz, durum ve hareketin belli bir
anlam ve hükümle bağlantısını ifade eden bir kavramdır. Bir şeyin anlaşılmasının
başka bir şeyin daha anlaşılmasını gerektirmesi durumudur. Şu halde iki unsur söz konusudur:
Bu iki unsurdan ilkine dâll
(=delâlet eden, gösteren, işaret eden)
İkincisine de medlûl
(=delâlet edilen, gösterilen, işaret edilen) denir.
Delâletin türleri:
Lafzî delâlet
a) Aklî delâlet (=akla dayalı delâlet):
Gösteren ile
gösterilen arasındaki ilişkiden dolayı doğrudan bilgiye ulaşılan söz
dizimleridir. İnsan seslerinden söz ettiğimizde insan varlığı sonucuna ulaşabilmemiz
buna örnek olabilir.
b) Tabî’î delâlet (=doğal delâlet):
Gösteren gösterilen
arasındaki psiklojik ve fizyolojik ilişki aracılığıyla bilgiye ulaşılması
durumudur: “Off!” nidasının sıkıntı halini
belirtmesi buna örnek olabilir.
c) Vaz’î delâlet (=uzlaşıya dayalı delâlet):
Gösteren ile
gösterilen arasındaki anlam ilişkisinin gelenekler çerçevesinde yerel
çerçevede, bilgiye dönüşmesi durumunu tanımlar. “Özel
kalem” dendiğinde yazı gereci olan kalemin değil de özel sekreter
manasındaki görevlinin anlaşılması buna örnek olabilir.
Gayr-ı lafzî delâlet
a) Aklî delâlet:
Tüten bir dumanın
ateşin varlığını göstermesi gibi.
b) Tabî’î delâlet:
yüzü kızaranın
utanmış olduğunun anlaşılması gibi.
c) Vaz’î delâlet:
belli işaretlerin,
mimiklerin belli değer ve hükümleri anlatması durumudur.
Delâlet ilişkisinin
daha iyi anlaşılabilmesi için:
Belirti: İletişim amacı taşımayan, sebep –
sonuç ilişkisi taşıyan özellikteki işaretlerdir.
Görüntüye dayalı gösterge-ikon: İletişim
amaçlı, bilgi taşıma görevi olan işaretlerdir, resim ve fotoğraflar gibi.
Simge-sembol: Sebep-sonuç ilişkisi değil ancak
anlaşmaya yarayan ifadelerdir, bir dili oluşturan sözcükler bu durupta
sınıflanır.
Dâll kendi
dışında bir şeyi haber eden, işaret eden, o şeyi gösteren bir unsurdur. Belagât
bu unsurun söz olanı ile ilgilenir.
Medlûl bu sözün
gösterdiği şey yani gösterilendir. Gösteren ile gösterilen arasındaki ilişkiye
de delâlet denir (oldu şimdi tam anlamıyla göstergebilim).
Beyân lafzî-vaz’î delâleti mutâbakat, tazammun ve iltizâm
olmak üzere üç kısmda inceler.
a) Mutâbakat:
Bir sözcüğün asıl
anlamı yerine kullanılmasıdır.
b) Tazammun:
Bir sözcüğü, ifade
ettiği anlamlardan sadece birisini öne çıkararak kullanaktır; cesaretli birisi
için aslan derken, o kişinin sadece aslan gibi cesur olduğunu ifade etme durumu
buna örnek olabilir.
c) İltizâm:
Sözün, fiziki bir
durumun zihindeki yanısmasını ifade etmek için kullanılması. Kıskançlıktan
benzi sarardı dediğimde karşımdakinin sararıp sararmamasıyla değil utancıyla
ilgi bir anlamı işaret ederken yaptığım şey mecaz değil iltizâm olarak kabul
edilir.
(http://www.aofdestek.net/turk.dili.edebiyati.ders.notlari/60553-eski.turk.edebiyatina.giris.soz.sanatlari.1.sinif.bahar.donemi.html)
*
Edebiyat teriminde delâlet ne demektir?
Söz ya da ifade ile o sözün / ifadenin,
alıcının (okur, muhatap) zihninde hasıl ettiği anlam arasındaki ilgiye verilen ad.
Şöyle de tanımlanabilir: “Herhangi bir
söz, durum ve hareketin belli bir anlam ve hükümle bağlantısını ifade eden bir
kavramdır. Bunların ilkine dâl,
ikincisine medlûl denir.” (Saraç
2000: 82) Kısacası, dâl (gösteren) ile medlûl (gösterilen) arasındaki ilişkiye
delâlet denir.
Mantıkta, bir şeyin bilinmesinden ikinci
bir şeyin anlaşılması ya da hatırlanması gerekliliği anlamında kullanılır.
Tüten bir dumanın ateşe, bir yerdeki insan ayağı izinin, oradan bir kişioğlunun
yürümüş olduğuna, kızaran bir yüzün hayaya delâlet etmesi gibi.
Lâfız
ile mana arasındaki ilgi üç kısma ayrılır: Mutabakat, tazammun ve iltizam.
a) Bir nesneyi veya bir kavramı
ifade etmek üzere kullanılan lafzın o nesnenin bütününe delâlet etmesine
mutabakat denir.‘Arslan’ lafzının, malûm yırtıcı hayvanı göstermesi gibi.
b) Bir lafzın gösterdiği
nesnenin unsurlarından, özelliklerinden bir kısmına işaret etmesi ise tazammun’dur. Bir insanı gösteren
‘arslan’ lafzı ile o hayvanın cesareti ve gücünün kastedilmesi gibi.
c) Bir lafzın, o lafzın
mutabakat yoluyla gösterdiği nesne veya anlam değil de zihnin o nesne ile
ilgili olduğunu varsaydığı bir başka nesne veya anlama delâleti de iltizam adını alır. (Saraç 2000: 83)
Lafız ile anlam arasındaki bu üç türlü
ilişkiden ilki (mutabakat) hakikat,
ikincisi (tazammun) mecaz, üçüncüsü
de (iltizam) kinaye adını alır.
Edebiyat eserlerinde delâletin mantıkî
anlamından da yararlanılmıştır. Peyami Safa’nın Dokuzuncu Hariciye Koğuşu adlı
meşhur romanında Hasta Çocuk’un evlerinin sofasında gördüğü “iki yastık, bir
şişe, bir mendil”in delâletiyle annesinin biraz rahatsızlanıp oraya uzandığını,
bir fenalık geçirdiğini ve ağladığını anlaması buna çok güzel bir örnektir.
(Prof.Dr.Turan Karataş / Edebiyat
Terimleri Sözlüğü)
Test
Test
1.Delalette delalet edilen,gösterilen,işaret edilene ne ad
verilir?
a.dall
b.medlul
c.akli
d.vazi
e.tabi
Cevap anahtarı: 1.B
==================
Kaynaklar:
http://www.samanyoluhaber.com/bilgi/soru/Dellet-Nedir_1070/
http://www.aofdestek.net/turk.dili.edebiyati.ders.notlari/