Edebî Sanatlar
Lastikli söz
Lastikli söz, sözlü veya yazılı bir deyişin tasarlanarak
veya istemeden değişik anlamlara gelmesine yol açan konuşma biçimi.
Genelde anlamlardan biri açık olurken, diğerinin çözümü daha
zordur. Açık olmayan anlam bazen müstehcen olabilir.
Lastikli sözler edebiyatta, sahne performanslarında,
sinemada, müzikte, radyo ve televizyonda kullanılmaktadır.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Lastikli_s%C3%B6z
*
Türkçenin lastikli kelimeleri
Fotoğraftaki Japon kızının gülüşünü çok beğendim. Muzır bir
şekilde gülüyordu. Acaba bizim Türkçemizdeki lastikli kelimelere gülüyor
olabilirmiydi? O gülüşten yola çıkarak tanık olduğum bazı olayları yazmak
istedim. Aslında burada söylenilen cümleler tamamen masumane bir şekilde
söylenmiştir. Söyleyenlerin hiçbirinde art niyet olmadığına eminim.
Tanık olduğum bu olaylara editörlerin onay verip
vermeyeceklerini de bilmeden hoşgörülere sığınarak yazıyorum.
Türkçemizde bir çok lastikli kelimelere rastlayabiliriz.
Bunlar biz farketmeden ağzımızdan çıkabilir. Sonradan belki söylediğimizin
farkına varırız ama iş işten geçmiş olabilir. Karşımızdaki insanlar samimi
arkadaşlarımızsa kelimeleri başka bir manaya çekerek açıkça gülerler,
yabancılarsa herhalde içlerinden tebessüm ederler.
- Çalıştığımız müessesede öğle yemekleri dışarıdan
geliyordu. Ama Hababam sınıfındaki rahmetli Adile Naşit gibi bir hizmetlimiz
vardı. Herşeyi yapan tek hizmetli yani. Biz genelde erkek arkadaşlar erkenden
toplu olarak yemeğe inerdik. Kızlar da ayrı olarak inerlerdi. O gün işlerimizin
gecikmesi nedeniyle bizler yemeğe daha geç inmiştik.
Bize yemek dağıtırken kadıncağız, kızların her zaman yemeğe geç geldiklerini, bugün ise erken yemek yediklerini bize şu şekilde anlattı.
Bize yemek dağıtırken kadıncağız, kızların her zaman yemeğe geç geldiklerini, bugün ise erken yemek yediklerini bize şu şekilde anlattı.
- Kızlar her zaman arkadan yiyorlardı, bugün önden yediler.
...
- Çalıştığımız müessese de hedef kitlemiz, paralı, iyi ve
kaliteli müşterilerdi. Bunun için diğer Bankalardan müşterileri kendi bankamıza
kazandırmak çok önemliydi. Müdür muavinlerimden biri bir gün heyecanla yanıma
geldi. Yeni bir müşteri bulup ön görüşme yaptığını söylüyordu. Yani müşteri
çalıştığı finans kuruluşunu bırakıp artık bizimle çalışacaktı.
- Müdür bey, bir müşteri buldum. Çok iyi. Artık bize
kayacaklar.
- Ben nasıl yani? dedim. Arkadaşım bu kelimede bir pot
kırdığını farketmiş olacak ki hemen düzeltmeye kalktı.
- Yani artık bize akıtacaklar. Yanımdaki diğer arkadaşlarım
hepsi başka bir yere kaçtı.
...
Bulunduğumuz apartmanın garajında düzensiz park nedeniyle
zaman zaman çıkışlar zor olmaktadır. Kapı komşum ise kendi otomobilinin
arkasına başka arabalar park ettiği zaman, samimi olmadığı kişilere haber
göndermek istemiyor. Onun için kendi arabasının arkasına benim arabamı park
etmemi istiyor. Bu isteğini de şu şekilde dile getiriyor.
- Garajda arkama başka biri koymasın. Sadece sen koy.
...
Vergi dairesinde bayan şef, personeline bağırıyor. Nedeni de
önemli bir evrağı kendisine haber vermeden masasının üzerine koymaları.
Kadıncağız da evrakı görmemiş, gecikmeden dolayı Müdürden fırça yemiş.
Elinde evrak bağırıyor.
Elinde evrak bağırıyor.
- Size kaç kere söyledim elime verin diye.
...
Sürçü lisan ettikse af ola....
http://blog.milliyet.com.tr/turkcenin-lastikli-kelimeleri/Blog/?BlogNo=52966
*
Türkçenin lastikli
kelimeleri...(2)
MB ye ilk üye olduğum yıllarda "Türkçenin lastikli
kelimeleri " başlıklı bir blog yazmış ve o blogumda yakından tanık
olduğum bazı dialogları paylaşmıştım. 2007 yılında yazdığım bu blogumun linkini
okumayan arkadaşlarımız için aşağıda vereyim. İsteyenler tıklayıp
okuyabilirler.
http://blog.milliyet.com.tr/turkcenin-lastikli-kelimeleri/Blog/?BlogNo=52966
Bugün mailimi açtığımda ise bir arkadaşım buna benzer
dialogların yer aldığı bir maili benimle paylaşmış. Ben de 5 yıl sonra bu
blogumda benzer dialogları paylaşmak istiyorum. Türkçe'de kullanılan bazı
cümlelerin böylelikle nereye gittiğini hep birlikte görelim.
*
Adam gazeteciye gidiyor.
"Usta bir Sabah ver, bir Akşam ver" diyor.
Gazeteci de;
"Sana günde bir Posta yeter" diyor.
Bu örneği bildikten sonra ben nasıl gönül rahatlığı
ile gazete alabilirim ki?
*
Sonra minibüs şöförü sesleniyor:
"Arkadan vermeyen kaldı mı?"
Ben de;
"Arkadan uzattım, sen önden alamadın mı?"
diyorum.
Böyle bir minibüs şoförü ile kavga etmeden nasıl seyahat
edebilirim ki?
*
Sonra lokantaya gidiyorsun, çorba içmişsin, garson geliyor.
"Arkadan ne alırsınız?"diyor.
Ben de mesela diyorum ki;
"Sen önce önümdekini kaldır, Sonra döner verirsin.
Arkadan kaymak isterim."
Bu garson ile kavga etmeden yemeğimi nasıl yiyebilirim
ki?
******
Bir çift otobüse biniyor, tabii, ki otobüs tıka basa dolu.
Adam arka kapıdan, kadın ise ön kapıdan otobüse binebiliyor. Neyse bilet
verecekler. Kadın arkadaki kocasına bağırıyor.
"Kocacığım ben önden senin için de verdim. Sen
arkadan verme"
*
Bir de internet Cafe var. Müşteri girer içeriye. Yer yoktur.
Bir süre bekledikten sonra cafe sahibine;
"Boşalan var mı?"
"Şimdilik yok ama ilk kalkana sen oturacaksın."
Şimdi ben internet cafe sahibi ile kavga etmeden nasıl
durabilirim ki?
*
Orta yaştaki kadınla genç kız dolmuşa binmişler. Dolmuş
şoförüne para ödeyecekler. Kadın seslenmiş!
"Dur kızım benimki bozuk, ben vereyim."
Kız cevap vermiş;
"Aman teyze, benimki de bozulacak nasıl olsa, ben
vereyim"
*
Erol Işık
http://blog.milliyet.com.tr/turkcenin-lastikli-kelimeleri-2-/Blog/?BlogNo=379710